Özellikle böylesi zamanlarda “gördünüz mü dediğimiz çıktı, biz haklıydık” demek istemiyorum.
Senelerdir yazdığımız “paranın kayıt altına alınması” projemiz yetkililer tarafından değerlendirilse idi; bu gün bu yaşadıklarımız başımıza gelmeyecekti. Paramızla hiçbir kimse oynayamayacaktı.
Bütün paralar dövizler, Devlet bankalarında olduğundan öylesine kayıtsız küreksiz el değiştiremeyecek ti.
Birileri yurt dışına döviz mi gönderecek, karşılığında ülkemize ürün getirmek zorunda olacaktı. Vergisini ödemek zorunda olacaktı.
Birisinin hesabından, diğerinin hesabına döviz mi geçecek, devletin kasasına o paranın el değiştirmesinden dolayı, ticaret yapılmış kabul edilecek, devletin kasasına, Yüzde On para otomatik olarak akacaktı. Yani paradan para kazanmak ve Devletin Milletin geleceği ile oynamak mümkün olmayacaktı.
Terör odaklarına akan paralar, devletin ekranından görünecekti. Rüşvet, yolsuzluk, torpil, valizlerle para taşınamadığından kesinlikle tamamen ortadan kalkacaktı.
43 maddelik bu projemizi, Türkiye’deki ulaşa bildiğimiz bütün parti yetkililerine aktarmıştık. Ulaşamadıklarımızda iletişim kaynaklarını halkın yararına kullanmadıkları için, yani onların kendi yanlışları yüzünden ulaştıramamıştık.
“Böylesi kökten bir çözüm önerimizi, Yolsuzluk ve hırsızlık yapmayı düşünmeyen, Liderler ve vekiller yasalaştıra bilir demiştik. Çıkmadı dikkate alan, çıkmadı” Kardeşim bu 43 maddeyi anlayamadık bize bu konuda brifing vermek için gelir misiniz” demedi hiçbir siyasi.
Herkes, ama herkes, yaşanan bu Türk parasının değer kaybı sonucu gelişmelerden ve sonuçlarından rahatsız ve mağdur. Hükumet çaresiz gibi, muhalefet sadece hükumetin gitmesi için olaylara gülerek bakıyor ve hemen seçim diyor.
Ne yapacaklarını açık ve net söylemiyorlar. Söylemlerin hepsinin halkı milleti rahatlatacak inandıracak bir yanı yok. Hemen seçim.
Efendiler Aile bütçeleri yetersiz, geçim daha da zorlaştı nasıl yapacaksınız, nasıl kurtaracaksınız ekonomiyi ve bu milleti? Dahası var eğer sistemi değiştirmediğiniz sürece, bu oyunları bugün bu hükumete oynayan kara para sahipleri, yarın size oynayacaklar.
Yanlışlar yapıldı, yapanlar özür dilemeyi beceremediler, sorun bu değil ki; günlük aylık ve hatta bir yıllık bu sorunu çöze bilirsiniz. Hatta iktidarı değiştirmek isteyenler sizlere bu fırsatı birkaç seneliğine sağlaya bilirler. Ama hep kucaklarında olacak Türkiye ekonomisi hep diken üstünde olacak Türkiye’de hükumet olanlar.
Çareyi söylüyoruz, Bütün taşınmaz mallar, evler, tarlalar, topraklar nasıl kayda alınmışsa, Taşına bilir mallar da, döviz, altın, TL, ne varsa bir kereye mahsus vergisiz algısız ve nereden geldiği sorulmaksızın kayıtlara geçirilsin.
Bundan sonraki her para hareketinden, hesaptan hesaba aktarılırken, sadece Yüzde On Devletin kasasına para aksın. Tüm vergiler kaldırılsın. Bakkaldan bir çiklet alan çocuğun hesabından Doksan kuruş bakkalın hesabına, On kuruş devletin kasasına aksın.
Bir demir alan, odun alan, kitap alan, araba alan, herkesin hesabından satıcının hesabına aktarılan miktarın sadece Yüzde Onu devlete, Yüzde doksanı satıcının hesabına geçsin. Üç milyon vergi mükellefi sayısı otomatik olarak, Seksen beş milyon vergi mükellefine ulaşsın.
Göreceksiniz devletin kazancı artarken vatandaşın alım gücü iki katına çıkacak. Malların üzerindeki gereksiz ve alınamayan vergiler yüzünden yükselen fiyatlar yarıya düşecek.
Bu sistem değişmedikçe Bu ülke hiçbir boyunduruktan kurulamaz. Bu millet yoksulluktan ve işsizlikten başını kaldıramaz. Rüşvete, yolsuzluğa, teröre ve himmete giden kaynakların önüne geçemez. Yarın seçim olsa da sistem değişmedikçe yeni seçilenlerde Milletin beklentilerine cevap veremezler. Verseler bile bu çözüm geçici bir süre için olur. Üç yıl sonra, Yıkılan hükumeti ara duruma geliriz.
Üretim mi? Onu mu soruyorsunuz? Bizim bütün türkülerimiz Üretim üzerinedir O olmazsa olmazımız. Temel gıda ve ürünlerin üretiminde karma ekonomik sisteme geçilmek zorundadır .
Kooperatiflere de devlet garantisi gelmelidir ve Halkın katılımı kadar, devlet sermaye koymak zorundadır.