HÜKÜMET PROGRAMININ SATIR BAŞLARI

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.11.2015 - 00:00, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 2586+ kez okundu.
 

HÜKÜMET PROGRAMININ SATIR BAŞLARI

 TBMM Genel Kurulu´nda hükümet programını okuyan Başbakan Davutoğlu, "Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız" ifadelerini kullandı.   ´Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci´ne ilişkin hükümet programında yer alan ifadeleri açıklayan Başbakan Davutoğlu, "Hükümetimiz, bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edecek, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdürecektir. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız" dedi.    TERÖRE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ    Meclis içinde olduğu kadar, meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Sivil toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükûmetlerimiz döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam edeceğiz. Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa olsun, kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin vermeyeceğiz. Bu vesileyle, vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakârlığı yapmış olan şehitlerimize bir kez daha Allah´tan rahmet diler, tüm şehit ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım."    HÜKÜMET PROGRAMI SEÇİM BEYANNAMESİNDE YER ALAN HEDEFLERİ ESAS ALMAKTA    64´üncü Hükümet programının Ak Parti´nin son Seçim Beyannamesinde yer alan hedefleri içerdiğini ifade eden Başbakan Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerinde halkımız, yapılanları takdir ettiğini gösterdiği gibi, gelecekte yürümemiz gereken yol haritasını da hür iradesiyle tayin etti. Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükûmet Programı´mız; son Seçim Beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10. Kalkınma Planı´mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı, projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu gibi, bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız" dedi.    İHTİYAÇ DUYULAN REFORMLAR HAYATA GEÇİRİLECEK    İhtiyaç duyulan reformların hayata geçirileceğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Takdirinize sunduğumuz ve güveninizi beklediğimiz bu Program, yeni bir hamle döneminin perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye´yi, bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz 2002´den bu yana, Ak Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de, küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken, ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata geçirilecektir" açıklamasında bulundu.    REFORMLAR SONUCUNDA DAHA ÖZGÜR TÜRKİYE´YE KAVUŞMA İDEALİNİ SÜRDÜRECEĞİZ    "64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 Vizyonu´muz çerçevesinde, kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye´sini inşa edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir Türkiye´ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; Demokratikleşme ve adalet, Eğitim, Kamu yönetimi, Kamu maliyesi, Reel ekonomide köklü değişim, Öncelikli dönüşüm programları alanında gerçekleştireceğimiz reformlardır. Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz. Yeni Anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Demokratikleşme perspektifimizin odağında ´insan onuru´ bulunmaktadır. İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama ve politika meşru görülemez ve gösterilemez. İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiç bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez; inancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söylemine muhatap kılınamaz."    TEMEL ÖZGÜRLÜK ALANLARI...    Şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden, yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacaktır. Kadim kültürümüzde esasları konmuş olan canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını; çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşların temel özgürlük alanlarını tanımlar. Bu çerçevede düşünce, inanç, ifade ve girişim özgürlüğü insan onurunun ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve anayasal koruma altındadır. Bu özgürlükleri sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanları ve onurlarıdır. Temel amacımız vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini genişletmek oldu. Bu hedefimizi, bugüne kadar tüm hükûmet programlarımızda dile getirdik. Diğer yandan, yönetimimizin kalitesini artırarak daha az kaynakla daha fazla hizmet ürettik. Demokrasinin aynı zamanda kalkınma sürecimize güç verdiğini somut uygulamalarımızla ortaya koyduk. Yeni dönemde de demokratikleşmeye ve yönetim kalitemizi artırmaya devam edeceğiz. Bir taraftan ekonomik gelişmeye ve insani kalkınmamıza hız verecek, diğer taraftan da uluslararası alanda Türkiye´yi daha saygın ve cazip bir ülke haline getireceğiz. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu ve refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet ve huzur içerisinde yaşayan, şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.    GELENEKSEL İRFAN MERKEZLERİ VE ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN İNANÇ VE KÜLTÜR TEMELLİ TALEPLERİ KARŞILANACAK    Cemevlerine ve Alevi vatandaşlara ilişkin hükümet programında yer alan konuları Başbakan Davutoğlu şöyle açıkladı: "Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz. Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye´yi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, toplumdaki her bireyin yaşam tarzını güvence altına alan bir yaklaşımı benimsiyoruz. Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Başta eğitim, istihdam ve iskân sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek, her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslim azınlıkları herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakmayacak şekilde bütün hukuki ve fiili tedbirleri almaya devam edeceğiz."    MALİ KAYNAKLARININ DÜZENLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ    Mali kaynakların düzenlemesini sağlayacaklarını söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye´yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslararası normlar tüm politikalarımıza esas teşkil edecektir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştirecek ve uluslararası düzeyde üstlendikleri sorumlulukları güçlendireceğiz. Bu alanda uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Yeni dönemde temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edilecek, özgürlükçü demokratik anlayışla bağdaşmayan şerhler kaldırılacaktır. Benzer şekilde mevzuatımızda anti-demokratik dönemlerden kalan düzenleme ve uygulamaların ayıklanması süreci tamamlanacaktır. Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirerek, Konsey´i yönetişim ilkeleri çerçevesinde etkin bir biçimde çalıştıracağız. Sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çıkaracağız. Bu kapsamda; sivil toplum kurumlarının hukuki statülerinin, kurumsal yapılarının, faaliyetlerinin, kamu kurumları ile ilişkilerinin, mali kaynaklarının düzenlenmesini sağlayacağız" dedi.    ÖRGÜT, TÜRKİYE´Yİ TERK ETMEMİŞ, SİLAH BIRAKMAYA DİRENÇ GÖSTERMİŞTİR    Hükümetin bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceğini, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdüreceğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız. Süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü; kamu düzenini bozmaya çalışarak silahlı çatışmaya geri dönmüştür. Özellikle doğu ve güneydoğuda yaşayan insanlarımıza yönelik her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgüt, Türkiye´yi terk etmemiş, silah bırakmaya direnç göstermiştir" dedi.    HİÇBİR KESİMİN TEK TİPÇİ BİR ANLAYIŞI VATANDAŞLARIMIZA DAYATMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ    Hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceklerini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını-hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük-güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Daha önce olduğu gibi, 64. Hükûmet olarak da hukuk içinde yürüttüğümüz terörle mücadelede vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, aksine vatandaşların temel haklarını garanti altına alacak bir kamu düzeninin tesis edilmesini amaçlamaktayız. Bu anlayışla reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçme yecek, geri adım atmayacağız. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevidir. Akan kan duruncaya ve kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm irademizi korumaya devam edeceğiz. Demokratikleşme konusunda atacağımız adımlarda muhatabımız tüm milletimiz olmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde demokratikleşme çabalarımızı sürdürürken, tüm meşru toplumsal kesimleri muhatap alan bir anlayış içinde hareket edecek, hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceğiz."    RUSYA VEYA BAŞKA BİR ÜLKENİN HEDEF ALINMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR    Hükümet programını TBMM´da açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, düşürülen Rus uçağa ilişkin, "Önemli ortağımız ve bölgesel işbirliği bakımından önem taşıyan bir komşumuz olan Rusya ile ilişkilerimizin dinamiği merkezinde bulunduğumuz geniş coğrafyayı yakından ilgilendirmektedir. Önümüzdeki dönemde enerji ve ticaret başta olmak üzere Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlere saygı içerisinde ve müşterek menfaatler doğrultusunda güçlendirmeye gayret göstereceğiz. Bu vesile ile dün Hatay Yayladağı bölgesinde Türk hava sahasını ihlal eden uçak 5 dakikada 10 defa uyarılmış, sonuç alınmayınca uluslararası angajman kuralları çerçevesinde F-16´larımız tarafından kendilerine verilen talimat ile müdahale gerçekleştirilmiştir. Bir noktanın altını özellikle kaydetmek istiyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi, ticari ve kültürel bağlarımız son derece güçlüdür. Ancak ulusal güvenliğimiz de her dost ülke arasında olduğu gibi uluslararası hukuk çerçevesinde saygı esasına dayalı olmak zorundadır. Ülkemizin çevresinde adeta bir ateş çemberi bulunmaktadır. Bu ateş çemberi içinde ülkemizin bekası vatandaşlarımızın hayatı ve izzeti söz konusu olduğunda her türlü tedbiri alacağımızı da buradan bütün dünyaya ilan ediyorum. Türkiye´nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Rusya veya başka bir ülkenin hedef alınması söz konusu değildir. Herhangi bir ülke ile gerilim yaşama arzumuz yoktur" dedi.    MESCİD-İ AKSA´NIN, KUDÜS´ÜN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ    Dış politikaya ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, "Ortadoğu´da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliği destekleyeceğiz. Suriye´de 4 buçuk yıldır devam eden ihtilaf her geçen gün daha da derinleşen insani yıkıma ilave olarak bölgesel olarak başlayan ve giderek küresel bir hal almakta olan güvenlik ve istikrar açısından oluşturduğu tehditler bakımından da gündemimizde en öncelikli konumda bulunmaktadır. Bu ülkede siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. 