Kış çaylarını tüketirken dikkat!

27.11.2024 - 14:26, Güncelleme: 27.11.2024 - 14:26 85 kez okundu.
 

Kış çaylarını tüketirken dikkat!

Sağlık için faydalı olan kış çaylarının, alerjik reaksiyonlar, otoimmün hastalıklar, hamilelik, emzirme dönemi, karaciğer hastalıkları ve ilaç etkileşimleri gibi durumlarda dikkatli tüketilmesi gerektiği vurgulayan uzmanlar, gebelikte bazı bitkilerin düşük yapma riskini arttırabileceğini söylüyor. Kış çaylarının, içerdiği bitkisel bileşenlerden dolayı bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Özellikle antikoagülanlar, hipoglisemik ilaçlar, antihipertansif ilaçlar ve sedatif ilaç kullanan kişilerin bu bitkisel çayları dikkatli tüketmeleri ve bir sağlık profesyoneline danışmaları önemlidir.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Yatıştırıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle bilinen ıhlamur fazla tüketildiğinde sedasyon, uyuşukluk ve baş dönmesine yol açabilir.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, kışın tüketimi artan kış çaylarını kimlerin tercih etmemesi gerektiğini değerlendirdi. Gebelikte bazı bitkiler düşük yapma riskini arttırabilir Kış çaylarının, özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların semptomlarını hafifletmek amacıyla tercih edilen bitkisel çaylar olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Ancak bu çaylar, bazı sağlık sorunları olan kişiler için sakıncalı olabilir. Mide ve sindirim sistemi sorunu olanlarda özellikle bazı bitkilerin aşırı tüketimi mideyi tahriş edebilir ayrıca asidik mide sorunu olan kişilerde yanma hissine yol açabilir. Örneğin kış çayları içinde bulunabilen nane, mide ekşimesi ve asidik reflüyü tetikleyebilir, kekik bazı mide problemlerini kötüleştirebilir, mide ülseri veya gastrit gibi rahatsızlıkları olan kişilerin zencefilden kaçınması tavsiye edilir.  Gebelikte bazı bitkiler düşük yapma riskini arttırabilir. Özellikle mide bulantısını hafifletmek için yaygın kullanımı olan zencefilin yüksek miktarlarda tüketiminin düşük yapma riski oluşturabileceği belirtilmiştir. Ayrıca kanama sorunları ve antikoagülan kullanımı olan kişilerde zencefil, tarçın ve kekik gibi bitkilerin aşırı kullanımı kanın pıhtılaşma süreçlerini etkileyerek kanama bozukluklarını tetikleyebilir.” dedi. Papatyayı hormona duyarlı kanser öyküsü olan bireyler dikkatli kullanmalı Kan basıncı sorunu olan özellikle de yüksek tansiyonlu kişilerde kekiğin tansiyon düşürücü ilaçlarla etkileşerek kan basıncını düşürebildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Tarçın antidiyabetik ilaçlarla etkileşime girerek kan şekerinin aşırı düşmesine neden olabilir. Bu yüzden şeker hastalığı olan kişilerin tarçın kullanımına dikkat etmeleri ve kan şekeri düzeylerini takip etmeleri önemlidir. Ayrıca yüksek miktarda tarçın tüketimi karaciğer üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Antiviral, antiinflamatuar ve sakinleştirici özelliği ile bilinen papatya ise hormonları etkileyebilecek bazı bileşikler içerebilir, hormona duyarlı kanser öyküsü olan bireyler dikkatli kullanmalıdır.” diye konuştu. Ihlamur, bazı kişilerin alerjik reaksiyon göstermesine yol açabiliyor Soğuk algınlığına karşı sıklıkla kullanılan ve bağışıklık destekleyici bir bitki olan ekinezyanın bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya yan etkilere yol açabileceğini de söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Otoimmün hastalıklar (örneğin, lupus, romatoid artrit gibi) bulunan bireylerde ekinezya, bağışıklık sistemini daha da aktive edebilir ve bu durum hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Çiçek polenlerine duyarlı bireyler için alerjik reaksiyon riski bulunmaktadır. Örneğin Ihlamur, bazı kişilerin alerjik reaksiyon göstermesine yol açabilir. Pek çok bitkinin çocuklar üzerindeki etkileri yeterince araştırılmadığı için dikkatli olunması gerekir.” şeklinde konuştu.  Formun Üstü Kış çayları bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabiliyor Kış çaylarının, içerdiği bitkisel bileşenlerden dolayı bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti: “Zencefil, mürver, kekik, adaçayı, papatya, tarçın ve karanfil gibi bitkilerin yer aldığı kış çayları antikoagülanlar (örneğin warfarin, aspirin, heparin) ve antiplatelet ilaçlarla etkileşime girerek kanın pıhtılaşma mekanizmalarını etkileyebilir, kanama riskini arttırabilir.  Tarçın, karanfil ve adaçayı gibi bitkiler insülin veya oral antidiyabetik ilaçlar (örneğin metformin) kullanan bireylerde hipoglisemi riskini artırabilir, kan şekeri düzeylerinin tehlikeli şekilde düşmesine neden olabilir.  