Yanı başımızda çobanlık yaparken keşfedildi: İşte Siri’nin arkasındaki Türk Bilim İnsanı

DÜNYA 05.11.2024 - 09:50, Güncelleme: 05.11.2024 - 09:50 1374 kez okundu.
 

Yanı başımızda çobanlık yaparken keşfedildi: İşte Siri’nin arkasındaki Türk Bilim İnsanı

4 yaşında annesini, 11 yaşında ise babasını kaybeden Hüseyin Yılmaz, Denizli’nin Acıpayam ilçesinde çobanlık yaparken bilim insanları tarafından keşfedildi ve bu tesadüf hayatının dönüm noktası oldu.
Yoksul bir ailede dünyaya gelen Yılmaz, eğitim hayatına desteklerle başladı ve zorlu bir yolculukla Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar uzandı.  Çobanlık yaptığı yıllarda, bir grup öğretmenin piknik için dağlık alanlarda onu görmesiyle başlayan bu hikaye, Yılmaz’ın üstün zekası ve öğrenme isteği sayesinde bilim dünyasında adını duyurmasına yol açtı. Öğretmenlerinin yardımıyla yatılı okula gönderilen Yılmaz, zekası ve merakı ile kısa sürede dikkat çekti ve lise yıllarında öğretmenlerinin önerisiyle İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Mühendisliği bölümüne kabul edildi.   ABD’de Bilimsel Çalışmalar Liseden mezun olduktan sonra İTÜ’de okuyan Yılmaz, daha büyük soruların peşine düşerek MIT’de görev yapan Prof. Morse’a yazdığı mektup sayesinde MIT’den davet aldı. Amerika’ya giderek burada araştırmalar yapan Hüseyin Yılmaz, kısa sürede tezini tamamlayarak doktora unvanını aldı ve bilgisayarlarda sesli komut kullanımı üzerine çalışmalar yaptı. Yılmaz, 1960’lı yıllarda sesle kontrol edilen ilk bilgisayarı tasarladı. Bu yenilikçi adım, günümüzde akıllı telefonlardan ev cihazlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılan sesli komut sistemlerinin temelini oluşturdu.   Siri’nin Kökenleri Bugün “Siri” gibi sesli komut sistemlerinin temelini atan Yılmaz’ın geliştirdiği teknoloji, zaman içinde farklı bilim insanlarının katkılarıyla gelişti. Bu buluş, akıllı telefonlar başta olmak üzere birçok cihazda sesli komut sistemlerinin kullanılmasına ilham kaynağı oldu.
4 yaşında annesini, 11 yaşında ise babasını kaybeden Hüseyin Yılmaz, Denizli’nin Acıpayam ilçesinde çobanlık yaparken bilim insanları tarafından keşfedildi ve bu tesadüf hayatının dönüm noktası oldu.

Yoksul bir ailede dünyaya gelen Yılmaz, eğitim hayatına desteklerle başladı ve zorlu bir yolculukla Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar uzandı. 

Çobanlık yaptığı yıllarda, bir grup öğretmenin piknik için dağlık alanlarda onu görmesiyle başlayan bu hikaye, Yılmaz’ın üstün zekası ve öğrenme isteği sayesinde bilim dünyasında adını duyurmasına yol açtı. Öğretmenlerinin yardımıyla yatılı okula gönderilen Yılmaz, zekası ve merakı ile kısa sürede dikkat çekti ve lise yıllarında öğretmenlerinin önerisiyle İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Mühendisliği bölümüne kabul edildi.

 

ABD’de Bilimsel Çalışmalar

Liseden mezun olduktan sonra İTÜ’de okuyan Yılmaz, daha büyük soruların peşine düşerek MIT’de görev yapan Prof. Morse’a yazdığı mektup sayesinde MIT’den davet aldı. Amerika’ya giderek burada araştırmalar yapan Hüseyin Yılmaz, kısa sürede tezini tamamlayarak doktora unvanını aldı ve bilgisayarlarda sesli komut kullanımı üzerine çalışmalar yaptı. Yılmaz, 1960’lı yıllarda sesle kontrol edilen ilk bilgisayarı tasarladı. Bu yenilikçi adım, günümüzde akıllı telefonlardan ev cihazlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılan sesli komut sistemlerinin temelini oluşturdu. 

