Burdur’un Kahramanları deprem bölgesinde o anları anlattı
Burdur’un Kahramanları deprem bölgesinde o anları anlattı
Geçen yıl 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremin yıl dönümünde Burdur Belediyesi İtfaiye ekibi deprem bölgesine yaşanan o anları anlattı.
İtfaiye ekibi adına gazetemize açıklamada bulunan Burdur Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Ballak o anları gözleri dolarak anlattı.
Depremin üzeninden bir yıl geçtiğini ama acıların hala unutulmadığını vurgulayan Müdür Mehmet Ali Ballak, “Deprem günü Türkiye’deki İtfaiyeciler Birliğinin bağlı olduğu bir whatsapp grubu var ve 04:30’da mesajlar gelmeye başladı. Birçok ildeki arkadaş deprem oldu sallandık diye yazmış ama Kahramanmaraş’tan, Adıyaman’dan, Hatay’da bir haber yoktu. Gruba yazanlar ise Sivas’tan, Kayseri’den Elazığ’da arkadaşlar yazıyordu, anladık ki bir yerde büyük bir deprem oldu ama nerde? Tam o anda Malatya İtfaiye Müdürümüz bir ses kaydı attı, Malatya’da büyük bir deprem olduğunu ve İtfaiye Müdürlüğüne ulaşmaya çalıştığını her yerin yıkıldığını aktarıyordu, herkesten yardım istiyordu. Hemen ardından Belediye Başkanımız Ali Orkun Ercengiz aradı ve hemen hazırlanıp güneydoğuya doğru yola çıkmamızı istedi. Nereye gideceğimiz belli değildi, yolda bilgiler gelmeye başladı. Bu depremin 11 ili etkilediği ortaya çıktı hatta güzergahımız Mersine yaklaşınca belli oldu. Belediye Başkanımız aradı ve Kahramanmaraş’a gideceğimizi söyledi. Öğleden sonra Maraş’a ulaştık, şehir yerle bir olmuştu. Koordinasyon Merkezine ulaştık, oradan bizi Ebrar Sitesine yönlendirdiler. Bu site yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı 12 bloktan oluşan büyük bir site ve tamamı yıkılmıştı. Oraya ilk giden donanımlı ekip biz olmuşuz, koordinasyon merkezindeki arkadaş öyle söylemişti” dedi.
Ebrar Sitesinde herkesin kendilerinden yardım istemek için koştuğunu anlatan Mehmet Ali Ballak, “Gördüğümüz enkaza yetişmeye çalışıyorduk, enkazda yakınları kalanlar biz koşuyor yardım istiyordu. O bölgede dağıla bildiğimiz kadar dağıldık gücümüzün sonuna kadar çabaladık. Elimizden geldiğinin fazlasını yapmaya çalışıyorduk ama bizimde gücümüz bir yere kadardı. Birçok insanı enkazdan çıkarıp hayata bağladık ama maalesef çok daha fazlasını da kederine terk etmek zorunda kaldık. Çünkü kazma ve kürekle değil iş makinaları ile o blokların kaldırılması gerekirdi. Biz orada vakit kaybetmektense gire bileceğimiz, çıkara bileceğimiz enkazlara yöneldik. İlk 3 gün hiç uyumadık, dinlenmedik elimizden geldiğince insanları kurtarmaya çalıştık. Maalesef 3. Günün sonunda artık enkazlardan ses alamıyorduk” şeklinde konuştu.
