KÖMÜR ÜLKESİNDE BAŞARIYA GİDEN YOLDA GÜNEŞ IŞIĞI

TEKNOLOJİ 11.06.2019 - 10:32, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4197+ kez okundu.
 

KÖMÜR ÜLKESİNDE BAŞARIYA GİDEN YOLDA GÜNEŞ IŞIĞI

Güneş Pili Üreticisi Sonnen, fosil yakıtları olmayan bir gelecek inşa ediyor. İronik olarak şirket, kömür ülkesi Avustralya’da, büyük bir potansiyel görmektedir.
Adelaide Mark Sheldon coşku ve sevinç içinde: Sonnen Avustralya’nın Patronu, “Avustralya bizim için çok hızlı gelişen son derece ilginç bir pazar” diyor. ve – Amerika ile birlikte – bölgenin büyüyen pazarlarından biri. Güneşin öpücük yağmuruna tuttuğu ülke Avustralya, zaten Orta Avrupa’dan sonra güneş enerjisi için en önemli işyeri. Yönetici, bir konteyner ofisinde, Güney Avustralya’nın başkenti Adelaide’nin bir banliyösünde büyük bir üretim tesisinde bulunuyor. Bir teknenin arkasında teknisyenler, pil elemanlarını monte etmekteler. Malzemeler Almanya’dan, çalışanlar Adelaide’den. Çoğu teknisyen eskiden olduğu gibi aynı yerinde çalışıyor: Opel’in eski bir kız kardeşi markası olan eski otomobil üreticisi Holden’in üretim tesislerinde. Ana Şirket General Motor, 2017 Yılı Ekim Ayı’nda, tesisi kapattı. Tesisin kapatılması, 70 yaşındaki Avustralya Otomotiv Endüstrisi için son ölüm darbesiydi. Avustralya Vergi Mükellefleri’nin sübvansiyonlarındaki milyarlarca rakama rağmen, tüm üreticiler son yıllarda bavullarını yavaş yavaş son yıllarda topladı. Asya’da, yüksek ücretli Avustralya maliyetinin dörtte biri karşılığında bir araba üretebilir. Sonnen için, teknolojik olarak gelişmiş pillerini Adelaide’yi Avustralya, Pasifik ve Asya’ya yayılma yeri olarak seçmek yerine, “Made in Germany” – “Alman Malı” adı altında düşük maliyetli bir ülkede biraraya getirmesi çok daha ucuz olurdu. Bununla birlikte, Allgäu Bölgesi’nde bulunan Wildpoldsried merkezli bir şirketin, kuşkusuz hükümetin yıllarca engel oluşturduğu bir ülkede, Rejeneratif Enerji konusunda ılımlı bir hava hissetmesi, bu bağlamda büyük bir gelecek gördüğünü ortaya koymaktadır. Şirket, Almanya’da olduğu gibi Avustralya’da da “Sanal Enerji Santrali” kurmayı planlıyor: Binlerce Güneş Enerji Paneli ve Batarya Ağı. Sheldon, bu merkezȋ “Güneş Enerji Topluluğu’nun” geleneksel bir kömür yakıtlı enerji santralinin yerini alabileceğini ifade etmektedir. Handelsblatt Muhabiri’ne klinik olarak temiz üretim tesislerinde rehberlik ettiğini açıklayan Yönetici, “Buradaki enerji piyasasının yapısı, başka yerlerde olup bitenlerin bir mikro kozmosu gibi” ifadesiyle, “Fosil yakıtların, özellikle kömür yakıtlı elektrik santrallerinin sökülmesine, yüksek elektrik fiyatları neden olmaktadır”, açıklamasını yapmaktadır. Tüketiciler yıllardır Avustralya’nın, Batı dünyasında en yüksek elektrik fiyatlarına sahip olduğundan şikâyet etmektedir. Çünkü piyasa sadece bir avuç tedarikçi tarafından kontrol edilmektedir. Bunların yıllar boyunca dağıtım ağları genişledi ve “yaldızlı” hale geldi, çok parladı – Analistlerin beklentisi daha yüksek yönündedir. Bu maliyetler, müşteriye fiyat üzerinden yansıtılacaktır. Bu, tedarikçilere işleriyle ilgili yük getirmektedir: Avustralyalı Tüketiciler, daha ucuz alternatifler aramaktadır. Sheldon: “Burada büyük ölçekli yenilenebilir sektördeki büyük projelerde yalnızca güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi santrallerinde önemli bir artış değil, aynı zamanda özel solar çatı sistemlerinin de genişlemesini görüyoruz. Bu da teknik olarak elektrik şebekesinin tamamen yeniden yapılandırıldığını kanıtlıyor.” Sonnen Yöneticisi’nin iyimserliği ilk bakışta şaşırtıcı görülebilir. Avustralya Hükümeti’nin söylemine göre, ülkenin uzunca bir süre enerji kaynağı olarak kömüre bağımlı kalması bekleniyor. İklim Şüpheciliği Canberra’daki muhafazakâr koalisyonun ideolojik temelidir. Küçük ama etkili bir sözde “tersine” parlamenter grubu, siyasete ve küresel iklim için kömürün yıkıcı sonuçlarına dair tartışmalara hâkimdir. İlgili bu grup, Rupert Murdoch’un kontrol ettiği medya desteğinden hoşlanmaktadır. Avustralya’nın yazılı basın medyası ve televizyon kanallarının yüzde yetmiş, Murdoch’un News Limited’e ait. Medya son yıllarda ultra muhafazakârların gerçek propaganda organları haline geldi – Fox News’in ABD’de oynadığı rol gibi. Eleştirmenler, eski Yeşil Lider Bob Brown’un dediği