Kekik, zencefil ve ıhlamur gibi bitkiler antihipertansif ilaçlarla etkileşime girerek kan basıncını aşırı derecede düşürebilir. Sakinleştirici ve uyku verici özelliklere sahip ıhlamur ve papatya benzodiazepinler (örneğin diazepam, lorazepam), barbitüratlar ve uyku ilaçları gibi sedatif ilaçlarla etkileşime girerek aşırı sedasyon, baş dönmesi ve uyku hali yaratabilir.” Tansiyon ilacı kullananlar bitkisel çayları dikkatli tüketmeli Bazı bitkilerin özellikle tarçın ve kekiğin serotonin seviyelerini etkileyebildiğini bu nedenle antidepresan ilaçlarla birlikte kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Antiinflamatuar ve antivirütik özelliklere sahip meyan kökü, hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir. Soğuk algınlığı, boğaz ağrıları ve sindirim problemleri gibi sorunların tedavisinde sıklıkla tercih edilen ferahlatıcı ve antimikrobiyal özelliklere sahip bir bitki olan nane mide asidini artırabilir ve bu da özellikle antiasit ilaçlar kullanan kişiler için sorun oluşturabilir. Ekinezya ve mürver gibi bazı bitkiler, bağışıklık sistemini uyararak, bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla (örneğin steroidler veya immünosupresifler) etkileşime girerek tedavi etkinliğini azaltabilir. Özellikle antikoagülanlar, hipoglisemik ilaçlar, antihipertansif ilaçlar ve sedatif ilaç kullanan kişilerin bu bitkisel çayları dikkatli tüketmeleri ve bir sağlık profesyoneline danışmaları önemlidir.” dedi. Hamilelerde düşük ve erken doğuma neden olabiliyor Hamilelik ve emzirme döneminin anne ve bebek sağlığı açısından çok hassas bir dönem olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Hamilelikte mide bulantıları için yaygın kullanımı olan zencefilin fazla tüketiminin düşük riski veya erken doğum gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilebileceği bildirilmektedir. Ayrıca kanama riskini arttırabileceğinden zencefilin aşırı (günlük 1 gramdan fazla) kullanımı tavsiye edilmez. Emziren annelerde zencefilin aşırı miktarda tüketiminin bebeğin sindirim sistemini etkileyebileceği ve kolik gibi mide problemleri yaratabileceği için dikkatli kullanılması önerilmektedir.  Tarçın, içeriğinde bulunan kumarinden dolayı yüksek dozda kullanıldığında rahim kasılmalarını tetikleyebilir bu da düşük veya erken doğum riski oluşturabilir. Emzirme döneminde ise tarçının aşırı kullanımı bebeğin sindirim sistemini etkileyebilir ve bazı alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kekik ve adaçayı da hamilelikte sınırlı kullanılması gereken bitkilerdendir. Tarçın gibi rahim kasılmalarını artırabilir ve bu durum hamilelikte erken doğuma yol açabilir.” şeklinde konuştu. Ginsengin kan basıncını yükseltebildiği biliniyor Bazı bitkilerin, kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak tansiyon üzerinde değişikliklere neden olabildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti: “Bu tür bitkilerin bulunduğu çaylar, genellikle kan basıncını düşüren veya artıran özelliklere sahip olabilir bu da kullanılan ilaçların biyoyararlılığını ve dolayısıyla tedavi süreçlerini etkileyebilir. Ayrıca bitkisel çaylar antihipertansif ilaçlar, antikoagülan veya kardiyak ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkilere neden olabilir. Hipertansiyon tedavisi gören kişilerde kekik ve zencefil antihipertansif ilaçlarla etkileşerek kan basıncını aşırı şekilde düşürerek tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Kan dolaşımını artırıcı özelliklere sahip olan biberiye de antihipertansif ilaçlarla birleştiğinde aşırı düşük kan basıncına yol açabilir ve kardiyovasküler hastalıklar için bazı riskler oluşturabilir. Enerji arttırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleriyle bilinen ginsengin bazı çalışmalara göre kan basıncını yükseltebildiği ve hipertansiyon hastalarında ciddi riskler oluşturabileceği sunulmaktadır. Hipertansiyon veya kalp hastalığı bulunan kişilerin, herhangi bir bitkisel çayı düzenli olarak kullanmadan önce doktorlarına danışmaları çok önemlidir.” Ihlamurun fazlası baş dönmesine neden oluyor Zencefil, kekik ve tarçın gibi bitkilerin aşırı tüketiminin mide bulantısı, ishal ve karın ağrısı gibi mide ve sindirim problemlerine neden olabildiğini, tarçının, bazı kişilerde gastrit veya ülser gibi mide problemlerini tetikleyebildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Yatıştırıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle bilinen ıhlamur fazla tüketildiğinde sedasyon, uyuşukluk ve baş dönmesine yol açabilir. Bu durum dikkat gerektiren işlerde riskli olabilir. Metabolizmayı hızlandırıcı ve anti-inflamatuar özelliklere sahip tarçın içerdiği kumarin maddesinden dolayı yüksek dozda alındığında karaciğer toksisitesine yol açarak karaciğer fonksiyonlarını bozabilir. Sindirim sistemi sorunlarına iyi gelen bir bitki olan rezene  östrojen benzeri bileşikler içerdiği için aşırı miktarda alındığında hormonal dengeyi bozabilir. Bu, özellikle hormon duyarlı kanser (örneğin meme kanseri) geçmişi olan kişiler için risk oluşturabilir. Ve tüm bu bitkilerin yüksek dozlarda kullanımı içerdiği etken maddelere aşırı duyarlılık geliştirerek bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyebilir.” şeklinde sözlerini tamamladı. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlık için faydalı olan kış çaylarının, alerjik reaksiyonlar, otoimmün hastalıklar, hamilelik, emzirme dönemi, karaciğer hastalıkları ve ilaç etkileşimleri gibi durumlarda dikkatli tüketilmesi gerektiği vurgulayan uzmanlar, gebelikte bazı bitkilerin düşük yapma riskini arttırabileceğini söylüyor.

