Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

YAŞAMAK

Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. Siir:Nazım Hikmet Bir ağlama sesiyle başlar yaşamak... İnsanın var oluşudur. Kişinin kendisine inanarak güvenmesidir.Gecenin karanlığına rağmen buğulu cama güneşi çizebilmektir. Kimseyi itip kakmadan insancıl değerlere sahip çıkıştır. Onurlu olmayı bilebilmektir yaşamak. Yolun sonunda gözüken ışığa ulaşmak için çabalamaktır. Kalp atışı arasındaki zaman süresidir yaşamak. Ömür denen kalemle zamanın altını çizerek meydan okumaktır. Silgisiz resim çizebilmektir.Birbirinden bağlantısı olmayan yaşamlarla bağ kurabilmektir. Rüzgarın yüzünüze çarpmasını hissedebilmedir yaşamak. Ölüme meydan okuyuş ve yeniden yaratmak bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadeledir yaşamak. Paylaşarak elimizde olanı ortadan bölüşerek beraber yemektir. Hayallere ket vurulamayacağının farkında varıştır. Yüreğinizi milyonlarca kilometre uzaklığa taşayabilmektir. Mor sümbülleri de dikip yeşertebilmektir. Yüce dağlar başında rüzgarın kanatlarıyla savruluştur.Zor ve riskli olanı yaşatmayı göze alıştır.Bilinenden gelip bilinmeyene uzanmaktır yaşamak. Karşılıksız da sevebilmektir. Kelimelerin de sihirli dünyasında yer almaktır yaşamak. Montaigneinin de dediği gibi “Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar vardır ki pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak yılların çokluğuna değil sizin coşkunuza bağlıdır”.
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2021 - Salı

YAŞAMAK

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

yaşamak yanı ağır bastığından.

Siir:Nazım Hikmet

Bir ağlama sesiyle başlar yaşamak... İnsanın var oluşudur. Kişinin kendisine inanarak güvenmesidir.Gecenin karanlığına rağmen buğulu cama güneşi çizebilmektir. Kimseyi itip kakmadan insancıl değerlere sahip çıkıştır. Onurlu olmayı bilebilmektir yaşamak.

Yolun sonunda gözüken ışığa ulaşmak için çabalamaktır. Kalp atışı arasındaki zaman süresidir yaşamak. Ömür denen kalemle zamanın altını çizerek meydan okumaktır. Silgisiz resim çizebilmektir.Birbirinden bağlantısı olmayan yaşamlarla bağ kurabilmektir.

Rüzgarın yüzünüze çarpmasını hissedebilmedir yaşamak. Ölüme meydan okuyuş ve yeniden yaratmak bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadeledir yaşamak. Paylaşarak elimizde olanı ortadan bölüşerek beraber yemektir.

Hayallere ket vurulamayacağının farkında varıştır. Yüreğinizi milyonlarca kilometre uzaklığa taşayabilmektir. Mor sümbülleri de dikip yeşertebilmektir.

Yüce dağlar başında rüzgarın kanatlarıyla savruluştur.Zor ve riskli olanı yaşatmayı göze alıştır.Bilinenden gelip bilinmeyene uzanmaktır yaşamak. Karşılıksız da sevebilmektir. Kelimelerin de sihirli dünyasında yer almaktır yaşamak.

Montaigneinin de dediği gibi “Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar vardır ki pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak yılların çokluğuna değil sizin coşkunuza bağlıdır”.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

15
Kasım
25
Ekim
16
Ekim
03
Ekim
26
Eylül
20
Eylül
13
Eylül
23
Ağustos
30
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.