PROF DR. Mehmet TOMANBAY
Köşe Yazarı
PROF DR. Mehmet TOMANBAY
 

İSTİKLAL SAVAŞINDA ADANA’NIN YURTSEVER KAHRAMANLARI

          Unutulmaz kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen İstiklal savaşımız tarihe “mazlum milletlerin emperyalizme karşı ilk başkaldırışı ve emperyalizme karşı indirilen ilk büyük darbe” olarak geçmiştir. Bu büyük ve onurlu mücadele kuşkusuz Anadolu’nun her bir köşesinde sayısız kahraman da yaratmıştır. Başta Atatürk olmak üzere canlarını hiçe sayarak bu büyük savaşta şehit ve gazi olan kahramanlarımızı her bir fırsatta ve şimdi de saygı ve rahmetle anıyoruz. Adana ilimiz bu kahramanlarımızın yoğunlukta olduğu illerimizden biridir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşında müttefikleri olan Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan’ın arkasından 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla yenilgiyi kabul etmiş ve 23 Kasım 1918 tarihinde de Adana valiliğine yazdığı resmi bir yazıyla Adana’nın düşmana bırakılmasını istemişti. Teslimiyetin hemen arkasından bu kadar hızlı bir şekilde alınan karar Adanalıları büyük bir üzüntüye ve infiale sokmuş ve çok kısa bir süre sonra 17 Aralık 1918 tarihinde de Ermeniler ile birlikte Fransızlar Adana’yı işgal etmişlerdi. Yenilgi sonrası hemen ilk işgal edilen illerden birisiydi Adana. Ancak hemen iki gün sonra da 19 Aralık 1918’de Anadolu sathındaki ilk Kuva-yı Milliye ateşi Dörtyol’da yakılmış ve ciddi bir direniş hareketi oluşmuştur. Direniş hareketiyle birlikte de birçok yurtsever kahraman ortaya çıkmıştır. Bu Adanalı kahramanların en saygın ve önemlilerinden birisi, 100 yıldan beri yayın hayatında olan Yeni Adana Gazetesinin kurucusu Ahmet Remzi Yüregir’dir. Sayın Ahmet remzi Yüregir’i Gazetenin 100. Kuruluş yılı anısına 24 Aralık 2018 tarihinde yapılan toplantıda rahmetle andık. İşgalden hemen sonra başlayan direniş ve kurtuluş mücadelesinde daha birçok yurtsever önemli kahramanlıklar gösterdi. Bu yurtsever kahramanlardan birisi de işgal sırasında Adana’da önemli görevlerde bulunmuş olan dedemdir. Annemin babası olan dedemi de bu vesileyle rahmetle anmak ve Adana’ya yaptığı hizmeti ve kahramanlığını kısaca anlatmak istiyorum. Dedem Ali Yaver Toros, Rumi 1301 (1885-1886) yılında Süleymaniye’de doğmuş, ilk ve orta eğitimini burada tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmiş ve 1 Ocak 1906 tarihinde Harp Okuluna kayıt yaptırmıştır. Harp Okulundan topçu teğmen olarak mezun olan Ali Yaver Bey, Birinci Dünya Savaşı’nda Hicaz, Yemen, Mısır, Irak, Suriye ve Filistin cephelerinde mücadele etmiştir. Mondros Ateşkeş Antlaşması imzalandığında Irak-Suriye cephesinde bulunan İkinci orduda, yüzbaşı rütbesiyle görev yapan Ali Yaver Toros, Genelkurmay’ın 1 Aralık 1918 tarihli “’2. Ordunun er ve subaylarından yeteri kadarıyla Adana Jandarma Kadrosunun tamamlanması” emri ile Adana’da görevlendirilmiştir. Ali Yaver bey, Kilikya olarak da bilinen Adana ve Tarsus bölgesini Fransız işgalinden kurtarmak için oluşturulan ulusal kuvvetler (Kuva-yı Milliye) kapsamında 41. Alay Topçu Yüzbaşısı olarak Pozantı’da Adana Mıntıka Komutanlığı Karargâh Heyeti’nde yer almıştır. Kuvayı Milliye ile birlikte Toros dağlarına çıkan Yüzbaşı Ali Yaver  ilk olarak Pozantı ve Karboğazı savaşlarında