İldeş: Çırak yetişmeden, üretim olmadan meslekler yaşayamaz
İldeş: Çırak yetişmeden, üretim olmadan meslekler yaşayamaz
Burdur'da yıllarca demircilik yapan ve tarım makineleri üreten Ahmet İldeş'in (70) Ateşli Sanatlar Çarşısı çırak yetişmediği için birçok mesleğin yok olduğunu anlattı.
Kendisinin çıraklığı devam ettirmek için girişimlerde bulunduğunu fakat sonuçsuz kaldığını anlatan Ahmet İldeş, “Şimdi biz burada nöbet tutuyoruz vakit geçiriyoruz. Burada tanıdığımız esnaf dost arkadaş kimse kalmadı. Ben üretimde en son hidrolik destekli patozu geliştirdim ve Türkiye’nin her yerine satıyordum. Ama arkamızdan bu işi devam ettirecek nesil yetişmediği için devamı olmadı. Biz Yeni Sanayideyken Çıraklık Okuluna bir yurt altına da atölye yapalım çıraklarımız hem barınsın hem de burada teorik ve mekanik olarak yetişsin istedik. Maalesef bürokrasi nedeniyle yapamadık bunu. Çıraklara bir yurt yapamazsak, onların pratik yapacağı atölyeleri, tezgahları kuramazsak bunlar nerede nasıl yetişecek” dedi.
Ateşli Sanatlar Çarşısının tarihinden de Bahseden İldeş, “1954’te Yukarı Pazarda Kayımoğlu dondurmanın oradan Ziraat Bankasına kadar her sokakta Bakırcı, Demirci, Kalaycı vardı. Bunlar 1954 yılında buraya gönderildi. Belediye yapmış burayı, her 20 metrekareye bir esnaf bir dükkana girmiş. Çok büyük işleri olan esnaf 2-3 dükkana alıp taşınmış. Buranın adı da o zamanlar Ateşli Sanatlar Çarşısı olarak tescillenmiş. Burada demircilerden birkaç kişi çalışıyor, bakırcılardan iki kişi kaldı, kalaycıda 2-3 kişi var başkada kimse kalmadı. Maalesef bu ustaların devamı da gelecek gibi görünmüyor. Cümbüşlü caddesinde Semerciler vardı hiç kimse kalmadı “şeklinde konuştu.
‘Şimdi herkes hazır alıp hazır satıyor üretim yok’
Ailesinin de kendisinin de her zaman üretimden yana oldukların anlatan Ahmet İldeş, “Şuan herkes hazır alıp hazır satmak derdinde üreten esnaf yok, üretici kalmadı. Bu bize uygun bir yöntem değildi, biz üretim ahlakıyla yetiştik ve üretici olarak çalıştık. Ben ve benden önceki nesil hep üreten insanlar oldu. Dedem Ahmet Nalçacı Mıhçıydı, nalbant mıhı üretirdi. Babam da nalbant mıhı üretmiş, 1955’ten sonra mıhçılıkta otomasyona geçince o da Kalaycılığa dönmüş. O zaman ustalar her çırağı almıyordu. Ben ustamın yanına çırak olarak torpille girdim. Onun sayesinde meslek öğrenip 1962’den beri bu dükkanda devam ettik, Yeni Sanayideki dükkanda da tarım makineleri ürettik. Ben 1981’de Yeni Sanayide başladım demirciliğe orası daha yeni kuruluyordu, o zaman gidip gelecek dolmuş paramız bile yoktu cebimizde. 3-5 seneye Yeni Sanayi dolmaya başladı. Biz işi öğrendik ve 7 sene Ankara’da büyük bir firmaya işler yaptım. Böylece o sanayi gelişmeye başladı, ama ben her gün Ateşli Sanatlar Çarşısına gelir bu havayı teneffüs ederdim” dedi.
‘Pratik olmadan teoride yetişmiyor’
Yetişmiş eleman eksikliğinin en büyük sebebinin pratikten uzak eleman yetiştirme olduğunu vurgulayan İldeş, “Alaylı olmayınca teoriden yetişinden de bir şey olmuyor. Buraya kaç tane makine mühendisi geldi, daha anahtar tutmayı bilmiyor, elektrik mühendisi geldi sigorta panosunun yerini bilmiyor. Bunlar gibi birçok insan devlet kapısına girmeye çalıştı. Bu şekilde bilgi beceriyle oraya girenler oldu ama onlardan da üretim adına bir iş ortaya çıkmadı” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.