AİLENİN İLGİSİ ÇOCUĞUN SUÇA İTİLMESİNİ ÖNLÜYOR

SAĞLIK 02.08.2017 - 14:25, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4214+ kez okundu.
 

AİLENİN İLGİSİ ÇOCUĞUN SUÇA İTİLMESİNİ ÖNLÜYOR

Çocuğun suça itilmesinde aile faktörünün ve aile eğitiminin önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar Çocuğuyla ilgili olan ailelerde çocuğun suça itilmesi, istismara uğraması riski azalıyor.
 Anne-babanın çocuk üzerinde denetim sahibi olması madde kullanımında caydırıcı oluyor. Bağımlılık risk gruplarına bakıldığında riskin daha çocuk aile bağları zayıf çocukları kapsadığını görüyoruz” diye konuştu.   Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde geçen yıl güvenlik birimlerine gelen ya da getirilen çocuk sayısı önceki yıla göre %10 artarak 333 bin 435 oldu. Durumu değerlendiren uzmanlar, aile eğitiminin önemine işaret etti.   “Suçlu çocuk yok suça itilmiş çocuk vardır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, suç işlemesi halinde çocukların kesinlikle etiketlenmemesi, damgalanmaması gerektiğini ifade ederek çocukların zaten kendilerini etiketleme eğiliminde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tarhan, aksi halde durumun çocukların ruhsal ve bedensel gelişimine olumsuz etki edeceğini vurguladı.   Çocuk sorumlu tutulamaz Uzmanlar doğası gereği korumasız olan çocukların suça itildiklerine dikkat çekti. Çocuk hakları sözleşmesinde çocuğun korumasının anne ve babaya verilmiş olduğunu vurgulayan konunun uzmanlar derecede çocuktan anne ve babanın sorumlu olduğunu hatırlattı. Çocukların zaman zaman anne-babanın ihmali sonucu suç işlediklerini kaydeden psikiyatri uzmanları bu hallerde çocukların cezai sorumluluğunun olmadığını söyledi. Suçlu çocuk demek yerine suça itilmiş çocuk kavramını kullanmak daha doğru” ifadelerini kullandı. Çocukluk döneminde yaşanan şok yaşantıların başında cinsel istismar ve ya ihmalin geldiğini ifade eden durumun çocukta travma etkisine neden olduğunu söyledi.  Kurşun yarası vücutta nasıl tam anlamıyla iyileşmez, izi kalırsa çocuğun yaşadığı cinsel ihmal ve istismar da aynı etkiyi yapar. Travma etkisi oluşturur. Bakıldığında bu yönde istismarı ise genelde birinci derece yakın yapar çoğu zaman. Çocuk ise bunu sevgi gösterisi olarak algılar. Bu, toplumun içe kanayan yarası. Burada anne ve babaya eğitim konusunda önemli görevler düşüyor. Ebeveyn gerekli eğitimi çocuğuna verebilmeli. Anne babanın yanlış tutumu çocuğunu istismara sürükleyebilir” dedi.   İlgili anne-babanın çocuğunda madde kullanım riski az Anne-babanın çocuk üzerinde denetim sahibi olmasının madde kullanımında caydırıcı olacağını vurgulayan uzman kişiler bağımlılık risk gruplarına bakıldığında riskin daha çocuk aile bağları zayıf çocukları kapsadığını gördüklerini söyledi. Tarhan çocuğu ile ilgilenen anne-babanın çocuklarında riskin daha az olduğunu kaydetti. Aile değerlerinin önemine de dikkat çeken Tarhan, çocukların zevk tuzaklarından korunması adına uğrunda çabalayacakları amaçlarının olmasının da önemli olduğunu hatırlattı. 0-6 yaş arasında annenin rolü önemli Çocuk gelişiminde 0-3 yaşın çok önemli olduğuna dikkat çeken 0-6  yaş aralığında annenin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını söyledi.   Uzmanlar şunları söyledi: “0-3 yaş arası annenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Anneyle kurulan kararlı, güvenli bir ilişki çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminde çok önemli. Çocuk hayata dair temel bilgileri bunlar sevgi, değer, güvenli bağlanma, kendini ifade edebilme…vs. 0-6 yaş arasında öğreniyor. Yani anneden ve ya onun yerine geçen kişi tarafından öğreniyor. Çocuğa çok iyi bakmak yeterli olmayabiliyor. Örneğin bakımevlerinde çocuklara çok iyi bakıldığı halde güvenli bağlanma sorunu yaşadıkları gözleniyor. O çocuklar ani ölümler yaşayabiliyor.”  
Çocuğun suça itilmesinde aile faktörünün ve aile eğitiminin önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar Çocuğuyla ilgili olan ailelerde çocuğun suça itilmesi, istismara uğraması riski azalıyor.

