Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Siir:Ahmed Arif
Sevda, bir gönül bağıdır ve tutkunluk hâlidir . Özlemleri de beraberinde getirir. Yüreklerdeki suskunluğun da haykırışı, yürekteki ince sızıdır.Aşkın da kök salmış, ve olgunlaşan hâlidir. Zamana , mekana acılara kafa tutan bir güçtür. Işığı hiç bir zaman sönmeyen gökteki yıldız gibidir. Kör kuyularda da aydınlığa razı olmaktır.
Dağları, denizleri aşarak engel ve mesafe bilmeyendir. Hesapsız, kitapsız sevebilmektir. Acılar içinde de başı dik yürüyebilmektir. Bütün zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarabilen duygudur.İnsanın da gelmeleri, gitmeleri, gitmek isteyişi bir yandan da kalmaktan vazgeçmeyişidir.
Unutulanların da hatırlanmasıdır. Yüz de gülümsemenin yer etmesidir. Bir çift gözde sıcacık bir yürekte kaybolmaktır.Yaşam içersindeki mutlulukları çağrıştırmaktır. Derdi sabra banabilmektir. Sele benzer kendi yatağından taşarak tüm bedeninde varlığında hissetmektir.Sen ve ben olmaktan vazgeçerek biz olabilmektir.
Yazımızı da Zülfü Livaneli nin "Böyledir Bizim Sevdamız" eserinden dizelerle noktalayalım.
Yüce dağlar başında mı
Zemherinin kışında mı
Şu gönlümün bir umudu gülüm
Gözlerinin yaşında mı
Kırılsa da kanadımız
asiye çıksa adımız
duyan duysun gülüm
böyledir bizim sevdamız.