17 Aralığa kadar gerçek yüzünü göremediğimiz FETO terör örgütünün, her alana sızdığını, hepimiz biliyoruz.
Yine bildiğimiz başka bir şey var ki, nerdeyse ülkemiz insanının yüzde yetmişinden fazlası, sağcı, solcu demeden bu örgüt ile çeşitli şekillerde ilişki kurdu.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi kimisi, o örgüte hizmet ettiğinde cennete gireceğini zannediyordu. Bazıları onlara para yardımında, kurban verdiğinde, ibadetini en iyi şekilde yaptığını zannediyordu. Bazıları da bu örgütün kara listesine girmemek için kerhen de olsa ilişkisini kesemiyordu.
Çünkü gördüğünüz gibi Devletin içinde her yere girmişler ve yuvalanmışlardı.
İyi niyetli insanların, Terör örgütü üyesi olmadıklarını hepimiz biliyoruz.
Onlarında birçokları, masum ve örgütün bu yüzünü göremediler.
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, Onlarında birçokları aldatıldılar.
Şimdi bu örgütün pis yapısından tamamen kurtulmak için ne yapmalıyız?
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken, bu yazacaklarımız aklımıza geldi.
“Samimi itiraf ve etkin pişmanlık yasası çıkarılmalıdır.” Dedik.
Feto örgütüne herhangi bir şekilde bulaşmış ve içinden çıkamamış ama pişman olmuş her vatandaş bu yasadan yararlandırılmalıdır.
İtirafları örgütün çökertilmesine yarıyorsa, cezaları hafifletilmelidir.
Hele bu yasa çıktıktan sonra, kendisi aranmadığı halde, yakalanmadığı halde, güvenlik güçlerine teslim olup, samimi itirafta bulunuyorlarsa, cezaları olsa dahi yok denecek kadar azaltılmalıdır.
Örgütün gizli yanlarını, hiç görülmeyen taraflarını, ortaya çıkarmakta ve en ücra köşedeki üyelerinin ortaya çıkarılmasında bu yasanın çok faydası olacağını düşünüyorum.
Şöyle ki, örgüt içinde birbirini çekemeyenlerin de bilgi bombardımanına tutulacağımızı zannediyorum.
Masum, aldatılmış insanlarla, bilerek suç işleyenlerin birbirinden ayrılacaklarına inanıyorum.
Diğer taraftan devletin içine sınav sorularının kendilerine verilmesi ile yerleşen, Ama masum olan, bütün memur ve amirler, yeniden sınava tabi tutularak, o makamı ve mevkie layık olup olmadıkları bu sınavdan sonra karar verilmelidir.
Ya görevlerine hakkıyla devam etmeliler, ya da o haksız olarak geldikleri makamlardan uzaklaştırılmalıdırlar.
Müslümanlığı kullandıkları halde, Kul hakkının ne demek olduğunu bilmeyen ya da bilmezden gelen, başkalarının haklarını gasp edenler, muhakkak cezalarını çekmelidirler.
Amacımız, masum, inanan insanlarla, gerçekten bu ülkeyi ele geçirmek isteyen, Amerikan uşaklarını, birbirlerinden ayırmak olduğuna göre, bu yöntemlerin faydalı olacağına inanıyorum.
Diğer taraftan, öteki terör örgütleri ile ilişkide bulunanlar da unutulmamalı.
Huzurlu ve demokratik hakların çiğnenmediği günler dilerim.
Mehmet Kızılaslan 2016-08-01