MUSTAFA ŞİMŞEK
Köşe Yazarı
MUSTAFA ŞİMŞEK
 

EN İYİ BEN YENİLİRİM..

Dosta, düşmana, aşka… Her birine mağlup düştüm. Ama en güzel yenilgileri ben yaşarım. Çünkü benim kayıplarım bile bir şiirin en dokunaklı mısrası, bir sevdanın en narin sancısı, bir hayatın en gerçek yüzüdür.   Biri gelir, ömrümüzün ortasına keskin bir makas indirir. Ve biz, hikâyemizin o kısmını söküp atarız. Oysa bilmeyiz ki, insan bazen eksildikçe tamamlanır. Eksildikçe anlar neyin gerçekten kıymetli olduğunu. Sahip olduklarımız değil, eksildiklerimiz öğretir bize gerçeği.   Kim istemez saadeti? Ama peki ya kedere var mısın? Çünkü mutluluğun en derin kuytularında saklıdır bazen en ağır hüzünler. Ve hüznün koynunda filizlenir en saf umutlar…   Özlemim sanadır. Varsın kar yağsın, hem de şiddetle yağsın, seni arındırıncaya dek. Çünkü bazı hisler, bazı insanlar, bazı hatıralar ancak beyazın suskunluğunda paklanır. Uzaklara savruldum, çünkü bazen insan kaybolarak bulunur. Ama unutma bayım, uzaklar sana erişmez, sen uzaklara yürürsün. Ve bil ki, uzaklar da aşktan anlar!   Zaman her şeyi örter, ama kaçırılan ihtimallerin izi asla silinmez. İnsan durmaksızın düşünür, “Başka bir ihtimal mümkün müydü?” diye. İşte bu yüzden, en büyük pişmanlıklarımız, en derin öğretilerimize dönüşür.   Haykırmak istediğim çok şey var. Ama büyük yıkımlar eğip bükmez beni. Eğer kelimeler kifayetsizse, eğer anlatamıyorsak, ben giderim. Bahçenin sessiz serinliğine sığınırım, yaprakların fısıltısına karışırım. Ve orada, ağıtların arasında uyuyakalırım. Ne zarif bir çöküş olurdu bu, ne muazzam bir teslimiyet…   Kelimeler, albayım, kelimeler… Bazı anlamlara yetişemez. Çünkü ayrılık da sevdaya dâhil. Çünkü ayrılanlar hâlâ bir bütün! Ve ne denli yalnızız bu hengâmeli panayırda… Sevgimiz, durmadan bir taşı yontar. Sevgilim, aşk da zamana uyumlanır ve kendisine parıltılı bir yalan bulur.   Kırgınım. Saçılmış bir nar tanesi gibi… Sessizce akan bir suyum geceden.   Git dersen giderim, kal dersen kalırım. Ama bil ki, giden de benim, kalan da…   Seni düşünmek güzel şey, umut dolu şey… Dünyanın en latif sesinden dökülen en büyülü ezgiyi dinlemek gibi. Ama artık yetmiyor umut. Ben artık ezgi dinlemek değil, ezgi olmak istiyorum!   Bu yazı, yalnızca kelimelerden ibaret değil; bir ruhun, bir kalbin, bir yaşamın yankısı…                                                                                                                                                                                                               Mustafa ŞİMŞEK
Ekleme Tarihi: 18 February 2025 - Tuesday

EN İYİ BEN YENİLİRİM..

Dosta, düşmana, aşka… Her birine mağlup düştüm. Ama en güzel yenilgileri ben yaşarım. Çünkü benim kayıplarım bile bir şiirin en dokunaklı mısrası, bir sevdanın en narin sancısı, bir hayatın en gerçek yüzüdür.  

Biri gelir, ömrümüzün ortasına keskin bir makas indirir. Ve biz, hikâyemizin o kısmını söküp atarız. Oysa bilmeyiz ki, insan bazen eksildikçe tamamlanır. Eksildikçe anlar neyin gerçekten kıymetli olduğunu. Sahip olduklarımız değil, eksildiklerimiz öğretir bize gerçeği.  

Kim istemez saadeti? Ama peki ya kedere var mısın? Çünkü mutluluğun en derin kuytularında saklıdır bazen en ağır hüzünler. Ve hüznün koynunda filizlenir en saf umutlar…  

Özlemim sanadır. Varsın kar yağsın, hem de şiddetle yağsın, seni arındırıncaya dek. Çünkü bazı hisler, bazı insanlar, bazı hatıralar ancak beyazın suskunluğunda paklanır. Uzaklara savruldum, çünkü bazen insan kaybolarak bulunur. Ama unutma bayım, uzaklar sana erişmez, sen uzaklara yürürsün. Ve bil ki, uzaklar da aşktan anlar!  

Zaman her şeyi örter, ama kaçırılan ihtimallerin izi asla silinmez. İnsan durmaksızın düşünür, “Başka bir ihtimal mümkün müydü?” diye. İşte bu yüzden, en büyük pişmanlıklarımız, en derin öğretilerimize dönüşür.  

Haykırmak istediğim çok şey var. Ama büyük yıkımlar eğip bükmez beni. Eğer kelimeler kifayetsizse, eğer anlatamıyorsak, ben giderim. Bahçenin sessiz serinliğine sığınırım, yaprakların fısıltısına karışırım. Ve orada, ağıtların arasında uyuyakalırım. Ne zarif bir çöküş olurdu bu, ne muazzam bir teslimiyet…  

Kelimeler, albayım, kelimeler… Bazı anlamlara yetişemez. Çünkü ayrılık da sevdaya dâhil. Çünkü ayrılanlar hâlâ bir bütün! Ve ne denli yalnızız bu hengâmeli panayırda… Sevgimiz, durmadan bir taşı yontar. Sevgilim, aşk da zamana uyumlanır ve kendisine parıltılı bir yalan bulur.  

Kırgınım. Saçılmış bir nar tanesi gibi… Sessizce akan bir suyum geceden.  
Git dersen giderim, kal dersen kalırım. Ama bil ki, giden de benim, kalan da…  

Seni düşünmek güzel şey, umut dolu şey… Dünyanın en latif sesinden dökülen en büyülü ezgiyi dinlemek gibi. Ama artık yetmiyor umut. Ben artık ezgi dinlemek değil, ezgi olmak istiyorum!  

Bu yazı, yalnızca kelimelerden ibaret değil; bir ruhun, bir kalbin, bir yaşamın yankısı…

 

                                                                                                                                                                                                            Mustafa ŞİMŞEK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.