Boşa akıp giden dedim, çünkü eğer suyun gerçek sahipleri, o sudan faydalanamıyor iseler, o su, başkasının kesesine para olarak akıyordur, yani boşuna akıyordur. O halde de suyun asıl sahibi, suya ve gelirlerine uzaktan bakıyordur.
Suyun asıl sahipleri kimlerdir?
Yer altı kaynakları, su, petrol, maden, altın ve benzeri her şey, tapular kimin üstünde olursa olsun, Devletindir, kamunundur.
Bazı uyanıklar, iyi suyun çıkabileceği arazileri köylülerimizden satın alıp, sondaj yaptırıp, şişeleme fabrikası kuracaklara satıp, köşe olup ülkemizi bile terk etmektedirler.
Günümüzde barajlarımızdaki su oranlarının yağışsızlıktan dolayı barajlarımızda yüzde onlara düştüğünü hepimiz biliyoruz. Doğayı kirlettiğimiz, ağaçları kestiğimiz ve akla gelen her türlü zararı doğaya verdiğimiz bir zamanda, su için yağmur duaları da hiçbir işe yaramamaktadır.
İşte bu yüzden mevcut su kaynaklarımızın boşa akıp gitmesini yani birilerine peşkeş çekilmesini önlemek zorundayız.
Şimdi gelelim Nazilli sınırları içindeki iyi su kaynaklarına.
Atmış yedi tane iyi su kaynağımız vardır bu bölgede.
Bu kaynaklardan faydalanan 11 marka ve 7 fabrika bulunmaktadır.
Bu iyi su kaynaklarının debisi saniyede 50 litredir. Aldığımız bilgilere göre su fabrikaları, bu suyun 24 litresini kullandıklarını söylemektedirler (kayıtlara göre)
Asıl sorumuza gelelim. Belediyeler kendi arazisinde sondaj yapan vatandaşın, sondajına sayaç bağlama ve ondan bir bedel alma yetkilerine sahip iken; Bu İYİ SULARI AMBALAJLAYIP SATAN fabrikalardan, hakları olan bedeli kamu yararına alıyorlar mı?
Sayaç bağladılar mı?
Alıyorlarsa kaçından ne kadar gelir temin ediyorlar?
Almıyorlarsa neden almıyorlar?
167 sayıl yer altı suları kanununa göre eskiden özel idareler alıyordu bu bedelleri, şimdi belediyelere bu hak verildiği halde, sıkıntı içinde yüzen belediyelerimiz bu bedelleri neden tahsil edip borçlarından kurtulmuyorlar?
Yukarıda bahsettiğimiz, saniyede 50 litrelik debisi olan su kaynaklarımız kullanıcılara 600- 800 Milyon TL para kazandırırken; belediyelerin kazancı, Yüzde 25 düşünüldüğünde 150- 200 Milyon TL para kazanması gerekir.
Belediyelerimiz bu paraları neden tahsil etmezler?
O belediyelerin yüksek maaşlı avukatları ne yaparlar?
Maaşlarını neden hak etmezler?
Gelelim bir başka konuya, hiçbir yerde bulunmayan bu kadar güzel suların 67 tanesinin bulunduğu mevkilerdeki yapılaşmaya.
Vatandaş, bu su kaynaklarının olduğu bölgeye bir villa yaptırmış, fosseptiğini de kazmış “Oh ne güzel hayatını yaşıyor” Allah aşkına bu evlerin fosseptiği o dünya güzeli sularımızı kirletmez mi?
Alın size bir soru daha.
Efendiler, bu üzerine önümüzdeki 10-15 yıl içinde savaşların çıkacağını düşündüğümüz güzelim sularımızın üzerine yapı yapanlara, Lağım sularının iyi suyumuza karışmasını sağlayan embesillere, dur diyecek, bir Allah’ın kulu yok mu bu şehirde?
Diğer bir konu daha, Vatandaşımız bir kova suyu idareli kullanmaya çalışırken, oto yıkama yerleri ve akaryakıt istasyonları içinde araba yıkayanların sondaj sularına sayaç bağlayıp kamunun yani herkesin malı olan o sudan, küçük bir miktar dahi su parası alıp, vatandaşına harcamayı düşünen belediyeler neden yok?
Sorularımızın cevabı bulunduğunda, belediyelerimizin parasal sıkıntıları da çözülecektir diye düşünüyorum. Kaynaklarımız boşa, başkalarının cebine akarken, belediyemiz parasızlıktan kıvranmaktadır. Çareyi sundum, yetkilileri uyarıyorum saygılarımla.