Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

HIRSIZLIK

“Hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: ha altın çalmışsın, ha bir iğne”.-Montaigne Para kazanmanın hangi yolla geleceğini öğrenenin kaybolduğu yanlışlar bütünüdür.Taklitte edilebilmektedir ve kolayca öğrenilebilmektedir. Küçük hırsızlar yakalandığından büyük hırsızlarsa beyefendi konumuna kavuşmaktadırlar. Ne zaman nereden gireceği çıkacağı da belli olmayandır. Kilidin de icadına sebep olmuştur. Bir çeşit kısır döngüdür. Hırsızlık mevcut düzenin eşitsizliğinden adaletsizliğinden kaynaklanmaktadır. Kültürel olarak da halkın değerlerine de yabancıdır. Asıl hırsızların varlığının devam etmesi de halkın yoksullaşmasına neden olmaktadır. Hırsızlığın ortadan kalkması da yoksulluğun çözülmesiyle mümkün olacaktır. Yoksulluğun çözümü ise sömürünün, adaletsiz,eşitsiz düzenin son bulmasıdır. Çalmak,hırsızlık,rüşvet anamalcı sistemin sonuçlarıdır. Polis sayısının artmasına rağmen hırsızlığın artarak devam etmesi de durumu ortaya koymaktadır. Hırsızlığın yaygınlaşması da kişilerin iradesinden bağımsız olarak ortaya çıkmaktadır. Büyüklerimiz bizlere “ biz eskiden kapılarımız açık yattıklarını diye anlatırlardı”. Hırsızlık halkın değerlerine uygun düşmemektedir ve halkın değerleri de hırsızlığın kötü bir hareket olduğunu söylemektedir. Günümüzde ise, hırsızlık yaygınlaşmaktadır. Kapımızı kitlemeden kimse kendini güvende hissetmemektedir. Bir işin kolayına kaçılmasıdır. Hırsızlık emeğin çalınmasıdır. Hiç kimse annesinin karnından hırsız olarakta doğmaz. Bu da Brecht in sözünü hatırlatır “Banka soyan değil de banka kuran hırsızdır” .Bazen duyarız emeğinin karşılığını da verilir dendiğini halbuki emeğin esas karşılığı anamalcı düzende hiç bir zaman da verilmez. Sadece harcanan emeğin sadece bir kısmı ücret olarak verilmektedir. Kalanı da sermayedara artık-emek karşılığı kâr olmaktadır. Siyasete bakarsak, TBMM de yüzlerce dokunulmazlık dosyası bulunmaktadır. Bu dosyalarda Hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk bulunuyorsa dosyaların şefaf bir anlayış için açıklanması ve yargılanması gerekmezmiydi? Ayrıca “yesin ama yapsın” sözünü söyleyen de yiyenin ortağı olmuyor mu? Ya da “Çalıyor ama hiç olmazsa iş yapıyor sözünü de hatırlamadan da geçmemeli. İnsanların emeğini hiçe sayarak kendini vareden kapitalizm hırsızlığı da toplumsallaştırmış ve kanıksanır hale getirmektedir. Çarkın işleyişle oluşan işsizlik sorunun bir kısmı da bu şekilde kapatılmaktadır. Hırsızlık zaman içersinde meslek haline gelmektedir. Büyük şehirlerde hırsız gruplarının organize çalışmalarına sahne olmaktadır. Bu gruplar da büyüyerek rant alanlarının köşe başlarını tutmaktadırlar. Bu anlamda hırsızlığın yöntemleri de kapitalizmin günümüzdeki işleyişiyle yakından ilgisi bulunmaktadır. Dürüstlük ve onur olmak üzere insanı insan yapan olgularda ayaklar altına alınarak insanların kendilerine yabancılaştığı özgüvenlerini de kaybettiği toplumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Sistem kendi yarattığı toplumsal yaraya çözüm ararken çözüme ulaşamamaktadır. Bunlar da toplumda kaygı ve korkuya sebep olmaktadır. Bu sistem devam ettiği sürece hırsızlığın sonu da olmayacaktır. Ve artarak da devam edecektir. Bu noktada yapılması gerekenlerse: Ekonomide, eğitimde, sağlıkta akılcı çalışmalar yaparak işlenen temalara insan sevgisini, vicdanın ve alın terinin önemine de vurgu yapılmasında faydalar vardır. Unutulmaması gereken şudur ki: Hırsızlık yalnız değer yokluğunu göstermemektedir var olan değerleri de hızla eritmektedir. Alain de dediği gibi “Hırsızın da malını çalan bulunur”  
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2021 - Perşembe

HIRSIZLIK

“Hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: ha altın çalmışsın, ha bir iğne”.-Montaigne

Para kazanmanın hangi yolla geleceğini öğrenenin kaybolduğu yanlışlar bütünüdür.Taklitte edilebilmektedir ve kolayca öğrenilebilmektedir. Küçük hırsızlar yakalandığından büyük hırsızlarsa beyefendi konumuna kavuşmaktadırlar.

