Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

HAMPACI MİLLET OLDUK

Hampacı ne demek? İnsanların sırtından geçinen kimse İngilizce, Hump kelimesinden türediği söyleniyor. Türk Dil Kurumu na göre ise, Hazırdan yiyen, başkasına yük olan kimse. Olarak tarif ediliyor.          Üretenin, çalışanın, alın teri ile geçinmeye uğraşanın küçümsendiği ve dolambaçlı yollarla halkın sırtından geçinmeye çalışanların çoğaldığı günümüzde; ülkemizde her gün yeni olaylarla karşılaşıyoruz.         Efendim dolar yükselecekmiş dolar alalım. Faiz düşünce kazancımız azalır, avro alalım. Aldınız gördünüz ananızın örekesini.        Geçmiş dönemlerde,  Eczacı  Mehmet Gebenç kardeşimizin literatüre soktuğu Üç Kağıt Ekonomisi kelimesini bir çok ekonomist kullanmıştı. Ne yazık ki Hampacı küçük birikim sahipleri, dolandırıcı büyük sermayedarların oyununa gelip borsada oynamışlar, çok az kişi para kazanırken çoğunluk borsada birikimlerini kaybetmişti.         Üç Kağıt ekonomisinden kasıt, Döviz, Faiz, Borsa, kastedilmekteydi. Ülke dışında, Borsa ya para yatıranlar, bir yılda, yatırdıkları paranın taş çatlasın Yüzde Onu kadar para kazanırken, Bizim ülkede bu kazancı bir gecede veriyor gibi gösteren kurumlar halkı dolandırmışlar, Millet hüsrana uğramıştı.          Döviz dediğimiz şey, Yabancı para, Yani Dolar ve Avro bu paraların birisinin ABD de Fed tarafından karşılıksız basıldığını bilmeyeniniz yoktur. Bu parayı cebinizde taşımak; karşılıksız basan ülkeye karşılıksız olan kağıt karşılığında, kredi vermek demek, olduğunu hiç kimse düşünmedi. Hepiniz cebinizde taşıdığınızda zengin olacağınızı düşündünüz.        Keynes, seneler önce Altın karşılığı basılması gereken paraların, Artık altın karşılığı olmadan basılmasına karar veren IMF de, Bütün Dünyanın Dolar kullanmasını önerdi. ABD bunu kabul etmedi. Çünkü, ABD, dolarını, dünyada ileride silah olarak kullanmayı hedefliyordu ve her zaman da kullandı.      Yine Keynes, Faiz, Paranın gayri meşru çocuğudur, diyerek aşağılarken. Diğer taraftan  İslam dini Faizi yasakladı.            Bakara suresinin 275. Ayeti şöyle der. Faiz yiyenler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların,  “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki, Allah alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allaha kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.          Biz bu üç kağıt ekonomisinde para kazanmayı düşünürken Ülkemizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk   "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdur." Demiş ve üretim ekonomisinde Karma ekonomik sistemi uygulayarak ilk on yılda ekonomik bağımsızlığa kavuşmamızı sağlamıştır.          Şimdi efendiler buraya kadar anlattığımı anladı iseniz, zaman içerisinde ülkemiz insanının çalışmaktan, üretmek ten uzaklaşarak, hampacı ve beleşçi yöntemlerle para kazanma yolları arar hale gelmesinin yanlışını da görmüşsünüzdür.          Bir baba, çocuklarının yanlışa gitmesini engellemek zorunda ise; Devlet yöneticileri de, Milletin yanlışa gitmesini, soymasını, soyulmasını, aldatmasını, aldatılmasını engellemek zorundadır.       Bunu nasıl yapar?       Çözüm nedir?         Paranın kayıt altına alınması kökten bir çözümdür. Bunu çok önceki yazılarımda anlattım. Bunu hiç dikkate almadılar. Ve ülkemde soygun devam etti.         Başka bir çözüm yolu daha var. Bu da, Dolara endeksli, Yeşil TL ve Avroya endeksli, Kırmızı TL basılacak ve bu paralar, Vatandaştaki Dolar ve Avro ile değiştirilecek. İç piyasalarda dolaşan Türkiye Cumhuriyetinin bastığı dövize endeksli Türk lirası olacak ve bütün dövizler merkez bankasında ya da hazinede toplanacak. Sadece dışarıdan mal ithal edenlerin parası ithal edilen malın karşılığı olarak yurt dışına çıka bilecek.        Hiçbir kimse dövizle oynayıp ülkenin ekonomisini bozamayacak. Hiçbir kimsenin parası durduk yerde değer kaybetmeyecek. Millet zarara uğratılamayacak. Döviz yatırım aracı olmaktan çıkarılacak.             Bu ülke hepimizin ise eğer, Devlet, Milletini, milletinin birikimlerini, korumak zorundadır. Milletin Fertleri ne kadar beleş den para kazanmaya çalışırsa çalışsın, bunu önleyecek. Bu beleş çi fertlerin para kazanayım derken dolandırılmalarını da önlemek zorundadır.          Bu son oynanan oyunlarda, Suç beleşten para kazanmak isteyenlerle, bunları dolandıranları engellemeyen sistemdedir  dostlarım. Silkelenmek, sistemi kurmak ve üretime dönmek zorundayız. Üretmeyen Milletler, istikbalini ve İstiklalini kaybetmeye mahkum olurlar. Ne yazık ki O yöne doğru gidiyoruz. Buna dur demek, sistemi düzgün kurması gereken Hükümetlerindir.   
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2021 - Cuma

HAMPACI MİLLET OLDUK

Hampacı ne demek? İnsanların sırtından geçinen kimse İngilizce, Hump kelimesinden türediği söyleniyor. Türk Dil Kurumu na göre ise, Hazırdan yiyen, başkasına yük olan kimse. Olarak tarif ediliyor. 