64´ncü Hükümet olarak insani ve vicdani sorumluluğumuz gereği rejimin zulmünden ve terörden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin yaralarının sarılması için gerekli yardımı sağlamaya yanlarında olmaya devam edeceğiz. Ortadoğu´da kalıcı istikrarın sağlanmasının en önemli koşullarından birisi olan Filistin sorunun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme ulaştırılmasına yönelik gayretlerimiz de sürecektir. Tarihi miras, emanet olarak gördüğümüz Mescid-i Aksa´nın ve Kudüs´ün özgürleştirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu.   "Tüm işçi ve Bağkur emeklilerimize de önü­müzdeki dönemde yıllık ilave 1.200 TL vereceğiz"   "Muhtarlarımızın 950 TL olan maaşını 1.300 TL´ye yükselteceğiz"   "Polislerimizin 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız"   "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız"   "Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz"   Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64´üncü Hükümet programını açıkladı. 160 sayfadan oluşan hükümet programı, Demokratikleşme ve Yeni Anayasa İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre, Vizyoner ve Öncü Ülke konu başlıkları altında açıklandı. Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ilişkin Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz. Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz" dedi.    YENİ ANAYASA   Başbakan Ahmet Davutoğlu´nun açıkladığı 64´üncü Hükümet programında öne çıkan başlıklar şu şekilde: "İktidara geldiğimiz günden beri bütün AK Parti hükûmetlerinin prog­ramlarında ´çoğulcu ve özgürlükçü yeni bir anayasa´ vaadi bulunmakta­dır. Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz. Yeni anayasa, çağdaş demokrasi anlayışını yansıtmalı, mümkün olan en geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanmalı, geniş top­lumsal kesimlerce sahiplenilmelidir. Anayasanın kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir ka­rakterde olması gerektiğini düşünmekteyiz. Yeni anayasa, bireysel özgürlüklere dayanmalı, yargı bağımsızlığı ve ta­rafsızlığını sağlamaya yönelik kurumsal güvenceleri içermeli ve siyasi sistemin işleyişindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmalıdır. Bu anlayışla, yeni dönemde yeni anayasayı Türkiye´de demokrasi, insan hakları ve hu­kukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından hayati bir aşama olarak görmekteyiz. 23 Nisan 1920´de Ankara´da toplanan birinci Meclis, demokrasi tari­himiz açısından önemli bir referans niteliğindedir. Türkiye, 21. Yüzyıl şartlarında geçmişin olumlu tecrübesini de dikkate alarak geleceğe yürüyecektir.Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin insan hakları ve demokrasi konuların­daki kazanımlarını geleceğe taşımalı; vesayetin izlerini tamamen silmeli; insan onurunu, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal meşruiyetini, sistemin ahlaki ve demokratik temeli kabul ederek; bireyin ve toplumun geleceğe dair beklentilerini karşılamak üzere tasarlanmalıdır. Yeni anayasada, siyasi partilerin çalışmalarını etkin olarak koruyacak ve parti kapatmalarını uluslararası standartlarda düzenleyeceğiz. Hükûmetlerimizin öncülüğünde gerçekleştirilen 2004, 2007 ve 2010 Anayasa değişikliklerini ve Meclis´te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Ko­misyonu çalışmalarını, yeni anayasa için güçlü bir zemin olarak görü­yoruz. Türkiye´nin yeni anayasasında temel hak ve hürriyetlerin, demokrasi­nin, hukukun üstünlüğü ilkesinin, düşünce ve inanç özgürlüğünün da­yanağı toplumsal meşruiyet olacaktır. Yeni ve sivil anayasamız, bireysel hak ve özgürlükleri esas alırken, Tür­kiye´nin birikimi üzerine inşa edilecek, taraf olduğumuz uluslararası normları gözeterek demokratik bir anlayışla hazırlanacaktır. Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır. Yeni ve sivil anayasamız, toplumun herhangi bir kesiminin dışlanma­sına yol açacak değer yargıları ve siyasal tercihler barındırmayacaktır. Anayasamız tüm toplumu kucaklayan, kader birliğimizi yansıtan, de­mokratik denge ve denetim ilişkisini esas alan bir mahiyette hazırlana­caktır. Yeni anayasa, ortak değerleri ve çeşitlilik içinde birlik anlayışını esas alacaktır. Toplumsal hayatın ve siyasetin her alanını ayrıntılı bir biçim­de düzenlemeyecek, her bir alanın kendi dinamiğinin ortaya çıkmasına imkân sağlayacaktır. Yeni anayasa, sorunların çözümünün imkân ve araçlarını barındıracak­tır. Sorunları, demokratik bir ortamda bireyler, toplum ve siyaset kuru­mu çözecektir. 64. Hükûmet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunları, siyasi partiler kanunu vesair temel kanunlar, yeni anayasa metniyle birlikte bir bütün olarak yenilenecektir.      SOSYAL GÜVENLİK TÜM İŞÇİ VE BAĞKUR EMEKLİLERİMİZE DE ÖNÜ­MÜZDEKİ DÖNEMDE YILLIK İLAVE 1.200 TL VERECEĞİZ    64. Hükûmet döneminde tüm vatandaşlarımızı sosyal güvenlik ve ge­nel sağlık sigortası kapsamına alırken, aynı zamanda sürdürülebilir ve etkin çalışan bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Sos­yal güvenlik sistemimizi geliştirirken, çalışanlar, işverenler ve emekliler arasında hakkaniyetli ve sürdürülebilir bir denge oluşturulması temel ilkemizdir. Önümüzdeki dönemde sosyal güvenlik alanında sağladığımız ilerleme­leri devam ettirecek, dünyada değişen şartlar ve gelişen standartları da yakından takip ederek sistemimizi gözden geçireceğiz. Sosyal güvenlik sistemimizin uzun vadeli mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıy­la tedbirler almaya devam edeceğiz. Emeklilik hizmetlerini etkinleştireceğiz. Düşük düzeyde maaş alan emeklilerimizin gelir seviyesini alacağımız tedbirlerle yükselteceğiz. Bu çerçevede; Temmuz ayında emekli maaş­larına rutin olarak yaptığımız artıştan sonra maaşı 1.000 liranın altın­da kalan SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize seyyanen 100 lira zam yaptık. Maaşı 1.000 lira ile 1.100 lira arasında olan emeklilerin maaşını da 1.100 liraya tamamladık. Bu artıştan emeklilerimizin yaklaşık yüzde 55´inin istifade etmesini sağladık. Tüm işçi ve bağkur emeklilerimize de önü­müzdeki dönemde yıllık ilave 1.200 TL vereceğiz. Ticari faaliyette bulunan emeklilerimizden kesilen ayda yüzde 15 ora­nında Sosyal Güvenlik Destek Primi´ni yüzde 10´a indirdik. 