Fransızları yenmişler ve işgal sonrası Toroslarda yerleşmiş olan Fransız karakollarını ele geçirmişlerdir. Başarılı bir topçu Yüzbaşı olan Ali Yaver bey bu savaşlarda üstün başarılar göstermiştir. Örneğin; Tarsus cephesinde Fransızlarla olan bir çatışmadaki anısını kendisi söyle anlatmıştır: ““Fransızlar Tarsus’u işgal etmişti. Tarsus Cephesinde Almanlardan alınan topçu bataryası vardı. Batarya Kumandanı Yüzbaşı Emin, Takım Kumandanı Ali ve eşraftan Müştak Bey topları düşmandan korumak için Tümen Merkezine götürdüler. Kumandanın emri ile toplar manda yardımıyla çekilecekti. Bu arada Gaziantep’e takviyeye giden bir düşman treninin geldiği söylendi. Trenin devrilmesi emri verildi. Tren pek çok Fransız askeri ile doluydu. Teçhizatları da iyiydi. Cephe Kumandanı Galip Bey demiryoluna dinamit döşenmesini söyledi. Tren geçerken patlatılacaktı. Dinamit döşendi ancak en nihayetteki vagon geçtikten sonra patladı. Rayları da bozduğumuzdan tren durdu. Mesafeyi ölçtük ve tepeden top atışına başladık. Çok az sayıda mermimiz vardı. Yaptığım ilk atışta mermilerden biri lokomotifin içine girdi, diğeri de tekerleklere denk geldi. Tabur Kumandanı “Aferin Ali Yaver” dedi, atışa devam etmemizi söyledi. Bir gün sonra Mersin’den yeni Fransız kuvveti geldi. Çatışmalar sonucu bizi geri attılar. Birkaç gün sonra Tümenden emir geldi, taarruza başladık. Eshab-ı Keyf onlardaydı. Düşmanı yenince Eshab-Keyfi ve Fransızların iki topunu ele geçirdik. Düşman askeri kaçtı. Fransız Yüzbaşıyı çadırda pijamalarıyla yakaladık, onu öldürdüler. Kaçan Fransızlar çok kuvvetli olarak tekrar saldırdılar. Tarsus Cephesinde diğer kuvvetler gelmeden biz tepeye geçtik ve mevzi aldık. Atışa başladık. Bizim attığımız mermi topun içerisine girdi. Bunu bütün Tarsuslular bilir. Rütbem o zaman yüzbaşıydı(1)” Ali Yaver Toros, Güney Cephesindeki görevleri çerçevesinde; Mersin, Adana Havalisi Komutanlığı emrinde 2. Topçu Alayı Sinayder Bataryası Komutanı, Batı Cephesi ve 1. Ordu emrinde Batarya Komutanı olarak görev yapmış ve Ulaş, Pozantı, Avcıköy, Gülek ve Kabasakal çarpışmalarında da yer almıştır (2). Daha sonra, 1921 Temmuz’unda 2. Kolordu Batı Cephesinde görevlendirilen Yüzbaşı Ali Yaver bey Sakarya Meydan Muharebesinde de savaşmıştır. Anlaşılacağı üzere laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Sayın Ahmet Remzi Yüregir ve Sayın Yüzbaşı Ali Yaver Toros gibi binlerce kahraman yurtseverin canları ve başları uğruna verdikleri mücadelelerle kurulmuştur. Büyük bedeller ödenerek kurulan Cumhuriyetimizin çağdışı bir anlayışa teslim edilerek yok olmasına elbette bu kahramanların evlatları izin vermeyecektir. Cumhuriyetin kuruluşuna canları ve kanları ile katkıda bulunan tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun. Onlar onurlarıyla yattıkça Türkiye Cumhuriyeti de sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir. (1) Kuruoğlu, Fehim, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadelede Bir Subay: Ali Yaver Toros (1885-1967), Gazi Türkiyat, Güz 2012/11: 127-136 (2) Nusret Baycan, Türk İstiklal Harbinde Terfi Veya Tak ile Taltif Edilen Subaylar, http://www.atam.gov.tr/templates/resimler/File/Belgeler/dergi/s25baycan.pdf, s.102, (Erişim Tarihi: 14.01.2018)  
Ekleme Tarihi: 15 Ocak 2018 - Pazartesi

