Bir çocuğu incitmek sadece insana karşı suç işlemek değildir. Geleceğe hakaret ediştir. İnsanlığın da kanayan yarasıdır çocuk gelinler… Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi fiziksel şiddeti getirmektedir. Kız çocuklar aile için gözden çıkartılabilecek fazladan bir boğaz olabilmektedir. Kız çocuğu dışında aile ,bu evlilikten çıkar sağlayabilmektedir. Baba başlık parası alarak ekonomik gelir elde edebilir. Aile içi geçimsizlik, baskı , çocuk sevgisinin yokluğu, küçük yaşlarda anne veya babadan birinin kaybedilmesi ve üvey anne veya babaya sahip olunması çocuklarda evlenme sonucunda bu durumdan kurtulacağı inancını geliştirmekte ve erken yaşta evliliklerin önünü açmaktadır. Erken yasta yapılan evlilikler kadınların toplumdaki eşitsiz konumunu kuvvetlendirmektedir. Hayat tercihlerini kısıtlamaktadır. Gencecik yaşta kaderine boyun eğen çocuk da, onu bekleyen zorlu ve çıkmaz yolda tek başına, hiç bir hak iddia edemeden yürümek zorunda kalır. Evlenmeden önce babanın kontrolünde olan kız çocuğunun kontrolü evlilikle birlikte kocasına geçmektedir. Küçük yaşlarda evlendirilerek evlere hapsedilen kız çocuklarının aynı zamanda toplumsal hayata entegre olmalarının yolu kesilmektedir. Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı da erken yaşta evlilikleri normalleştirmeye çalışarak ve meşrulaştırmaktadır. Çocuk yaşta evlenmeye zorlanan kız çocukları, evcilik oynayacakları yaşta kendi evinin kadını olmaya yöneltilmektedir. Çocuk olmadan anne olmayı getirmektedir. Aile içinde hiç bir zaman söz hakkı olmamakta yalnızca verilen görevleri yapmaktadırlar. Kendilerini kul gibi hissetmektedirler. Yanlış algı erken yaşta evlenmenin önünü açmaktadır. Eğitimin niteliksiz ve yetersiz olusu, toplumsal değerler, gelenek görenekler, işsizlik ve yoksulluk da kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerine neden olmaktadır. Cinsel istismarı getirmektedir. İhlal edilen temel haklar ise sağlık ve yasam hakkıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği de çocuk yaşta evlenmeye etkendir. Erkek çocuğa daha fazla değer verilmesi, kız çocuğunun evden bir gün gider anlayışının sonucudur. Evlilik olgusu yetişkin olmuş, dünyaya bir bakışa sahip, ne istediğinin farkında olan, seçimi yapabilen kişiler için anlamlıdır. Evlilik kurumunun gereklerinin farkında olmayan, sorumluluk alabilme yetisinde olmayan çocukların evlendirilmesi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Bağımlı kişilik gelişimine, psikolojik sorunları getirebilmektedir. Çocukların başta eğitim gibi en temel haklarını ellerinden alarak toplum içinde kendi potansiyellerini gerçekleştirememektedirler. Erken yaşta evlilik toplumda anlayışından kaynaklı olarak kız çocukları için adeta bir koruyucu kalkan işlevi görebilmektedir. Zorla evlendirilen çocuk ise eğer okuyorsa eğitimden yoksun bırakılmaktadır. Omuzlarına yüklenen ağır sorumluluklarla aile büyüklerine ve kocaya sürekli hizmet etmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca zorunlu göç sebebiyle insanların yaşadığı ekonomik ve kültürel kaosta erken yaşta evlilikleri artıran etkenler arasındadır. Taciz ve tecavüze uğrama da çocuk yaşta yapılan evliliklerde bazı durumlarda tek çözüm olarak görülmesinde bu durumu sorun haline getirmektedir. Çocukluk döneminde sosyalleşen çocuklara toplumda mutluluğun tek çıkış yolu evlilik olarak anlatılmaktadır. Oysa çocuk yaştaki evlilikler, çocuğun normal ve sağlıklı gelişimini engellemektedir. Kadını çaresiz bırakarak ezmenin en acı türüdür. Ruhsal bütünlüğünü zedeler ve en önemlisi de, temel güven