Merhaba değerli okurlarım. Seçim süresinden beş ay kadar öncesinden köşe yazmayı bıraktım.
Sebebine gelince, Köşe yazdığım bütün gazetelerin sahipleri benim çok sevdiğim saygı değer dostlarımdır. Onların seçim çalışmaları süresince siyasi görüşleri ve bağlantıları nedeni ile, üzülmesinler, kazançlarına engel olmayayım ve gazetelerinin çizgilerine ters düşmeyeyim diye. Tabi ki seçim çalışmaları süresince Face deki panolarımızla, var gücümüzle siyasi çizgimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürdük.
Seçimler bitti ve müsaadelerinizle yeniden yazmaya başlıyorum.
Köşe yazarları ne kadar gerçekleri yazmaya çalışsalar da, yazdığı gerçekler ne gazetelerine nede sahiplerine zarar vermemelidirler. Hoş benim yazdığım gazetelerin sahiplerinin hiç birisi bu güne kadar yazdığım yazıları “Bu bizim için sakıncalı” diyerek yazılarımı yayınlamamayı düşünmediler. Hepsine bu nedenle ayrı ayrı teşekkür ederim.
Gelelim yazımızın konusuna.
Seçimlerin sonuçları, sebep sonuç ilişkisini değerlendire bilen herkes tarafından bilinmektedir. Bu nedenle o konuya da girmeyeceğim. Bundan sonra seçimleri kazanan belediyelerin nasıl davranmaları gerektiği konusuna değineceğim.
Kazanan belediyelere vatandaşımız bir kredi açmışlardır. Eğer bu kredi düzgün yerlerde kullanılmadığında şirketler nasıl batarlarsa, bu oy kredisini alan belediyelerde, aldıkları oy kredisini, şeffaf ve temiz tarafsız belediyecilik adına kullanmazlarsa, bir daha aynı başkanlar seçilemeyecekleri gibi, 4 yıl sonra gerçekleşecek genel seçimlerde partileri de, hüsrana uğrayacaklardır. Ülkeme de en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır.
Biz köşe yazarlarının siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, yanlışları kim yaparsa yapsın yazmak mecburiyetimiz bulunmaktadır. “Biz yaparsak mübah, başkaları yaparsa günah” mantığını hayatımız boyunca doğru bulmadık. Bu nedenledir ki yeni değişen belediye başkanları, şeffaf temiz ve tarafsız belediyecilik yapmayacak olurlarsa; Biz çantada keklik ve yanlışlarının yanında duracak kadar karaktersiz olmadık olmayacağız.
Bilesiniz ki seçilen belediye başkanları, gözümüz bundan sonra üzerinizdedir. Tarafınız olup sizleri destekledi isek, seçilmeniz için mücadele etti isek, ülkemizin genel durumunu ve şehrimizin geleceğini, sizlerden önce düşündüğümüzden dolayıdır.
Eğer kolektif akılı kullanmayıp, insanımızın önceliklerini göz ardı etmeye başladığınız her olayda karşınızdayız. Belediyelerimizin, şirketlerinin başına, müdürlüklerinin başına, liyakatsiz ve “sadece bizim dediğimizi yapsın, düşünmesin, emirleri harfiyen yerine getirsin, oralardaki rantı bundan sonra yandaşlarımıza akıtsın yeter” düşüncesi ile atama yapacak olursanız; bu bize ve size verilen oy kredileri daha ilk gününden yanlış harcanmış demektir.
Her partinin içine yuvalanmış menfaat çeteleri vardır. Denenmediğimiz için birçok dürüstlük naraları atan guruplar, belediyelerimizin kurumlarına kendi adamlarının atanması için başkanlarımızı ablukaya alıp kendilerine mecbur etmeye çalışacaklardır. Biz her maçı dışarıdan seyretmesini bilen aklıselim insanlarımızın düşüncelerinin ortak noktalarının kullanılmasından yanayız.
Biliniz ki sayın başkanlar, sizleri yanlışa iten çıkarcıların tamamı, başarısızlık halinde bu başarısızlığı sizlere yıkacaklardır. Oysaki başarısızlığınız hep partilerinize, hem de 4 yıl sonraki genel seçimlerde cumhuriyetimize, demokrasimize, adaletin rafa kalkmasına ve hatta anayasamızın ortadan kalkmasına kadar kötü bir yol açacaktır.
Biz sizlerin işinizin çok zor olduğunu biliyoruz. Bu nedenledir ki kılavuzlarınızın çok dürüst olması gerekmektedir. Sizleri seçenler, sadece sizleri seçmediler. Demokrasiyi seçtiler, adaleti seçtiler, hakkı seçtiler, Demokratik Cumhuriyeti seçtiler, Atatürk ilkelerini seçtiler. Laik cumhuriyeti seçtiler. Uygulamalarınız, şeffaf olarak bu yönde olmaz ise biliniz ki ülke sizlerin yanlış uygulamalarınızdan dolayı kaybedecektir.
Bunun içindir ki biz şimdilik sizlerin yanınızdayız. Ne yazık ki çantada keklik, dilsiz şeytan ve kullanılacak kaleminiz değiliz.
Bu yazım sizleri üzdü ise kusurumuza bakmayınız. Tüm Türkiye’nin üzüntüye boğulmaması ve Cumhuriyetin kazanımlarının kaybedilmeye devam edilmesi halini görmemek için acizane uyarı mektubumuzdur. Esen kalın, sağlıklı kalın, Atatürkçü kalın, ezilenden yana kalın ve mutlu kalın sayın başkanlarım.
Mehmet Kızılaslan 19 Nisan2024