MUSTAFA ŞİMŞEK
Köşe Yazarı
MUSTAFA ŞİMŞEK
 

Sevmenin Bedeli: Hizmetin Yüceliği

“Beni sevmek zordur,” dedi adam, derin bir içtenlikle.   Karşısındaki, ona sevgi dolu gözlerle bakan bir gülümsemeyle yanıtladı: “Seni çok seviyorum. Emin misin?”   Adam, bu yanıt karşısında şaşırmıştı. “Ne demek istediğini anlamadım,” dedi. Ama devam etti, kararlı bir sesle: “Beni sevmek için yalnızca doğru olmak yetmez; dosdoğru olmalısın. Karşılıksız, menfaatsiz, katışıksız seveceksin.”   Bu sırada, karşısındaki derin bir düşünceye daldı. “Hiçbir konuda insanları, hayvanları hatta bitkileri bile aldatmayacaksın. Aldatan bizden değildir. Yalan söylemeyecek, çalmayacak, başkalarına el açmayacaksın. Hakkın olmayan hiçbir şeyi istemeyecek, kabul etmeyeceksin.”   Adamın sözleri havada asılı kaldı. Her kelime, bir ağırlık taşıyor, düşünceleri sarmalayıp yeni ufuklara açıyordu. “Senin için helal olan tek şey, çalışarak elde ettiklerindir. Elinden geleni yapacak, sonra sabredeceksin.”   Bu noktada, karşısındaki gözlerini sıktı. Çünkü sevgi, yalnızca bir duygu değil; derin bir sorumluluktu. “Kazandıklarında fakirin hakkı vardır, geciktirmeden paylaşacaksın. Alan el değil, veren el olacaksın. Cimri değil cömert olacaksın,” diyerek sözlerine devam etti.   Her cümle, bir sınav gibiydi. “Etrafındaki insanlar senden emin olmalı; malına, mülküne, evlatlarına güvenmeyeceksin. En çok hakkı olan, seni yaratan olmalı. O’na güvenmeli, başkalarından bir şey istememelisin.”   Zaman ilerledikçe, adamın sesi daha kararlı ve Kesindi. “Hiçbir iyilikten karşılık beklemeyeceksin. Aileni kimseye muhtaç etmeden mutlu etmeye çalışacak, komşularının hakkını gözeterek onlarla iyi geçineceksin.”   Tüm bu öğütler, insanlığa dair bir rehberlik ediyordu. Her cümle, toplumsal bir yapı inşa ediyor, sevginin yalnızca bir duygu olmadığını, ama bir yaşam biçimi olduğunu vurguluyordu.   “İnsana karşı insanca davranışları övecek, hataları eleştireceksin. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının değerini bileceksin. Çünkü insanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.”   Sözlerinin etkisi, kelimelerin ağırlığıyla daha da derinleşti. “Kendi hayatını kolaylaştırdığın gibi, başkalarının hayatını da kolaylaştıracaksın.”   Bu sözler, çok uzak diyarlardan yankılanıyordu. Meraklı kalabalıklar, onun bu derin hikmetlerini duymak için bir araya gelmişti. Şehrin meydanında, insanların toplandığı bir yere yöneldiler. Kalabalıkta, aradıkları o özel kişiyi bulamayınca hayal kırıklığına uğradılar.   Ama bir adam, elinde sürahi ile su dağıtıyordu. Gözlerindeki sevgi, kalabalığın arasındaki en değerli hazinedi. Yabancı grup, ona yaklaşıp sordu: “Bu kalabalığın içinde peygamber olan Muhammed hangisi?”   Su dağıtan gülümsedi ve yanıtladı: “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok hizmet edendir.”   İşte sevmenin ve hizmet etmenin gerçek bedeli budur: Kendini başkalarına adamak, karşılıksız bir sevgiyle yaşamak. Bu, sadece bir duygu değil, bir hayat felsefesidir. Sevgi, yalnızca kalpte değil, eylemlerde de var olmalıdır.   Mustafa ŞİMŞEK    
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2024 - Perşembe

Sevmenin Bedeli: Hizmetin Yüceliği

“Beni sevmek zordur,” dedi adam, derin bir içtenlikle.
 
Karşısındaki, ona sevgi dolu gözlerle bakan bir gülümsemeyle yanıtladı: “Seni çok seviyorum. Emin misin?”
 
Adam, bu yanıt karşısında şaşırmıştı. “Ne demek istediğini anlamadım,” dedi. Ama devam etti, kararlı bir sesle: “Beni sevmek için yalnızca doğru olmak yetmez; dosdoğru olmalısın. Karşılıksız, menfaatsiz, katışıksız seveceksin.”
 
Bu sırada, karşısındaki derin bir düşünceye daldı. “Hiçbir konuda insanları, hayvanları hatta bitkileri bile aldatmayacaksın. Aldatan bizden değildir. Yalan söylemeyecek, çalmayacak, başkalarına el açmayacaksın. Hakkın olmayan hiçbir şeyi istemeyecek, kabul etmeyeceksin.”
 
Adamın sözleri havada asılı kaldı. Her kelime, bir ağırlık taşıyor, düşünceleri sarmalayıp yeni ufuklara açıyordu. “Senin için helal olan tek şey, çalışarak elde ettiklerindir. Elinden geleni yapacak, sonra sabredeceksin.”
 
