Mustafa KÜPÇÜ
Köşe Yazarı
Mustafa KÜPÇÜ
 

SARAY KÜLTÜRÜNDE HAK ARAMAK! (1)

      Çok merak edilen, tartışılan ama büyük çoğunluğun gerçek yanıtını bulamadığı bir sorudur;   Osmanlı, ne zaman, nasıl çöktü?  Tıpkı, inandığını söylediği Kur’an’ı Kerim’i okumayan, ya da Arapça ezberleyip, Ayetlerde ne anlatıldığını bilmeyenler gibi, Osmanlı tarihini incelemeden, kulaktan duydukları ile “önyargılar” oluşturanlara bakarsanız; “Osmanlı’yı Atatürk yıktı!”   Oysa, Osmanlı’nın gerçek yıkılışı, 1881 “Muharrem Kararnamesi” ile başlamış, Almanya’nın yanında 1. Dünya Savaşı’na katılmasıyla tamamlanmıştır!   Osmanlı Devleti, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çok yönlü nitelikleri olan başarılı Padişahlarından sonra, 16. Yüzyıldan itibaren kan kaybetmeye başladı.  Çünkü; Padişahların çoğu “Saray yaşamı” içinde keyif sürerken, Osmanlı Devleti’nin altının nasıl oyulduğunu göremediler!   Bu dönemde, artık “fetihler” yoluyla yeni topraklar kazanılamıyor, savaş ganimetleri ve vergiler alınamıyordu!   Avrupa devletleri, “Bilim ve Teknolojide” hızla ilerliyor, yeni buluşlar yapılıyordu. Osmanlı’da ise bilim adamları itilip kakılıyor hatta idam ediliyordu!   Ekonomi, “Kapitülasyonlar-Ticari imtiyazlar” ile yabancı ülkelere bırakılmıştı.   “Osmanlı” adını taşıyan banka bile, Osmanlı’ya ait değildi.   Avrupa devletleri güçlenmiş ve Osmanlı’nın topraklarını geri almaya başlamışlardı.   Bu koşullar altında Osmanlı Maliyesi süratle çöküyordu.   İlk kez 1854’de “Kırım Savaşı” sırasında yabancı ülkelerden dış borç alınmaya başlandı. Sonra, uyuşturucuya alışmış beden gibi, her yıl sürekli yeni borçlar alındı.  Yüksek faizle alınan borçlar, ülkeyi kalkındırmak için değil, yeni saraylar, Kasırlar ve Boğaza nazır Köşkler için harcanıyordu!   Dolmabahçe, Çırağan Sarayları, borç paralarla yapıldı! Yalnızca Çırağan Sarayı için 2.5 milyon altın harcandı!   Abdülmecid, kızları Münire ve Cemile Sultanlar için “Çifte Sarayları” kız kardeşi için de “Adile Sultan Sarayı” nı yaptırdı.   Abdülaziz, Beylerbeyi Sarayı’nı yaptırdı.   “Kasırlar” da aynı borç yükü altında yaptırıldı!  Maslak Kasrı, Ihlamur Kasrı, Beykoz Kasrı, Küçüksu Kasrı, Çift Kasır hep bu borç döneminde yapıldı!  2. Abdülhamit, Yıldız Sarayı’nın onarımını ve yeni ek binalarını yaptırdı. Sonra, Hatice Sultan Yalısı’nı inşa ettirdi.  Osmanlı Devlet Adamları yani Padişah oluru ile “Paşa” yapılanlar da Boğaz kıyılarında köşklerini yine bu dönemde yaptırdılar!   “İmam-Cemaat” misali!   Sonra ne oldu?  Osmanlı artık ne borç ne de borç taksitlerini ödeyemez hale geldi.    2. Abdülhamit, 1881’de “Muharrem Kararnamesi” ile Osmanlı borçlarını tahsil etme yetkisine sahip olan “Duyun-u Umumiye İdaresi” nin kurulmasını onayladı.  Duyun-u Umumiye İdaresi, Osmanlı’nın tüm vergilerine ve işletmelerine el koydu, sattı savdı.   “Yaprak-Tütün ve Müskirat(İçki) işletmesini REJİ adlı yabancı bir ortaklığa teslim etti. Reji İdaresi, 2. Abdülhamit’ten aldığı imtiyazla KOLCU kuvveti kurdu ve sözünü dinlemeyen 20 binin üzerinde Türk tütün köylüsünün canını aldı!.. (Merak eden bu acı gerçeği internet ortamından bile öğrenebilir.)   “ÇÖKERTME” türküsü bu ahlaksız tecavüze yönelik bir ağıttır!   Sonra, Osmanlı Padişahı ve İttihat ve Terakki, Almanya’nın tuzağına düştü!    “Orduyu eğitme” gerekçesiyle gelen Alman paşalar, Osmanlı’yı yeni borçlara sokarak, Alman Krupp firmasının modern silahlarıyla donattılar! Ve, Osmanlı’yı ilk “Paylaşım Savaşı” 1. Dünya Savaşı’na soktular!   Osmanlı, Almanlarla birlikte yenildi ve SEVR Antlaşması ile toprakları işgal edildi.   Ve, tarih sahnesine Mustafa Kemal çıktı…                                                        ( Gelecek yazımızda devam edeceğiz)      
Ekleme Tarihi: 14 Nisan 2024 - Pazar

SARAY KÜLTÜRÜNDE HAK ARAMAK! (1)

 

 

 

Çok merak edilen, tartışılan ama büyük çoğunluğun gerçek yanıtını bulamadığı bir sorudur;  

Osmanlı, ne zaman, nasıl çöktü? 

