Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

RTÜK

Frekans tahsislerini gerçekleştirecek, hem de kamusal denetim görevini üstlenecek, hükümetlerden bağımsız bir üst kurul fikri ilk kez, televizyon ve radyo yayınlarının başlangıçtan beri özel sektör eliyle gerçekleştiği ABD'de ortaya çıktı. Böylece Radyo ve TV yayıncılığını kamu hizmeti olmaktan çıkartıp özel sektöre açan Türkiye gibi pek çok ülkede de RTÜK benzeri kurullar oluşturuldu.Fakat, kurumların üye sayıları, görev süreleri ve seçim biçimleri ülkeden ülkeye farklılıklar  göstermektedir.   Ülkemizde 90 lı yılların başından itibaren özel televizyon ve radyolar yayınlarına yasal bir düzenleme yapılmadan  başlamıştır. Anayasal bir düzenleme ile radyo ve televizyon yayınlarındaki devlet  tekeli  kaldırılmış ve özel yayınların önünü açılmıştı. 1994 yılında kuruldu . Açılımı: Radyo  Televizyon  Üst Kuruludur.Yasanın Meclis teki kabulünden  sonra   O zaman ki Cumhurbaşkanı   Süleyman Demirel de şunu söylemişti : “En kötü kanun, kanunsuzluktan iyidir dedi ve ekledi onun için bu yasayı imzalıyorum ama en kısa zamanda mutlaka aksayan yönleri düzeltilmelidir”.     RTÜK   kurulduğundan itibaren iktidarların baskı aracı oldu. Hükümetlerden gelen yönlendirmelerin etkisindedir. Şifreli kanalı da kapatan kurumdur.Denetlemeyi baskı altında tutmayı karıştıran kurumdur. Verdiği kararlardan dolayı demokrasi karşıtı olarak tanımlanır.   5 üyesi TBMM tarafından, 3 üye YÖK tarafından,  1 üye ise Meslek kuruluşları tarafından atanmaktaydı.   Yapılan değişiklikle üyelerden 6 tanesini iktidar partisi , 3 tanesini muhalefet partisi  seçmektedir. RTÜK e seçilen üyelerin büyük çoğunluğu  siyasal sistem içinde sağ yelpazeyi oluşturan partilerin kontenjanından gelmiştir.Üst Kurul a üye olarak seçilen kişi, kontenjanından geldiği partiyle birlikte anılmaktan kurtulamamaktadır.Darbe sonrası getirilen  YÖk ün medyaya tekabülüdür RTÜK. Kanallara  verdiği   cezalarla  yayınları  otosansür aparatlığına itmektedir. İhlalin büyüklüğüne göre ceza verilmemektedir. Belli bir sıralamaya göre(Uyarı, para cezası, durdurma ve  kanalın kapatılmasına)  kadar gider.  Yargı kararları saklı kalmak  şartıyla yayınlar önceden denetlenmeden durdurulmaz.  Fıkralar uyarınca icrai, idari kararlar aleyhine iptal davaları da Danıştay  da açılır.  Danıştay  da bu davalara öncelikle bakar ve öncelikle karara bağlar. Yürütmeyi durdurma talepleri  hakkında da 48 saat içinde karara bağlar.     Sayıştay’ın denetimine de tabidir.  Kararları da idari yargı denetimine  de açıktır.                    İktidarların  medyayı  baskı altında tutmasıdır.  Dizi ve programları da  subjektif  olarak değerlendirmektedir.   Verdiği kararlarla  halkı uyutma yönünde eğilimi vardır.  Sindirme politikasından yanadır. Verdiği kararlar  tartışmalara yol açmaktadır. Toplumun bilgi ve gerçeklere ulaşmasının önünde  bir engeldir.  Kanallara ceza olarak 'Belgesel' yayınlatan kuruldur.  Televizyonların izlenmemesine de sebep olmaktadır.Filmlerin de  bazı bölümlerinin gösterilmemesine ,  bazı kelimelerin de  söyletilmemesine neden olur .  Objektif değil subjektif bir yapıya sahiptir.İktidarların  filtresinden başka bir fonksiyonu da  yoktur.12 Eylül ün zihniyetini de taşımaktadır. RTÜK'e özerk bir yapıya sahip değildir. kendisine yönelik eleştirilere  oto sansüre  yönlendirerek  çözmeye odaklanmasıdır.RTÜK, demokratik toplum kurumsallaşmasıyla bağını koparmıştır.  Üst  olmak, kesin bir hiyerarşiyi ifade eder. Üst olma hali  üst yüksek  gibi sıfatlarla güçlendirilir. “Üst Kurul” adlı engelleme duvarını örüvermiştir.Sansürden beteri de  otosansürdür. Basında sansürün kaldırılmasının üzerinden 90 yılın üzerinde  süre geçmesine karşın Türkiye basını halâ otosansür ve kısıtlamalarıyla  karşı karşıyadır. RTÜK ün ne  kadar bağımsız olduğu elbette tartışılır.   Medyanın denetleniyormuş havası da yaratılmaktadır.  Radyo Tv dünyasının karabasanıdır. Kararların da siyaset belirleyici olmaktadır, bağımsızlık, tarafsızlık ve özerklik  lafta kalmaktadır.  Siyasi iklimde RTÜK  e yön vermektedir.Yayın durdurma cezalarında RTÜK , yasanın bana verdiği yetkileri kullanmaktan başka bir şey yapmıyorum demekte, öte yandan hem yayın kuruluşları hem de kamuoyu tarafından sansür kurulu ve ahlak bekçisi olarak nitelendirilmektedir.  Yapılması gereken ise : Televizyon ve Radyo  yayıncılığını geliştirmek, düzenlemek üzerine çalışmalar yapması gereken kurumdur. Hiçbir şekilde siyasetten etkilenmemesi gerekmektedir. Siyaset etkisinden özellikle de siyasi iktidarların  hakimiyettinden kurtulması gerekmektedir.  Ve özerk olmalıdır. Üyeleri  Türkiye Gazetecileri Cemiyeti tarafından atanmalıdır. Yasakları ve cezaları silah olarak kullanan denetleyici kurul yerine  ilkeler ve standartlar  belirleyecek onlar üzerinden sektörü düzenleyen bir kurul  olmalıdır  
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2021 - Pazar