 Anne-babanın çocuk üzerinde denetim sahibi olması madde kullanımında caydırıcı oluyor. Bağımlılık risk gruplarına bakıldığında riskin daha çocuk aile bağları zayıf çocukları kapsadığını görüyoruz” diye konuştu.

 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde geçen yıl güvenlik birimlerine gelen ya da getirilen çocuk sayısı önceki yıla göre %10 artarak 333 bin 435 oldu. Durumu değerlendiren uzmanlar, aile eğitiminin önemine işaret etti.

 

“Suçlu çocuk yok suça itilmiş çocuk vardır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, suç işlemesi halinde çocukların kesinlikle etiketlenmemesi, damgalanmaması gerektiğini ifade ederek çocukların zaten kendilerini etiketleme eğiliminde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tarhan, aksi halde durumun çocukların ruhsal ve bedensel gelişimine olumsuz etki edeceğini vurguladı.

 

Çocuk sorumlu tutulamaz

Uzmanlar doğası gereği korumasız olan çocukların suça itildiklerine dikkat çekti. Çocuk hakları sözleşmesinde çocuğun korumasının anne ve babaya verilmiş olduğunu vurgulayan konunun uzmanlar derecede çocuktan anne ve babanın sorumlu olduğunu hatırlattı.

Çocukların zaman zaman anne-babanın ihmali sonucu suç işlediklerini kaydeden psikiyatri uzmanları bu hallerde çocukların cezai sorumluluğunun olmadığını söyledi. Suçlu çocuk demek yerine suça itilmiş çocuk kavramını kullanmak daha doğru” ifadelerini kullandı.

Çocukluk döneminde yaşanan şok yaşantıların başında cinsel istismar ve ya ihmalin geldiğini ifade eden durumun çocukta travma etkisine neden olduğunu söyledi.  Kurşun yarası vücutta nasıl tam anlamıyla iyileşmez, izi kalırsa çocuğun yaşadığı cinsel ihmal ve istismar da aynı etkiyi yapar. Travma etkisi oluşturur. Bakıldığında bu yönde istismarı ise genelde birinci derece yakın yapar çoğu zaman. Çocuk ise bunu sevgi gösterisi olarak algılar. Bu, toplumun içe kanayan yarası. Burada anne ve babaya eğitim konusunda önemli görevler düşüyor. Ebeveyn gerekli eğitimi çocuğuna verebilmeli. Anne babanın yanlış tutumu çocuğunu istismara sürükleyebilir” dedi.

 

İlgili anne-babanın çocuğunda madde kullanım riski az

Anne-babanın çocuk üzerinde denetim sahibi olmasının madde kullanımında caydırıcı olacağını vurgulayan uzman kişiler bağımlılık risk gruplarına bakıldığında riskin daha çocuk aile bağları zayıf çocukları kapsadığını gördüklerini söyledi. Tarhan çocuğu ile ilgilenen anne-babanın çocuklarında riskin daha az olduğunu kaydetti. Aile değerlerinin önemine de dikkat çeken Tarhan, çocukların zevk tuzaklarından korunması adına uğrunda çabalayacakları amaçlarının olmasının da önemli olduğunu hatırlattı.

0-6 yaş arasında annenin rolü önemli

Çocuk gelişiminde 0-3 yaşın çok önemli olduğuna dikkat çeken 0-6  yaş aralığında annenin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını söyledi.

 

Uzmanlar şunları söyledi: “0-3 yaş arası annenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Anneyle kurulan kararlı, güvenli bir ilişki çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminde çok önemli. Çocuk hayata dair temel bilgileri bunlar sevgi, değer, güvenli bağlanma, kendini ifade edebilme…vs. 0-6 yaş arasında öğreniyor. Yani anneden ve ya onun yerine geçen kişi tarafından öğreniyor. Çocuğa çok iyi bakmak yeterli olmayabiliyor. Örneğin bakımevlerinde çocuklara çok iyi bakıldığı halde güvenli bağlanma sorunu yaşadıkları gözleniyor. O çocuklar ani ölümler yaşayabiliyor.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.