İSTİKLAL SAVAŞINDA ADANA’NIN YURTSEVER KAHRAMANLARI

          Unutulmaz kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen İstiklal savaşımız tarihe “mazlum milletlerin emperyalizme karşı ilk başkaldırışı ve emperyalizme karşı indirilen ilk büyük darbe” olarak geçmiştir. Bu büyük ve onurlu mücadele kuşkusuz Anadolu’nun her bir köşesinde sayısız kahraman da yaratmıştır. Başta Atatürk olmak üzere canlarını hiçe sayarak bu büyük savaşta şehit ve gazi olan kahramanlarımızı her bir fırsatta ve şimdi de saygı ve rahmetle anıyoruz.

Adana ilimiz bu kahramanlarımızın yoğunlukta olduğu illerimizden biridir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşında müttefikleri olan Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan’ın arkasından 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla yenilgiyi kabul etmiş ve 23 Kasım 1918 tarihinde de Adana valiliğine yazdığı resmi bir yazıyla Adana’nın düşmana bırakılmasını istemişti. Teslimiyetin hemen arkasından bu kadar hızlı bir şekilde alınan karar Adanalıları büyük bir üzüntüye ve infiale sokmuş ve çok kısa bir süre sonra 17 Aralık 1918 tarihinde de Ermeniler ile birlikte Fransızlar Adana’yı işgal etmişlerdi. Yenilgi sonrası hemen ilk işgal edilen illerden birisiydi Adana. Ancak hemen iki gün sonra da 19 Aralık 1918’de Anadolu sathındaki ilk Kuva-yı Milliye ateşi Dörtyol’da yakılmış ve ciddi bir direniş hareketi oluşmuştur. Direniş hareketiyle birlikte de birçok yurtsever kahraman ortaya çıkmıştır. Bu Adanalı kahramanların en saygın ve önemlilerinden birisi, 100 yıldan beri yayın hayatında olan Yeni Adana Gazetesinin kurucusu Ahmet Remzi Yüregir’dir. Sayın Ahmet remzi Yüregir’i Gazetenin 100. Kuruluş yılı anısına 24 Aralık 2018 tarihinde yapılan toplantıda rahmetle andık.

İşgalden hemen sonra başlayan direniş ve kurtuluş mücadelesinde daha birçok yurtsever önemli kahramanlıklar gösterdi. Bu yurtsever kahramanlardan birisi de işgal sırasında Adana’da önemli görevlerde bulunmuş olan dedemdir. Annemin babası olan dedemi de bu vesileyle rahmetle anmak ve Adana’ya yaptığı hizmeti ve kahramanlığını kısaca anlatmak istiyorum. Dedem Ali Yaver Toros, Rumi 1301 (1885-1886) yılında Süleymaniye’de doğmuş, ilk ve orta eğitimini burada tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmiş ve 1 Ocak 1906 tarihinde Harp Okuluna kayıt yaptırmıştır. Harp Okulundan topçu teğmen olarak mezun olan Ali Yaver Bey, Birinci Dünya Savaşı’nda Hicaz, Yemen, Mısır, Irak, Suriye ve Filistin cephelerinde mücadele etmiştir. Mondros Ateşkeş Antlaşması imzalandığında Irak-Suriye cephesinde bulunan İkinci orduda, yüzbaşı rütbesiyle görev yapan Ali Yaver Toros, Genelkurmay’ın 1 Aralık 1918 tarihli “’2. Ordunun er ve subaylarından yeteri kadarıyla Adana Jandarma Kadrosunun tamamlanması” emri ile Adana’da görevlendirilmiştir.