 Siri’nin Kökenleri

Bugün “Siri” gibi sesli komut sistemlerinin temelini atan Yılmaz’ın geliştirdiği teknoloji, zaman içinde farklı bilim insanlarının katkılarıyla gelişti. Bu buluş, akıllı telefonlar başta olmak üzere birçok cihazda sesli komut sistemlerinin kullanılmasına ilham kaynağı oldu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (2 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa ŞİMŞEK
(05.11.2024 12:20 - #256)
Hüseyin Yılmaz’ın hikayesinden yola çıkarak, toplum olarak bu tür yetenekleri keşfetmek ve onlara fırsat tanımak, bireylerin kişisel başarılarından çok daha ötesini ifade ediyor; toplumsal bir sorumluluğu içeriyor. Devletin, toplumdaki potansiyel beyin gücünü değerlendirme görevi burada öne çıkıyor. Üstün zekalı, meraklı ya da yaratıcı düşünen bireylerin desteklenmesi, ülkemizin bilimde ve teknolojide ilerlemesi için kritik bir unsur. Bahsettiğiniz örnekte olduğu gibi, birçok yetenekli insan, bazen en beklenmedik koşullarda karşımıza çıkıyor. Eğitim seviyesi ne olursa olsun, önemli olan yaratıcı fikirlerin ve projelerin ortaya çıkarılması için uygun zemini sağlamak. Gerçek anlamda "hak yemek" yalnızca birinin maddi haklarını gasp etmek değil; onun geleceğini engelleyerek, topluma yapabileceği katkıyı sınırlamaktır. Dayakla ya da baskıyla sindirilen nesillerin kaybı, sadece o bireylerin değil, tüm toplumun ilerleme potansiyelinin önünde büyük bir engeldir. Bu noktada, toplumsal olarak vicdan ve sorumluluk sahibi olarak, her bireyin potansiyeline sahip çıkmak; onları desteklemek bizim hem bu dünyada hem de ahirette sorumluluğumuzdur.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa ŞİMŞEK
(05.11.2024 12:20 - #257)
Hüseyin Yılmaz’ın hikayesinden yola çıkarak, toplum olarak bu tür yetenekleri keşfetmek ve onlara fırsat tanımak, bireylerin kişisel başarılarından çok daha ötesini ifade ediyor; toplumsal bir sorumluluğu içeriyor. Devletin, toplumdaki potansiyel beyin gücünü değerlendirme görevi burada öne çıkıyor. Üstün zekalı, meraklı ya da yaratıcı düşünen bireylerin desteklenmesi, ülkemizin bilimde ve teknolojide ilerlemesi için kritik bir unsur. Bahsettiğiniz örnekte olduğu gibi, birçok yetenekli insan, bazen en beklenmedik koşullarda karşımıza çıkıyor. Eğitim seviyesi ne olursa olsun, önemli olan yaratıcı fikirlerin ve projelerin ortaya çıkarılması için uygun zemini sağlamak. Gerçek anlamda "hak yemek" yalnızca birinin maddi haklarını gasp etmek değil; onun geleceğini engelleyerek, topluma yapabileceği katkıyı sınırlamaktır. Dayakla ya da baskıyla sindirilen nesillerin kaybı, sadece o bireylerin değil, tüm toplumun ilerleme potansiyelinin önünde büyük bir engeldir. Bu noktada, toplumsal olarak vicdan ve sorumluluk sahibi olarak, her bireyin potansiyeline sahip çıkmak; onları desteklemek bizim hem bu dünyada hem de ahirette sorumluluğumuzdur.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.