Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

DÜNYANIN BAŞINA BELA OLAN SİSTEMLER

Bir gazetenin, ekonomi sayfasını okuyorum. Dünyada yaşayan nüfusun, yüzde birinin servetinin, geri kalan nüfusun toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtmiş. Uluslar arası yardım kuruluşu OKSFAM’ ın Davos ekonomi zirvesinden önce yayınladığı rapora göre, Dünyanın en zengin 62 kişisinin servetinin ise, en yoksul Üç Milyar Altı Yüz Milyon kişisinin toplam servetini geçtiğini bildirmiş. Ne garip adalet değil mi? Geçenlerde Ali Koç G-20 zirvesi öncesi –“Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demiştir. Vicdanlı bir açıklama değil mi? Şimdi bazılarınız, ülkemde, Terör olayları ile savaşın sürdüğü. Suriye’de Dünya devlerinin savaşının sürdüğü. Kapımıza üçüncü Dünya savaşının dayandığı bu günlerde, nereden çıktı bu sistemle ilgili yazı. Der gibisiniz. Demeyiniz lütfen bu savaşların tamamının da sebebi bu acımasız kapitalist sistemdir. Onun içindir ki sistemin değişmesi lazım.   “Sistemden nemalananların, sistemi değiştirme gibi fikirleri olamaz” O nedenledir ki sistemden rahatsız olanların sistemi değiştirmeleri gerekir. Bütün dünya adaletsiz gelir dağılımı yüzünden; açlık, yoksulluk ve savaşlardan kan gölü haline getirilmişken. Bir önceki yazımda bunun Sebebinin CFR denilen bir örgütün sebep olduğunu bahsetmiştim. Dünyayı düzeltme işi öncelikle İnsanların kendilerini değiştirmeleri ile başlar. Bizlere sosyalizm gençliğimizde anlatılırken “Emekçilerin hakim olduğu en iyi uygulanmış demokrasidir” diye anlatılmıştı. Şimdi çok iyi biliyorum ki ikisi de insanlık için uygun sistemler değilmiş. Belki de birinden kaçan diğerine kapılsın diye çıkarılmış iki tuzak sistemdir.                İnanıyorum ki bu ikisinden ayrı, bir sistem daha var. Dillendirilmesinden korkulan. Hele şu günlerde ellerine verilen silahlardan ve kafa kesmelerinden dolayı tiksinilen İslamcı görünen ama İslamiyet’le alakası olmayan bir terör örgütü ortadayken. Evet değerli okurlarım, Bütün dünyanın başına bela bir sistem Kapitalizm. Diğeri de Cumhuriyetin ilk yıllarında bizim tüm Fabrikalarımızın kurulmasında yardımcı olan Rusya’nın sistemi Sosyalizmdir. Sosyalizm orada da çözüm olamamış adaletsiz gelir düzeyini engelleyememiş bir sistem. (İnsanların benim diyebileceği bir şeyler olmalı) Peki nasıl bir sistem kurmalıyız? İlk on yılda Ülkemizi ekonomik bağımsızlığa kavuşturan sistem. Karma ekonomik sistem. Özel sektörün kuramayacağı büyüklükteki tesisleri, Devletin kurduğu. Özel sektörün kurabileceği işlerden, Devletin çekildiği, Serbest rekabetin oluştuğu ekonomik sistem. Karma Ekonomik Sistem. Vergiyi sadece satın alanın, yüzde on ödediği, bir sistem. (İlerde bu oran yüzde iki buçuğa kadar düşürülebilir)   Dünyanın başına bela olan savaşların yoksulluğun adaletsizliğin yegane temeli kapitalist ve sosyalist sistemlerdir. İnsanlık savaşlarla, açlıkla uğraşırken, ekonomik uçurumlarla ve haklarını alma mücadelesi ile uğraşamamaktadırlar. Yoksul insanlarda geçim mücadelesi ile  uğraşırlarken gerçek düşmanın kim olduğunu görememektedirler. Ey Dünyanın ve ülkemin zenginleri, bu adaletsiz gelir sistemi sizi sırça köşkünüzde koruyamaz duruma gelmek üzeredir. Sanmayınız ne bu dünyada ne de öbür dünyada aldığınız güvenlik önlemleri sizleri koruyacaktır. Mazlumun gözyaşları üzerine kurulan tüm sistemler yıkılmak zorundadır. Sonunuz yakın. Bizden söylemesi.              