Ne zaman nereden gireceği çıkacağı da belli olmayandır. Kilidin de icadına sebep olmuştur. Bir çeşit kısır döngüdür. Hırsızlık mevcut düzenin eşitsizliğinden adaletsizliğinden kaynaklanmaktadır. Kültürel olarak da halkın değerlerine de yabancıdır.

Asıl hırsızların varlığının devam etmesi de halkın yoksullaşmasına neden olmaktadır. Hırsızlığın ortadan kalkması da yoksulluğun çözülmesiyle mümkün olacaktır. Yoksulluğun çözümü ise sömürünün, adaletsiz,eşitsiz düzenin son bulmasıdır.

Çalmak,hırsızlık,rüşvet anamalcı sistemin sonuçlarıdır. Polis sayısının artmasına rağmen hırsızlığın artarak devam etmesi de durumu ortaya koymaktadır. Hırsızlığın yaygınlaşması da kişilerin iradesinden bağımsız olarak ortaya çıkmaktadır.

Büyüklerimiz bizlere “ biz eskiden kapılarımız açık yattıklarını diye anlatırlardı”. Hırsızlık halkın değerlerine uygun düşmemektedir ve halkın değerleri de hırsızlığın kötü bir hareket olduğunu söylemektedir.

Günümüzde ise, hırsızlık yaygınlaşmaktadır. Kapımızı kitlemeden kimse kendini güvende hissetmemektedir. Bir işin kolayına kaçılmasıdır. Hırsızlık emeğin çalınmasıdır. Hiç kimse annesinin karnından hırsız olarakta doğmaz.

Bu da Brecht in sözünü hatırlatır “Banka soyan değil de banka kuran hırsızdır” .Bazen duyarız emeğinin karşılığını da verilir dendiğini halbuki emeğin esas karşılığı anamalcı düzende hiç bir zaman da verilmez.

Sadece harcanan emeğin sadece bir kısmı ücret olarak verilmektedir. Kalanı da sermayedara artık-emek karşılığı kâr olmaktadır. Siyasete bakarsak, TBMM de yüzlerce dokunulmazlık dosyası bulunmaktadır. Bu dosyalarda Hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk bulunuyorsa dosyaların şefaf bir anlayış için açıklanması ve yargılanması gerekmezmiydi?

Ayrıca “yesin ama yapsın” sözünü söyleyen de yiyenin ortağı olmuyor mu? Ya da “Çalıyor ama hiç olmazsa iş yapıyor sözünü de hatırlamadan da geçmemeli.

İnsanların emeğini hiçe sayarak kendini vareden kapitalizm hırsızlığı da toplumsallaştırmış ve kanıksanır hale getirmektedir.

Çarkın işleyişle oluşan işsizlik sorunun bir kısmı da bu şekilde kapatılmaktadır. Hırsızlık zaman içersinde meslek haline gelmektedir. Büyük şehirlerde hırsız gruplarının organize çalışmalarına sahne olmaktadır. Bu gruplar da büyüyerek rant alanlarının köşe başlarını tutmaktadırlar.

Bu anlamda hırsızlığın yöntemleri de kapitalizmin günümüzdeki işleyişiyle yakından ilgisi bulunmaktadır. Dürüstlük ve onur olmak üzere insanı insan yapan olgularda ayaklar altına alınarak insanların kendilerine yabancılaştığı özgüvenlerini de kaybettiği toplumlarla karşı karşıya kalınmaktadır.

Sistem kendi yarattığı toplumsal yaraya çözüm ararken çözüme ulaşamamaktadır. Bunlar da toplumda kaygı ve korkuya sebep olmaktadır. Bu sistem devam ettiği sürece hırsızlığın sonu da olmayacaktır. Ve artarak da devam edecektir.

Bu noktada yapılması gerekenlerse: Ekonomide, eğitimde, sağlıkta akılcı çalışmalar yaparak işlenen temalara insan sevgisini, vicdanın ve alın terinin önemine de vurgu yapılmasında faydalar vardır.

Unutulmaması gereken şudur ki: Hırsızlık yalnız değer yokluğunu göstermemektedir var olan değerleri de hızla eritmektedir. Alain de dediği gibi “Hırsızın da malını çalan bulunur”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

15
Kasım
25
Ekim
16
Ekim
03
Ekim
26
Eylül
20
Eylül
13
Eylül
23
Ağustos
30
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.