“Eğer bir örs isen sessiz dur, yok eğer çekiç isen sıkı dur”. Benjamin Franklin
Hareket etmemek ayakta durmaktır. Hareket halinde iken eyleme ara vermektir. Harekete geçmek içinde başlangıç durumudur durmak. Hayatın akışını ve zamanı bir adım geriden izlemektir.
Durmak nefes almaktır durup etrafa bakmaktır. Zihinde oluşan tüm olumsuzlukları geride bırakmaktır. Sözünde durarak çevresine güven vermektir.Sözünde durmak : insanlık değerleri üzerine inşa edilmekle beraber dürüst düşüncenin özünde yatan değerdir.
Dünyayı yeniden ön yargılardan arınmış bir şekilde görmektir.Farkına vararak ayırt etmeyi getirmektedir. Hayatın akışına kapıldığımızda durup farketmektir. Anlamak içinde durmak gereklidir.Bir şarkıyı da bütün benliğiyle hissetmektir. Bir yerde olmak veya bulunuştur.
Sokakta bir yerlere oturup olan biteni izleyerek öylece durup düşünebilmek. En doğal olduğumuz ansa durduğumuz zamandır. Rutin olana, dayatılana karşı koyuştur. Durmak dik duruşa uzanıştır. İnsana yakışan davranıştır dik durmak. Bozuk düzene ezen-ezilen ilişkisine emek sömürüsünü de karşı çıkıştır.
Sözde ileri demokrasiye iki yüzlü hayırseverliğe dur demeyi gerektirir. Yanlışlara da boyun eğmemenin tepkisidir. Söylenenlerin dikkat edilmesine kimi zamanda susmanın ve yeri geldiğinde özür dilemenin önemini de hatırlatıştır.
Durmak bir seçimdir yaşamın hızına deyip dişlililere çomak sokuştur. Dikensiz gül bahçesine de çivi kondurmaktır. Bu duruş suya sabuna karışmamayayım sıcak evimden başımı çıkarmayayım duruşu da değildir. Amacı da yaşamı durdurmadan hayat vermedir.
Yapılan tüm haksızlıklara gösterilen tüm duyarsızlığa rağmen dimdik ve inatla durmanın duruşudur. Yeri geldiğinde taşı gediğine koymak gibidir.
Eğilip bükülmemektir. Anımsanmalıdır ki, en uzun yolculuklar küçük bir adımla başlarsa toplumun tamamını saran hareketlerde bir kişiyle başlayabilmektedir.
Tarih ve insanlığın vicdanı, birilerinin peşinden koşanları değil birilerinin karşısında duranları not düşmektedir. Zülmün karşısında dik duranlarda her zaman hafızalarda yerini alacaktır. Durmak eylemin bitmesi değildir soluk alıştır. Dönmeden her esen rüzgara da kapılmayıştır. Yazımızı Nazım Hikmet in “Bulut mu olsam” şiirinden dörtlüklerle noktalayalım.
Kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür. Bulut mu olsam, gemi mi yoksa? Balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum,