Oligarşi, Yunanca “oligarcia” sözcüğünden köken almaktadır. Az sayıda kişinin egemenliği anlamına gelmektedir. Topluma ait zenginliğin büyük ve kritik kısımlarına hakim olmalarıdır. Baskıların hak ve özgürlüklere karşı yoğunlaştırılmasıyla sosyal ve siyasal hakların sınırlandırılmasıdır. Şovenizm ve her türlü gericilik te desteklenerek uygun zeminin yaratılmasıdır.
Oligarşi için yapılanlar ve gerçekleştirilenler kendisine hizmet ediyorsa ona uygundur. Soru sormak,eleştirmek hızlı kontrol etme ve hesap verme etkili bir şekilde işlememektedir. Bu zümre kendi siyasi ekonomik ve çıkarları için ülkenin insanlarını harcamaktan da çekinmezler .
Oligarşinin işlevi, kendisini oluşturan sınıfların düzenini devam ettirmesi için toplumdaki sosyal patlamaları engellemek ve toplumdaki dengesizliği gecici olarak düzenlenmesidir. Egemen anlayışın “istikrar” a vurgu yapmasındaki temelde budur. Aralarındaki rekabet ne olursa olsun ücretlerin düşük olması onlar için uygundur.
Bir bakarsınız gerici olmanız istenir sonra gericilerin kralı diye gösterdiği yapılanmaları getirir. Önemli olan şudur ki kim daha iyi yaparsa o güce sahip olur. Bu sistem kendisini ayakta tutabilmek için geniş itiffaklar gercekleştirmektedir. Emperyalizm ve tekelci burjuvazinin üstünlüğü yer almaktadır.
Oligarşi kendi içinde iktidar çatışması yaşamaktadır. İktidarı alan da daha çok kazanmaktadır. Egemen olanlar hiç bir dönemde zarar görmemektedir ve rahatlık içinde olduklarından gücü elinde tutarlar. Afrika atasözünün dediği gibi “ Filler Tepişir çimenler ezilir”.
Ezilen ve baskı görende halktır. Eken de biçende, üretende ve her türlü fedakarlığı yapmaktadır. Bu konuda yapılması gerekense tam bağımsızlıkla birlikte halk iradesinin tam olarak yönetimde olmasıyla birlikte üretenden yana olan anlayışın yerleşmesi ve soru sormak,eleştirmek hızlı kontrol etme ve hesap verme etkili bir şekilde işlemesinden geçmektedir.