"Aç bırak itaat etsin, cahil bırak biat etsin." Aziz Nesin
Sözlüğümüz, biat etmeyi bir kişinin egemenliğini tanımak olarak açıklamaktadır. Biat, arapça beya’at tan dönüşen bir kelimedir. Satmak ve satın almak, veya alış veriş anlamına gelmektedir.
Siyasi alanda ise iradenin alış verişidir.İnansan da inanmasan da birine tabi olmayı da getirmektedir. Aklınızın yok sayılmasıdır.Zihnin tembelleşmesidir. Liderin de koşulsuz sahiplenilmesini de getirmektedir.
Tabi olma uymak bu yapı da yer alır . Boyun eğmedir. Eğilirsin olur biteri de söyletir.Bana inat etmene gerek yok da yer bulur. Rahat etmenin adı olur.Bilimselliği de dışlar, daha çok dinsel, geleneksel eğitime ağırlık veren bir ortam yaratır.
Lider, partinin sözcüsü yerine karar merciği olarak yer alır.Otoritenin haklılığı sorgulanmadan kabul etmeyi getirir. Bu kültürde birey yerine lider, özgür düşünce yerine itaat, eleştiri yerine kabul yer alır.
Lidere kayıtsız,koşulsuz bağlı insanları getirir.İtiraz edememektir, sorgulama itirazın hoş karşılanmamasıdır. Liderlerin de yanlış yapmış olabileceği düşünülmez. Nasıl isterseniz öyle olsun demek de yetmez.
Bunun sizden istenmesini beklemeden istendiğin de ikiletmeden yerine getirmeyi gerektirir.Yanlışa yanlışı diyemeyerek yanlışları görmezden gelme de yer bulur.Biat kültüründe lidere kayıtsız, koşulsuz bağlı insanlar yetiştirmek yer alır.
Bu tutum beraberinde sahte özgüven kalıbı da oluşturur. “Sen büyüksün,güçlüsün” söylemini de içine alır.Sorgusuz sualsiz teslim oluşu beraberinde getirir.Hiç bir ilerlemeden söz edilemez.
Robotlaşmaya benzeyen bir durum söz konusudur. Mantıktan,vicdandan,sorgulamadan uzaklaşılmasıdır. İnsanın ezikleşmesi gün yüzüne çıkar.Liyakatın geri planda kalmasıdır.
Şartsız bağlılık yeminini içine alır. Haklılıkta önem arz etmez. Bu çerçevede siyasi liderler veya otorite sahibi iktidarlar, mutlak birer koruyucu konumundadırlar ve koruma isteğini kabul edenler ona sıklıkla şükran duyarak saygı gösterirler.
Lider ne diyorsa o olur. Muhalefet edenler gruptan uzaklaştırılır. Biat ın ilk örneklerine Roma İmparatorluğu’nda Commendatio olarak adlandırılan bu sistemde bir vatandaşın kendisinden mevkice yüksek bir kişinin yükümlülüğü altına girmesi ve ona hizmet etmesi biçiminde bir biatı öngörmekteydi.
Commendatio adı verilen bu sistemde başka bir kişinin yükümlülüğü altına girmeyi kabul edenlere sığıntı yükümlülüğü kabul edenlere ise koruyucu adı verilmişti. İslâm hukuk tarihinde de , hükümdarın saltanatının sabit olması ve hükmünün geçmesiydi.
Osmanlı nın gücünün de temel taşlarından biriydi. İnsan gücüne dayalı fetih çağlarında lidere biat eden askerler,savaşlarda üstünlük getiriyordu.Rönesans ve reformun getirdiği aydınlanmaya giremediğinden biat kültüründen çıkamadı.
Eğitimi de ona göre inşa edemeyince sanayi devrimi içinde yer alamadı. Türkiye’ yi biat kültüründen çıkaracak adımlar Cumhuriyetle birlikte atıldı. Köy Enstitüleri kuruldu. Eğitimde birlik yasası çıkarılarak eğitimin temeli bilimsel esaslara dayandırıldı.
Çağdaş hukukun getirdiği yasalar çıkarıldı. Üniversiteler açıldı.Çok sayıda öğrenci yurt dışına eğitime gönderildi. Yurda dönen bu genç insanlar arasından çok sayıda besteci, sanatçı, bilim insanı çıktı.
Ne yazık ki, Türkiye bu yolu sonuna kadar devam ettiremedi.Avrupa da ise egemen olan feodal düzende otoriteye bağlılık usulünde geçerliydi. Bu bağlılık, rönesans ve reform sonrasında 16 ve 17. yüzyıllarda etkisini yitirmeye başladı.
Fransız devrimi ve ardından gelen sanayi devrimi batıda biat kültürünün kabul görmemesini ve demokrasi kültürünün yayılmasına yol açtı.Biat kültüründen kurtuluşun yolu: birincil yapısal eğitim reformudur.
Ortaokul ve liselerde bilimsel derslere ağırlık vererek soru sorulmasına özendirilmelidir.Sorgulayan kuşakların yetişmesi amaçlanmalıdır. Ön yargılardan arınarak, eşitlik, ve adalet üstün değer kabul edilmelidir. İnsan ve hayvan haklarına saygı gösterilmelidir. Emek ve üretime değer vermelidir.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com