duygusuna ve bağ kurma yetisine zarar vermektedir. Kendini yarım hissetme söz konusudur. Yaşanılan travmatik olayla birlikte istismar onun yetişkinlik yaşamını karartmaktadır. Sağlıklı, normal ve doyumlu ilişkiler, insanlarla güvenli bağlar kurulması sağlam temellere dayanmamaktadır. Cinselliğini hic bir zaman yasayamamakta sadece cinsel olarak hizmet etmektedir. Evliliğin ilk yıllarında çocuklar olmakta erken yıpranma, yaşlanma, hastalanma olmaktadır. Çocuk yaşta evlenmede duygusal bağımlılık ve özgüven yetersizliğiyle nedeniyle aile baskısı ve ekonomik güçsüzlük en büyük nedeni, ve boşanmanın hoş karşılanmaması yüzünden ayrılamamaktadırlar. Suçlu hasta diyerek bu sorun çözülmemektedir. Bu mağduriyetin esas kaynağı çocuk yasta evlendirilmesine izin veren, kadınları ancak evlilik içinde var olmak zorunda bırakan toplumsal sistemin ta kendisidir. Çocuklara zorla giydirilen gelinliklerin kefene dönüşmemesi temenni değildir. Vicdan, adalet ve mücadele meselesidir. Çocuk evlilikleriyle baş edebilmek için öncelikle evlilik kurumunun sorgulanması gerekmektedir. Evli olmayan kadına başarısız gözüyle bakmaktan kurtulmadıkça evlilik kurumuna kutsal değer atfedilmesi bırakılmadıkça evlilik kız çocukları için bir kader haline gelecektir. Evlilik dışında da bir yasam mümkündür söyleminin yaygınlaşması ve içselleştirilmesi gerekmektedir. Çocuk haklarının savunulmasında ısrarlı ve kararlı olunmalıdır. Aile çocuklarını evlendirmek isterse hukuk buna izin vermemelidir ve çocuklar korunmalıdır. Çocuk gelinler sadece öldükleri zaman hatırlanmamalıdır. Bu konu hep gündemde tutulmalıdır. Kesintisiz eğitimin sağlanması gereklidir. Bütün çocuklar sosyal güvenlik sistemine dahil olmalıdır. İstihdam da önemlidir. Kadın sistemin içine dahil edilmelidir. Sosyal devlet anlayışı hakim kılınmalıdır. Sosyoloji, psikoloji-pedagoji, hukuk çalışmalarının iyileştirilmesi, ortak dilin varlığı üzerine vurgu yapılmalıdır. Olumsuz kültürel değerler tasfiye edilmelidir. Kadın erkek eşitliği sağlanarak töre, din, ahlak konularında çocuk ihlaline sebep vermesi önlenilmelidir. Meslek edindirme kurslarına önem verilerek iş kurabilme imkanları sağlanmalıdır. Gelir dağılımında adalet sağlanması gerekmektedir. Farkındalığı artırmak için alternatif yazılı ve görsel basından yararlanılmalıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek verilmelidir. Cinsiyet eşitliği önemsenmelidir. Yönetimde kadına daha çok yer verilmelidir. Kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmekten geçmektedir. Devletin de kız çocuklarının yaşamını ve gelişimini güvence altına alması gerekmektedir… Ayrımcılık önlenmelidir. Çocuğun görüşlerine saygı gösterilmesine özen gösterilmelidir. Sorgulanarak,siyasi iradeyi içeren bütün bir mücadelenin önemine dikkat çekilmelidir. Çocuk hakları gibi evrensel değerlere sözde değil gerçek anlamda ulaşım icin ortaya ortak bir irade konulmalıdır. Sivil toplum örgütlerinin desteği önemlidir. Hukuki ve psikolojik destek sağlanmalıdır. Özgüvenleri geliştirilip güçlendirilmelidir. Eğitim içinde yer alan çocuklar için erken yaşta evlenmenin sakıncalarının anlatıldığı kazanımlar müfredata eklenmelidir. Anne, çocuk, üreme sağlığı gibi konular müfredatta yeterince yer almalıdır. Çocuk hakları derslerinin dahil edilmesi çocukların farkındalığına destek vermeyi getirmektedir. Medya sektöründe doğru kavramsallaştırma kullanılmalıdır. Erken yaşta yapılan evliliklerle mücadelede en temel koşul kurumlar arası koordinasyonun sağlanmasıdır.
Anasayfa
Yazarlar
Özgür KARAKAYA
Yazı Detayı
Bu yazı 901+ kez okundu.
