DEMOKRASİ NÖBETİNE DEVAM

YAŞAM 04.08.2016 - 16:34, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4407+ kez okundu.
 

DEMOKRASİ NÖBETİNE DEVAM

Vali Yılmaz, Demokrasi Nöbetinin 20. gününde "Kafire karşı tevazu olmaz, tevazu Müslüman’a karşı olur"
Vali Yılmaz Demokrasi Nöbetinin 20. gününde Cumhuriyet Meydanında Nöbetlerine devam eden Vatandaşları yalnız bırakmadı.   Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Vali Yılmaz burada yaptığı konuşmada; Devletine sahip çıkma nöbeti, demokrasiye sahip çıkma nöbeti devam ediyor. Burdur kendine yakışanı yaptı. Şehrinden, köyüne kadar bütün hemşehrilerim aynı duyarlılığı gösterdi. Demokrasi nöbetinin tutulduğu bütün vilayetlerde, hem TRT, hem özel televizyonlar canlı yayın yapmakta. Yarında TRT Burdur Cumhuriyet Meydanından canlı yayın yapacak. Tüm hemşerilerimi yarın Cumhuriyet Meydanında bayraklarıyla beraber çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç herkesi davet ediyorum. Burdur'u sadece kendimize değil dünyanın öbür ucundaki insanlar bizim burada dik durduğumuzu görsün, o şerefsiz zındık Pensilvanya'dan izlesin. Kafire karşı tevazu olmaz, tevazu Müslüman’a karşı olur.   İlk günden itibaren söyledim. Devletimiz şerefsizlerin hakkından gelebilecek güç kuvvete sahip, iradeye sahip. Köyde çobanlık yapan kardeşlerime varıncaya kadar, bütün milletin iradesiyle, duasıyla, dik duruşuyla, o tankın altına yatışı ile, o kurşunlara göğsünü siper edişiyle, 15 Temmuz akşamı o mahşeri yaşayanlar birebir anlatmaya başladı. Şimdi daha iyi anlamaya başladık. Bizlerde burada o günden bu tarafa Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Burdur'da ve ilçelerde olsun nöbetlerde bulunmaya gayret ettik. Bu hainler bu işi bırakmış zannetmeyin. Hala daha talimatlar vermeye çalışıyorlar. Hala daha onun Müslüman olduğunu zanneden onun inandığını düşünen Müslüman olduğunu zannedenler var. Bana göre buna inanan, bu kafire, bu münafığa, bu zındığa inanan varsa imanını tazelemelidir.   Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı da ihanet diye zamanında söyledi, bu kadar ihanetten sonra hala daha buna ibadet niyetiyle bakan varsa, imanını, itikadını tekrar gözden geçirsin, Kur'an-ı Kerim'i okusun ve ona göre hüküm versin. Şimdi biz onların yapmış olduğu ihanetleri tek tek ortaya çıkarmaya başladık. Bunun içinde bulunan, başta o ihaneti gerçekleştirenler, o ihanete maddi manevi destek verenler, o ihanetin içinde bulunanlar, hala destek vermeye devam edenler, kimler ise bunlarla ilgili devletin tüm kurum ve kuruluşları gece gündüz kesintisiz çalışıyor. Bunların hak ettiği cezayı en hızlı şekilde, hak ettikleri şekilde vatandaşlarımızın ve başta kendimizin gönlünü ferahlatacak şekilde yasal işlemler aralıksız devam ediyor. Bundan müsterih olun. Kamuda çalışanlarla ilgili ayıklamaya başladık. Bunların bir kısmı ile ilgili görevden uzaklaştırmayı gerçekleştirdik, artık ikinci safhaya yakında başlıyoruz. İnşallah bunların devletle ilişkileri kesilecek, hem devletten ekmek yiyeceksiniz hem devlete ihanet edeceksiniz.    Burada bir şeyi daha açık net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Burada biz kimseye zulüm etmek için bulunmuyoruz. Biz mazlum olan insanları mağdur etmek için bulunmuyoruz. İhanet içerisinde bulunulduğunu bildiğimiz, gördüğümüz, düşündüğümüz kim var ise bunlarla ilgili iş ve işlemleri hiç kimsenin şüphesi olmasın babamızın oğlu da olsa kendi evladımız da olsa bunu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Çünkü devletin bekası için biraz önce hocamızda ifade etti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece 780.000 metre kare Anadolu coğrafyasıyla sınırlanmış bir Devlet değildir. Biz Osmanlının bakiyesi büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz. Osmanlı'nın hükümranlığı altında bulunmuş bugün bizden koparılmış 100 sene önce aynı oyunları oynayanlar onları bizden kopardılar. Haritaları cetvelle çizdiler. O gönül bağı olan insanlarımızın, kardeşlerimizin bizden beklentileri var. Onun için biz sadece kendi ülkemizle ilgili değil diğer gönül bağımız olan kardeşlerimizi de düşünen düşünmemiz gereken bir Devletiz. Çünkü biz büyük bir Devletin mirasçısı olan Osmanlının bakiyesi olan asil bir neslin torunlarıyız. Ecdadın bize bıraktığı o mirası taşıma şerefine nail olacak olan bir milletiz. O nedenle o gönül coğrafyasından olan insanlarımızı da düşünmek zorundayız.   İlimiz de hem kamu, hem sivil ayağı olmak üzere bu yapılanmanın mensuplarını bir bir adalete teslim ediyoruz. Burada başta da söylediğim gibi hukuk çerçevesinde yapılması gereken neyse o işlemler yapılacak. İlk günden bu yana söylediğim şey şudur, yaptığımız hiç bir iş saklı gizli değildir. Bu adam bundandır demeye de gerek yok, bu adam dernek kurmuşsa o derneğe üye olmuşsa o dernekten dolayı içeri alınıyorsa ben Fethullahçı değilim demek artık yetmez. O derneğe seni kim üye etti söyleyeceksin. O derneğe kim para topladı bileceksin, çuvallarla burada toplanan parayı hangi ülkeye kimler götürdü bileceksin. O verdiğin paranın nereye gittiğini kurban derisinin nereye gittiğini söyleyeceksin. Ben neden o okulda çocuğumu okuttuğum için mağdur oluyorum demeyeceksin. O çocuğunu oraya göndermiş isen 17/25 Aralık'tan sonra niye gönderdin hesabını vereceksin. Oraya gönderdiğin çocuğun kurban parası toplanmışsa, kimler topladı, hangi öğretmen topladı, kimlere verdin, nereye verdin, bir çocuk on tane on beş tane kurban kesmez hocalarımız burada kurban vaciptir. Şafilere göre de sünnettir. Çocuktan kurban parası niye alıyorsun çocuğa kurban düşer mi. Sadaka düşer Kurban kime düşüyor. Bunların uydurduğu dine göre demek ki kundaktaki çocuğa dahi kurban kesiyorlar. Öyle bir din uydurdular ki insanları sömürerek herkesin manevi duygularıyla oynadılar.   Ayrıca demokrasi nöbetimizi Pazara kadar devam ettireceğiz, yarında TRT Canlı yayınını Burdur'dan yapacak, ilk gün olduğu gibi son güne kadar bu meydanlardaki nöbetimize devam ettik, edeceğiz. Bugüne kadar bu meydanları boş bırakmadığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.    
Vali Yılmaz, Demokrasi Nöbetinin 20. gününde "Kafire karşı tevazu olmaz, tevazu Müslüman’a karşı olur"

