“Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün,
düşündüklerini özden geçir,ciddi ve samimi bir şekilde uygula.”
Konfüçyüs
Düşünmek, bilgiye ulaşmanın adımı olup olayların beyinde yorumlanmanıp neden sonuç ilişkisi kurarak kendi sesini beyninde duyumsamaktır. Olmamış bir işi tasarlamak hayal etmek çözmektir. Olmuş bir işi yeniden gözden geçirmektir. Sorgulayabilmektir düşünme, cesareti getirendir. Bir bedenin baştanbaşa evreni sezebilmesidir. Yaratmayı ortaya çıkarır. Kurallara dogmalara bağlı olmayan insani hareket biçimi olup insanın zihnini açarak aklın işlevi ve davranışları da şekillendirir… Eleştirel düşünmeyi de içine alır.
Gerçeğe ulaşmak adına kişinin kendisinin farkında olmasını sağlayarak; insanın insanca yaşaması için çözüm üretebilmesidir. İnsanoğlunun geçmişine baktığımızda, düşünmenin üretmekle başladığını görürüz. Ateş yakıldı tekerlek kullanıldı.
İnsanlar tarımla uğraşarak toprağı sürdü. Sulama kanalları açtı. Evler yaparak hayvanları da evcilleştirdi. Sayıları çözerek geometriyi anladı. Pusula ve maatbaayı buldu. Kitaplar da insanın yaşamı içersinde yerini aldı. Bir çok hastalığa çare bulundu. İnsanoğlu uzaya gitti. Bunlar yararlı düşüncelerdi.
Diğer yandan toprakları ele geçirmek için kanlı savaşlar yapıldı. Düşünen insanların bir çoğu ölümle cezalandırıldı.
Ya da suçlamalara uğradı. Sömürü arttı. Bunlarda acı ve mutsuzluğun olumsuz düşünceleriydi . Buna bağlı olarakta eşitsizlik te bireyciliği ve çıkarçılığı getirdi. Düşünceden, üretimden, paylaşımdan, sevgiden yoksun olanların insanlığa da yararı olmayacaktır. Düşüncenin özünde insan vardır. Önem verme bulunmaktadır. Kendi istediklerinin yanı sıra başka insanların isteklerini gözönünde bulundurmaktır. Sevmek ve paylaşmak vardır.