Kış çaylarının, içerdiği bitkisel bileşenlerden dolayı bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Özellikle antikoagülanlar, hipoglisemik ilaçlar, antihipertansif ilaçlar ve sedatif ilaç kullanan kişilerin bu bitkisel çayları dikkatli tüketmeleri ve bir sağlık profesyoneline danışmaları önemlidir.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Yatıştırıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle bilinen ıhlamur fazla tüketildiğinde sedasyon, uyuşukluk ve baş dönmesine yol açabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, kışın tüketimi artan kış çaylarını kimlerin tercih etmemesi gerektiğini değerlendirdi.

Gebelikte bazı bitkiler düşük yapma riskini arttırabilir

Kış çaylarının, özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların semptomlarını hafifletmek amacıyla tercih edilen bitkisel çaylar olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Ancak bu çaylar, bazı sağlık sorunları olan kişiler için sakıncalı olabilir. Mide ve sindirim sistemi sorunu olanlarda özellikle bazı bitkilerin aşırı tüketimi mideyi tahriş edebilir ayrıca asidik mide sorunu olan kişilerde yanma hissine yol açabilir. Örneğin kış çayları içinde bulunabilen nane, mide ekşimesi ve asidik reflüyü tetikleyebilir, kekik bazı mide problemlerini kötüleştirebilir, mide ülseri veya gastrit gibi rahatsızlıkları olan kişilerin zencefilden kaçınması tavsiye edilir.  Gebelikte bazı bitkiler düşük yapma riskini arttırabilir. Özellikle mide bulantısını hafifletmek için yaygın kullanımı olan zencefilin yüksek miktarlarda tüketiminin düşük yapma riski oluşturabileceği belirtilmiştir. Ayrıca kanama sorunları ve antikoagülan kullanımı olan kişilerde zencefil, tarçın ve kekik gibi bitkilerin aşırı kullanımı kanın pıhtılaşma süreçlerini etkileyerek kanama bozukluklarını tetikleyebilir.” dedi.

