Sol kelimesi tarihte şu sekillerde karşımıza çıkmaktadır: sol "ters, uğursuz, sol taraf" [ Uygurca (1000 yılından önce) ]solamuk "sol elini kullanan" [ Divan-i Lugat-it Türk (1070) ]solak "aynı anlamda" [ Tuhfetu'z Zekiyye fi'l-Lugati't-Türkiyye (1425)
Fransa Kralı 16. Louis, Fransız Devrimi öncesi, kurucu meclisi sarayına çağırıyordu. Bir meclis var ama, meclis ne karar alırsa alsın, sarayda yaşayan 16. Louis’in veto etme hakkı vardı. İstemediği her şeyi kafasına göre veto ediyor. Zaten meclisin toplanma amacı; Louis’in veto hakkının kaldırılmak istemesiydi...
1760 lı yıllara gelindiğinde ...Fransa Kralı'nı destekleyen soylular ve Ruhban sınıfı, kurucu meclisde oturum başkanı Mounier’in ‘sağ’ tarafına oturuyorlardı. Kralın böyle bir ayrıcalığı olmaması gerektiğini, herkesin eşit olduğunu savunan, halk destekçisi olan temsilciler ise ‘sol’ tarafa oturuyordu.
Değişime açık olmayan muhafazakar kesimle monarşiyi destekleyen, kralın veto hakkının olmasını isteyen ve genel anlamda toplumun kaymak tabakasında olan insanlar ‘sağ’ tarafa oturmuşlardı.O zamanki toplum düzeninin ilerici görüşlü burjuvazi temsilcileri, köylü hakkını ve ileriyi savunan, değişimi isteyen insanlar da 'sol' tarafa oturmuşlardı.
“Kalp soldaysa cüzdan sağdadır” der İngiliz deyimi. Orhan Veli de “Sarhoş oldum da/Seni hatırladım yine/Sol elim/Acemi elim/Zavallı elim!”demişti.Bazı yerlerde: Kapıdan çıkarken önce sağ adım atmaları da söylenmektedir. Öfkelenen ve soğukkanlılığını kaybedenlerde, ‘sağduyu’ya davet edilmektedir.
Karl Marx da “İnsanların yaşam biçimini belirleyen bilinçleri değildir; ama, onların bilincini belirleyen sosyal yaşam biçimleridir” demişti.Aslında solculuk, ezilenlerin yanında ve halkın yanında yer almadır. Sömürüye karşı durmadır. Emeği en yüce değer olarak kabul etmedir.Dayanışmayı ön plana çıkarmaktır. Paylaşmanın adıdır.
Demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını savunmadır.Emperyalizme karşı olmadır.NATO’dan çıkmayı, İncirlik’in kapatılmasını savunmadır. Tam bağımsız Türkiye yi istemektir. Ülkesini sevmedir. Savaşlara karşı çıkıştır. Duyarlı olmayı getirmektedir. Vicdanı bünyede barındırmaktır. Önyargısız olmayı getirmektedir.
Her ağaç, yanan her orman için ne yapip edip mutlaka fidanlar dikebilmedir, onları korumadır. Hes'lere rant için yapılan köprülere hayır diyebilmedir. İtaatkar olmaya karşı çıkıştır.Ormandaki tüm canlıları sevebilmektir. Kumsalda bırakılan çöpleri toplamadır.İsrafa karşı tavır almayı getirmektedir.
Kendin gibi olmak demektir.Her yenilgiden sonra silkinip kendi küllerinden yeniden doğmaktır. Hümanizmi yaşama katmaktır. Hoşgörülü olmadır. Ötekileştirmemektir. İnsanın köleleştirilmesine karşı çıkmaktır. Kadın-erkek eşitliğini vurgulamaktadır. Cinselliğin ve aşkın özgürleşmesinden yanadır . İktidara mesafe koymaktadır.
Erdemliliği getirir. Hırsızlığa vurguna soyguna yolsuzluğa rüşvete talana cephe almadır. Onurlu bir yaşam sürmektir. Dalkavukluk yapmamaktır. Sürekli araştırarak, kendini yenilemektir.Aklın yanında yer alarak karanlığa,cehalete,gericiliğe karşı durmadır.Toplumun aydınlanmasını desteklemektir. Eleştirelliğin, sorgulayıcılığın dayanak bulmasıdır.
Din sömürüsüne karşı olmadır. Bilimin, aklın, yurttaşlığın iyiliğin de umudun da aranacağı yerdir.Birleştirici, birlikten dayanışmadan yana olmaktır. Piyasanın saldırılarını red etmedir. Bütün sosyal hakların alınmasındaki mücadelenin mimarıdır. Kapitalist düzenin belirleniminden örgütlü olarak sıyrılabilmedir.
Halkın gelir seviyesini üst noktaya taşınmasından yanadır. Tarım ve hayvancılığı desteklemektir.Eşitlik,adalet için mücadele etmedir. Herkese güvenceli iş herkese için güvenceli geleceği savunmadır. Kültürel anlamda da insan ruhunun gerçek sanatın güzellikleriyle yoğrulmasından yanadır.
Herkes için parasız sağlık parasız eğitimi istemektir. Umutlarımız uğrunda yolumuzda omuz omuza yürümedir. Her türlü zorluğa göğüs gerebilmedir.İlkesel olarak uzlaşmadan kaçınmadır. Toplumun yaşam kalitesini yükseltmektir. Yaşama eşitlik penceresinden bakmaktır.