ÇOCUK GELİNLER
Bir çocuğu incitmek sadece insana karşı suç işlemek değildir. Geleceğe hakaret ediştir. İnsanlığın da kanayan yarasıdır çocuk gelinler… Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi fiziksel şiddeti getirmektedir. Kız çocuklar aile için gözden çıkartılabilecek fazladan bir boğaz olabilmektedir. Kız çocuğu dışında aile ,bu evlilikten çıkar sağlayabilmektedir. Baba başlık parası alarak ekonomik gelir elde edebilir. Aile içi geçimsizlik, baskı , çocuk sevgisinin yokluğu, küçük yaşlarda anne veya babadan birinin kaybedilmesi ve üvey anne veya babaya sahip olunması çocuklarda evlenme sonucunda bu durumdan kurtulacağı inancını geliştirmekte ve erken yaşta evliliklerin önünü açmaktadır. Erken yasta yapılan evlilikler kadınların toplumdaki eşitsiz konumunu kuvvetlendirmektedir. Hayat tercihlerini kısıtlamaktadır. Gencecik yaşta kaderine boyun eğen çocuk da, onu bekleyen zorlu ve çıkmaz yolda tek başına, hiç bir hak iddia edemeden yürümek zorunda kalır. Evlenmeden önce babanın kontrolünde olan kız çocuğunun kontrolü evlilikle birlikte kocasına geçmektedir. Küçük yaşlarda evlendirilerek evlere hapsedilen kız çocuklarının aynı zamanda toplumsal hayata entegre olmalarının yolu kesilmektedir. Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı da erken yaşta evlilikleri normalleştirmeye çalışarak ve meşrulaştırmaktadır. Çocuk yaşta evlenmeye zorlanan kız çocukları, evcilik oynayacakları yaşta kendi evinin kadını olmaya yöneltilmektedir. Çocuk olmadan anne olmayı getirmektedir. Aile içinde hiç bir zaman söz hakkı olmamakta yalnızca verilen görevleri yapmaktadırlar. Kendilerini kul gibi hissetmektedirler. Yanlış algı erken yaşta evlenmenin önünü açmaktadır. Eğitimin niteliksiz ve yetersiz olusu, toplumsal değerler, gelenek görenekler, işsizlik ve yoksulluk da kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerine neden olmaktadır. Cinsel istismarı getirmektedir. İhlal edilen temel haklar ise sağlık ve yasam hakkıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği de çocuk yaşta evlenmeye etkendir. Erkek çocuğa daha fazla değer verilmesi, kız çocuğunun evden bir gün gider anlayışının sonucudur. Evlilik olgusu yetişkin olmuş, dünyaya bir bakışa sahip, ne istediğinin farkında olan, seçimi yapabilen kişiler için anlamlıdır. Evlilik kurumunun gereklerinin farkında olmayan, sorumluluk alabilme yetisinde olmayan çocukların evlendirilmesi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Bağımlı kişilik gelişimine, psikolojik sorunları getirebilmektedir. Çocukların başta eğitim gibi en temel haklarını ellerinden alarak toplum içinde kendi potansiyellerini gerçekleştirememektedirler. Erken yaşta evlilik toplumda anlayışından kaynaklı olarak kız çocukları için adeta bir koruyucu kalkan işlevi görebilmektedir. Zorla evlendirilen çocuk ise eğer okuyorsa eğitimden yoksun bırakılmaktadır. Omuzlarına yüklenen ağır sorumluluklarla aile büyüklerine ve kocaya sürekli hizmet etmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca zorunlu göç sebebiyle insanların yaşadığı ekonomik ve kültürel kaosta erken yaşta evlilikleri artıran etkenler arasındadır. Taciz ve tecavüze uğrama da çocuk yaşta yapılan evliliklerde bazı durumlarda tek çözüm olarak görülmesinde bu durumu sorun haline getirmektedir. Çocukluk döneminde sosyalleşen çocuklara toplumda mutluluğun tek çıkış yolu evlilik olarak anlatılmaktadır. Oysa çocuk yaştaki evlilikler, çocuğun normal ve sağlıklı gelişimini engellemektedir. Kadını çaresiz bırakarak ezmenin en acı türüdür. Ruhsal bütünlüğünü zedeler ve en önemlisi de, temel güven duygusuna