ADALET VE KALKINMA PARTİSİ PARTİ PROGRAMI

SİYASET 30.05.2017 - 13:49, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4003+ kez okundu.
 

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ PARTİ PROGRAMI

CHP Genel Merkezi tarafından basın kuruluşlarına gönderilen. Eleştirel yazı da 14 Ağustos 2001 - AKP’nin kuruluşunda Erdoğan ne diyor?
“Bugün Türk siyaset hayatında lider oligarşisinin çöktüğü gün olarak, tekelci bir anlayışa dayanan liderlik anlayışı yerine kolektif aklın temsilcisi olan liderlik anlayışının yerleştiği gün olarak geçecek.”   PARTİ PROGRAMI “Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir” özdeyişi, partimizin temel ilkelerindendir. Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar.”  Bugün hapishanelerde 221.607 kişi bulunmaktadır... Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur... Bırakın vatandaşları üniversiteler bile konuşamamaktadır…   “Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.” Yolsuzluklar o kadar sıradanlaştı ki, artık kimsenin ilgisini dahi çekmemektedir... Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna sadece biz değil, bütün dünya tanık oldu...Şimdi Rıza Zaraf’ı kurtarmak için Hükümet, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı seferber olmuş durumda...   “Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışı hakim kılınacaktır.”Bırakın hesap vermeyi, demokratik hakkını kullanıp hesap sormaya kalkanlar kendilerini hapishanelerde buluyor...Şu anda Türkiye Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkesidir... Türkiye’ye, uyuşturucu, insan ticareti, rüşvet paralarının tamamı hiçbir sorgulama yapılmaksızın girebilmektedir.Merkez Bankası Türkiye’ye giren milyarlarca doların kaynağını göstermemek için “net hata ve noksan” deyimini kullanmaktadır.   “Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.” Düşüncelerini özgürce ifade ettiler diye, yüzlerce akademisyen üniversitelerden atıldı...   “Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır. Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum Cumhuriyet Halk Partisi  düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır. Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır.”Şu anda Türkiye’nin hapishanelerinde 150’nin üstünde gazeteci var...   “Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bütün unsurlarıyla gerçekleştirilecektir. Tüm bireylerin hak arama yolları kolaylaştırılacaktır.”Türkiye, Birleşmiş milletler “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”ne koyduğu çekince ile “adil yargılama” ve “tutulanlara insani muamele” yapmayacağını resmen bildirmiştir. KHK ile görevine son verilen iki kişinin görevine dönmek için başlattıkları açlık grevine yapılan müdahale…   “Parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir.”Davutoğlu’nun bir parti içi darbeyle (4 Mayıs 2016 saray darbesiyle) görevine son verilmesi... Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğunu terk etmek zorunda kalması.   “Parti adaylarının tespitinde tüm üyelerin katılımıyla yapılacak ön seçim sistemi esas alınacaktır.” Bu ilke hiçbir zaman gerçekleşmedi...   “Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır.” Bu ilke hiçbir zaman gerçekleşmedi... Davutoğlu “siyasi etik kanunu” getirecekti... Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, “seçim öncesi böyle bir düzenlemenin zamanlaması ve içeriği doğru gelmiyor” diyerek engel oldu…   “Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir.” Yolsuzluk yaptığını Mısırdaki sağır sultanın dahi duyduğu bildiği kişiler, bırakın yargılanmayı tam aksine özel koruma altına alındılar... Son gayrimeşru anayasa değişiklikleri ile Kul hakkı yemek artık anayasal güvence altına alındı...   “Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında ve denge denetim sağlanacaktır.”  Kuvvetler ayırımı ilkesi de artık yok… Dolayısıyla demokrasi de oksijen çadırında…
CHP Genel Merkezi tarafından basın kuruluşlarına gönderilen. Eleştirel yazı da 14 Ağustos 2001 - AKP’nin kuruluşunda Erdoğan ne diyor?

“Bugün Türk siyaset hayatında lider oligarşisinin çöktüğü gün olarak, tekelci bir anlayışa dayanan liderlik anlayışı yerine kolektif aklın temsilcisi olan liderlik anlayışının yerleştiği gün olarak geçecek.”

 

PARTİ PROGRAMI

“Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir” özdeyişi, partimizin temel ilkelerindendir. Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar.”  Bugün hapishanelerde 221.607 kişi bulunmaktadır... Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur... Bırakın vatandaşları üniversiteler bile konuşamamaktadır…

 

“Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.” Yolsuzluklar o kadar sıradanlaştı ki, artık kimsenin ilgisini dahi çekmemektedir... Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna sadece biz değil, bütün dünya tanık oldu...Şimdi Rıza Zaraf’ı kurtarmak için Hükümet, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı seferber olmuş durumda...

 

“Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışı hakim kılınacaktır.”Bırakın hesap vermeyi, demokratik hakkını kullanıp hesap sormaya kalkanlar kendilerini hapishanelerde buluyor...Şu anda Türkiye Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkesidir... Türkiye’ye, uyuşturucu, insan ticareti, rüşvet paralarının tamamı hiçbir sorgulama yapılmaksızın girebilmektedir.Merkez Bankası Türkiye’ye giren milyarlarca doların kaynağını göstermemek için “net hata ve noksan” deyimini kullanmaktadır.

 

“Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.” Düşüncelerini özgürce ifade ettiler diye, yüzlerce akademisyen üniversitelerden atıldı...

 

“Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır. Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum Cumhuriyet Halk Partisi  düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır. Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır.”Şu anda Türkiye’nin hapishanelerinde 150’nin üstünde gazeteci var...

 

“Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bütün unsurlarıyla gerçekleştirilecektir. Tüm bireylerin hak arama yolları kolaylaştırılacaktır.”Türkiye, Birleşmiş milletler “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”ne koyduğu çekince ile “adil yargılama” ve “tutulanlara insani muamele” yapmayacağını resmen bildirmiştir. KHK ile görevine son verilen iki kişinin görevine dönmek için başlattıkları açlık grevine yapılan müdahale…

 

“Parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir.”Davutoğlu’nun bir parti içi darbeyle (4 Mayıs 2016 saray darbesiyle) görevine son verilmesi... Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğunu terk etmek zorunda kalması.

 

“Parti adaylarının tespitinde tüm üyelerin katılımıyla yapılacak ön seçim sistemi esas alınacaktır.” Bu ilke hiçbir zaman gerçekleşmedi...

 

“Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır.” Bu ilke hiçbir zaman gerçekleşmedi... Davutoğlu “siyasi etik kanunu” getirecekti... Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, “seçim öncesi böyle bir düzenlemenin zamanlaması ve içeriği doğru gelmiyor” diyerek engel oldu…

 

“Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir.” Yolsuzluk yaptığını Mısırdaki sağır sultanın dahi duyduğu bildiği kişiler, bırakın yargılanmayı tam aksine özel koruma altına alındılar... Son gayrimeşru anayasa değişiklikleri ile Kul hakkı yemek artık anayasal güvence altına alındı...

 

“Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında ve denge denetim sağlanacaktır.”  Kuvvetler ayırımı ilkesi de artık yok… Dolayısıyla demokrasi de oksijen çadırında

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.