‘Oğlumu kurtarmazsanız beni de çıkarmayın’
Unutamadığı bir kurtarma anını göz yaşlarıyla anlatan Müdür Ballak, “Bir anne kızı kurtardık, daha sonra babalarına ulaştık. Babayı 3 saatin sonunda kurtardık ama enkazdan çıkmak istemiyordu. Çünkü yan odada oğlunun olduğunu söylüyordu ve oğlunun cılızda olsa sesi duyuluyordu. Bize ‘Oğlumu kurtaracaksanız beni çıkarın, ama kurtarmayacaksanız bırakın bende onunla burada öleyim’ diyordu. Maalesef arada çok büyük bir kolon vardı ve oraya kadar 12 metre tünel kazarak ulaşmıştık. Artçı depremler devam ediyor ve göçükler oluşuyordu. Uğraştık ama oğluna ulaşamayacağımızı anladık çünkü kolonu kaldırmak için iş makinesi lazımdı zaten saatler ilerledikçe çocuğun sesi de kesilmişti. Geriye çıkmak zorunda kaldık. Depremden 1 ay sonra o baba burayı aradı, ben o babanın söyleyeceği her şeye razıydım, boğazım düğümlendi konuşamadım. Normalde benim onu teselli etmem gerekirken konuşamadığım için baba beni teselli etti. Eşini, kendini ve kızını kurtardığımız için bize teşekkür etti ve ‘kader’ dedi. ‘Çok uğraşmışsınız duydum ama oğlumun kaderi böyleymiş’ dedi” ifadelerini kullandı.
Enkaz altından birçok yaralı çıkardıklarını söyleyen Ballak, “O sürede üç tane dünyalar güzeli kız çocuğunu kurtardık Kumsal, Elif ve Emine. Orada 50’den fazla insanı enkazdan çıkardık. Canlı kurtardığımız her olayda motivasyonumuz çok yükseliyordu ama her cansız bedenler karşısında bizde o enkaza gömülüyorduk” şeklinde konuştu.
Kimsenin cesaret edip giremediği enkazdan birçok yaralı çıkardıklarını hatta enkaz altında kaldıkları bilgisini veren Ballak, “Bazı enkazlar vardı artçılarla dahada yıkılan bu alanlara girmek gerçekten cesaret gerektiriyordu, çünkü her artçıda enkaz biraz daha yıkılıyordu. Bu alana da ekibimizle beraber risk alıp girdik. Çünkü hayat üçgeni denilen alan daha fazlaydı, ekibimizle birlikte o alandan da birçok insan kurtardık. Hatta bazı galerilere girdiğimizde çökmeler yaşadık, dışarıda ki ekip arkadaşlarımız o çöküntüleri temizleyerek ekip arkadaşlarımızı enkazdan çıkardı. Çok şükür ciddi bir yaralana olmadan, ekipten bir kaybımız olamadan görevi tamamlayıp geri döndük”
‘Bir ay terapi gördük’
Deprem Bölgesinden geldikten sora psikolojik destek aldıklarını anlatan Ballak, “Deprem bölgesindeki işimiz bitip günler sonra geri geldik, ben yolda hep şunu düşündüm o yaşadıklarımızdan sonra bu ekibi nasıl tekrar toparlarız. Bende dahil bir çoğumuz ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyorduk. Maalesef ekip olarak bir ay boyunca psikolojik destek aldık. Şuan geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz kahraman arkadaşımız Muharrem Çelen hariç aynı ekiple çalışmaya devam ediyoruz. Her ne kadar unutmuş gibi görünsek te hala hafızalarda bugün gibi canlanıyor. Bizler burada kaldığımız yerden devam ediyoruz ama orada bıraktığımız insanlar kaderlerini yaşamaya devam ediyorlar. Depremin ilk günü ayağında ayakkabısı olanlar ne kadar şanslı diyorduk çünkü birçok kişi ayakkabısını bile giyemeden sokağa çıkmış, üzerinde kalın bir elbisesi olan ne kadar şanslı diyorduk çünkü birçoğunun elbisesi çok inceydi. Çünkü ilk gün yardımlar çok fazla ulaştırılamadı. Ben deprem şehitlerine rahmet geride kalanlara baş sağlığı diliyorum, Allah bir daha böyle bir doğal afet yaşatmasın, umarım bir an önce o bölgedeki insanlar normal hayatlarına geri dönerler” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.