Vali Yılmaz Demokrasi Nöbetinin 20. gününde Cumhuriyet Meydanında Nöbetlerine devam eden Vatandaşları yalnız bırakmadı.
 

Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Vali Yılmaz burada yaptığı konuşmada;

Devletine sahip çıkma nöbeti, demokrasiye sahip çıkma nöbeti devam ediyor. Burdur kendine yakışanı yaptı. Şehrinden, köyüne kadar bütün hemşehrilerim aynı duyarlılığı gösterdi. Demokrasi nöbetinin tutulduğu bütün vilayetlerde, hem TRT, hem özel televizyonlar canlı yayın yapmakta. Yarında TRT Burdur Cumhuriyet Meydanından canlı yayın yapacak. Tüm hemşerilerimi yarın Cumhuriyet Meydanında bayraklarıyla beraber çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç herkesi davet ediyorum. Burdur'u sadece kendimize değil dünyanın öbür ucundaki insanlar bizim burada dik durduğumuzu görsün, o şerefsiz zındık Pensilvanya'dan izlesin. Kafire karşı tevazu olmaz, tevazu Müslüman’a karşı olur.


 

İlk günden itibaren söyledim. Devletimiz şerefsizlerin hakkından gelebilecek güç kuvvete sahip, iradeye sahip. Köyde çobanlık yapan kardeşlerime varıncaya kadar, bütün milletin iradesiyle, duasıyla, dik duruşuyla, o tankın altına yatışı ile, o kurşunlara göğsünü siper edişiyle, 15 Temmuz akşamı o mahşeri yaşayanlar birebir anlatmaya başladı. Şimdi daha iyi anlamaya başladık. Bizlerde burada o günden bu tarafa Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Burdur'da ve ilçelerde olsun nöbetlerde bulunmaya gayret ettik. Bu hainler bu işi bırakmış zannetmeyin. Hala daha talimatlar vermeye çalışıyorlar. Hala daha onun Müslüman olduğunu zanneden onun inandığını düşünen Müslüman olduğunu zannedenler var. Bana göre buna inanan, bu kafire, bu münafığa, bu zındığa inanan varsa imanını tazelemelidir.