gibi, Avustralya Hükümeti’nin “tamamen kömür lobisinin etkisi altında” olduğunu iddia ediyor. Eski Senatör Handelsblatt’a, Fosil Endüstrisi her yıl milyonlarca doları büyük partilerin ceplerine bağışlarla buluşturuyor, demecini vermektedir. Avustralya Hükümeti’nin kömür takıntısı zaman zaman mantıksız ve anlamsızlıklarla yüklüdür: 2017’de, eski Şansölye Scott Morrison, sözümona Kömür Enerji Kaynağı’nın ne kadar “güvenli” olduğunu insanlara Canlı TV Kameraları karşısında göstermek için, Parlamento’ya bir miktar taşkömürü getirdi. Aylar sonra Morrison, liberal eski Goldman Sachs bankacısı Malcolm Turnbull’a karşı aşırı muhafazakâr bir darbeden yararlanarak, Başbakan oldu. Kömür, hiç şüphesiz Avustralya’nın ekonomik refahı için çok önemlidir. Yakıt en önemli mineral ihracat ürünüdür: 2018 yılında, Avustralya, madenlerinden yaklaşık 200 milyon ton kömür sattı. Bu miktar, toplam 60 milyar Avustralya Doları’na (37,5 milyar Euro) karşılık gelmektedir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi büyüyen ekonomilere. Kömür, aynı zamanda meskenlerin enerji üretimi için bir numaralı yakıttır: 2017 yılında ülke genelinde üretilen elektriğin yüzde 61’i kömür yakıtlı elektrik santrallerinden tedarik edilmekte olup, bunu yüzde 21 oranında gaz takip etmektedir. En azından fosil yakıtlara olan bağımlılığı nedeniyle ülke, Batı dünyasında kişi başına düşen en yüksek Karbondioksit (CO2) salınımı olan bir ülkedir. “Parasını Kömüre Yatırım Yapanlar, Kayıp Varlıklara Yatırım Yapar” Ancak kömürden elde edilen elektrik enerjisi, önemini yitirmektedir. Özellikle yüksek emisyonlu linyitin payı, 2017 yılında yüzde 11 oranında azalmıştır. Bunun bir nedeni, yaşlanan kömür yakıtlı elektrik santrallerinin kapatılmasıdır. Muhafazakâr Hükümet’in yeni operatörler bulma çabalarına rağmen, yatırımcılar âdeta, “Geçti Bor’un Pazarı” bağlamında, el sallamaktadırlar. Ekonomi Profesörü ve Dünya Bankası Danışmanı John Hewson, Handelsblatt’a “Hala kömüre yatırım yapanlar, ölü varlıklara yatırım yapıyor”, açıklamasını yapmaktadır. 18 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde hükümet, gerekirse yeni kömür yakıtlı elektrik santrallerinin yapımını vergi mükelleflerinin parası ile finanse edilmesi hususunda söz vermiş bulunmaktadır. Ancak bunun büyük çapta gerçekleşmesi, mümkün değildir. Tüm eleştirilere ve yıllarca süren belirsizliğe rağmen, alternatif yenilenebilir elektrik enerji kaynakları açığı kapatılmaya başlanmıştır. Geçen yıl yatırımcılar, yeni tesislerin inşasına 11 milyar Avustralya Doları (6,9 milyar Euro) pompaladı. Sadece 2017’de, elektrik karışımındaki güneş, rüzgâr ve hidro enerjinin payı yüzde 5 arttı. Enerji Bölümüne göre bugün güneş, rüzgâr ve su, elektriğin yüzde 16’sını sağlamaktadır. Yenilenebilir Enerjiler Devrimi’nin Başlatıcıları, bireysel devletlerdi. Alternatif kaynakların üretimini sübvanse etmektedirler – genellikle federal hükümetin sert eleştirilerine rağmen. Bu, Rüzgâr Santralleri’nin kurulmasına ve Güneş Enerji Sistemleri’nin kurulumunda bir patlamaya neden oldu: Geçen yılın sonunda iki milyondan fazla ev çatısı, ülke genelinde toplam Yedi Gigawatt üretti. Kıta’daki güneşlerin evi olarak kabul edilen Güney Avustralya, alternatif elektrik kaynaklarının tanıtımında lider olarak kabul edildi. Burada, 2017’de Elon Musk, o zamanki Sosyal Demokrat yerel yönetimin davetiyle, arızalardan etkilenen güç şebekesini dengelemek için, dünyanın en büyük Tesla Pili’ni rekor sürede üretti. Bununla birlikte Güneş Enerjisi Endüstrisi, muhteşem bir yükseliş yaşadı. Hane başına 6000 Avustralya Doları’na kadar (3750,- Euro) sübvansiyonlar, 2018’e kadar 230.000 Çatı Sistemi kurulmasına neden oldu – ve binlerce istihdam sağlandı. Sonnen, Güney Avustralya’daki muhafazakâr bir hükümetin bir yıl önce iktidara gelmesiyle genişleme planlarını çoktan hazırlamıştı. Mark Sheldon, Yeni Başbakan Steven Marshall neyse ki sübvansiyon programına sıkışıp kaldı. “Çünkü ne kadar iyi olduğunu görebiliyordu” diyor. Destek ödemelerinin “sadece pastanın üzerine krema” olduğunu vurguluyor. Şirket, “Avustralya’da yenilenebilir enerjinin geleceğine tamamen inanıyor”.  
Güneş Pili Üreticisi Sonnen, fosil yakıtları olmayan bir gelecek inşa ediyor. İronik olarak şirket, kömür ülkesi Avustralya’da, büyük bir potansiyel görmektedir.