DÜNYANIN BAŞINA BELA OLAN SİSTEMLER Bir gazetenin, ekonomi sayfasını okuyorum. Dünyada yaşayan nüfusun, yüzde birinin servetinin, geri kalan nüfusun toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtmiş. Uluslar arası yardım kuruluşu OKSFAM’ ın Davos ekonomi zirvesinden önce yayınladığı rapora göre, Dünyanın en zengin 62 kişisinin servetinin ise, en yoksul Üç Milyar Altı Yüz Milyon kişisinin toplam servetini geçtiğini bildirmiş. Ne garip adalet değil mi? Geçenlerde Ali Koç G-20 zirvesi öncesi –“Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demiştir. Vicdanlı bir açıklama değil mi? Şimdi bazılarınız, ülkemde, Terör olayları ile savaşın sürdüğü. Suriye’de Dünya devlerinin savaşının sürdüğü. Kapımıza üçüncü Dünya savaşının dayandığı bu günlerde, nereden çıktı bu sistemle ilgili yazı. Der gibisiniz. Demeyiniz lütfen bu savaşların tamamının da sebebi bu acımasız kapitalist sistemdir. Onun içindir ki sistemin değişmesi lazım.   “Sistemden nemalananların, sistemi değiştirme gibi fikirleri olamaz” O nedenledir ki sistemden rahatsız olanların sistemi değiştirmeleri gerekir. Bütün dünya adaletsiz gelir dağılımı yüzünden; açlık, yoksulluk ve savaşlardan kan gölü haline getirilmişken. Bir önceki yazımda bunun Sebebinin CFR denilen bir örgütün sebep olduğunu bahsetmiştim. Dünyayı düzeltme işi öncelikle İnsanların kendilerini değiştirmeleri ile başlar. Bizlere sosyalizm gençliğimizde anlatılırken “Emekçilerin hakim olduğu en iyi uygulanmış demokrasidir” diye anlatılmıştı. Şimdi çok iyi biliyorum ki ikisi de insanlık için uygun sistemler değilmiş. Belki de birinden kaçan diğerine kapılsın diye çıkarılmış iki tuzak sistemdir.                İnanıyorum ki bu ikisinden ayrı, bir sistem daha var. Dillendirilmesinden korkulan. Hele şu günlerde ellerine verilen silahlardan ve kafa kesmelerinden dolayı tiksinilen İslamcı görünen ama İslamiyet’le alakası olmayan bir terör örgütü ortadayken. Evet değerli okurlarım, Bütün dünyanın başına bela bir sistem Kapitalizm. Diğeri de Cumhuriyetin ilk yıllarında bizim tüm Fabrikalarımızın kurulmasında yardımcı olan Rusya’nın sistemi Sosyalizmdir. Sosyalizm orada da çözüm olamamış adaletsiz gelir düzeyini engelleyememiş bir sistem. (İnsanların benim diyebileceği bir şeyler olmalı) Peki nasıl bir sistem kurmalıyız? İlk on yılda Ülkemizi ekonomik bağımsızlığa kavuşturan sistem. Karma ekonomik sistem. Özel sektörün kuramayacağı büyüklükteki tesisleri, Devletin kurduğu. Özel sektörün kurabileceği işlerden, Devletin çekildiği, Serbest rekabetin oluştuğu ekonomik sistem. Karma Ekonomik Sistem. Vergiyi sadece satın alanın, yüzde on ödediği, bir sistem. (İlerde bu oran yüzde iki buçuğa kadar düşürülebilir)   Dünyanın başına bela olan savaşların yoksulluğun adaletsizliğin yegane temeli kapitalist ve sosyalist sistemlerdir. İnsanlık savaşlarla, açlıkla uğraşırken, ekonomik uçurumlarla ve haklarını alma mücadelesi ile uğraşamamaktadırlar. Yoksul insanlarda geçim mücadelesi ile  uğraşırlarken gerçek düşmanın kim olduğunu görememektedirler. Ey Dünyanın ve ülkemin zenginleri, bu adaletsiz gelir sistemi sizi sırça köşkünüzde koruyamaz duruma gelmek üzeredir. Sanmayınız ne bu dünyada ne de öbür dünyada aldığınız güvenlik önlemleri sizleri koruyacaktır. Mazlumun gözyaşları üzerine kurulan tüm sistemler yıkılmak zorundadır. Sonunuz yakın. Bizden söylemesi.           18 Milyon yoksulu olan ülkemizde aslında bir tartışma açılmış olsu                                                                           Mehmet Kızılaslan 2016-02-01                                                                                                
Ekleme Tarihi: 02 Şubat 2016 - Salı

DÜNYANIN BAŞINA BELA OLAN SİSTEMLER

Bir gazetenin, ekonomi sayfasını okuyorum. Dünyada yaşayan nüfusun, yüzde birinin servetinin, geri kalan nüfusun toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtmiş.