 

Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı da ihanet diye zamanında söyledi, bu kadar ihanetten sonra hala daha buna ibadet niyetiyle bakan varsa, imanını, itikadını tekrar gözden geçirsin, Kur'an-ı Kerim'i okusun ve ona göre hüküm versin.

Şimdi biz onların yapmış olduğu ihanetleri tek tek ortaya çıkarmaya başladık. Bunun içinde bulunan, başta o ihaneti gerçekleştirenler, o ihanete maddi manevi destek verenler, o ihanetin içinde bulunanlar, hala destek vermeye devam edenler, kimler ise bunlarla ilgili devletin tüm kurum ve kuruluşları gece gündüz kesintisiz çalışıyor. Bunların hak ettiği cezayı en hızlı şekilde, hak ettikleri şekilde vatandaşlarımızın ve başta kendimizin gönlünü ferahlatacak şekilde yasal işlemler aralıksız devam ediyor. Bundan müsterih olun. Kamuda çalışanlarla ilgili ayıklamaya başladık. Bunların bir kısmı ile ilgili görevden uzaklaştırmayı gerçekleştirdik, artık ikinci safhaya yakında başlıyoruz. İnşallah bunların devletle ilişkileri kesilecek, hem devletten ekmek yiyeceksiniz hem devlete ihanet edeceksiniz. 

 

Burada bir şeyi daha açık net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Burada biz kimseye zulüm etmek için bulunmuyoruz. Biz mazlum olan insanları mağdur etmek için bulunmuyoruz. İhanet içerisinde bulunulduğunu bildiğimiz, gördüğümüz, düşündüğümüz kim var ise bunlarla ilgili iş ve işlemleri hiç kimsenin şüphesi olmasın babamızın oğlu da olsa kendi evladımız da olsa bunu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Çünkü devletin bekası için biraz önce hocamızda ifade etti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece 780.000 metre kare Anadolu coğrafyasıyla sınırlanmış bir Devlet değildir. Biz Osmanlının bakiyesi büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz. Osmanlı'nın hükümranlığı altında bulunmuş bugün bizden koparılmış 100 sene önce aynı oyunları oynayanlar onları bizden kopardılar. Haritaları cetvelle çizdiler. O gönül bağı olan insanlarımızın, kardeşlerimizin bizden beklentileri var. Onun için biz sadece kendi ülkemizle ilgili değil diğer gönül bağımız olan kardeşlerimizi de düşünen düşünmemiz gereken bir Devletiz. Çünkü biz büyük bir Devletin mirasçısı olan Osmanlının bakiyesi olan asil bir neslin torunlarıyız. Ecdadın bize bıraktığı o mirası taşıma şerefine nail olacak olan bir milletiz. O nedenle o gönül coğrafyasından olan insanlarımızı da düşünmek zorundayız.


 

İlimiz de hem kamu, hem sivil ayağı olmak üzere bu yapılanmanın mensuplarını bir bir adalete teslim ediyoruz. Burada başta da söylediğim gibi hukuk çerçevesinde yapılması gereken neyse o işlemler yapılacak. İlk günden bu yana söylediğim şey şudur, yaptığımız hiç bir iş saklı gizli değildir. Bu adam bundandır demeye de gerek yok, bu adam dernek kurmuşsa o derneğe üye olmuşsa o dernekten dolayı içeri alınıyorsa ben Fethullahçı değilim demek artık yetmez. O derneğe seni kim üye etti söyleyeceksin. O derneğe kim para topladı bileceksin, çuvallarla burada toplanan parayı hangi ülkeye kimler götürdü bileceksin. O verdiğin paranın nereye gittiğini kurban derisinin nereye gittiğini söyleyeceksin. Ben neden o okulda çocuğumu okuttuğum için mağdur oluyorum demeyeceksin. O çocuğunu oraya göndermiş isen 17/25 Aralık'tan sonra niye gönderdin hesabını vereceksin. Oraya gönderdiğin çocuğun kurban parası toplanmışsa, kimler topladı, hangi öğretmen topladı, kimlere verdin, nereye verdin, bir çocuk on tane on beş tane kurban kesmez hocalarımız burada kurban vaciptir. Şafilere göre de sünnettir. Çocuktan kurban parası niye alıyorsun çocuğa kurban düşer mi. Sadaka düşer Kurban kime düşüyor. Bunların uydurduğu dine göre demek ki kundaktaki çocuğa dahi kurban kesiyorlar. Öyle bir din uydurdular ki insanları sömürerek herkesin manevi duygularıyla oynadılar.
 

Ayrıca demokrasi nöbetimizi Pazara kadar devam ettireceğiz, yarında TRT Canlı yayınını Burdur'dan yapacak, ilk gün olduğu gibi son güne kadar bu meydanlardaki nöbetimize devam ettik, edeceğiz. Bugüne kadar bu meydanları boş bırakmadığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.  

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.