TARIM VE HAYVANCILIK FUARI TÖREN İLE AÇILDI

GÜNDEM 27.04.2023 - 17:45, Güncelleme: 27.04.2023 - 17:45 3555+ kez okundu.
 

TARIM VE HAYVANCILIK FUARI TÖREN İLE AÇILDI

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Teke yöresi 8. Hayvancılık açılış töreninde yaptığı konuşmada: Yeni bir yıla gireli 4 ay oldu.
2023 sıradan bir yıl değil. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milli mücadelenin zafere ulaşması ile ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı. Bu amaç doğrultusunda Burdur Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla yapılan Teke Yöresi 8. Tarım Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı; bölgenin tarım, hayvancılık ve hayvansal ürün sektörünün gelişmesi ve verimliliğinin artırılması yolunda gerekli olan bilgi ve teknolojilerin üretici ile buluşmasına aracılık etmektedir. Yeni bir yıla gireli 4 ay oldu. 2023 sıradan bir yıl değil. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milli mücadelenin zafere ulaşması ile ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı. Henüz Cumhuriyet İlan edilmeden İzmir’de yapılan İktisat Kongresi ile çizilen yol haritası doğrultusunda ekonomide özellikle tarımda büyük başarılar elde edildi. Yüz yıl sonra geldiğimiz noktada birçok alanda olduğu gibi tarım ve gıda konusunda da Türkiye’nin çözüm bekleyen çok önemli sorunları var. Bu yıl yapılacak genel seçim sorunların çözümü ve ülkenin ikinci yüzyıldaki yol haritası ve hedeflerinin belirlenerek uygulanması açısından büyük öneme sahip. 12 yıl önce yine bir seçim öncesinde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, pek çok alanda olduğu gibi tarım konusunda da 2023 hedeflerini belirledi. Geldik 2023’e. Hedeflerin açıklanmasından bu yana 12 yıl geçti. Tek bir tanesi bile gerçekleştirilemedi. Hepsinin gerisinde kalındı. Tarımda 150 milyar dolarlık üretim hedeflenirken son 5 yılda dolar bazında bırakın artışı gerileme oldu. Zaman zaman İlçe ziyaretleri ve köy ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. “Artık bu ülkede hayvancılık yapmak çok zor. Yeme para yetiştiremiyoruz. Ürettiğim yemi satsam para kazanabilirim. Ama yemi ineğe yedirip süt alınca sütten zarar ediyorum.” Sadece süt hayvancılığında değil besicilik yapanlar da aynı şikâyeti dile getiriyor.  Üretici “zarar ediyorum” diye hayvancılığı bırakıyor. Tüketici, “et, süt, peynir alamıyorum” diye şikayet ediyor. Şunu söyleyebilirim ki tarımın her alanında sorunlar, sıkıntılar var. Bu dönemde en zor durumda olanlar, hayvancılık yapanlar. Üreticilerin ineklerini kesip sektörden çekilmesi nedeniyle çiğ süt üretimi azalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Eylül 2022 verilerine göre, ticari işletmeler tarafından satın alınan inek sütü miktarı bir önceki aya göre yüzde 4,4 azaldı. 2020 yılında Eylül’de ticari işletmelere giden süt miktarı 773 bin ton, 2021’de 785 bin ton ve 2022 Eylül ayında 750 bin ton. Yılbaşından bu yana inek peyniri üretimi yüzde 5,1 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu, Eylül ayı tarımsal girdi fiyatlarındaki artış oranlarını açıkladı. Son bir yılda gübredeki fiyat artışı yüzde 226,63 olurken, enerji ve yağlarda(mazot) fiyat artışı yüzde 193,88, hayvan yemindeki artış yüzde 145,46 oldu. Yıllık bazda çiftlik binaları ikamet amaçlı olmayanlar yani hayvancılık için kullanılanlar yüzde 118,54 artarken, tarımsal ilaçlardaki fiyat artışı yüzde 110,51 ve tohum ve dikim materyalindeki artış yüzde 98,99 oldu. Et ve Süt Kurumu, Ramazan öncesi ithal karkas et ve ithal kesimlik dana ile kırmızı et piyasasına müdahale etti. Büyük bir karmaşa yaşanan et piyasası bu müdahale ile daha da karmaşık hale geldi. Sadece Et ve Süt Kurumu’nun müdahalesi ile piyasada 3-4 farklı fiyat ortaya çıktı. Kuruluş amacı üreticiyi desteklemek olan Et ve Süt Kurumu, ithalat yaparak piyasaya müdahale etmesiyle bir kez daha üreticiye zarar veriyor. Türkiye hayvancılıkta çok daha kötü bir noktaya geldi. İthalat çözüm değil diyenler de ithalatla piyasaya müdahale ederek halka ucuz et yedireceklerini söylemeye devam ediyor. Özetle, yaklaşık 15 yıldır hayvancılıkta ithalat politikası uygulayanlar bugün artan et fiyatını yine ithalatla düşürmeye çalışıyor. Yaptıkları ithalatla birileri zengin olurken üretici sektörün dışına itiliyor.  Çözüm ithalatta değil, üretimde. Yerli kaynakların en verimli şekilde değerlendirilmesinde. Bunun için üretime ve üretim teknolojilerine daha çok yatırım, Çiftçiyi, üreticiyi ve hayvancılıkla uğraşan üreticinin hem ürettiğine hem de üretmek üzere kullandığı malzemeye daha çok destek verilmesi gerektiğine inanıyoruz.                               