RTÜK

Frekans tahsislerini gerçekleştirecek, hem de kamusal denetim görevini üstlenecek, hükümetlerden bağımsız bir üst kurul fikri ilk kez, televizyon ve radyo yayınlarının başlangıçtan beri özel sektör eliyle gerçekleştiği ABD'de ortaya çıktı. Böylece Radyo ve TV yayıncılığını kamu hizmeti olmaktan çıkartıp özel sektöre açan Türkiye gibi pek çok ülkede de RTÜK benzeri kurullar oluşturuldu.Fakat, kurumların üye sayıları, görev süreleri ve seçim biçimleri ülkeden ülkeye farklılıklar  göstermektedir. 

 Ülkemizde 90 lı yılların başından itibaren özel televizyon ve radyolar yayınlarına yasal bir düzenleme yapılmadan  başlamıştır. Anayasal bir düzenleme ile radyo ve televizyon yayınlarındaki devlet  tekeli  kaldırılmış ve özel yayınların önünü açılmıştı. 1994 yılında kuruldu . Açılımı: Radyo  Televizyon  Üst Kuruludur.Yasanın Meclis teki kabulünden  sonra   O zaman ki Cumhurbaşkanı   Süleyman Demirel de şunu söylemişti : “En kötü kanun, kanunsuzluktan iyidir dedi ve ekledi onun için bu yasayı imzalıyorum ama en kısa zamanda mutlaka aksayan yönleri düzeltilmelidir”.   

 RTÜK   kurulduğundan itibaren iktidarların baskı aracı oldu. Hükümetlerden gelen yönlendirmelerin etkisindedir. Şifreli kanalı da kapatan kurumdur.Denetlemeyi baskı altında tutmayı karıştıran kurumdur. Verdiği kararlardan dolayı demokrasi karşıtı olarak tanımlanır.   5 üyesi TBMM tarafından, 3 üye YÖK tarafından,  1 üye ise Meslek kuruluşları tarafından atanmaktaydı. 