630 binden fazla emeklimizin yararlandığı bu düzenlemeyle emeklilerimizin aylık­larına ortalama en az 50 liralık ayrıca bir artış sağladık. Yüzde 15´ten yüzde 10´a indirdiğimiz Bağkur Sigortalısı olan esnafımızın emekli ay­lıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi´ni önümüz­deki dönemde tamamen kaldıracağız. Önümüzdeki yıl için asgari ücretin 1.300 TL´ye yükseltilmesi yönünde Asgari Ücret Tespit Komisyonu´na teklifte bulunacağız. Yapılan işin teh­like sınıfına göre, asgari ücrette farklılaştırma sağlayacağız. 51 ilimizde uygulanmakta olan yüzde 6 oranındaki İşveren Sigorta Pri­mi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu kaldıraca­ğız. Bu imkândan 251 bin küçük işletmenin yararlanmasını sağlayaca­ğız. Muhtarlarımızın 950 TL olan maaşını 1.300 TL´ye yükselteceğiz. 65 yaş aylığı alan yaşlılarımızın kimin yanında yaşarsa yaşasın kesinti olmadan maaşını almasını sağlayacağız. Polislerimizin 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız. Polisleri­mizin emniyet hizmet tazminatını yüzde 25 artıracağız. Böylece maaş­larında 240 lira ile 580 lira arasında artış sağlayacağız.   Uzman erbaşların 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız. Er ve Erbaşlarımızın harçlığını 30 liradan 100 liraya yükselteceğiz. Askeri öğrencilerin harçlığı da 400 TL olacaktır. Astsubay emeklilerinin 2003 öncesi ve sonrası oluşan farkın kapatılmasına yönelik intibakları sağla­nacaktır. Geçici köy korucularımızın şartlarını iyileştirmeye dönük başlatılan ça­lışmalara bağlı olarak gerekli adımları atacağız. Genel Sağlık Sigortası kapsamında yapılan gelir testi sistemi ve buna bağlı Genel Sağlık Sigortası Primi ödemelerini gözden geçirerek, siste­min etkinliği ve verimliliğini artıracağız. İstihdam edilmeleri halinde, sosyal destek alan vatandaşlarımızın sigor­ta primi işveren desteğini karşılayacağız. Toplum yararına çalışma programlarımızda, ailesinde çalışan olmayan­lara öncelik vereceğiz. TOKİ eliyle emeklileri uygun koşullarla konut sahibi yapacağız. Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre sağlık yardım hakkı elde etmiş si­gortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık aktivasyon ve provizyon sistemine dâhil edilmesini sağlayacağız. Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücretle mücadele ederek, kayıtlı çalışan sayısını artıracak ve prim tabanını genişleteceğiz. Prim yapılandırmala­rını ekonomik kriz ve doğal afet gibi istisnai haller dışında uygulama­yacağız. Sağlık hizmetleri ve harcamalarında sürdürülebilirlik dikkate alınarak ilaç ve tedavi harcamalarını daha akılcı hale getireceğiz. Özellikle has­ta ve işlemin takibinin yapılması, suistimallerin önlenmesi, gereksiz ve mükerrer tetkiklerin önüne geçilmesine yönelik çalışmalara hız kazan­dıracağız. Sektörel katkısının yanı sıra ülkemizdeki tasarruf eğilimini de güçlen­direceğini öngördüğümüz tamamlayıcı emeklilik tasarruflarını destek­leyeceğiz. Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini artıracak ve farkındalık oluştu­racağız.   Cari dönem prim tahakkukunu ve tahsilatını artıracağız. Ekonomide elde ettiğimiz başarılar; insanımızın refahını artırmakta, daha kaliteli mekân ve çevre taleplerini tetiklemekte, beşeri sermaye­mizi güçlendirmekte, bilim ve yenilik alanına kaynak ayırmamızı sağ­lamakta, ülkemizin prestijini artırarak dış politikamıza önemli ölçüde güç vermektedir. AK Parti Hükûmetleri olarak, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için, ileri demokratik standartları ve evrensel hukuk normlarına dayalı olarak işleyen adil bir yargı düzenini esas aldık. Yargı reformu başta ol­mak üzere, katılımcı demokrasi ve yönetim alanında sağlamakta oldu­ğumuz ilerlemeler, önemli bir aşamaya gelmiş olan ekonomik dönüşüm sürecimizi sağlamlaştırmak açısından da kritik bir rol oynamaktadır. Her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemde bir yandan makroekonomik istikrar ve kazanımlarımızı güçlendirirken, bir yandan da mikroekonomik ve sektörel dönüşümlere odaklanacağız. Son 13 yılda, üst-orta gelir grubuna yükselttiğimiz ül­kemizin, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesi temel amacımızdır. Güven ve istikrar içerisinde büyüyecek olan ekonomimizin temelini ni­telikli, girişimci ve yenilikçi insanımız; bilgi ve teknoloji ile katma değe­ri yükselten işletmelerimiz oluşturacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mülkiyet hakkı ve girişim özgürlüğünü koruyacağız. Mevzuatın öngörülebilir ve sarih olmasını, geriye yürümemesini sağlayacağız. Kazanılmış hakların korunmasını temin edeceğiz. Yargı sisteminin hızlı ve tutarlı bir şekilde çalışması için gerekli ortamı oluşturacağız. Kamunun etkin olarak işletilmesini ve öngörülebilirliği sağlayacağız. Özel sektörün ihtiyaç duyacağı hizmetlere yönelik temel fiziki ve sosyal altyapıyı sunacağız. Üretken alanlarda, yenilikçi ve girişimci özel sek­tör öncülüğünde büyüyeceğiz. Dışa açık bir ekonomi olarak her alanda rekabetçiliği geliştirecek, küresel yatırımları ve nitelikli insan gücünü cezbedeceğiz. 