Uluslar arası yardım kuruluşu OKSFAM’ ın Davos ekonomi zirvesinden önce yayınladığı rapora göre, Dünyanın en zengin 62 kişisinin servetinin ise, en yoksul Üç Milyar Altı Yüz Milyon kişisinin toplam servetini geçtiğini bildirmiş.

Ne garip adalet değil mi?

Geçenlerde Ali Koç G-20 zirvesi öncesi –“Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demiştir.

Vicdanlı bir açıklama değil mi?

Şimdi bazılarınız, ülkemde, Terör olayları ile savaşın sürdüğü. Suriye’de Dünya devlerinin savaşının sürdüğü. Kapımıza üçüncü Dünya savaşının dayandığı bu günlerde, nereden çıktı bu sistemle ilgili yazı. Der gibisiniz. Demeyiniz lütfen bu savaşların tamamının da sebebi bu acımasız kapitalist sistemdir. Onun içindir ki sistemin değişmesi lazım.

 

“Sistemden nemalananların, sistemi değiştirme gibi fikirleri olamaz”

O nedenledir ki sistemden rahatsız olanların sistemi değiştirmeleri gerekir.

Bütün dünya adaletsiz gelir dağılımı yüzünden; açlık, yoksulluk ve savaşlardan kan gölü haline getirilmişken. Bir önceki yazımda bunun Sebebinin CFR denilen bir örgütün sebep olduğunu bahsetmiştim.

Dünyayı düzeltme işi öncelikle İnsanların kendilerini değiştirmeleri ile başlar.

Bizlere sosyalizm gençliğimizde anlatılırken “Emekçilerin hakim olduğu en iyi uygulanmış demokrasidir” diye anlatılmıştı.

Şimdi çok iyi biliyorum ki ikisi de insanlık için uygun sistemler değilmiş. Belki de birinden kaçan diğerine kapılsın diye çıkarılmış iki tuzak sistemdir.

               İnanıyorum ki bu ikisinden ayrı, bir sistem daha var. Dillendirilmesinden korkulan.

Hele şu günlerde ellerine verilen silahlardan ve kafa kesmelerinden dolayı tiksinilen İslamcı görünen ama İslamiyet’le alakası olmayan bir terör örgütü ortadayken.

Evet değerli okurlarım, Bütün dünyanın başına bela bir sistem Kapitalizm. Diğeri de Cumhuriyetin ilk yıllarında bizim tüm Fabrikalarımızın kurulmasında yardımcı olan Rusya’nın sistemi Sosyalizmdir. Sosyalizm orada da çözüm olamamış adaletsiz gelir düzeyini engelleyememiş bir sistem. (İnsanların benim diyebileceği bir şeyler olmalı)

Peki nasıl bir sistem kurmalıyız?

İlk on yılda Ülkemizi ekonomik bağımsızlığa kavuşturan sistem. Karma ekonomik sistem. Özel sektörün kuramayacağı büyüklükteki tesisleri, Devletin kurduğu. Özel sektörün kurabileceği işlerden, Devletin çekildiği, Serbest rekabetin oluştuğu ekonomik sistem. Karma Ekonomik Sistem.

Vergiyi sadece satın alanın, yüzde on ödediği, bir sistem. (İlerde bu oran yüzde iki buçuğa kadar düşürülebilir)  

Dünyanın başına bela olan savaşların yoksulluğun adaletsizliğin yegane temeli kapitalist ve sosyalist sistemlerdir.

İnsanlık savaşlarla, açlıkla uğraşırken, ekonomik uçurumlarla ve haklarını alma mücadelesi ile uğraşamamaktadırlar. Yoksul insanlarda geçim mücadelesi ile  uğraşırlarken gerçek düşmanın kim olduğunu görememektedirler.

Ey Dünyanın ve ülkemin zenginleri, bu adaletsiz gelir sistemi sizi sırça köşkünüzde koruyamaz duruma gelmek üzeredir. Sanmayınız ne bu dünyada ne de öbür dünyada aldığınız güvenlik önlemleri sizleri koruyacaktır. Mazlumun gözyaşları üzerine kurulan tüm sistemler yıkılmak zorundadır. Sonunuz yakın. Bizden söylemesi.

