Karne, öğrencilerin notlarını gösteren bir çizelgedir. Öğrenciler ve öğretmenler içinde tatilin başlangıcıdır.Her karne zamanı gelince notları iyi olanlarda sevinç zayıf olanlarda üzüntü olur. Çocuklardan beklenen güzel bir karne getirmeleridir. Bunun aksi olduğunda verilen tepki katı bir tutumsa çocuk notlarını değiştirebilmekte ve bunalımlara girebilmektir. Hatta eve gitmemeyi göze alanlar da bulunmaktadır.
Zayıf olan karne çocukta kendini yetersiz hissetme derslerden uzaklaşma gibi davranışları da ortaya çıkarabilecektir. Karne ögrencilerin kabusu haline gelebilmektir. Bu açıdan çocuğun geleceğinde belirleyici tek ölçüt karne değildir. Başarı kadar başarısızlığın da hayat gerçeği olduğu hatırlanmalıdır.
Buradan hareketle bir karne fıkrasını anımsarsak : Afacan, yıl sonu karnesini babasına uzatır. Karneyi inceleyen baba: "Ben hayatımda bu kadar berbat bir karne görmedim," diye kükrer. "Nedir bu böyle, ha? Bütün notlar zayıf." "Bilmem, baba..." diye yanıtlar, Afacan. "O karneyi sandığın içinde buldum ve üstünde de senin adın yazıyor."
Notları kötü olduğu için çocuğun yargılanması cezalandırılması notları iyi olan kişilerle karşılaştırılması yanlış davranışlardır. Çocuğun notları iyi de olabilir kötü de ilk verilen tepkinin onların sevildiği yönde olmasında fayda vardır. Onlara hiç bir baskı yapmayarak onları kazanmaya çalışmalıdır.
Eğitim yılının kış ve yaz tatilleri korku ve kaygının günlerine dönüşmemelidir. Karnenin kötü olması yüzünden çocuklar tatilden mahrum bırakılmak yerine; Onların yeteneklerine ilgi alanlarına değer verilmeli ve desteklenmelidir. Bir de bakılması gereken diğer nokta hangi davranışları kazandı ve neleri öğrendigine bakılmasıdır.Sevgiyle beraber başarıya yürüyen öğrenmenin mutluluğunu yaşayan; insana değer veren anlayışı benimsemektir.