8’İNCİ FUARIMIZ ZENGİN BİR İÇERİK TAŞIMAKTADIR Burdur Ticaret Borsası Başkanı veteriner hekim Ömer Faruk Gündüzalp yaptığı konuşmada fuarınmız isminden de anlaşılacağı gibi zengin bir içerik taşımaktadır. "Tarım ve hayvancılık ili Burdur'umuzun" sektördeki eşsiz potansiyelini yansıtan bir Fuar'da daha birlikteyiz. Üreticimizin, çiftçimizin örgütlü kuruluşlarından biri olan Burdur Ticaret Borsası, en başından beri Burdur'da tarım fuarı fikrine destek vermekte, bu fuarın gelişmesinde öncü rol oynamaktadır. Bu yıl sekizincisi gerçekleşen "Burdur Teke Yöresi Uluslararası 8. Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı, isminden de anlaşılacağı üzere geniş kapsamlı, zengin içeriğe sahip bir organizasyon iddiası taşımaktadır. Burdur'daki bu fuar, sektörün sorunlarını dile getirmemiz, çözüm önerilerini ortaya koymamız için de bir fırsattır. Şu son üç yılda yaşananlar, pandemi süreci, Rusya-Ukrayna savaşı gıdanın, tarımsal üretimin önemini, değerini net bir şekilde gözler önüne sermiştir. Her ülkenin, her hükümetin programında mutlaka tarım ve hayvancılık politikası vardır. Dışarıya olan bağımlılığı azaltmak, üretimi daha da etkili hale getirmek, kırsalda nüfusu tutabilmek için gerekli desteği vermek. Ama en önemlisi tüm bunları içine alan tarımsal üretim politikasını doğru şekilde uygulayabilmek.  Traktörün, elektriğin, gübrenin, demirin, çimentonun, arabanın, kiranın kısacası her şeyin fiyatı arttı, artmaya da devam ediyor. Özellikle temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları, tüketici olarak herkesi doğrudan etkiliyor. Paranız yoksa ev, araba almayı erteleyebilirsiniz ancak eti, sütü, soğanı, patatesi, ekmeği almak zorundasınız. Gıda fiyatlarındaki artışlar, elbette dünyanın her yerinde gündem oluyor. Ancak, Dünya genelinde gıda fiyatları düşerken, dünya sebze üretiminde 4., meyve üretiminde 5., Avrupa’da tarımsal üretimde 1., sığır varlığında 1. Olan Türkiye, gıda enflasyonunda da yine 1’nci sırada. Bunun da nedeni, hep üzerine basarak söylediğimiz gibi yüksek girdi maliyetleri… Son yıllarda artan girdi maliyetleri, iklim değişikliğine bağlı kuraklık, tarımsal üretimi etkilediği gibi hayvancılığı da içine aldı… Türkiye İstatistik Kurumu, 9 Şubat’ta, 2022 yılına ait ‘Hayvansal Üretim İstatistiklerini açıkladı. Veriler, hayvancılıkta yaşanan derin krizi açıkça ortaya koyuyor. 2022 yılında Domuz hariç, büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvanları olmak üzere kısacası sektörün tüm kesiminde bir azalma var. Büyük bir krizde olan hayvancılık sektörü, yaşadığımız deprem felaketiyle bir darbe daha aldı. 10 ilde yaşanan deprem, zaten zor durumda olan hayvancılığı daha da zor duruma düşürmüştür. Dünyanın merkezinde bulunan Türkiye’nin, tarımsal ve hayvansal üretim istatistiklerini göz önünde bulundurup, artık günübirlik tarım politikalarından vazgeçmesi gerek. Tarım ile uğraşan çiftçilerimizin yaş ortalaması 58’den 60’a doğru yükseliyor. Bu yükselişin nedeni ise genç nüfusun kırsaldan şehre göç etmesi. Gençlerimizi köylerimizde tutamazsak, kırsaldaki nüfus her yıl yaşlanmaya devam edecek. Bunun sonucunda da tarımsal üretim ve gıda güvencesi tehlikeye girecek.   Kırsaldan kente geçişe değinmişken, Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi ilimizde de tarım arazileri, yabancı kişiler tarafından yüksek fiyatlarla satın alınıyor. Hangi amaç için satın aldıkları hakkında şuana kadar net bir bilgi yok. Özellikle Bakanlığınızın bu satışları acilen incelemeye alması ve yabancıya arazi satışını biran evvel durdurması gerek. Arazisini satıp, köyden kente göç eden çiftçimizi, bir daha köyüne geri döndürme gibi bir şansımız yok. Gençlerimizi tarımda tutmaktan, üretimi devam ettirmekten başka çaremiz yok. Biz de sürekli olarak, bıkmadan, usanmadan "üretim, üretim, üretim" diyoruz, üretmekten başka bir çare, çıkış yolu yok. Cesurca Burdur'dan bir kez daha gür sesle haykırıyoruz: Açın üretimin önünü, kaldırın engelleri... Başta; girdi maliyetleri sorunu olmak üzere çiftçimizin, planlı üretimin önündeki engelleri aşarsak, başaramayacağımız hiçbir şey yok. Burdur üretici ile büyür, üretici gelişir diyor, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızın temsilcilerine, siz değerli konuklarımıza, üreticilerimize, fuara katılan tüm firma sahiplerine teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.     
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Teke yöresi 8. Hayvancılık açılış töreninde yaptığı konuşmada: Yeni bir yıla gireli 4 ay oldu.

