Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

“YASAK”

“Yasaklanmış olana erişmektir amacımız, çünkü şimdiye dek kural olarak, yalnız doğruları yasakladılar!'' Friedrich Nietzsche Yasak yasağı tanımlayan bir egemen ve onun sahip olduğu güç olmasını gerektirmektedir. Yasak olanın dışında bir de yasaklayan ve bir de yasaklanan olmak zorundadır. Yasaklar daha baştan itibaren eşitligin olmadığı bir durumdur. Yasakların yasak olabilmesi için bir de şiddet unsurundan en azından tehdit bağlamında var olmasını getirmektedir. Şiddet’e karşı tutumumuz yasaklarla olan ilişkimizi belirleyen önemli bir etmendir. Yaşamımızda "şiddet" ne kadar çok yer alıyorsa, koyduğumuz ya da uyduğumuz "yasaklarımız" da o oranda çoktur. Çünkü her yasak "özü itibariyle" şu ya da bu oranda içinde "şiddeti barındırır" ya da "şiddeti çağırır. "Yasakları yasaklamak bile belli bir oranda, "erki, egemenliği ve şiddeti" gerektirir.Yasak, istek uyandırmakla beraber korkuyu da tetikleyerek tecrübeleri de içinde barındırır. Kimi zaman da özgürlüğü kısıtlayan yaptırımdır. Hayal gücünün de ve yaratıcılığın sınırlarını da belirlemektedir. Söylendiğinde insanda duraksama yapmasına sebep olmaktadır. Zihinlere çakılan demir kazıktır yasak. Karanlık bir devire açılmakta olan kapıdaki anahtardır. Gücü elinde tutan kesimin günlük hayat düzenin sağlaması içinde gerekli gördüğü bir kelimedir. Tarihimize baktığımızda devlet anlayışının yasaklamalar ve sınırlamalarla dolu olduğu görülmektedir. Yasak ülkenin itibarını da küçültmektedir. Yasaklar hoşgörüsüzlüğü, toplumsal gerilimin artmasına sebep olmaktadır. Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil in dediği gibi “ Anlamak, yasak değildi benim ülkemde: Anlatmak yasak. Halkın gerçekleri öğrenme hakkının da ihlalidir yasak. Anayasaya göre de aykırıdır. 1982 Anayasasının 28 .madde 6. fıkrasına göre Yargılama görevinin amacına uygun yerine getirilmesi bakımından kanunla sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere de olaylar hakkında yayım yasağı da verilmemelidir. Demokratik toplum düzeni içinde de bilgi yayma eleştirme yorumlama da yasak getirilmesi doğru bir hareket olarak kabul edilmemelidir.Sosyal olaylar icersinde yer alan grev yasaklamaları karşısında da emek sınıfı da halkı yanına alarak onlarına sorunlarına ve taleplerine tercüman olmalıdır. Bir diğer konu da kürtajın yasaklanması kürtajı da önlenmemektedir. Daha çok kadının ölmesine ya da sakat kalmasına neden olmaktadır. Yasak eylemler kadar, sanat eserlerin de de kendini göstermektedir. Yıllarca şarkıların söylenmesine izin verilmeyerek toplatmalar ve albümlerin dinleyiciye ulaşmamasına kadar uzanmaktadır. Bir ülkede herhangi bir gerekçeyle bir sanat eserinin yasaklanması da o ülkenin ayıbıdır. Aslında verilen yasak kararı o ülke halkına verilmiştir. İktidarların da özgürlükleri kısıtlamaktan baskılardan yasaklardan da vazgeçmesi gerekmektedir. Arzu edilen o dur ki, demokratik,eşitlikçi bir ülkede sanatı üreterek paylaşmaktır. Tabuların da kırılmasıdır. Hiç kimsenin de siyasi yasaklı olmamasıdır. Okumak gelişmeyi ufkun genişlemesini beraberinde getirir. Görmesekte bilmesekte başka yaşantılar da vardır bunlara okuyarak izleyerek duyarak öğreniriz. Egemenler de okunacak yazılacak konuları da kısıtlamaktan da geri durmamaktadırlar. İşlerine gelen konuları işlerine geldiği zaman izin vermektedirler. Sınıflı toplumlarla beraber kimi konular hep yasak kategorisindedir. Buradaki kıstas da konuların çıkarlarına uygun olup olmayacağıdır. Çünkü değiştirici güç karşısında güce sahip değildirler. Bu çoğunlukla da ideolojik politik güçsüzlüktür. Yasaklar Orta Çağ da kalmayarak devam ediyor. Egemenler bugün de kitap dergi yasaklarından yarar ummaktadırlar. Gerçek, yasaklara rağmen kendini ortaya ve gelişme zeminini yaratır. Tarihin akışını yasaklar değiştirememektedir.Taksimin yasaklanması tutarlı ve mantıklı da degildir Taksim de rahatca gösteri konser yapabilen bir çok kesim bulunmaktadır. Taksimin emekçilere kapatılmasının anlamı sudur ki anti emperyalist seslerin yükseleceği yüzünden eylemler yasaklanmaktadır. Sorun çözmeyi bilmeyen yığınlar yasakları ortaya koymaktadırlar. Gerçeklerin anlaşılmasını istemeyenler de yasaklara başvurmaktadırlar. Anlamı şudur ki onu okumayacaksın bilmeyeceksin dinlemeyeceksin seyretmeyeceksindir. Her yasakta kendi isyancılarını doğurmaktadır. Cenap Sahabettin dediği gibi “Yasak, arzu doğurur”.  
Ekleme Tarihi: 28 Şubat 2021 - Pazar

“YASAK”

“Yasaklanmış olana erişmektir amacımız, çünkü şimdiye dek kural olarak, yalnız doğruları yasakladılar!'' Friedrich Nietzsche

Yasak yasağı tanımlayan bir egemen ve onun sahip olduğu güç olmasını gerektirmektedir. Yasak olanın dışında bir de yasaklayan ve bir de yasaklanan olmak zorundadır. Yasaklar daha baştan itibaren eşitligin olmadığı bir durumdur.