Adelaide Mark Sheldon coşku ve sevinç içinde: Sonnen Avustralya’nın Patronu, “Avustralya bizim için çok hızlı gelişen son derece ilginç bir pazar” diyor. ve – Amerika ile birlikte – bölgenin büyüyen pazarlarından biri. Güneşin öpücük yağmuruna tuttuğu ülke Avustralya, zaten Orta Avrupa’dan sonra güneş enerjisi için en önemli işyeri.

Yönetici, bir konteyner ofisinde, Güney Avustralya’nın başkenti Adelaide’nin bir banliyösünde büyük bir üretim tesisinde bulunuyor. Bir teknenin arkasında teknisyenler, pil elemanlarını monte etmekteler. Malzemeler Almanya’dan, çalışanlar Adelaide’den. Çoğu teknisyen eskiden olduğu gibi aynı yerinde çalışıyor: Opel’in eski bir kız kardeşi markası olan eski otomobil üreticisi Holden’in üretim tesislerinde.

Ana Şirket General Motor, 2017 Yılı Ekim Ayı’nda, tesisi kapattı. Tesisin kapatılması, 70 yaşındaki Avustralya Otomotiv Endüstrisi için son ölüm darbesiydi. Avustralya Vergi Mükellefleri’nin sübvansiyonlarındaki milyarlarca rakama rağmen, tüm üreticiler son yıllarda bavullarını yavaş yavaş son yıllarda topladı. Asya’da, yüksek ücretli Avustralya maliyetinin dörtte biri karşılığında bir araba üretebilir.

Sonnen için, teknolojik olarak gelişmiş pillerini Adelaide’yi Avustralya, Pasifik ve Asya’ya yayılma yeri olarak seçmek yerine, “Made in Germany” – “Alman Malı” adı altında düşük maliyetli bir ülkede biraraya getirmesi çok daha ucuz olurdu. Bununla birlikte, Allgäu Bölgesi’nde bulunan Wildpoldsried merkezli bir şirketin, kuşkusuz hükümetin yıllarca engel oluşturduğu bir ülkede, Rejeneratif Enerji konusunda ılımlı bir hava hissetmesi, bu bağlamda büyük bir gelecek gördüğünü ortaya koymaktadır.

Şirket, Almanya’da olduğu gibi Avustralya’da da “Sanal Enerji Santrali” kurmayı planlıyor: Binlerce Güneş Enerji Paneli ve Batarya Ağı. Sheldon, bu merkezȋ “Güneş Enerji Topluluğu’nun” geleneksel bir kömür yakıtlı enerji santralinin yerini alabileceğini ifade etmektedir.

Handelsblatt Muhabiri’ne klinik olarak temiz üretim tesislerinde rehberlik ettiğini açıklayan Yönetici, “Buradaki enerji piyasasının yapısı, başka yerlerde olup bitenlerin bir mikro kozmosu gibi” ifadesiyle, “Fosil yakıtların, özellikle kömür yakıtlı elektrik santrallerinin sökülmesine, yüksek elektrik fiyatları neden olmaktadır”, açıklamasını yapmaktadır.

Tüketiciler yıllardır Avustralya’nın, Batı dünyasında en yüksek elektrik fiyatlarına sahip olduğundan şikâyet etmektedir. Çünkü piyasa sadece bir avuç tedarikçi tarafından kontrol edilmektedir. Bunların yıllar boyunca dağıtım ağları genişledi ve “yaldızlı” hale geldi, çok parladı – Analistlerin beklentisi daha yüksek yönündedir. Bu maliyetler, müşteriye fiyat üzerinden yansıtılacaktır.

Bu, tedarikçilere işleriyle ilgili yük getirmektedir: Avustralyalı Tüketiciler, daha ucuz alternatifler aramaktadır. Sheldon: “Burada büyük ölçekli yenilenebilir sektördeki büyük projelerde yalnızca güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi santrallerinde önemli bir artış değil, aynı zamanda özel solar çatı sistemlerinin de genişlemesini görüyoruz. Bu da teknik olarak elektrik şebekesinin tamamen yeniden yapılandırıldığını kanıtlıyor.”

Sonnen Yöneticisi’nin iyimserliği ilk bakışta şaşırtıcı görülebilir. Avustralya Hükümeti’nin söylemine göre, ülkenin uzunca bir süre enerji kaynağı olarak kömüre bağımlı kalması bekleniyor. İklim Şüpheciliği Canberra’daki muhafazakâr koalisyonun ideolojik temelidir. Küçük ama etkili bir sözde “tersine” parlamenter grubu, siyasete ve küresel iklim için kömürün yıkıcı sonuçlarına dair tartışmalara hâkimdir.

İlgili bu grup, Rupert Murdoch’un kontrol ettiği medya desteğinden hoşlanmaktadır. Avustralya’nın yazılı basın medyası ve televizyon kanallarının yüzde yetmiş, Murdoch’un News Limited’e ait. Medya son yıllarda ultra muhafazakârların gerçek propaganda organları haline geldi – Fox News’in ABD’de oynadığı rol gibi.

Eleştirmenler, eski Yeşil Lider Bob Brown’un dediği gibi, Avustralya Hükümeti’nin “tamamen kömür lobisinin etkisi altında” olduğunu iddia ediyor. Eski Senatör Handelsblatt’a, Fosil Endüstrisi her yıl milyonlarca doları büyük partilerin ceplerine bağışlarla buluşturuyor, demecini vermektedir.

Avustralya Hükümeti’nin kömür takıntısı zaman zaman mantıksız ve anlamsızlıklarla yüklüdür: 2017’de, eski Şansölye Scott Morrison, sözümona Kömür Enerji Kaynağı’nın ne kadar “güvenli” olduğunu insanlara Canlı TV Kameraları karşısında göstermek için, Parlamento’ya bir miktar taşkömürü getirdi. Aylar sonra Morrison, liberal eski Goldman Sachs bankacısı Malcolm Turnbull’a karşı aşırı muhafazakâr bir darbeden yararlanarak, Başbakan oldu.

