NAZAN ŞARA ŞATANA’NIN YENİ KİTABI” TÜRK ZİNCİRİ”

KÜLTÜR 19.10.2019 - 12:24, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 2855+ kez okundu.
 

NAZAN ŞARA ŞATANA’NIN YENİ KİTABI” TÜRK ZİNCİRİ”

Kadın roman yazarlarımızdan “Nazan Şara Şatana” yeni kitabı “Türk Zinciri” Doğu yayınlarından yayınlandı.
Tarsus civarında çok iyi bilinen ve farklı olarak anlatılan  Şahmeran Efsanesi’ni. Tarsus’un dışında bir türlü, Tarsus’ta daha başka anlatılıyor. 1990’lı yılların ortalarında Burdur’daki İnsuyu Mağarasında yeni versiyonu ile çekilmiş ve vizyona giren eser yazarımız tarafından akıcı bir üslup ile roman haline getirilmiştir. Yazarımızın kitabından bir bölümü sizlere anı olarak sunmak istiyorum. Romanın kalan bölümlerini yazarın bu konudaki kitabı olan ve Kitap İstanbul Tüyap Kitap Fuarın da orada okurlarıyla buluşacaktır.                          TÜRK ZİNCİRİ”NAZAN ŞARA ŞATANA” “Gelen kim biliyor musun?” “Sen dedin ya Meram mı ne?” O anda aklıma geldi. Elbette biliyordu. Elbette kim olduğunu hatırlamıştı. Bu şahmerandı. “Ben Şahmeran’ı gördüm.” “Evet” “Ben korkumun esiri oldum. Ben nasıl bir cahillik yaptım. O bana iyilik için geldi ben ona gelmemesini söyledim.Yaram!” Elbisesinin göbek kısmını açtığımda şaşkınlıktan caizse küçük dilini yutacaktı. Yarasından eser kalmamıştı. İz bile yoktu kollarına baktı, beline baktı, ayaklarına baktı. Daha önce baktığında bazı yaraların kabuk bağladığını görmüştü. Bazılarının arada kanadığının da farkındaydı ama hiç ilgilenmemişti. Öyle şeyler yaşamıştı ki ne acısını fark edebilmişti ne vücudunda açılmış olan yaralarını. Şimdi bütün vücudu elden geçirilmiş gibi yenilenmişti. Daha önceden olan kırışık, çizik, kilo alıp vermeden oluşan çatlakları bile yoktu. “Bu olamaz!” Sustu. Adama baktı. “ Offf ben anladım benden bir şey olmaz. Sen beni bu zamana kadar daha cesur daha sabırlı daha akıllı birini getirseydin ya. Baksana halime ya bayılıyorum ya yaralanıyorum ya da şikayet ediyorum. Ha ağlamamı da saymıyorum daha. Salya sümük halime çekilir bir yanı olmadığını da biliyorum. Daha önceki erkek arkadaşımda zaten çok ağlıyorsun diye durmadan şikayet ederdi benden.” “Senin daha önce erkek arkadaşın mı vardı?” “Nasıl ya, otuz yaşındayım elbette daha önce erkek arkadaşım hatta erkek arkadaşlarım oldu.” “Erkek arkadaşların mı yani birden fazla.” “ Fazla.” Adamın yüzü asılmıştı. “Sen ne sanıyordun beni. Rahibeler manastırından filan mı getirdin?” “Bizde kızlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar evlenmeden başka bir erkekle birlikte olmazlar.” “Sizler o kadar farklısınız ki, sizlerdeki adetler hala sürseydi, bizde Japonlar gibi örf ve adetlerimize uysaydık şimdi dünyanın ileri devletlerinden olurduk. Şunu karıştırmamak lazım… Örfler- töreler asırlarca sizdekinden başka hale gelmiş. Sizler kadına ne kadar önem verirken bizlerde hala birçok yerde kadının adı bile yok. Biz okumuş şehirli kadınları karıştırma. Bizler ayaklarımızın üzerinde durabilenlerdeniz. Her şehirlinin erkek arkadaşı var mıdır diye sorsan hayır da diyebilirim. Bu kişisel bir olaydır. Ama inan ki bizde o kadar katı kurallar vardır ki. Bazı yerlerde genç kızlara tecavüz edildiğinde o kızı ailesinden kardeşi yada babası öldürür çünkü adlarına leke sürülmüştür.
Kadın roman yazarlarımızdan “Nazan Şara Şatana” yeni kitabı “Türk Zinciri” Doğu yayınlarından yayınlandı.