2023 sıradan bir yıl değil. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milli mücadelenin zafere ulaşması ile ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı.

Bu amaç doğrultusunda Burdur Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla yapılan Teke Yöresi 8. Tarım Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı; bölgenin tarım, hayvancılık ve hayvansal ürün sektörünün gelişmesi ve verimliliğinin artırılması yolunda gerekli olan bilgi ve teknolojilerin üretici ile buluşmasına aracılık etmektedir.

Yeni bir yıla gireli 4 ay oldu. 2023 sıradan bir yıl değil. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milli mücadelenin zafere ulaşması ile ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı.

Henüz Cumhuriyet İlan edilmeden İzmir’de yapılan İktisat Kongresi ile çizilen yol haritası doğrultusunda ekonomide özellikle tarımda büyük başarılar elde edildi.

Yüz yıl sonra geldiğimiz noktada birçok alanda olduğu gibi tarım ve gıda konusunda da Türkiye’nin çözüm bekleyen çok önemli sorunları var. Bu yıl yapılacak genel seçim sorunların çözümü ve ülkenin ikinci yüzyıldaki yol haritası ve hedeflerinin belirlenerek uygulanması açısından büyük öneme sahip.

12 yıl önce yine bir seçim öncesinde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, pek çok alanda olduğu gibi tarım konusunda da 2023 hedeflerini belirledi.

Geldik 2023’e. Hedeflerin açıklanmasından bu yana 12 yıl geçti. Tek bir tanesi bile gerçekleştirilemedi. Hepsinin gerisinde kalındı.

Tarımda 150 milyar dolarlık üretim hedeflenirken son 5 yılda dolar bazında bırakın artışı gerileme oldu.

Zaman zaman İlçe ziyaretleri ve köy ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. “Artık bu ülkede hayvancılık yapmak çok zor. Yeme para yetiştiremiyoruz. Ürettiğim yemi satsam para kazanabilirim. Ama yemi ineğe yedirip süt alınca sütten zarar ediyorum.”

Sadece süt hayvancılığında değil besicilik yapanlar da aynı şikâyeti dile getiriyor. 

Üretici “zarar ediyorum” diye hayvancılığı bırakıyor. Tüketici, “et, süt, peynir alamıyorum” diye şikayet ediyor. Şunu söyleyebilirim ki tarımın her alanında sorunlar, sıkıntılar var. Bu dönemde en zor durumda olanlar, hayvancılık yapanlar.

Üreticilerin ineklerini kesip sektörden çekilmesi nedeniyle çiğ süt üretimi azalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Eylül 2022 verilerine göre, ticari işletmeler tarafından satın alınan inek sütü miktarı bir önceki aya göre yüzde 4,4 azaldı. 2020 yılında Eylül’de ticari işletmelere giden süt miktarı 773 bin ton, 2021’de 785 bin ton ve 2022 Eylül ayında 750 bin ton. Yılbaşından bu yana inek peyniri üretimi yüzde 5,1 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu, Eylül ayı tarımsal girdi fiyatlarındaki artış oranlarını açıkladı. Son bir yılda gübredeki fiyat artışı yüzde 226,63 olurken, enerji ve yağlarda(mazot) fiyat artışı yüzde 193,88, hayvan yemindeki artış yüzde 145,46 oldu. Yıllık bazda çiftlik binaları ikamet amaçlı olmayanlar yani hayvancılık için kullanılanlar yüzde 118,54 artarken, tarımsal ilaçlardaki fiyat artışı yüzde 110,51 ve tohum ve dikim materyalindeki artış yüzde 98,99 oldu.

Et ve Süt Kurumu, Ramazan öncesi ithal karkas et ve ithal kesimlik dana ile kırmızı et piyasasına müdahale etti.

Büyük bir karmaşa yaşanan et piyasası bu müdahale ile daha da karmaşık hale geldi. Sadece Et ve Süt Kurumu’nun müdahalesi ile piyasada 3-4 farklı fiyat ortaya çıktı.

Kuruluş amacı üreticiyi desteklemek olan Et ve Süt Kurumu, ithalat yaparak piyasaya müdahale etmesiyle bir kez daha üreticiye zarar veriyor.

Türkiye hayvancılıkta çok daha kötü bir noktaya geldi. İthalat çözüm değil diyenler de ithalatla piyasaya müdahale ederek halka ucuz et yedireceklerini söylemeye devam ediyor.

Özetle, yaklaşık 15 yıldır hayvancılıkta ithalat politikası uygulayanlar bugün artan et fiyatını yine ithalatla düşürmeye çalışıyor. Yaptıkları ithalatla birileri zengin olurken üretici sektörün dışına itiliyor. 

Çözüm ithalatta değil, üretimde. Yerli kaynakların en verimli şekilde değerlendirilmesinde.

Bunun için üretime ve üretim teknolojilerine daha çok yatırım, Çiftçiyi, üreticiyi ve hayvancılıkla uğraşan üreticinin hem ürettiğine hem de üretmek üzere kullandığı malzemeye daha çok destek verilmesi gerektiğine inanıyoruz.

                              8’İNCİ FUARIMIZ ZENGİN BİR İÇERİK TAŞIMAKTADIR

Burdur Ticaret Borsası Başkanı veteriner hekim Ömer Faruk Gündüzalp yaptığı konuşmada fuarınmız isminden de anlaşılacağı gibi zengin bir içerik taşımaktadır. "Tarım ve hayvancılık ili Burdur'umuzun" sektördeki eşsiz potansiyelini yansıtan bir Fuar'da daha birlikteyiz. Üreticimizin, çiftçimizin örgütlü kuruluşlarından biri olan Burdur Ticaret Borsası, en başından beri Burdur'da tarım fuarı fikrine destek vermekte, bu fuarın gelişmesinde öncü rol oynamaktadır.

Bu yıl sekizincisi gerçekleşen "Burdur Teke Yöresi Uluslararası 8. Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı, isminden de anlaşılacağı üzere geniş kapsamlı, zengin içeriğe sahip bir organizasyon iddiası taşımaktadır.

Burdur'daki bu fuar, sektörün sorunlarını dile getirmemiz, çözüm önerilerini ortaya koymamız için de bir fırsattır.