Ali Yaver bey, Kilikya olarak da bilinen Adana ve Tarsus bölgesini Fransız işgalinden kurtarmak için oluşturulan ulusal kuvvetler (Kuva-yı Milliye) kapsamında 41. Alay Topçu Yüzbaşısı olarak Pozantı’da Adana Mıntıka Komutanlığı Karargâh Heyeti’nde yer almıştır. Kuvayı Milliye ile birlikte Toros dağlarına çıkan Yüzbaşı Ali Yaver  ilk olarak Pozantı ve Karboğazı savaşlarında Fransızları yenmişler ve işgal sonrası Toroslarda yerleşmiş olan Fransız karakollarını ele geçirmişlerdir. Başarılı bir topçu Yüzbaşı olan Ali Yaver bey bu savaşlarda üstün başarılar göstermiştir. Örneğin; Tarsus cephesinde Fransızlarla olan bir çatışmadaki anısını kendisi söyle anlatmıştır: ““Fransızlar Tarsus’u işgal etmişti. Tarsus Cephesinde Almanlardan alınan topçu bataryası vardı. Batarya Kumandanı Yüzbaşı Emin, Takım Kumandanı Ali ve eşraftan Müştak Bey topları düşmandan korumak için Tümen Merkezine götürdüler. Kumandanın emri ile toplar manda yardımıyla çekilecekti. Bu arada Gaziantep’e takviyeye giden bir düşman treninin geldiği söylendi. Trenin devrilmesi emri verildi. Tren pek çok Fransız askeri ile doluydu. Teçhizatları da iyiydi. Cephe Kumandanı Galip Bey demiryoluna dinamit döşenmesini söyledi. Tren geçerken patlatılacaktı. Dinamit döşendi ancak en nihayetteki vagon geçtikten sonra patladı. Rayları da bozduğumuzdan tren durdu. Mesafeyi ölçtük ve tepeden top atışına başladık. Çok az sayıda mermimiz vardı. Yaptığım ilk atışta mermilerden biri lokomotifin içine girdi, diğeri de tekerleklere denk geldi. Tabur Kumandanı “Aferin Ali Yaver” dedi, atışa devam etmemizi söyledi. Bir gün sonra Mersin’den yeni Fransız kuvveti geldi. Çatışmalar sonucu bizi geri attılar. Birkaç gün sonra Tümenden emir geldi, taarruza başladık. Eshab-ı Keyf onlardaydı. Düşmanı yenince Eshab-Keyfi ve Fransızların iki topunu ele geçirdik. Düşman askeri kaçtı. Fransız Yüzbaşıyı çadırda pijamalarıyla yakaladık, onu öldürdüler. Kaçan Fransızlar çok kuvvetli olarak tekrar saldırdılar. Tarsus Cephesinde diğer kuvvetler gelmeden biz tepeye geçtik ve mevzi aldık. Atışa başladık. Bizim attığımız mermi topun içerisine girdi. Bunu bütün Tarsuslular bilir. Rütbem o zaman yüzbaşıydı(1)”

Ali Yaver Toros, Güney Cephesindeki görevleri çerçevesinde; Mersin, Adana Havalisi Komutanlığı emrinde 2. Topçu Alayı Sinayder Bataryası Komutanı, Batı Cephesi ve 1. Ordu emrinde Batarya Komutanı olarak görev yapmış ve Ulaş, Pozantı, Avcıköy, Gülek ve Kabasakal çarpışmalarında da yer almıştır (2). Daha sonra, 1921 Temmuz’unda 2. Kolordu Batı Cephesinde görevlendirilen Yüzbaşı Ali Yaver bey Sakarya Meydan Muharebesinde de savaşmıştır.

Anlaşılacağı üzere laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Sayın Ahmet Remzi Yüregir ve Sayın Yüzbaşı Ali Yaver Toros gibi binlerce kahraman yurtseverin canları ve başları uğruna verdikleri mücadelelerle kurulmuştur. Büyük bedeller ödenerek kurulan Cumhuriyetimizin çağdışı bir anlayışa teslim edilerek yok olmasına elbette bu kahramanların evlatları izin vermeyecektir. Cumhuriyetin kuruluşuna canları ve kanları ile katkıda bulunan tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun. Onlar onurlarıyla yattıkça Türkiye Cumhuriyeti de sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir.

(1) Kuruoğlu, Fehim, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadelede Bir Subay: Ali Yaver Toros (1885-1967), Gazi Türkiyat, Güz 2012/11: 127-136

(2) Nusret Baycan, Türk İstiklal Harbinde Terfi Veya Tak ile Taltif Edilen Subaylar, http://www.atam.gov.tr/templates/resimler/File/Belgeler/dergi/s25baycan.pdf, s.102, (Erişim Tarihi: 14.01.2018)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.