Tarsus civarında çok iyi bilinen ve farklı olarak anlatılan  Şahmeran Efsanesi’ni. Tarsus’un dışında bir türlü, Tarsus’ta daha başka anlatılıyor. 1990’lı yılların ortalarında Burdur’daki İnsuyu Mağarasında yeni versiyonu ile çekilmiş ve vizyona giren eser yazarımız tarafından akıcı bir üslup ile roman haline getirilmiştir. Yazarımızın kitabından bir bölümü sizlere anı olarak sunmak istiyorum. Romanın kalan bölümlerini yazarın bu konudaki kitabı olan ve

Kitap İstanbul Tüyap Kitap Fuarın da orada okurlarıyla buluşacaktır.          

               TÜRK ZİNCİRİ”NAZAN ŞARA ŞATANA”

“Gelen kim biliyor musun?”

“Sen dedin ya Meram mı ne?”

O anda aklıma geldi. Elbette biliyordu. Elbette kim olduğunu hatırlamıştı. Bu şahmerandı. “Ben Şahmeran’ı gördüm.”

“Evet”

“Ben korkumun esiri oldum. Ben nasıl bir cahillik yaptım. O bana iyilik için geldi ben ona gelmemesini söyledim.Yaram!”

Elbisesinin göbek kısmını açtığımda şaşkınlıktan caizse küçük dilini yutacaktı. Yarasından eser kalmamıştı. İz bile yoktu kollarına baktı, beline baktı, ayaklarına baktı. Daha önce baktığında bazı yaraların kabuk bağladığını görmüştü. Bazılarının arada kanadığının da farkındaydı ama hiç ilgilenmemişti. Öyle şeyler yaşamıştı ki ne acısını fark edebilmişti ne vücudunda açılmış olan yaralarını.

Şimdi bütün vücudu elden geçirilmiş gibi yenilenmişti. Daha önceden olan kırışık, çizik, kilo alıp vermeden oluşan çatlakları bile yoktu.

“Bu olamaz!”

Sustu. Adama baktı.

“ Offf ben anladım benden bir şey olmaz. Sen beni bu zamana kadar daha cesur daha sabırlı daha akıllı birini getirseydin ya. Baksana halime ya bayılıyorum ya yaralanıyorum ya da şikayet ediyorum. Ha ağlamamı da saymıyorum daha. Salya sümük halime çekilir bir yanı olmadığını da biliyorum. Daha önceki erkek arkadaşımda zaten çok ağlıyorsun diye durmadan şikayet ederdi benden.”

“Senin daha önce erkek arkadaşın mı vardı?”

“Nasıl ya, otuz yaşındayım elbette daha önce erkek arkadaşım hatta erkek arkadaşlarım oldu.”

“Erkek arkadaşların mı yani birden fazla.”

“ Fazla.”

Adamın yüzü asılmıştı.

“Sen ne sanıyordun beni. Rahibeler manastırından filan mı getirdin?”

“Bizde kızlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar evlenmeden başka bir erkekle birlikte olmazlar.”

“Sizler o kadar farklısınız ki, sizlerdeki adetler hala sürseydi, bizde Japonlar gibi örf ve adetlerimize uysaydık şimdi dünyanın ileri devletlerinden olurduk. Şunu karıştırmamak lazım… Örfler- töreler asırlarca sizdekinden başka hale gelmiş. Sizler kadına ne kadar önem verirken bizlerde hala birçok yerde kadının adı bile yok. Biz okumuş şehirli kadınları karıştırma. Bizler ayaklarımızın üzerinde durabilenlerdeniz.

Her şehirlinin erkek arkadaşı var mıdır diye sorsan hayır da diyebilirim. Bu kişisel bir olaydır. Ama inan ki bizde o kadar katı kurallar vardır ki. Bazı yerlerde genç kızlara tecavüz edildiğinde o kızı ailesinden kardeşi yada babası öldürür çünkü adlarına leke sürülmüştür.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.