Papatyayı hormona duyarlı kanser öyküsü olan bireyler dikkatli kullanmalı

Kan basıncı sorunu olan özellikle de yüksek tansiyonlu kişilerde kekiğin tansiyon düşürücü ilaçlarla etkileşerek kan basıncını düşürebildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Tarçın antidiyabetik ilaçlarla etkileşime girerek kan şekerinin aşırı düşmesine neden olabilir. Bu yüzden şeker hastalığı olan kişilerin tarçın kullanımına dikkat etmeleri ve kan şekeri düzeylerini takip etmeleri önemlidir. Ayrıca yüksek miktarda tarçın tüketimi karaciğer üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Antiviral, antiinflamatuar ve sakinleştirici özelliği ile bilinen papatya ise hormonları etkileyebilecek bazı bileşikler içerebilir, hormona duyarlı kanser öyküsü olan bireyler dikkatli kullanmalıdır.” diye konuştu.

Ihlamur, bazı kişilerin alerjik reaksiyon göstermesine yol açabiliyor

Soğuk algınlığına karşı sıklıkla kullanılan ve bağışıklık destekleyici bir bitki olan ekinezyanın bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya yan etkilere yol açabileceğini de söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Otoimmün hastalıklar (örneğin, lupus, romatoid artrit gibi) bulunan bireylerde ekinezya, bağışıklık sistemini daha da aktive edebilir ve bu durum hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Çiçek polenlerine duyarlı bireyler için alerjik reaksiyon riski bulunmaktadır. Örneğin Ihlamur, bazı kişilerin alerjik reaksiyon göstermesine yol açabilir. Pek çok bitkinin çocuklar üzerindeki etkileri yeterince araştırılmadığı için dikkatli olunması gerekir.” şeklinde konuştu.  Formun Üstü

Kış çayları bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabiliyor

Kış çaylarının, içerdiği bitkisel bileşenlerden dolayı bazı ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti:

“Zencefil, mürver, kekik, adaçayı, papatya, tarçın ve karanfil gibi bitkilerin yer aldığı kış çayları antikoagülanlar (örneğin warfarin, aspirin, heparin) ve antiplatelet ilaçlarla etkileşime girerek kanın pıhtılaşma mekanizmalarını etkileyebilir, kanama riskini arttırabilir.  Tarçın, karanfil ve adaçayı gibi bitkiler insülin veya oral antidiyabetik ilaçlar (örneğin metformin) kullanan bireylerde hipoglisemi riskini artırabilir, kan şekeri düzeylerinin tehlikeli şekilde düşmesine neden olabilir.  Kekik, zencefil ve ıhlamur gibi bitkiler antihipertansif ilaçlarla etkileşime girerek kan basıncını aşırı derecede düşürebilir. Sakinleştirici ve uyku verici özelliklere sahip ıhlamur ve papatya benzodiazepinler (örneğin diazepam, lorazepam), barbitüratlar ve uyku ilaçları gibi sedatif ilaçlarla etkileşime girerek aşırı sedasyon, baş dönmesi ve uyku hali yaratabilir.”

Tansiyon ilacı kullananlar bitkisel çayları dikkatli tüketmeli

Bazı bitkilerin özellikle tarçın ve kekiğin serotonin seviyelerini etkileyebildiğini bu nedenle antidepresan ilaçlarla birlikte kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Antiinflamatuar ve antivirütik özelliklere sahip meyan kökü, hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir. Soğuk algınlığı, boğaz ağrıları ve sindirim problemleri gibi sorunların tedavisinde sıklıkla tercih edilen ferahlatıcı ve antimikrobiyal özelliklere sahip bir bitki olan nane mide asidini artırabilir ve bu da özellikle antiasit ilaçlar kullanan kişiler için sorun oluşturabilir. Ekinezya ve mürver gibi bazı bitkiler, bağışıklık sistemini uyararak, bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla (örneğin steroidler veya immünosupresifler) etkileşime girerek tedavi etkinliğini azaltabilir. Özellikle antikoagülanlar, hipoglisemik ilaçlar, antihipertansif ilaçlar ve sedatif ilaç kullanan kişilerin bu bitkisel çayları dikkatli tüketmeleri ve bir sağlık profesyoneline danışmaları önemlidir.” dedi.

