Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

NAZİLLİ SÜMERBANK VE KATİLLERİ

“Kapitalist sistemde Devlet fabrikası olmaz” sözünün, bu ülkeyi batırmak isteyenler söylemişlerdir. Bunu söyleyenler, Almanya’ya baksınlar. Devletin fabrikalarını zarar ettirip kapattıranlar ve yandaşlarına peşkeş çekenler utansın. Başlık Bir fabrikanın katilimi olur? Sorusunu aklınıza getirebilir. Bir ülkede işsizlik hat safhadaysa ve o ülkede Milletin malı olan fabrikalar kapatılmışsa ve aileler, işleri olmadığından dolayı “bakamayız işimiz yok, korkusuyla, çocuklarını doğmadan kürtajlarla aldırıyorlarsa,” İşte o çocukların katilleri Millete ait fabrikaları kapatanlardır.   Cumhuriyetimizin kuruluşunun hemen 10-15 yıl içerisinde, yurdun dört bir yanında, 650 ye varan fabrika kurulmuş. Bu fabrikalar ulusumuzu ekonomik bağımsızlığa kavuştururken, insanımız da üretmeyi ve başarmayı öğretmiştir. Bunların birisi de Nazilli Sümerbank fabrikasıdır. Nazillimize 1937 yılında, Mustafa Kemal Atatürk ün hediyesidir.   Nazilli Kuvvayı – milliyesi, Demirci Mehmet efesi ve kızanları ile birlikte Nazilli halkının, Yunan işgaline dur deyişlerine, hediyesidir. İleride, ilçe kalkınmasını sağlasın, İl olmasına zemin hazırlasın diye hediyesidir. Bu fabrikamız artık yok…. Onu yenileyip, bakımlarla teknolojik olarak sonraki yıllara taşımayanlara, Siyasi oy ambarı olarak kullanıp çalışmayacak yandaşlarını dolduranlara, Yenilenmeyen makinaları nedeni ile çağın gerisinde ilkel bırakanlara ve fabrikamızı kapatanlara bir çift sözüm var. “Siz değil de Yunan işgali zamanında, Yunan subayları yapsaydı, biliniz ki bu Millet, Yunan subaylarının cezasını verirlerdi. Sizlerin cezanızı vermedilerse, sizleri kendilerinden birisi zannettiler de ondan cezasız kaldınız. Bu Millet, düşmanını hep çizmeli Yunan askeri zannetti. Düşman çizmeyle girmedikten sonrada anladı, düşman olduğunu. Hal bu ki düşman sizlerdiniz. Bu gün Üniversitenin bir yerleşkesi haline getirilen bu kompleksten, mezun olan çocuklarımız acaba hangi fabrikada çalışacaklar? Ülkemizde kapatılan, üretimden uzaklaştırılan, her fabrika, Ulusumuzu zincire vuran bir kilit sanki, ne zaman fark edeceğiz?   Bu şehirde, kapatılan fabrikanın park yapılan alanına, kapatan bakanın adı veriliyor. Ben de diyorum ki, bu ne mantık, başkan? Başkanda diyor ki, Bu alanı bize o bakan 1 TL ye verdi. Onun için adını verdik. Ben yine soruyorum. Belediye ye vermeyecekte o araziyi, o bakan da, Anasına mı tapulayacaktı başkan? Diyorum. Cevap yok.   ADÜ nün İktisadi İdari Bilimler Fakültesinden sonra Nazilliye Sosyal Bilimler Fakültesi açmak için, Hacettepe üniversitesinden Öğretim görevlileri geldi. Zamanın fakülte dekanı ve ne olduğu, mantıken de, cinsiyet olarak ta meçhul şahısları sayesinde açılması engellendi. Memleketin idarecileri seyreylediler, ayakta uyudular. Bir öğretim görevlisinin, kız kardeşinin çalıştığı şirketle anlaşan, Dekanlık makinaların kırılarak hurdaya çıkışına da seyirci kalırken, nostaljik üretimin yapılabileceği makinaların çalınmasına seyirci kalan koca şehir idarecileri ve eşrafı, işsizliğe çare bulamıyorlar artık. ( Hoş, aradıklarından da emin değilim, çünkü kaynakları işsizliğe çare bulmak yerine, gösterişli yatırımlara aktarıyorlar. Lale devri misali.) Sizler işsizliğe çare bulamazsınız efendiler, böyle bir isteğiniz yok sizlerin. Dilenen toplum işinize yarar sizlerin. Ama sizler, beddualısınız. Çünkü, sizler bu şehirde evlendikleri halde, işleri olmadığından dolayı, çocuk yapmayan ailelerin, çocuklarının katilisiniz. Çocukları olmak üzereyken kürtaj yaptıran ailelerin çocuklarının katilisiniz. İşsizlikten Yıkılan yuvaların katilisiniz. İntihar edenlerin katilisiniz. Hasılı bu şehrin geleceğinin katilisiniz. Bu arada hamasi nutuk atmaya devam edenlere ne demeli OTTÜ ile yarışacakmış. O senin dediğin okulla, Ankara belediyesi yarışamıyor efendi. Küçük atta civcivler de yesin, diye bir söz var. Bu şehrin insanı aptal değil. Yeni bir umut bekliyoruz. Vilayet olma söylentileri arttı. İnşallah söylentiler doğru çıkar. Öte yandan, beni asıl ilgilendiren, yeni kaymakamımızın bu konuda hummalı bir çalışma içine girmesidir. Yolun açık olsun kaymakamım. Biz buradayız, hizmetinizde. Bu üzerine ölü toprağı serpilmiş, uyuyan şehir için, işsizliğe çare için, Sümerbank’ın yeniden ihyası için emrinizdeyiz.                           Mehmet Kızılaslan. 2017-04-24            
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2017 - Pazartesi