        Üretenin, çalışanın, alın teri ile geçinmeye uğraşanın küçümsendiği ve dolambaçlı yollarla halkın sırtından geçinmeye çalışanların çoğaldığı günümüzde; ülkemizde her gün yeni olaylarla karşılaşıyoruz. 

       Efendim dolar yükselecekmiş dolar alalım. Faiz düşünce kazancımız azalır, avro alalım. Aldınız gördünüz ananızın örekesini. 

      Geçmiş dönemlerde,  Eczacı  Mehmet Gebenç kardeşimizin literatüre soktuğu Üç Kağıt Ekonomisi kelimesini bir çok ekonomist kullanmıştı. Ne yazık ki Hampacı küçük birikim sahipleri, dolandırıcı büyük sermayedarların oyununa gelip borsada oynamışlar, çok az kişi para kazanırken çoğunluk borsada birikimlerini kaybetmişti. 

       Üç Kağıt ekonomisinden kasıt, Döviz, Faiz, Borsa, kastedilmekteydi. Ülke dışında, Borsa ya para yatıranlar, bir yılda, yatırdıkları paranın taş çatlasın Yüzde Onu kadar para kazanırken, Bizim ülkede bu kazancı bir gecede veriyor gibi gösteren kurumlar halkı dolandırmışlar, Millet hüsrana uğramıştı. 

        Döviz dediğimiz şey, Yabancı para, Yani Dolar ve Avro bu paraların birisinin ABD de Fed tarafından karşılıksız basıldığını bilmeyeniniz yoktur. Bu parayı cebinizde taşımak; karşılıksız basan ülkeye karşılıksız olan kağıt karşılığında, kredi vermek demek, olduğunu hiç kimse düşünmedi. Hepiniz cebinizde taşıdığınızda zengin olacağınızı düşündünüz.  

     Keynes, seneler önce Altın karşılığı basılması gereken paraların, Artık altın karşılığı olmadan basılmasına karar veren IMF de, Bütün Dünyanın Dolar kullanmasını önerdi. ABD bunu kabul etmedi. Çünkü, ABD, dolarını, dünyada ileride silah olarak kullanmayı hedefliyordu ve her zaman da kullandı. 

    Yine Keynes, Faiz, Paranın gayri meşru çocuğudur, diyerek aşağılarken. Diğer taraftan  İslam dini Faizi yasakladı.       

    Bakara suresinin 275. Ayeti şöyle der. Faiz yiyenler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların,  “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki, Allah alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allaha kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. 

        Biz bu üç kağıt ekonomisinde para kazanmayı düşünürken Ülkemizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk   "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdur." Demiş ve üretim ekonomisinde Karma ekonomik sistemi uygulayarak ilk on yılda ekonomik bağımsızlığa kavuşmamızı sağlamıştır. 

        Şimdi efendiler buraya kadar anlattığımı anladı iseniz, zaman içerisinde ülkemiz insanının çalışmaktan, üretmek ten uzaklaşarak, hampacı ve beleşçi yöntemlerle para kazanma yolları arar hale gelmesinin yanlışını da görmüşsünüzdür. 

        Bir baba, çocuklarının yanlışa gitmesini engellemek zorunda ise; Devlet yöneticileri de, Milletin yanlışa gitmesini, soymasını, soyulmasını, aldatmasını, aldatılmasını engellemek zorundadır. 

     Bunu nasıl yapar? 

     Çözüm nedir? 

       Paranın kayıt altına alınması kökten bir çözümdür. Bunu çok önceki yazılarımda anlattım. Bunu hiç dikkate almadılar. Ve ülkemde soygun devam etti. 

       Başka bir çözüm yolu daha var. Bu da, Dolara endeksli, Yeşil TL ve Avroya endeksli, Kırmızı TL basılacak ve bu paralar, Vatandaştaki Dolar ve Avro ile değiştirilecek. İç piyasalarda dolaşan Türkiye Cumhuriyetinin bastığı dövize endeksli Türk lirası olacak ve bütün dövizler merkez bankasında ya da hazinede toplanacak. Sadece dışarıdan mal ithal edenlerin parası ithal edilen malın karşılığı olarak yurt dışına çıka bilecek. 

      Hiçbir kimse dövizle oynayıp ülkenin ekonomisini bozamayacak. Hiçbir kimsenin parası durduk yerde değer kaybetmeyecek. Millet zarara uğratılamayacak. Döviz yatırım aracı olmaktan çıkarılacak.   

         Bu ülke hepimizin ise eğer, Devlet, Milletini, milletinin birikimlerini, korumak zorundadır. Milletin Fertleri ne kadar beleş den para kazanmaya çalışırsa çalışsın, bunu önleyecek. Bu beleş çi fertlerin para kazanayım derken dolandırılmalarını da önlemek zorundadır. 

        Bu son oynanan oyunlarda, Suç beleşten para kazanmak isteyenlerle, bunları dolandıranları engellemeyen sistemdedir  dostlarım. Silkelenmek, sistemi kurmak ve üretime dönmek zorundayız. Üretmeyen Milletler, istikbalini ve İstiklalini kaybetmeye mahkum olurlar. Ne yazık ki O yöne doğru gidiyoruz. Buna dur demek, sistemi düzgün kurması gereken Hükümetlerindir. 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.