ve bağ kurma yetisine zarar vermektedir. Kendini yarım hissetme söz konusudur. Yaşanılan travmatik olayla birlikte istismar onun yetişkinlik yaşamını karartmaktadır. Sağlıklı, normal ve doyumlu ilişkiler, insanlarla güvenli bağlar kurulması sağlam temellere dayanmamaktadır. Cinselliğini hic bir zaman yasayamamakta sadece cinsel olarak hizmet etmektedir. Evliliğin ilk yıllarında çocuklar olmakta erken yıpranma, yaşlanma, hastalanma olmaktadır. Çocuk yaşta evlenmede duygusal bağımlılık ve özgüven yetersizliğiyle nedeniyle aile baskısı ve ekonomik güçsüzlük en büyük nedeni, ve boşanmanın hoş karşılanmaması yüzünden ayrılamamaktadırlar. Suçlu hasta diyerek bu sorun çözülmemektedir. Bu mağduriyetin esas kaynağı çocuk yasta evlendirilmesine izin veren, kadınları ancak evlilik içinde var olmak zorunda bırakan toplumsal sistemin ta kendisidir. Çocuklara zorla giydirilen gelinliklerin kefene dönüşmemesi temenni değildir. Vicdan, adalet ve mücadele meselesidir. Çocuk evlilikleriyle baş edebilmek için öncelikle evlilik kurumunun sorgulanması gerekmektedir. Evli olmayan kadına başarısız gözüyle bakmaktan kurtulmadıkça evlilik kurumuna kutsal değer atfedilmesi bırakılmadıkça evlilik kız çocukları için bir kader haline gelecektir. Evlilik dışında da bir yasam mümkündür söyleminin yaygınlaşması ve içselleştirilmesi gerekmektedir. Çocuk haklarının savunulmasında ısrarlı ve kararlı olunmalıdır. Aile çocuklarını evlendirmek isterse hukuk buna izin vermemelidir ve çocuklar korunmalıdır. Çocuk gelinler sadece öldükleri zaman hatırlanmamalıdır. Bu konu hep gündemde tutulmalıdır. Kesintisiz eğitimin sağlanması gereklidir. Bütün çocuklar sosyal güvenlik sistemine dahil olmalıdır. İstihdam da önemlidir. Kadın sistemin içine dahil edilmelidir. Sosyal devlet anlayışı hakim kılınmalıdır. Sosyoloji, psikoloji-pedagoji, hukuk çalışmalarının iyileştirilmesi, ortak dilin varlığı üzerine vurgu yapılmalıdır. Olumsuz kültürel değerler tasfiye edilmelidir. Kadın erkek eşitliği sağlanarak töre, din, ahlak konularında çocuk ihlaline sebep vermesi önlenilmelidir. Meslek edindirme kurslarına önem verilerek iş kurabilme imkanları sağlanmalıdır. Gelir dağılımında adalet sağlanması gerekmektedir. Farkındalığı artırmak için alternatif yazılı ve görsel basından yararlanılmalıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek verilmelidir. Cinsiyet eşitliği önemsenmelidir. Yönetimde kadına daha çok yer verilmelidir. Kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmekten geçmektedir. Devletin de kız çocuklarının yaşamını ve gelişimini güvence altına alması gerekmektedir… Ayrımcılık önlenmelidir. Çocuğun görüşlerine saygı gösterilmesine özen gösterilmelidir. Sorgulanarak,siyasi iradeyi içeren bütün bir mücadelenin önemine dikkat çekilmelidir. Çocuk hakları gibi evrensel değerlere sözde değil gerçek anlamda ulaşım icin ortaya ortak bir irade konulmalıdır. Sivil toplum örgütlerinin desteği önemlidir. Hukuki ve psikolojik destek sağlanmalıdır. Özgüvenleri geliştirilip güçlendirilmelidir. Eğitim içinde yer alan çocuklar için erken yaşta evlenmenin sakıncalarının anlatıldığı kazanımlar müfredata eklenmelidir. Anne, çocuk, üreme sağlığı gibi konular müfredatta yeterince yer almalıdır. Çocuk hakları derslerinin dahil edilmesi çocukların farkındalığına destek vermeyi getirmektedir. Medya sektöründe doğru kavramsallaştırma kullanılmalıdır. Erken yaşta yapılan evliliklerle mücadelede en temel koşul kurumlar arası koordinasyonun sağlanmasıdır.
Ekleme
Tarihi: 27 Ocak 2021 - Çarşamba
ÇOCUK GELİNLER
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.