 TBMM Genel Kurulu´nda hükümet programını okuyan Başbakan Davutoğlu, "Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız" ifadelerini kullandı.   ´Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci´ne ilişkin hükümet programında yer alan ifadeleri açıklayan Başbakan Davutoğlu, "Hükümetimiz, bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edecek, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdürecektir. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız" dedi.    TERÖRE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ    Meclis içinde olduğu kadar, meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Sivil toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükûmetlerimiz döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam edeceğiz. Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa olsun, kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin vermeyeceğiz. Bu vesileyle, vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakârlığı yapmış olan şehitlerimize bir kez daha Allah´tan rahmet diler, tüm şehit ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım."    HÜKÜMET PROGRAMI SEÇİM BEYANNAMESİNDE YER ALAN HEDEFLERİ ESAS ALMAKTA    64´üncü Hükümet programının Ak Parti´nin son Seçim Beyannamesinde yer alan hedefleri içerdiğini ifade eden Başbakan Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerinde halkımız, yapılanları takdir ettiğini gösterdiği gibi, gelecekte yürümemiz gereken yol haritasını da hür iradesiyle tayin etti. Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükûmet Programı´mız; son Seçim Beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10. Kalkınma Planı´mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı, projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu gibi, bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız" dedi.    İHTİYAÇ DUYULAN REFORMLAR HAYATA GEÇİRİLECEK    İhtiyaç duyulan reformların hayata geçirileceğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Takdirinize sunduğumuz ve güveninizi beklediğimiz bu Program, yeni bir hamle döneminin perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye´yi, bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz 2002´den bu yana, Ak Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de, küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken, ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata geçirilecektir" açıklamasında bulundu.    REFORMLAR SONUCUNDA DAHA ÖZGÜR TÜRKİYE´YE KAVUŞMA İDEALİNİ SÜRDÜRECEĞİZ    "64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 Vizyonu´muz çerçevesinde, kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye´sini inşa edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir Türkiye´ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; Demokratikleşme ve adalet, Eğitim, Kamu yönetimi, Kamu maliyesi, Reel ekonomide köklü değişim, Öncelikli dönüşüm programları alanında gerçekleştireceğimiz reformlardır. Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz. Yeni Anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Demokratikleşme perspektifimizin odağında ´insan onuru´ bulunmaktadır. İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama ve politika meşru görülemez ve gösterilemez. İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiç bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez; inancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söylemine muhatap kılınamaz."    TEMEL ÖZGÜRLÜK ALANLARI...    Şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden, yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacaktır. Kadim kültürümüzde esasları konmuş olan canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını; çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşların temel özgürlük alanlarını tanımlar. Bu çerçevede düşünce, inanç, ifade ve girişim özgürlüğü insan onurunun ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve anayasal koruma altındadır. Bu özgürlükleri sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanları ve onurlarıdır. Temel amacımız vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini genişletmek oldu. Bu hedefimizi, bugüne kadar tüm hükûmet programlarımızda dile getirdik. Diğer yandan, yönetimimizin kalitesini artırarak daha az kaynakla daha fazla hizmet ürettik. Demokrasinin aynı zamanda kalkınma sürecimize güç verdiğini somut uygulamalarımızla ortaya koyduk. Yeni dönemde de demokratikleşmeye ve yönetim kalitemizi artırmaya devam edeceğiz. Bir taraftan ekonomik gelişmeye ve insani kalkınmamıza hız verecek, diğer taraftan da uluslararası alanda Türkiye´yi daha saygın ve cazip bir ülke haline getireceğiz. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu ve refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet ve huzur içerisinde yaşayan, şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.    GELENEKSEL İRFAN MERKEZLERİ VE ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN İNANÇ VE KÜLTÜR TEMELLİ TALEPLERİ KARŞILANACAK    Cemevlerine ve Alevi vatandaşlara ilişkin hükümet programında yer alan konuları Başbakan Davutoğlu şöyle açıkladı: "Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz. Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye´yi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, toplumdaki her bireyin yaşam tarzını güvence altına alan bir yaklaşımı benimsiyoruz. Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Başta eğitim, istihdam ve iskân sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek, her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslim azınlıkları herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakmayacak şekilde bütün hukuki ve fiili tedbirleri almaya devam edeceğiz."    MALİ KAYNAKLARININ DÜZENLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ    Mali kaynakların düzenlemesini sağlayacaklarını söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye´yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslararası normlar tüm politikalarımıza esas teşkil edecektir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştirecek ve uluslararası düzeyde üstlendikleri sorumlulukları güçlendireceğiz. Bu alanda uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Yeni dönemde temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edilecek, özgürlükçü demokratik anlayışla bağdaşmayan şerhler kaldırılacaktır. Benzer şekilde mevzuatımızda anti-demokratik dönemlerden kalan düzenleme ve uygulamaların ayıklanması süreci tamamlanacaktır. Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirerek, Konsey´i yönetişim ilkeleri çerçevesinde etkin bir biçimde çalıştıracağız. Sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çıkaracağız. Bu kapsamda; sivil toplum kurumlarının hukuki statülerinin, kurumsal yapılarının, faaliyetlerinin, kamu kurumları ile ilişkilerinin, mali kaynaklarının düzenlenmesini sağlayacağız" dedi.    ÖRGÜT, TÜRKİYE´Yİ TERK ETMEMİŞ, SİLAH BIRAKMAYA DİRENÇ GÖSTERMİŞTİR    Hükümetin bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceğini, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdüreceğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız. Süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü; kamu düzenini bozmaya çalışarak silahlı çatışmaya geri dönmüştür. Özellikle doğu ve güneydoğuda yaşayan insanlarımıza yönelik her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgüt, Türkiye´yi terk etmemiş, silah bırakmaya direnç göstermiştir" dedi.    HİÇBİR KESİMİN TEK TİPÇİ BİR ANLAYIŞI VATANDAŞLARIMIZA DAYATMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ    Hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceklerini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını-hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük-güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Daha önce olduğu gibi, 64. Hükûmet olarak da hukuk içinde yürüttüğümüz terörle mücadelede vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, aksine vatandaşların temel haklarını garanti altına alacak bir kamu düzeninin tesis edilmesini amaçlamaktayız. Bu anlayışla reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçme yecek, geri adım atmayacağız. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevidir. Akan kan duruncaya ve kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm irademizi korumaya devam edeceğiz. Demokratikleşme konusunda atacağımız adımlarda muhatabımız tüm milletimiz olmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde demokratikleşme çabalarımızı sürdürürken, tüm meşru toplumsal kesimleri muhatap alan bir anlayış içinde hareket edecek, hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceğiz."    RUSYA VEYA BAŞKA BİR ÜLKENİN HEDEF ALINMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR    Hükümet programını TBMM´da açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, düşürülen Rus uçağa ilişkin, "Önemli ortağımız ve bölgesel işbirliği bakımından önem taşıyan bir komşumuz olan Rusya ile ilişkilerimizin dinamiği merkezinde bulunduğumuz geniş coğrafyayı yakından ilgilendirmektedir. Önümüzdeki dönemde enerji ve ticaret başta olmak üzere Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlere saygı içerisinde ve müşterek menfaatler doğrultusunda güçlendirmeye gayret göstereceğiz. Bu vesile ile dün Hatay Yayladağı bölgesinde Türk hava sahasını ihlal eden uçak 5 dakikada 10 defa uyarılmış, sonuç alınmayınca uluslararası angajman kuralları çerçevesinde F-16´larımız tarafından kendilerine verilen talimat ile müdahale gerçekleştirilmiştir. Bir noktanın altını özellikle kaydetmek istiyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi, ticari ve kültürel bağlarımız son derece güçlüdür. Ancak ulusal güvenliğimiz de her dost ülke arasında olduğu gibi uluslararası hukuk çerçevesinde saygı esasına dayalı olmak zorundadır. Ülkemizin çevresinde adeta bir ateş çemberi bulunmaktadır. Bu ateş çemberi içinde ülkemizin bekası vatandaşlarımızın hayatı ve izzeti söz konusu olduğunda her türlü tedbiri alacağımızı da buradan bütün dünyaya ilan ediyorum. Türkiye´nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Rusya veya başka bir ülkenin hedef alınması söz konusu değildir. Herhangi bir ülke ile gerilim yaşama arzumuz yoktur" dedi.    MESCİD-İ AKSA´NIN, KUDÜS´ÜN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ    Dış politikaya ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, "Ortadoğu´da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliği destekleyeceğiz. Suriye´de 4 buçuk yıldır devam eden ihtilaf her geçen gün daha da derinleşen insani yıkıma ilave olarak bölgesel olarak başlayan ve giderek küresel bir hal almakta olan güvenlik ve istikrar açısından oluşturduğu tehditler bakımından da gündemimizde en öncelikli konumda bulunmaktadır. Bu ülkede siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. 