Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

SESSİZLİK

Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım; Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım. Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı, Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı. Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl... Mehmet Akif Ersoy Sözlüğümüz sessizliği sesin olmaması, sükût olarak tanımlamaktadır. Kimi zaman en çok aranılandır. Söyleyememe, anlatamamadır.Belki de beklenen sözcüklerin duyulamamasıdır. Dilin uyuşarak hissiz oluşudur. Yankının olmamasıdır. Karşıdaki insana erişememektir. Ne sözle ne de davranışla ona dokunamayıştır. Huzur vermekle birlikte rahatsız eden yönü de bulunmaktadır. Yorgunluğu gün yüzüne çıkartabilmektedir. Sesin kısıldığında yaşanılan durumdur sessizlik. İçsel bir hesaplasmayı getirerek, Yaşamdaki sarsıntılardan uzaklaşmadır. Sadece nefes alıp vermenin adıdır. Sessizlik kitap gibidir. Kişilerin içinden konuştuğu zaman dilimidir. Haklıların silahı , haksızların sığınağı olmaktadır. Yasamdan mola almaktır. Bazen bir firardır sessizlik… Ufak bir böceğin ayak seslerinin duyulmasını sağlar bazen... Bir musluğun ucundan lavabonun zeminine düşen bir su damlasının böldüğüdür. Sessizlik bozulurken de şu sözde hatırlanır: “Sana söz verilmeden konuşma! da sesini kesmek anlamıda vardır. Ses beklenen yerden geliyorsa olumlu, sessizlik ise olumsuz bir durum içermektedir. Yasın tutulmaya başlamasıdır. Kendi iç sesinin seni terketmemesidir. Kimi zaman anlayışı getirmektedir, yaşama tutunma çabasının çığlığı, yaşamın isyanıdır sessizlik. Gizemin adıdır. insanın düşünmesini sağlamaktadır ve kendine yönelmesidir. Vücudun, zihnin, ruhun dengesini sağlamaktadır. Konsantrasyon algılamayı kolaylaştırmaktadır. Karar verme aşamasında, önemli bir unsurdur. Mahkemelerde yargıç bunu resmen ister herkesten. Sessizlik gerginliğin ve sıkıcılığın kaynağı olarak görülse de, gerektiğinin bilincinde olmanın, sağlıklı ilişkiler sürdürmek açısından oldukça önemli bir yeri vardır. Sessizlik, insanin kendisini saklamasıdır bazen... Gücü ve etkili dinlemeyi getirmektedir. Bazen sessizlik insanın ani hareket etmesine veya kararlar almasına engel olmaktadır. Sessizlik çağlar boyunca bir çok düşüncenin esin kaynağı olmuştur. Düşüncelerin mayalanmasının ortamıdır sessizlik. İnsanın kendisine götüren bir yoldur sessizlik. hayal gücün, zenginleştiren unsurdur. İçinde kimi zaman boğulur insan. Yalnız olduğunu hatırlatır insana. Kendisiyle en iyi yüzleşebileceği zamandır. Yaptığınız hatanın bedelinin farkında olmayı getirmektedir. Kalabalık ve insanların birbirini tanıdığı ortamda tedirginliğe sıkıntıya sebep olmaktadır. Söz bittiğinde geriye kalandır. Sessizlik geçmise uzanan köprü gibidir. Sadece söyleneni icermemektedir. Söylenmeyeni de kuşatmaktadır. Sessiz kalmak sessiz olmak demek anlamına gelmemektedir. Sessizlik, şikayete değmeyecek konular hakkında konuşmamayı getirmektedir ve gereksiz konusmayı da hatırlatmaktadır. Sessizlik keskin bir yaşama duygusu vermektedir. Bir durum saptaması yapmayı, yer belirleme, bir iç birlik sağlamayı , zor bir kararı uygulamada ilk adımı atmayı sağlayan bir vazgeçme anıdır. “Yanlışı söylesem ipler tamamen kopar” düşüncesi sessizliğe davetiye çıkartabilmektedir. Sessiz kalmak rıza göstermek değildir. Sessizlik faillere cesaret verebilmektedir. Unutmak ve bitirmek de değildir. Kimi zaman çok ihtiyac duyulan, kimi zamansa çıldırtandır. Bir kaçış değildir sessizlik, bir bakıştan çok daha fazlasını getirmektedir. Sessiz çığlıkların bir adım ötesine geçmedir. Bir ortamda sessizliğin oluşu insanların konuşacak konu bulunmaması ya da konuya dahil olamamasından kaynaklanmaktadır. “Söz gümüşse, sükut altındır” denmektedir. Bu sözde ise, sessizliğin bazen daha yararlı olduğuna dikkat çekilmektedir. “Sükut ikrardan gelir” ise toplumsal gerçekçi bir sözdür. Olup biteni anlamayı öğrenmeyi getirmektedir. Bazen insanlar ses çıkarmak yerine sessiz kaldıklarında aslında avaz avaz bağırmaları gereken bir duruma rıza göstermiş sayılırlar. Bu anlamda essizlik nötr bir tavır sayılarak haksızın yanında yer almanın da adıdır. Sessizlik haksızlık karşında ezilmeye neden olmaktadır. Haksızlık karşısında sessizlik bozarak ve ses sonuna kadar yükseltilmelidir. ilk bozulması gereken durumdur. Sessiz kalmak suça ortak olmayı getirmektedir. Açıdan geriye kalan boşluğu da getirmektedir. Yakılmış bir ormanın sessizliği bombalanmış okulun sessizligi üzücüdür. Bu sessizliğin sakladığı adaletsizliği ortaya çıkarmak için sessizliğin bozulması gerekmektedir. Bu nedenle savaşlara ve zulme karşı çıkmak gerekmektedir. Sessizlik, bir miktar pasifizm içermektedir. Sessizliğin temel sebepleri korku, susturma, sindirme politikasından kaynaklanmaktadır. Doğru; ama aynı zamanda gelecekteki bir eyleme de haber verebilmektedir. Fırtınadan önceki sessizlik, sosyal patlamadan önceki sessizlik gibidir. Bazen suçu kabulleniştir.. Baskıya direniş aracı olabilmektedir. Sessizlik bağlamına bağlı olarak akıl süzgecinde farklı anlamlar yüklenilmektedir.  
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2018 - Cuma

SESSİZLİK

Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;

Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.

Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,

Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.

Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...

Mehmet Akif Ersoy

Sözlüğümüz sessizliği sesin olmaması, sükût olarak tanımlamaktadır. Kimi zaman en çok aranılandır. Söyleyememe, anlatamamadır.Belki de beklenen sözcüklerin duyulamamasıdır. Dilin uyuşarak hissiz oluşudur.

Yankının olmamasıdır. Karşıdaki insana erişememektir. Ne sözle ne de davranışla ona dokunamayıştır.

Huzur vermekle birlikte rahatsız eden yönü de bulunmaktadır. Yorgunluğu gün yüzüne çıkartabilmektedir.

Sesin kısıldığında yaşanılan durumdur sessizlik. İçsel bir hesaplasmayı getirerek, Yaşamdaki sarsıntılardan uzaklaşmadır.

Sadece nefes alıp vermenin adıdır. Sessizlik kitap gibidir. Kişilerin içinden konuştuğu zaman dilimidir. Haklıların silahı , haksızların sığınağı olmaktadır.

Yasamdan mola almaktır. Bazen bir firardır sessizlik… Ufak bir böceğin ayak seslerinin duyulmasını sağlar bazen...

Bir musluğun ucundan lavabonun zeminine düşen bir su damlasının böldüğüdür. Sessizlik bozulurken de şu sözde hatırlanır: “Sana söz verilmeden konuşma! da sesini kesmek anlamıda vardır.

Ses beklenen yerden geliyorsa olumlu, sessizlik ise olumsuz bir durum içermektedir. Yasın tutulmaya başlamasıdır.

Kendi iç sesinin seni terketmemesidir. Kimi zaman anlayışı getirmektedir, yaşama tutunma çabasının çığlığı, yaşamın isyanıdır sessizlik.

Gizemin adıdır. insanın düşünmesini sağlamaktadır ve kendine yönelmesidir. Vücudun, zihnin, ruhun dengesini sağlamaktadır.

Konsantrasyon algılamayı kolaylaştırmaktadır. Karar verme aşamasında, önemli bir unsurdur. Mahkemelerde yargıç bunu resmen ister herkesten.