NAZİLLİ SÜMERBANK VE KATİLLERİ

“Kapitalist sistemde Devlet fabrikası olmaz” sözünün, bu ülkeyi batırmak isteyenler söylemişlerdir. Bunu söyleyenler, Almanya’ya baksınlar. Devletin fabrikalarını zarar ettirip kapattıranlar ve yandaşlarına peşkeş çekenler utansın.

Başlık Bir fabrikanın katilimi olur? Sorusunu aklınıza getirebilir.

Bir ülkede işsizlik hat safhadaysa ve o ülkede Milletin malı olan fabrikalar kapatılmışsa ve aileler, işleri olmadığından dolayı “bakamayız işimiz yok, korkusuyla, çocuklarını doğmadan kürtajlarla aldırıyorlarsa,” İşte o çocukların katilleri Millete ait fabrikaları kapatanlardır.

 

Cumhuriyetimizin kuruluşunun hemen 10-15 yıl içerisinde, yurdun dört bir yanında, 650 ye varan fabrika kurulmuş. Bu fabrikalar ulusumuzu ekonomik bağımsızlığa kavuştururken, insanımız da üretmeyi ve başarmayı öğretmiştir. Bunların birisi de Nazilli Sümerbank fabrikasıdır.

Nazillimize 1937 yılında, Mustafa Kemal Atatürk ün hediyesidir.  

Nazilli Kuvvayı – milliyesi, Demirci Mehmet efesi ve kızanları ile birlikte Nazilli halkının, Yunan işgaline dur deyişlerine, hediyesidir.

İleride, ilçe kalkınmasını sağlasın, İl olmasına zemin hazırlasın diye hediyesidir.

Bu fabrikamız artık yok….

Onu yenileyip, bakımlarla teknolojik olarak sonraki yıllara taşımayanlara,

Siyasi oy ambarı olarak kullanıp çalışmayacak yandaşlarını dolduranlara,

Yenilenmeyen makinaları nedeni ile çağın gerisinde ilkel bırakanlara ve

fabrikamızı kapatanlara bir çift sözüm var. “Siz değil de Yunan işgali zamanında, Yunan subayları yapsaydı, biliniz ki bu Millet, Yunan subaylarının cezasını verirlerdi. Sizlerin cezanızı vermedilerse, sizleri kendilerinden birisi zannettiler de ondan cezasız kaldınız.

Bu Millet, düşmanını hep çizmeli Yunan askeri zannetti. Düşman çizmeyle girmedikten sonrada anladı, düşman olduğunu. Hal bu ki düşman sizlerdiniz.

Bu gün Üniversitenin bir yerleşkesi haline getirilen bu kompleksten, mezun olan çocuklarımız acaba hangi fabrikada çalışacaklar?

Ülkemizde kapatılan, üretimden uzaklaştırılan, her fabrika, Ulusumuzu zincire vuran bir kilit sanki, ne zaman fark edeceğiz?

 

Bu şehirde, kapatılan fabrikanın park yapılan alanına, kapatan bakanın adı veriliyor.

Ben de diyorum ki, bu ne mantık, başkan?

Başkanda diyor ki, Bu alanı bize o bakan 1 TL ye verdi. Onun için adını verdik.

Ben yine soruyorum. Belediye ye vermeyecekte o araziyi, o bakan da, Anasına mı tapulayacaktı başkan? Diyorum. Cevap yok.

 

ADÜ nün İktisadi İdari Bilimler Fakültesinden sonra Nazilliye Sosyal Bilimler Fakültesi açmak için, Hacettepe üniversitesinden Öğretim görevlileri geldi. Zamanın fakülte dekanı ve ne olduğu, mantıken de, cinsiyet olarak ta meçhul şahısları sayesinde açılması engellendi. Memleketin idarecileri seyreylediler, ayakta uyudular.

Bir öğretim görevlisinin, kız kardeşinin çalıştığı şirketle anlaşan, Dekanlık makinaların kırılarak hurdaya çıkışına da seyirci kalırken, nostaljik üretimin yapılabileceği makinaların çalınmasına seyirci kalan koca şehir idarecileri ve eşrafı, işsizliğe çare bulamıyorlar artık. ( Hoş, aradıklarından da emin değilim, çünkü kaynakları işsizliğe çare bulmak yerine, gösterişli yatırımlara aktarıyorlar. Lale devri misali.)

Sizler işsizliğe çare bulamazsınız efendiler, böyle bir isteğiniz yok sizlerin. Dilenen toplum işinize yarar sizlerin. Ama sizler, beddualısınız. Çünkü, sizler bu şehirde evlendikleri halde, işleri olmadığından dolayı, çocuk yapmayan ailelerin, çocuklarının katilisiniz. Çocukları olmak üzereyken kürtaj yaptıran ailelerin çocuklarının katilisiniz. İşsizlikten Yıkılan yuvaların katilisiniz. İntihar edenlerin katilisiniz. Hasılı bu şehrin geleceğinin katilisiniz.

Bu arada hamasi nutuk atmaya devam edenlere ne demeli OTTÜ ile yarışacakmış.

O senin dediğin okulla, Ankara belediyesi yarışamıyor efendi. Küçük atta civcivler de yesin, diye bir söz var. Bu şehrin insanı aptal değil.

Yeni bir umut bekliyoruz. Vilayet olma söylentileri arttı. İnşallah söylentiler doğru çıkar. Öte yandan, beni asıl ilgilendiren, yeni kaymakamımızın bu konuda hummalı bir çalışma içine girmesidir.

Yolun açık olsun kaymakamım. Biz buradayız, hizmetinizde. Bu üzerine ölü toprağı serpilmiş, uyuyan şehir için, işsizliğe çare için, Sümerbank’ın yeniden ihyası için emrinizdeyiz.

                          Mehmet Kızılaslan. 2017-04-24    

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.