Şu son üç yılda yaşananlar, pandemi süreci, Rusya-Ukrayna savaşı gıdanın, tarımsal üretimin önemini, değerini net bir şekilde gözler önüne sermiştir. Her ülkenin, her hükümetin programında mutlaka tarım ve hayvancılık politikası vardır. Dışarıya olan bağımlılığı azaltmak, üretimi daha da etkili hale getirmek, kırsalda nüfusu tutabilmek için gerekli desteği vermek. Ama en önemlisi tüm bunları içine alan tarımsal üretim politikasını doğru şekilde uygulayabilmek.  Traktörün, elektriğin, gübrenin, demirin, çimentonun, arabanın, kiranın kısacası her şeyin fiyatı arttı, artmaya da devam ediyor. Özellikle temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları, tüketici olarak herkesi doğrudan etkiliyor. Paranız yoksa ev, araba almayı erteleyebilirsiniz ancak eti, sütü, soğanı, patatesi, ekmeği almak zorundasınız.

Gıda fiyatlarındaki artışlar, elbette dünyanın her yerinde gündem oluyor. Ancak, Dünya genelinde gıda fiyatları düşerken, dünya sebze üretiminde 4., meyve üretiminde 5., Avrupa’da tarımsal üretimde 1., sığır varlığında 1. Olan Türkiye, gıda enflasyonunda da yine 1’nci sırada. Bunun da nedeni, hep üzerine basarak söylediğimiz gibi yüksek girdi maliyetleri…

Son yıllarda artan girdi maliyetleri, iklim değişikliğine bağlı kuraklık, tarımsal üretimi etkilediği gibi hayvancılığı da içine aldı… Türkiye İstatistik Kurumu, 9 Şubat’ta, 2022 yılına ait ‘Hayvansal Üretim İstatistiklerini açıkladı. Veriler, hayvancılıkta yaşanan derin krizi açıkça ortaya koyuyor. 2022 yılında Domuz hariç, büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvanları olmak üzere kısacası sektörün tüm kesiminde bir azalma var. Büyük bir krizde olan hayvancılık sektörü, yaşadığımız deprem felaketiyle bir darbe daha aldı. 10 ilde yaşanan deprem, zaten zor durumda olan hayvancılığı daha da zor duruma düşürmüştür.

Dünyanın merkezinde bulunan Türkiye’nin, tarımsal ve hayvansal üretim istatistiklerini göz önünde bulundurup, artık günübirlik tarım politikalarından vazgeçmesi gerek. Tarım ile uğraşan çiftçilerimizin yaş ortalaması 58’den 60’a doğru yükseliyor. Bu yükselişin nedeni ise genç nüfusun kırsaldan şehre göç etmesi. Gençlerimizi köylerimizde tutamazsak, kırsaldaki nüfus her yıl yaşlanmaya devam edecek. Bunun sonucunda da tarımsal üretim ve gıda güvencesi tehlikeye girecek.  

Kırsaldan kente geçişe değinmişken, Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi ilimizde de tarım arazileri, yabancı kişiler tarafından yüksek fiyatlarla satın alınıyor. Hangi amaç için satın aldıkları hakkında şuana kadar net bir bilgi yok. Özellikle Bakanlığınızın bu satışları acilen incelemeye alması ve yabancıya arazi satışını biran evvel durdurması gerek. Arazisini satıp, köyden kente göç eden çiftçimizi, bir daha köyüne geri döndürme gibi bir şansımız yok.

Gençlerimizi tarımda tutmaktan, üretimi devam ettirmekten başka çaremiz yok. Biz de sürekli olarak, bıkmadan, usanmadan "üretim, üretim, üretim" diyoruz, üretmekten başka bir çare, çıkış yolu yok. Cesurca Burdur'dan bir kez daha gür sesle haykırıyoruz: Açın üretimin önünü, kaldırın engelleri...

Başta; girdi maliyetleri sorunu olmak üzere çiftçimizin, planlı üretimin önündeki engelleri aşarsak, başaramayacağımız hiçbir şey yok. Burdur üretici ile büyür, üretici gelişir diyor, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızın temsilcilerine, siz değerli konuklarımıza, üreticilerimize, fuara katılan tüm firma sahiplerine teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 

 

 

Burdur HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.