Bu noktada, karşısındaki gözlerini sıktı. Çünkü sevgi, yalnızca bir duygu değil; derin bir sorumluluktu. “Kazandıklarında fakirin hakkı vardır, geciktirmeden paylaşacaksın. Alan el değil, veren el olacaksın. Cimri değil cömert olacaksın,” diyerek sözlerine devam etti.
 
Her cümle, bir sınav gibiydi. “Etrafındaki insanlar senden emin olmalı; malına, mülküne, evlatlarına güvenmeyeceksin. En çok hakkı olan, seni yaratan olmalı. O’na güvenmeli, başkalarından bir şey istememelisin.”
 
Zaman ilerledikçe, adamın sesi daha kararlı ve Kesindi. “Hiçbir iyilikten karşılık beklemeyeceksin. Aileni kimseye muhtaç etmeden mutlu etmeye çalışacak, komşularının hakkını gözeterek onlarla iyi geçineceksin.”
 
Tüm bu öğütler, insanlığa dair bir rehberlik ediyordu. Her cümle, toplumsal bir yapı inşa ediyor, sevginin yalnızca bir duygu olmadığını, ama bir yaşam biçimi olduğunu vurguluyordu.
 
“İnsana karşı insanca davranışları övecek, hataları eleştireceksin. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının değerini bileceksin. Çünkü insanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.”
 
Sözlerinin etkisi, kelimelerin ağırlığıyla daha da derinleşti. “Kendi hayatını kolaylaştırdığın gibi, başkalarının hayatını da kolaylaştıracaksın.”
 
Bu sözler, çok uzak diyarlardan yankılanıyordu. Meraklı kalabalıklar, onun bu derin hikmetlerini duymak için bir araya gelmişti. Şehrin meydanında, insanların toplandığı bir yere yöneldiler. Kalabalıkta, aradıkları o özel kişiyi bulamayınca hayal kırıklığına uğradılar.
 
Ama bir adam, elinde sürahi ile su dağıtıyordu. Gözlerindeki sevgi, kalabalığın arasındaki en değerli hazinedi. Yabancı grup, ona yaklaşıp sordu: “Bu kalabalığın içinde peygamber olan Muhammed hangisi?”
 
Su dağıtan gülümsedi ve yanıtladı: “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok hizmet edendir.”
 
İşte sevmenin ve hizmet etmenin gerçek bedeli budur: Kendini başkalarına adamak, karşılıksız bir sevgiyle yaşamak. Bu, sadece bir duygu değil, bir hayat felsefesidir. Sevgi, yalnızca kalpte değil, eylemlerde de var olmalıdır.
 
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
By zararlı
(21.09.2024 11:21 - #179)
Sevmenin Bedeli: Gerçekten Bu Kadar Zor Mu? "Sevmenin bedeli var mıdır?" sorusu, çoğumuzun zaman zaman kendine sorduğu bir sorudur. Peki, birini sevmek ne kadar zor olabilir? Aşkla dolup taşan kalbinizden başka bir şey mi istenebilir? Belki de sevgi, sadece hissedilen değil, yaşanan bir hakikattir. İşte bu yazı, tam da bu noktaya dokunuyor. Karşısındakine derin bir aşkla bakan kişi, "Seni çok seviyorum," demişti. Basit bir itiraf gibi görünen bu söz, aslında yılların imtihanını içinde barındırıyordu. Oysa adam, sevginin bedelini anlatırken, "Beni sevmek zordur," diyerek başlamıştı söze. Ne kadar basit bir cümle gibi duruyor değil mi? Ama arkasında yatan anlamlar, aslında hayatın tüm sorumluluklarını, doğrulukları ve dürüstlükleri içinde barındırıyordu. Sevmenin sadece bir kişiyi sevmek olmadığını, tüm insanlığı sevmek, doğayı sevmek, hayvanları ve hatta kendini sevmek olduğunu ortaya koyuyordu. Adamın anlattıkları, bize modern çağın kaybettiği birçok değeri hatırlatıyordu. Dürüstlük, menfaatlerden arınmış bir sevgi, aldatmamak ve yalan söylememek… Sevmek, sadece duygusal bir bağ değil, yaşanan bir gerçeklikti. Bu sorumluluğu üstlenmek ise belki de dünyanın en zor işiydi. Etrafımızdaki her şey hızla akıp giderken, kimseye muhtaç olmadan, helalinden kazanmak ve başkalarına iyilikte bulunmak ne kadar da uzak bir hayal gibi geliyor değil mi? Oysa sevginin gerçek bedeli buydu. Sadece almak değil, vermek, karşılık beklemeden sunmaktı. Bu köşe yazısı, aslında sevmenin derinliklerinde yatan sorumlulukları, adaletli ve dürüst bir yaşamı bize hatırlatıyor. Sevmenin bir bedeli varsa, bu bedel, insanlığa olan borcumuzdur. Sevgi sadece bir duygu değil, bir yaşam biçimidir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Fındık
(21.09.2024 12:48 - #181)
Herşey dürüst olmak la başlar sonra vicdan ve merhamet ile devam ederse herşey çok daha güzel olur
xarali Teşekkür ederim üstadım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Recep Yiğit
(21.09.2024 18:01 - #182)
Çok etkileyici. Tebrik ederim Mustafa Bey
https://aridostu.com/ Teşekkür Edereyim hocam
zarali Teşekkür ederim! Güzel sözleriniz için çok sağ olun Müdürüm.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.