64´ncü Hükümet olarak insani ve vicdani sorumluluğumuz gereği rejimin zulmünden ve terörden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin yaralarının sarılması için gerekli yardımı sağlamaya yanlarında olmaya devam edeceğiz. Ortadoğu´da kalıcı istikrarın sağlanmasının en önemli koşullarından birisi olan Filistin sorunun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme ulaştırılmasına yönelik gayretlerimiz de sürecektir. Tarihi miras, emanet olarak gördüğümüz Mescid-i Aksa´nın ve Kudüs´ün özgürleştirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu.   "Tüm işçi ve Bağkur emeklilerimize de önü­müzdeki dönemde yıllık ilave 1.200 TL vereceğiz"   "Muhtarlarımızın 950 TL olan maaşını 1.300 TL´ye yükselteceğiz"   "Polislerimizin 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız"   "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız"   "Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz"   Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64´üncü Hükümet programını açıkladı. 160 sayfadan oluşan hükümet programı, Demokratikleşme ve Yeni Anayasa İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre, Vizyoner ve Öncü Ülke konu başlıkları altında açıklandı. Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ilişkin Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz. Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz" dedi.    YENİ ANAYASA   Başbakan Ahmet Davutoğlu´nun açıkladığı 64´üncü Hükümet programında öne çıkan başlıklar şu şekilde: "İktidara geldiğimiz günden beri bütün AK Parti hükûmetlerinin prog­ramlarında ´çoğulcu ve özgürlükçü yeni bir anayasa´ vaadi bulunmakta­dır. Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir de­mokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz. Yeni anayasa, çağdaş demokrasi anlayışını yansıtmalı, mümkün olan en geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanmalı, geniş top­lumsal kesimlerce sahiplenilmelidir. Anayasanın kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir ka­rakterde olması gerektiğini düşünmekteyiz. Yeni anayasa, bireysel özgürlüklere dayanmalı, yargı bağımsızlığı ve ta­rafsızlığını sağlamaya yönelik kurumsal güvenceleri içermeli ve siyasi sistemin işleyişindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmalıdır. Bu anlayışla, yeni dönemde yeni anayasayı Türkiye´de demokrasi, insan hakları ve hu­kukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından hayati bir aşama olarak görmekteyiz. 23 Nisan 1920´de Ankara´da toplanan birinci Meclis, demokrasi tari­himiz açısından önemli bir referans niteliğindedir. Türkiye, 21. Yüzyıl şartlarında geçmişin olumlu tecrübesini de dikkate alarak geleceğe yürüyecektir.Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin insan hakları ve demokrasi konuların­daki kazanımlarını geleceğe taşımalı; vesayetin izlerini tamamen silmeli; insan onurunu, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal meşruiyetini, sistemin ahlaki ve demokratik temeli kabul ederek; bireyin ve toplumun geleceğe dair beklentilerini karşılamak üzere tasarlanmalıdır. Yeni anayasada, siyasi partilerin çalışmalarını etkin olarak koruyacak ve parti kapatmalarını uluslararası standartlarda düzenleyeceğiz. Hükûmetlerimizin öncülüğünde gerçekleştirilen 2004, 2007 ve 2010 Anayasa değişikliklerini ve Meclis´te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Ko­misyonu çalışmalarını, yeni anayasa için güçlü bir zemin olarak görü­yoruz. Türkiye´nin yeni anayasasında temel hak ve hürriyetlerin, demokrasi­nin, hukukun üstünlüğü ilkesinin, düşünce ve inanç özgürlüğünün da­yanağı toplumsal meşruiyet olacaktır. Yeni ve sivil anayasamız, bireysel hak ve özgürlükleri esas alırken, Tür­kiye´nin birikimi üzerine inşa edilecek, taraf olduğumuz uluslararası normları gözeterek demokratik bir anlayışla hazırlanacaktır. Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır. Yeni ve sivil anayasamız, toplumun herhangi bir kesiminin dışlanma­sına yol açacak değer yargıları ve siyasal tercihler barındırmayacaktır. Anayasamız tüm toplumu kucaklayan, kader birliğimizi yansıtan, de­mokratik denge ve denetim ilişkisini esas alan bir mahiyette hazırlana­caktır. Yeni anayasa, ortak değerleri ve çeşitlilik içinde birlik anlayışını esas alacaktır. Toplumsal hayatın ve siyasetin her alanını ayrıntılı bir biçim­de düzenlemeyecek, her bir alanın kendi dinamiğinin ortaya çıkmasına imkân sağlayacaktır. Yeni anayasa, sorunların çözümünün imkân ve araçlarını barındıracak­tır. Sorunları, demokratik bir ortamda bireyler, toplum ve siyaset kuru­mu çözecektir. 64. Hükûmet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunları, siyasi partiler kanunu vesair temel kanunlar, yeni anayasa metniyle birlikte bir bütün olarak yenilenecektir.      SOSYAL GÜVENLİK TÜM İŞÇİ VE BAĞKUR EMEKLİLERİMİZE DE ÖNÜ­MÜZDEKİ DÖNEMDE YILLIK İLAVE 1.200 TL VERECEĞİZ    64. Hükûmet döneminde tüm vatandaşlarımızı sosyal güvenlik ve ge­nel sağlık sigortası kapsamına alırken, aynı zamanda sürdürülebilir ve etkin çalışan bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Sos­yal güvenlik sistemimizi geliştirirken, çalışanlar, işverenler ve emekliler arasında hakkaniyetli ve sürdürülebilir bir denge oluşturulması temel ilkemizdir. Önümüzdeki dönemde sosyal güvenlik alanında sağladığımız ilerleme­leri devam ettirecek, dünyada değişen şartlar ve gelişen standartları da yakından takip ederek sistemimizi gözden geçireceğiz. Sosyal güvenlik sistemimizin uzun vadeli mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıy­la tedbirler almaya devam edeceğiz. Emeklilik hizmetlerini etkinleştireceğiz. Düşük düzeyde maaş alan emeklilerimizin gelir seviyesini alacağımız tedbirlerle yükselteceğiz. Bu çerçevede; Temmuz ayında emekli maaş­larına rutin olarak yaptığımız artıştan sonra maaşı 1.000 liranın altın­da kalan SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize seyyanen 100 lira zam yaptık. Maaşı 1.000 lira ile 1.100 lira arasında olan emeklilerin maaşını da 1.100 liraya tamamladık. Bu artıştan emeklilerimizin yaklaşık yüzde 55´inin istifade etmesini sağladık. Tüm işçi ve bağkur emeklilerimize de önü­müzdeki dönemde yıllık ilave 1.200 TL vereceğiz. Ticari faaliyette bulunan emeklilerimizden kesilen ayda yüzde 15 ora­nında Sosyal Güvenlik Destek Primi´ni yüzde 10´a indirdik. 