36 yıldır müzik hayatımızda olan Grup Yorum şair Kemal Özer’in Madenciden şiirini bestelemişti. ve şöyle sesleniyordu; yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler madenler bizim derler gerekirse ölüm derler günü geldi grev derler dost artık kaybedecek birşey yok … Zor koşullar altında çalışarak ekmeğini taştan çıkartan insanlar topluluğudur maden emekçileri. Yerin bazen yüzlerce metre altına akşam evlerine ekmek götürebilmek belki de bir kap sıcak çorbayı aileleri ile paylaşmak kısaca yaşamak yaşatmak için girmekteler.
Oysa kömür madenlerinin işçileri kaçınılmaz olan sonlarına yavaş yavaş ilerlemektedirler. Çünkü, yıllar boyunca yerin altında kömür tozu soluduklarından kömür birikir akciğerlerinde madenlerde oksijen az olduğu için rahatsızlanma olmaz. Kömür tozu ciğerlerinde durmaktadır.
Emekli oldukları zaman günün tamamını yeryüzünde geçirmeye başlarlar, akciğerlerinde birikmiş kömür yavaş yavaş yandığından ağırca bitirir ciğerlerini ve uzun hayat sürdüremez çoğusu. Emekçilerin hakları da baskı altındadır. Maden kazalarının yoğun yaşandığı ülkelerdeki ortak yansa insan emeğine değer verilmemesidir. Bu olaylar kâr hırsıyla maliyetten tasarruf eden ve bu yönüyle hayatı hedef alan sömürü ve saldırıdandır. Bunlar özelleştirme taşeronlaştırma sisteminin doğal sonuçlarıdır. Bu kazalardaki sorumluları yargı huzuruna getirmekle kalmayıp aynı zamanda kendi vicdanları doğrultusunda, onların istifası da gerekmez miydi?.. Zonguldak yerin derinliklerinden geldiler ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle ne kadar diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin ağır ağır geldiler... sonra hergün geldiler artarak geldiler kadınları çocukları ve alkışlarıyla yoğurt mayalar gibi geldiler
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi su gibi ateş gibi her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına yeni yollarla tanıştı ayakları her gün yeni kabuklar çatladı yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini bir kent oldular sonunda ve adını değiştirdiler ülkenin. Kemal Özer