Sessizlik gerginliğin ve sıkıcılığın kaynağı olarak görülse de, gerektiğinin bilincinde olmanın, sağlıklı ilişkiler sürdürmek açısından oldukça önemli bir yeri vardır.

Sessizlik, insanin kendisini saklamasıdır bazen... Gücü ve etkili dinlemeyi getirmektedir. Bazen sessizlik insanın ani hareket etmesine veya kararlar almasına engel olmaktadır. Sessizlik çağlar boyunca bir çok düşüncenin esin kaynağı olmuştur.

Düşüncelerin mayalanmasının ortamıdır sessizlik. İnsanın kendisine götüren bir yoldur sessizlik. hayal gücün, zenginleştiren unsurdur.

İçinde kimi zaman boğulur insan. Yalnız olduğunu hatırlatır insana. Kendisiyle en iyi yüzleşebileceği zamandır. Yaptığınız hatanın bedelinin farkında olmayı getirmektedir.

Kalabalık ve insanların birbirini tanıdığı ortamda tedirginliğe sıkıntıya sebep olmaktadır. Söz bittiğinde geriye kalandır.

Sessizlik geçmise uzanan köprü gibidir. Sadece söyleneni icermemektedir. Söylenmeyeni de kuşatmaktadır.

Sessiz kalmak sessiz olmak demek anlamına gelmemektedir. Sessizlik, şikayete değmeyecek konular hakkında konuşmamayı getirmektedir ve gereksiz konusmayı da hatırlatmaktadır.

Sessizlik keskin bir yaşama duygusu vermektedir. Bir durum saptaması yapmayı, yer belirleme, bir iç birlik sağlamayı , zor bir kararı uygulamada ilk adımı atmayı sağlayan bir vazgeçme anıdır.

“Yanlışı söylesem ipler tamamen kopar” düşüncesi sessizliğe davetiye çıkartabilmektedir. Sessiz kalmak rıza göstermek değildir. Sessizlik faillere cesaret verebilmektedir.

Unutmak ve bitirmek de değildir. Kimi zaman çok ihtiyac duyulan, kimi zamansa çıldırtandır.

Bir kaçış değildir sessizlik, bir bakıştan çok daha fazlasını getirmektedir. Sessiz çığlıkların bir adım ötesine geçmedir.

Bir ortamda sessizliğin oluşu insanların konuşacak konu bulunmaması ya da konuya dahil olamamasından kaynaklanmaktadır.

“Söz gümüşse, sükut altındır” denmektedir. Bu sözde ise, sessizliğin bazen daha yararlı olduğuna dikkat çekilmektedir.

“Sükut ikrardan gelir” ise toplumsal gerçekçi bir sözdür. Olup biteni anlamayı öğrenmeyi getirmektedir.

Bazen insanlar ses çıkarmak yerine sessiz kaldıklarında aslında avaz avaz bağırmaları gereken bir duruma rıza göstermiş sayılırlar. Bu anlamda essizlik nötr bir tavır sayılarak haksızın yanında yer almanın da adıdır.

Sessizlik haksızlık karşında ezilmeye neden olmaktadır. Haksızlık karşısında sessizlik bozarak ve ses sonuna kadar yükseltilmelidir. ilk bozulması gereken durumdur.

Sessiz kalmak suça ortak olmayı getirmektedir. Açıdan geriye kalan boşluğu da getirmektedir.

Yakılmış bir ormanın sessizliği bombalanmış okulun sessizligi üzücüdür. Bu sessizliğin sakladığı adaletsizliği ortaya çıkarmak için sessizliğin bozulması gerekmektedir. Bu nedenle savaşlara ve zulme karşı çıkmak gerekmektedir.

Sessizlik, bir miktar pasifizm içermektedir. Sessizliğin temel sebepleri korku, susturma, sindirme politikasından kaynaklanmaktadır. Doğru; ama aynı zamanda gelecekteki bir eyleme de haber verebilmektedir.

Fırtınadan önceki sessizlik, sosyal patlamadan önceki sessizlik gibidir. Bazen suçu kabulleniştir..

Baskıya direniş aracı olabilmektedir. Sessizlik bağlamına bağlı olarak akıl süzgecinde farklı anlamlar yüklenilmektedir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

15
Kasım
25
Ekim
16
Ekim
03
Ekim
26
Eylül
20
Eylül
13
Eylül
23
Ağustos
30
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.