630 binden fazla emeklimizin yararlandığı bu düzenlemeyle emeklilerimizin aylık­larına ortalama en az 50 liralık ayrıca bir artış sağladık. Yüzde 15´ten yüzde 10´a indirdiğimiz Bağkur Sigortalısı olan esnafımızın emekli ay­lıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi´ni önümüz­deki dönemde tamamen kaldıracağız. Önümüzdeki yıl için asgari ücretin 1.300 TL´ye yükseltilmesi yönünde Asgari Ücret Tespit Komisyonu´na teklifte bulunacağız. Yapılan işin teh­like sınıfına göre, asgari ücrette farklılaştırma sağlayacağız. 51 ilimizde uygulanmakta olan yüzde 6 oranındaki İşveren Sigorta Pri­mi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu kaldıraca­ğız. Bu imkândan 251 bin küçük işletmenin yararlanmasını sağlayaca­ğız. Muhtarlarımızın 950 TL olan maaşını 1.300 TL´ye yükselteceğiz. 65 yaş aylığı alan yaşlılarımızın kimin yanında yaşarsa yaşasın kesinti olmadan maaşını almasını sağlayacağız. Polislerimizin 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız. Polisleri­mizin emniyet hizmet tazminatını yüzde 25 artıracağız. Böylece maaş­larında 240 lira ile 580 lira arasında artış sağlayacağız.   Uzman erbaşların 2200 olan ek göstergelerini 3000´e çıkaracağız. Er ve Erbaşlarımızın harçlığını 30 liradan 100 liraya yükselteceğiz. Askeri öğrencilerin harçlığı da 400 TL olacaktır. Astsubay emeklilerinin 2003 öncesi ve sonrası oluşan farkın kapatılmasına yönelik intibakları sağla­nacaktır. Geçici köy korucularımızın şartlarını iyileştirmeye dönük başlatılan ça­lışmalara bağlı olarak gerekli adımları atacağız. Genel Sağlık Sigortası kapsamında yapılan gelir testi sistemi ve buna bağlı Genel Sağlık Sigortası Primi ödemelerini gözden geçirerek, siste­min etkinliği ve verimliliğini artıracağız. İstihdam edilmeleri halinde, sosyal destek alan vatandaşlarımızın sigor­ta primi işveren desteğini karşılayacağız. Toplum yararına çalışma programlarımızda, ailesinde çalışan olmayan­lara öncelik vereceğiz. TOKİ eliyle emeklileri uygun koşullarla konut sahibi yapacağız. Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre sağlık yardım hakkı elde etmiş si­gortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık aktivasyon ve provizyon sistemine dâhil edilmesini sağlayacağız. Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücretle mücadele ederek, kayıtlı çalışan sayısını artıracak ve prim tabanını genişleteceğiz. Prim yapılandırmala­rını ekonomik kriz ve doğal afet gibi istisnai haller dışında uygulama­yacağız. Sağlık hizmetleri ve harcamalarında sürdürülebilirlik dikkate alınarak ilaç ve tedavi harcamalarını daha akılcı hale getireceğiz. Özellikle has­ta ve işlemin takibinin yapılması, suistimallerin önlenmesi, gereksiz ve mükerrer tetkiklerin önüne geçilmesine yönelik çalışmalara hız kazan­dıracağız. Sektörel katkısının yanı sıra ülkemizdeki tasarruf eğilimini de güçlen­direceğini öngördüğümüz tamamlayıcı emeklilik tasarruflarını destek­leyeceğiz. Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini artıracak ve farkındalık oluştu­racağız.   Cari dönem prim tahakkukunu ve tahsilatını artıracağız. Ekonomide elde ettiğimiz başarılar; insanımızın refahını artırmakta, daha kaliteli mekân ve çevre taleplerini tetiklemekte, beşeri sermaye­mizi güçlendirmekte, bilim ve yenilik alanına kaynak ayırmamızı sağ­lamakta, ülkemizin prestijini artırarak dış politikamıza önemli ölçüde güç vermektedir. AK Parti Hükûmetleri olarak, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için, ileri demokratik standartları ve evrensel hukuk normlarına dayalı olarak işleyen adil bir yargı düzenini esas aldık. Yargı reformu başta ol­mak üzere, katılımcı demokrasi ve yönetim alanında sağlamakta oldu­ğumuz ilerlemeler, önemli bir aşamaya gelmiş olan ekonomik dönüşüm sürecimizi sağlamlaştırmak açısından da kritik bir rol oynamaktadır. Her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemde bir yandan makroekonomik istikrar ve kazanımlarımızı güçlendirirken, bir yandan da mikroekonomik ve sektörel dönüşümlere odaklanacağız. Son 13 yılda, üst-orta gelir grubuna yükselttiğimiz ül­kemizin, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesi temel amacımızdır. Güven ve istikrar içerisinde büyüyecek olan ekonomimizin temelini ni­telikli, girişimci ve yenilikçi insanımız; bilgi ve teknoloji ile katma değe­ri yükselten işletmelerimiz oluşturacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mülkiyet hakkı ve girişim özgürlüğünü koruyacağız. Mevzuatın öngörülebilir ve sarih olmasını, geriye yürümemesini sağlayacağız. Kazanılmış hakların korunmasını temin edeceğiz. Yargı sisteminin hızlı ve tutarlı bir şekilde çalışması için gerekli ortamı oluşturacağız. Kamunun etkin olarak işletilmesini ve öngörülebilirliği sağlayacağız. Özel sektörün ihtiyaç duyacağı hizmetlere yönelik temel fiziki ve sosyal altyapıyı sunacağız. Üretken alanlarda, yenilikçi ve girişimci özel sek­tör öncülüğünde büyüyeceğiz. Dışa açık bir ekonomi olarak her alanda rekabetçiliği geliştirecek, küresel yatırımları ve nitelikli insan gücünü cezbedeceğiz. 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.