Kömür, hiç şüphesiz Avustralya’nın ekonomik refahı için çok önemlidir. Yakıt en önemli mineral ihracat ürünüdür: 2018 yılında, Avustralya, madenlerinden yaklaşık 200 milyon ton kömür sattı. Bu miktar, toplam 60 milyar Avustralya Doları’na (37,5 milyar Euro) karşılık gelmektedir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi büyüyen ekonomilere.

Kömür, aynı zamanda meskenlerin enerji üretimi için bir numaralı yakıttır: 2017 yılında ülke genelinde üretilen elektriğin yüzde 61’i kömür yakıtlı elektrik santrallerinden tedarik edilmekte olup, bunu yüzde 21 oranında gaz takip etmektedir. En azından fosil yakıtlara olan bağımlılığı nedeniyle ülke, Batı dünyasında kişi başına düşen en yüksek Karbondioksit (CO2) salınımı olan bir ülkedir.

“Parasını Kömüre Yatırım Yapanlar, Kayıp Varlıklara Yatırım Yapar”

Ancak kömürden elde edilen elektrik enerjisi, önemini yitirmektedir. Özellikle yüksek emisyonlu linyitin payı, 2017 yılında yüzde 11 oranında azalmıştır. Bunun bir nedeni, yaşlanan kömür yakıtlı elektrik santrallerinin kapatılmasıdır. Muhafazakâr Hükümet’in yeni operatörler bulma çabalarına rağmen, yatırımcılar âdeta, “Geçti Bor’un Pazarı” bağlamında, el sallamaktadırlar. Ekonomi Profesörü ve Dünya Bankası Danışmanı John Hewson, Handelsblatt’a “Hala kömüre yatırım yapanlar, ölü varlıklara yatırım yapıyor”, açıklamasını yapmaktadır.

18 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde hükümet, gerekirse yeni kömür yakıtlı elektrik santrallerinin yapımını vergi mükelleflerinin parası ile finanse edilmesi hususunda söz vermiş bulunmaktadır. Ancak bunun büyük çapta gerçekleşmesi, mümkün değildir. Tüm eleştirilere ve yıllarca süren belirsizliğe rağmen, alternatif yenilenebilir elektrik enerji kaynakları açığı kapatılmaya başlanmıştır.

Geçen yıl yatırımcılar, yeni tesislerin inşasına 11 milyar Avustralya Doları (6,9 milyar Euro) pompaladı. Sadece 2017’de, elektrik karışımındaki güneş, rüzgâr ve hidro enerjinin payı yüzde 5 arttı. Enerji Bölümüne göre bugün güneş, rüzgâr ve su, elektriğin yüzde 16’sını sağlamaktadır.

Yenilenebilir Enerjiler Devrimi’nin Başlatıcıları, bireysel devletlerdi. Alternatif kaynakların üretimini sübvanse etmektedirler – genellikle federal hükümetin sert eleştirilerine rağmen. Bu, Rüzgâr Santralleri’nin kurulmasına ve Güneş Enerji Sistemleri’nin kurulumunda bir patlamaya neden oldu: Geçen yılın sonunda iki milyondan fazla ev çatısı, ülke genelinde toplam Yedi Gigawatt üretti.

Kıta’daki güneşlerin evi olarak kabul edilen Güney Avustralya, alternatif elektrik kaynaklarının tanıtımında lider olarak kabul edildi. Burada, 2017’de Elon Musk, o zamanki Sosyal Demokrat yerel yönetimin davetiyle, arızalardan etkilenen güç şebekesini dengelemek için, dünyanın en büyük Tesla Pili’ni rekor sürede üretti. Bununla birlikte Güneş Enerjisi Endüstrisi, muhteşem bir yükseliş yaşadı. Hane başına 6000 Avustralya Doları’na kadar (3750,- Euro) sübvansiyonlar, 2018’e kadar 230.000 Çatı Sistemi kurulmasına neden oldu – ve binlerce istihdam sağlandı.

Sonnen, Güney Avustralya’daki muhafazakâr bir hükümetin bir yıl önce iktidara gelmesiyle genişleme planlarını çoktan hazırlamıştı. Mark Sheldon, Yeni Başbakan Steven Marshall neyse ki sübvansiyon programına sıkışıp kaldı. “Çünkü ne kadar iyi olduğunu görebiliyordu” diyor. Destek ödemelerinin “sadece pastanın üzerine krema” olduğunu vurguluyor. Şirket, “Avustralya’da yenilenebilir enerjinin geleceğine tamamen inanıyor”.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.