Tıpkı, inandığını söylediği Kur’an’ı Kerim’i okumayan, ya da Arapça ezberleyip, Ayetlerde ne anlatıldığını bilmeyenler gibi, Osmanlı tarihini incelemeden, kulaktan duydukları ile “önyargılar” oluşturanlara bakarsanız; “Osmanlı’yı Atatürk yıktı!”  

Oysa, Osmanlı’nın gerçek yıkılışı, 1881 “Muharrem Kararnamesi” ile başlamış, Almanya’nın yanında 1. Dünya Savaşı’na katılmasıyla tamamlanmıştır!  

Osmanlı Devleti, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çok yönlü nitelikleri olan başarılı Padişahlarından sonra, 16. Yüzyıldan itibaren kan kaybetmeye başladı. 

Çünkü; Padişahların çoğu “Saray yaşamı” içinde keyif sürerken, Osmanlı Devleti’nin altının nasıl oyulduğunu göremediler!  

Bu dönemde, artık “fetihler” yoluyla yeni topraklar kazanılamıyor, savaş ganimetleri ve vergiler alınamıyordu!  

Avrupa devletleri, “Bilim ve Teknolojide” hızla ilerliyor, yeni buluşlar yapılıyordu. Osmanlı’da ise bilim adamları itilip kakılıyor hatta idam ediliyordu!  

Ekonomi, “Kapitülasyonlar-Ticari imtiyazlar” ile yabancı ülkelere bırakılmıştı.  

“Osmanlı” adını taşıyan banka bile, Osmanlı’ya ait değildi.  

Avrupa devletleri güçlenmiş ve Osmanlı’nın topraklarını geri almaya başlamışlardı.  
Bu koşullar altında Osmanlı Maliyesi süratle çöküyordu.  

İlk kez 1854’de “Kırım Savaşı” sırasında yabancı ülkelerden dış borç alınmaya başlandı. Sonra, uyuşturucuya alışmış beden gibi, her yıl sürekli yeni borçlar alındı. 

Yüksek faizle alınan borçlar, ülkeyi kalkındırmak için değil, yeni saraylar, Kasırlar ve Boğaza nazır Köşkler için harcanıyordu!  

Dolmabahçe, Çırağan Sarayları, borç paralarla yapıldı! Yalnızca Çırağan Sarayı için 2.5 milyon altın harcandı!  

Abdülmecid, kızları Münire ve Cemile Sultanlar için “Çifte Sarayları” kız kardeşi için de “Adile Sultan Sarayı” nı yaptırdı.  

Abdülaziz, Beylerbeyi Sarayı’nı yaptırdı.  

“Kasırlar” da aynı borç yükü altında yaptırıldı! 

Maslak Kasrı, Ihlamur Kasrı, Beykoz Kasrı, Küçüksu Kasrı, Çift Kasır hep bu borç döneminde yapıldı! 

2. Abdülhamit, Yıldız Sarayı’nın onarımını ve yeni ek binalarını yaptırdı. Sonra, Hatice Sultan Yalısı’nı inşa ettirdi. 

Osmanlı Devlet Adamları yani Padişah oluru ile “Paşa” yapılanlar da Boğaz kıyılarında köşklerini yine bu dönemde yaptırdılar!  

“İmam-Cemaat” misali!  

Sonra ne oldu? 

Osmanlı artık ne borç ne de borç taksitlerini ödeyemez hale geldi. 

  2. Abdülhamit, 1881’de “Muharrem Kararnamesi” ile Osmanlı borçlarını tahsil etme yetkisine sahip olan “Duyun-u Umumiye İdaresi” nin kurulmasını onayladı. 

Duyun-u Umumiye İdaresi, Osmanlı’nın tüm vergilerine ve işletmelerine el koydu, sattı savdı.  

“Yaprak-Tütün ve Müskirat(İçki) işletmesini REJİ adlı yabancı bir ortaklığa teslim etti. Reji İdaresi, 2. Abdülhamit’ten aldığı imtiyazla KOLCU kuvveti kurdu ve sözünü dinlemeyen 20 binin üzerinde Türk tütün köylüsünün canını aldı!.. (Merak eden bu acı gerçeği internet ortamından bile öğrenebilir.)  

“ÇÖKERTME” türküsü bu ahlaksız tecavüze yönelik bir ağıttır!  

Sonra, Osmanlı Padişahı ve İttihat ve Terakki, Almanya’nın tuzağına düştü!  

 “Orduyu eğitme” gerekçesiyle gelen Alman paşalar, Osmanlı’yı yeni borçlara sokarak, Alman Krupp firmasının modern silahlarıyla donattılar! Ve, Osmanlı’yı ilk “Paylaşım Savaşı” 1. Dünya Savaşı’na soktular!  

Osmanlı, Almanlarla birlikte yenildi ve SEVR Antlaşması ile toprakları işgal edildi.  

Ve, tarih sahnesine Mustafa Kemal çıktı… 

                                                      ( Gelecek yazımızda devam edeceğiz)  

 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.