 Yapılan değişiklikle üyelerden 6 tanesini iktidar partisi , 3 tanesini muhalefet partisi  seçmektedir. RTÜK e seçilen üyelerin büyük çoğunluğu  siyasal sistem içinde sağ yelpazeyi oluşturan partilerin kontenjanından gelmiştir.Üst Kurul a üye olarak seçilen kişi, kontenjanından geldiği partiyle birlikte anılmaktan kurtulamamaktadır.Darbe sonrası getirilen  YÖk ün medyaya tekabülüdür RTÜK. Kanallara  verdiği   cezalarla  yayınları  otosansür aparatlığına itmektedir. İhlalin büyüklüğüne göre ceza verilmemektedir. Belli bir sıralamaya göre(Uyarı, para cezası, durdurma ve  kanalın kapatılmasına)  kadar gider. 

Yargı kararları saklı kalmak  şartıyla yayınlar önceden denetlenmeden durdurulmaz.  Fıkralar uyarınca icrai, idari kararlar aleyhine iptal davaları da Danıştay  da açılır.  Danıştay  da bu davalara öncelikle bakar ve öncelikle karara bağlar. Yürütmeyi durdurma talepleri  hakkında da 48 saat içinde karara bağlar.     Sayıştay’ın denetimine de tabidir.  Kararları da idari yargı denetimine  de açıktır.                 

 

İktidarların  medyayı  baskı altında tutmasıdır.  Dizi ve programları da  subjektif  olarak değerlendirmektedir.   Verdiği kararlarla  halkı uyutma yönünde eğilimi vardır.  Sindirme politikasından yanadır. Verdiği kararlar  tartışmalara yol açmaktadır. Toplumun bilgi ve gerçeklere ulaşmasının önünde  bir engeldir.  Kanallara ceza olarak 'Belgesel' yayınlatan kuruldur. 

Televizyonların izlenmemesine de sebep olmaktadır.Filmlerin de  bazı bölümlerinin gösterilmemesine ,  bazı kelimelerin de  söyletilmemesine neden olur .  Objektif değil subjektif bir yapıya sahiptir.İktidarların  filtresinden başka bir fonksiyonu da  yoktur.12 Eylül ün zihniyetini de taşımaktadır. RTÜK'e özerk bir yapıya sahip değildir. kendisine yönelik eleştirilere  oto sansüre  yönlendirerek  çözmeye odaklanmasıdır.RTÜK, demokratik toplum kurumsallaşmasıyla bağını koparmıştır. 

Üst  olmak, kesin bir hiyerarşiyi ifade eder. Üst olma hali  üst yüksek  gibi sıfatlarla güçlendirilir. “Üst Kurul” adlı engelleme duvarını örüvermiştir.Sansürden beteri de  otosansürdür. Basında sansürün kaldırılmasının üzerinden 90 yılın üzerinde  süre geçmesine karşın Türkiye basını halâ otosansür ve kısıtlamalarıyla  karşı karşıyadır. RTÜK ün ne  kadar bağımsız olduğu elbette tartışılır.  

Medyanın denetleniyormuş havası da yaratılmaktadır.  Radyo Tv dünyasının karabasanıdır. Kararların da siyaset belirleyici olmaktadır, bağımsızlık, tarafsızlık ve özerklik  lafta kalmaktadır.  Siyasi iklimde RTÜK  e yön vermektedir.Yayın durdurma cezalarında RTÜK , yasanın bana verdiği yetkileri kullanmaktan başka bir şey yapmıyorum demekte, öte yandan hem yayın kuruluşları hem de kamuoyu tarafından sansür kurulu ve ahlak bekçisi olarak nitelendirilmektedir. 

Yapılması gereken ise : Televizyon ve Radyo  yayıncılığını geliştirmek, düzenlemek üzerine çalışmalar yapması gereken kurumdur. Hiçbir şekilde siyasetten etkilenmemesi gerekmektedir. Siyaset etkisinden özellikle de siyasi iktidarların  hakimiyettinden kurtulması gerekmektedir.  Ve özerk olmalıdır. Üyeleri  Türkiye Gazetecileri Cemiyeti tarafından atanmalıdır. Yasakları ve cezaları silah olarak kullanan denetleyici kurul yerine  ilkeler ve standartlar  belirleyecek onlar üzerinden sektörü düzenleyen bir kurul  olmalıdır

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

15
Kasım
25
Ekim
16
Ekim
03
Ekim
26
Eylül
20
Eylül
13
Eylül
23
Ağustos
30
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.