Hamilelerde düşük ve erken doğuma neden olabiliyor

Hamilelik ve emzirme döneminin anne ve bebek sağlığı açısından çok hassas bir dönem olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Hamilelikte mide bulantıları için yaygın kullanımı olan zencefilin fazla tüketiminin düşük riski veya erken doğum gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilebileceği bildirilmektedir. Ayrıca kanama riskini arttırabileceğinden zencefilin aşırı (günlük 1 gramdan fazla) kullanımı tavsiye edilmez. Emziren annelerde zencefilin aşırı miktarda tüketiminin bebeğin sindirim sistemini etkileyebileceği ve kolik gibi mide problemleri yaratabileceği için dikkatli kullanılması önerilmektedir.  Tarçın, içeriğinde bulunan kumarinden dolayı yüksek dozda kullanıldığında rahim kasılmalarını tetikleyebilir bu da düşük veya erken doğum riski oluşturabilir. Emzirme döneminde ise tarçının aşırı kullanımı bebeğin sindirim sistemini etkileyebilir ve bazı alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kekik ve adaçayı da hamilelikte sınırlı kullanılması gereken bitkilerdendir. Tarçın gibi rahim kasılmalarını artırabilir ve bu durum hamilelikte erken doğuma yol açabilir.” şeklinde konuştu.

Ginsengin kan basıncını yükseltebildiği biliniyor

Bazı bitkilerin, kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak tansiyon üzerinde değişikliklere neden olabildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti:

“Bu tür bitkilerin bulunduğu çaylar, genellikle kan basıncını düşüren veya artıran özelliklere sahip olabilir bu da kullanılan ilaçların biyoyararlılığını ve dolayısıyla tedavi süreçlerini etkileyebilir. Ayrıca bitkisel çaylar antihipertansif ilaçlar, antikoagülan veya kardiyak ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkilere neden olabilir. Hipertansiyon tedavisi gören kişilerde kekik ve zencefil antihipertansif ilaçlarla etkileşerek kan basıncını aşırı şekilde düşürerek tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Kan dolaşımını artırıcı özelliklere sahip olan biberiye de antihipertansif ilaçlarla birleştiğinde aşırı düşük kan basıncına yol açabilir ve kardiyovasküler hastalıklar için bazı riskler oluşturabilir. Enerji arttırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleriyle bilinen ginsengin bazı çalışmalara göre kan basıncını yükseltebildiği ve hipertansiyon hastalarında ciddi riskler oluşturabileceği sunulmaktadır. Hipertansiyon veya kalp hastalığı bulunan kişilerin, herhangi bir bitkisel çayı düzenli olarak kullanmadan önce doktorlarına danışmaları çok önemlidir.”

Ihlamurun fazlası baş dönmesine neden oluyor

Zencefil, kekik ve tarçın gibi bitkilerin aşırı tüketiminin mide bulantısı, ishal ve karın ağrısı gibi mide ve sindirim problemlerine neden olabildiğini, tarçının, bazı kişilerde gastrit veya ülser gibi mide problemlerini tetikleyebildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Yatıştırıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle bilinen ıhlamur fazla tüketildiğinde sedasyon, uyuşukluk ve baş dönmesine yol açabilir. Bu durum dikkat gerektiren işlerde riskli olabilir. Metabolizmayı hızlandırıcı ve anti-inflamatuar özelliklere sahip tarçın içerdiği kumarin maddesinden dolayı yüksek dozda alındığında karaciğer toksisitesine yol açarak karaciğer fonksiyonlarını bozabilir. Sindirim sistemi sorunlarına iyi gelen bir bitki olan rezene  östrojen benzeri bileşikler içerdiği için aşırı miktarda alındığında hormonal dengeyi bozabilir. Bu, özellikle hormon duyarlı kanser (örneğin meme kanseri) geçmişi olan kişiler için risk oluşturabilir. Ve tüm bu bitkilerin yüksek dozlarda kullanımı içerdiği etken maddelere aşırı duyarlılık geliştirerek bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyebilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.