Yasakların yasak olabilmesi için bir de şiddet unsurundan en azından tehdit bağlamında var olmasını getirmektedir. Şiddet’e karşı tutumumuz yasaklarla olan ilişkimizi belirleyen önemli bir etmendir.

Yaşamımızda "şiddet" ne kadar çok yer alıyorsa, koyduğumuz ya da uyduğumuz "yasaklarımız" da o oranda çoktur. Çünkü her yasak "özü itibariyle" şu ya da bu oranda içinde "şiddeti barındırır" ya da "şiddeti çağırır.

"Yasakları yasaklamak bile belli bir oranda, "erki, egemenliği ve şiddeti" gerektirir.Yasak, istek uyandırmakla beraber korkuyu da tetikleyerek tecrübeleri de içinde barındırır.

Kimi zaman da özgürlüğü kısıtlayan yaptırımdır. Hayal gücünün de ve yaratıcılığın sınırlarını da belirlemektedir. Söylendiğinde insanda duraksama yapmasına sebep olmaktadır. Zihinlere çakılan demir kazıktır yasak. Karanlık bir devire açılmakta olan kapıdaki anahtardır.

Gücü elinde tutan kesimin günlük hayat düzenin sağlaması içinde gerekli gördüğü bir kelimedir.

Tarihimize baktığımızda devlet anlayışının yasaklamalar ve sınırlamalarla dolu olduğu görülmektedir. Yasak ülkenin itibarını da küçültmektedir. Yasaklar hoşgörüsüzlüğü, toplumsal gerilimin artmasına sebep olmaktadır.

Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil in dediği gibi “ Anlamak, yasak değildi benim ülkemde: Anlatmak yasak. Halkın gerçekleri öğrenme hakkının da ihlalidir yasak. Anayasaya göre de aykırıdır.

1982 Anayasasının 28 .madde 6. fıkrasına göre Yargılama görevinin amacına uygun yerine getirilmesi bakımından kanunla sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere de olaylar hakkında yayım yasağı da verilmemelidir.

Demokratik toplum düzeni içinde de bilgi yayma eleştirme yorumlama da yasak getirilmesi doğru bir hareket olarak kabul edilmemelidir.Sosyal olaylar icersinde yer alan grev yasaklamaları karşısında da emek sınıfı da halkı yanına alarak onlarına sorunlarına ve taleplerine tercüman olmalıdır.

Bir diğer konu da kürtajın yasaklanması kürtajı da önlenmemektedir. Daha çok kadının ölmesine ya da sakat kalmasına neden olmaktadır. Yasak eylemler kadar, sanat eserlerin de de kendini göstermektedir. Yıllarca şarkıların söylenmesine izin verilmeyerek toplatmalar ve albümlerin dinleyiciye ulaşmamasına kadar uzanmaktadır.

Bir ülkede herhangi bir gerekçeyle bir sanat eserinin yasaklanması da o ülkenin ayıbıdır. Aslında verilen yasak kararı o ülke halkına verilmiştir. İktidarların da özgürlükleri kısıtlamaktan baskılardan yasaklardan da vazgeçmesi gerekmektedir.

Arzu edilen o dur ki, demokratik,eşitlikçi bir ülkede sanatı üreterek paylaşmaktır. Tabuların da kırılmasıdır. Hiç kimsenin de siyasi yasaklı olmamasıdır. Okumak gelişmeyi ufkun genişlemesini beraberinde getirir. Görmesekte bilmesekte başka yaşantılar da vardır bunlara okuyarak izleyerek duyarak öğreniriz.

Egemenler de okunacak yazılacak konuları da kısıtlamaktan da geri durmamaktadırlar. İşlerine gelen konuları işlerine geldiği zaman izin vermektedirler. Sınıflı toplumlarla beraber kimi konular hep yasak kategorisindedir.

Buradaki kıstas da konuların çıkarlarına uygun olup olmayacağıdır. Çünkü değiştirici güç karşısında güce sahip değildirler. Bu çoğunlukla da ideolojik politik güçsüzlüktür. Yasaklar Orta Çağ da kalmayarak devam ediyor. Egemenler bugün de kitap dergi yasaklarından yarar ummaktadırlar.

Gerçek, yasaklara rağmen kendini ortaya ve gelişme zeminini yaratır. Tarihin akışını yasaklar değiştirememektedir.Taksimin yasaklanması tutarlı ve mantıklı da degildir Taksim de rahatca gösteri konser yapabilen bir çok kesim bulunmaktadır.

Taksimin emekçilere kapatılmasının anlamı sudur ki anti emperyalist seslerin yükseleceği yüzünden eylemler yasaklanmaktadır. Sorun çözmeyi bilmeyen yığınlar yasakları ortaya koymaktadırlar. Gerçeklerin anlaşılmasını istemeyenler de yasaklara başvurmaktadırlar.

Anlamı şudur ki onu okumayacaksın bilmeyeceksin dinlemeyeceksin seyretmeyeceksindir. Her yasakta kendi isyancılarını doğurmaktadır. Cenap Sahabettin dediği gibi “Yasak, arzu doğurur”.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

03
Aralık
15
Kasım
25
Ekim
16
Ekim
03
Ekim
26
Eylül
20
Eylül
13
Eylül
23
Ağustos
30
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.