Kişilerle uğraşmayacağım diyorum. Takılıp kalıyorum bazen, kızıyorum kendime. Olaylar seni yormasın diyorum. Bir bakmışsın olayların içinde kaybolmuşum.
Sistem senin sorunun diyorum. Sistemle uğraş, kurulu düzen senin sorunun, onunla uğraş diyorum. Uyarıyorum kendimi.
Bazen taa başına kadar gitmek istiyorum ve gittiğimde, isyan edesim geliyor.
Ya Rabbim, ne vardı, Habil ve kabilin gelişmemiş beyinlerine kardeş düşmanlığını sokmasaydın. Onların bu yanlışını örnek almasaydık.
Ne vardı, sana hediyelerinin ikisini de kabul etseydin.
Ne vardı, birisinin diğerini öldürmesine izin vermeseydin.
Ne vardı, sana adadıkları kurban için, birbirlerine düşman olmamalarının öğretseydin. Önemli olanın kardeşlikleri olduğunu beyinlerine soksaydın.
Ne vardı, Adem ile havanın arasına şeytanı sokmasaydın.
O lanet olası şeytanı, insanoğlunun başına bela etmeseydin. Önemli olanın birbirlerine olan aşkları, sevdaları olduğunu soksaydın.
Madem bela ettin insanoğlunun başına şeytanı, bari insanları biraz olsun güçlü kılsaydın, kuvvetli yapsaydın da aralarından atabilselerdi şeytanı.
İşine burnumu sokmak değil amacım, haşa, ama Allah’ım biz bu sınavı kazanamıyoruz, kaybediyoruz.
Gözlerinin önünde onlarca, binlerce, milyonlarca, masum öldürülüyor. Engelleyemiyoruz, Sende bizi sınav etmek uğruna, iyilere yardımcı olmuyorsun, kahroluyoruz.
Ya Rabbim, iyi insanların kaybetmelerine, neden seyirci kalıyorsun?
Allah’ım bizler ipin ucunu kaçırıyoruz, başaramıyoruz.
Hepimiz senin sevgini kazanmak için her türlü pisliği yapıyoruz.
Her türlü düşmanlığı yaratıyoruz.
Her türlü savaşı senin için yapıyoruz.
Dünyayı kan gölüne çeviriyoruz.
Dünyayı cehenneme çeviriyoruz. Ve bunu, senin için yaptığımızı düşünüyoruz.
Düzelt bizi, koru bizi, kurtar bizi, Ya Rab.
Öğretilerine göre bütün suç bizim öyle mi?
Hem, rızkımızı bizleri yaratmadan ayırdığını söylüyoruz. Nedense dün, Güney doğudan kaçıp gelen, Kürt kardeşlerimize kazançlarımıza ortak olacakları için düşman olduk.
Bu günde Suriye’den kaçıp, bize sığınan Müslüman kardeşlerimize, rızkımıza ortak olacaklar diye, düşman oluyoruz.
Ya Rabbim, dün Ebu Cehil güruhunu Müslümanların başına bela ettin. Bu gün, Kapitalist Sistemin canavarlarını bizim başımıza bela ettin.
Hakkından gelemiyoruz Ya Rab. Yardım et bizlere.
Sistemin hâkim sınıfı, onlarca, birbirine düşman gurup oluşturdu. Biz o tuzaklardan çıkamıyoruz. Her gurup diğerini öldürdüğünde, senin için öldürdüğünü söylüyor. Ölen ise, ne gariptir ki şehit olduğunu zannediyor.
Hâkim sınıflar, bu kavgayı düşmanlığı hep körüklüyor. Düşmanlıklar için harcanan paraları, barış, huzur ve refahımız için harcasak dünya cennete dönecek, biliyoruz ama beceremiyoruz.
Ya rabbim bu gün senin üzerinden yazdım yazımı. Bağışla beni. Amacım işine karışmak değildi. Kullarının beyinlerine birazcık, düşmanlıktan doğan zararları göstere bilmekti. Dünyayı cehenneme çevirmenin kendilerine verdiği zararı anlata bilmekti.
Senin bir adının, Barış olduğunu, bir adının, Adalet olduğunu, bir adının, Sabır olduğunu çok iyi biliyorum. Ama bize verdiğin küçük akıllarla; biz ne barışı, ne adaleti, ne de sabır etmeyi becerebildik.
Düşmanlığın tuzağına düştük.
Kadın demiyoruz, çocuk demiyoruz, hamile demiyoruz, özürlü demiyoruz, genç demiyoruz, yaşlı demiyoruz, hunharca öldürüyoruz.
Ne kadar yanlış yaptığımızı göremiyoruz.
Düşmanlıklarımızdan, kimlerin yarar sağladığını anlayamıyoruz.
Bizler, her gün biraz daha bataklara, saplanıyoruz.
San göster, Sen uyar, sen koru, sen yardım et ya Rabbim.
İsyanımı sen Affet ya Rabbim.
Mehmet Kızılaslan 2017-07-08