             DÜNYANIN BAŞINA BELA OLAN SİSTEMLER

Bir gazetenin, ekonomi sayfasını okuyorum. Dünyada yaşayan nüfusun, yüzde birinin servetinin, geri kalan nüfusun toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtmiş.

Uluslar arası yardım kuruluşu OKSFAM’ ın Davos ekonomi zirvesinden önce yayınladığı rapora göre, Dünyanın en zengin 62 kişisinin servetinin ise, en yoksul Üç Milyar Altı Yüz Milyon kişisinin toplam servetini geçtiğini bildirmiş.

Ne garip adalet değil mi?

Geçenlerde Ali Koç G-20 zirvesi öncesi –“Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demiştir.

Vicdanlı bir açıklama değil mi?

Şimdi bazılarınız, ülkemde, Terör olayları ile savaşın sürdüğü. Suriye’de Dünya devlerinin savaşının sürdüğü. Kapımıza üçüncü Dünya savaşının dayandığı bu günlerde, nereden çıktı bu sistemle ilgili yazı. Der gibisiniz. Demeyiniz lütfen bu savaşların tamamının da sebebi bu acımasız kapitalist sistemdir. Onun içindir ki sistemin değişmesi lazım.

 

“Sistemden nemalananların, sistemi değiştirme gibi fikirleri olamaz”

O nedenledir ki sistemden rahatsız olanların sistemi değiştirmeleri gerekir.

Bütün dünya adaletsiz gelir dağılımı yüzünden; açlık, yoksulluk ve savaşlardan kan gölü haline getirilmişken. Bir önceki yazımda bunun Sebebinin CFR denilen bir örgütün sebep olduğunu bahsetmiştim.

Dünyayı düzeltme işi öncelikle İnsanların kendilerini değiştirmeleri ile başlar.

Bizlere sosyalizm gençliğimizde anlatılırken “Emekçilerin hakim olduğu en iyi uygulanmış demokrasidir” diye anlatılmıştı.

Şimdi çok iyi biliyorum ki ikisi de insanlık için uygun sistemler değilmiş. Belki de birinden kaçan diğerine kapılsın diye çıkarılmış iki tuzak sistemdir.

               İnanıyorum ki bu ikisinden ayrı, bir sistem daha var. Dillendirilmesinden korkulan.

Hele şu günlerde ellerine verilen silahlardan ve kafa kesmelerinden dolayı tiksinilen İslamcı görünen ama İslamiyet’le alakası olmayan bir terör örgütü ortadayken.

Evet değerli okurlarım, Bütün dünyanın başına bela bir sistem Kapitalizm. Diğeri de Cumhuriyetin ilk yıllarında bizim tüm Fabrikalarımızın kurulmasında yardımcı olan Rusya’nın sistemi Sosyalizmdir. Sosyalizm orada da çözüm olamamış adaletsiz gelir düzeyini engelleyememiş bir sistem. (İnsanların benim diyebileceği bir şeyler olmalı)

Peki nasıl bir sistem kurmalıyız?

İlk on yılda Ülkemizi ekonomik bağımsızlığa kavuşturan sistem. Karma ekonomik sistem. Özel sektörün kuramayacağı büyüklükteki tesisleri, Devletin kurduğu. Özel sektörün kurabileceği işlerden, Devletin çekildiği, Serbest rekabetin oluştuğu ekonomik sistem. Karma Ekonomik Sistem.

Vergiyi sadece satın alanın, yüzde on ödediği, bir sistem. (İlerde bu oran yüzde iki buçuğa kadar düşürülebilir)  

Dünyanın başına bela olan savaşların yoksulluğun adaletsizliğin yegane temeli kapitalist ve sosyalist sistemlerdir.

İnsanlık savaşlarla, açlıkla uğraşırken, ekonomik uçurumlarla ve haklarını alma mücadelesi ile uğraşamamaktadırlar. Yoksul insanlarda geçim mücadelesi ile  uğraşırlarken gerçek düşmanın kim olduğunu görememektedirler.

Ey Dünyanın ve ülkemin zenginleri, bu adaletsiz gelir sistemi sizi sırça köşkünüzde koruyamaz duruma gelmek üzeredir. Sanmayınız ne bu dünyada ne de öbür dünyada aldığınız güvenlik önlemleri sizleri koruyacaktır. Mazlumun gözyaşları üzerine kurulan tüm sistemler yıkılmak zorundadır. Sonunuz yakın. Bizden söylemesi.        

 

18 Milyon yoksulu olan ülkemizde aslında bir tartışma açılmış olsu

 

                                                                        Mehmet Kızılaslan 2016-02-01

                                                       

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.