“Bir insan köprü kurar, bin insan geçer” Özbek Atasözü
Eski çağlarda duvarlara, taşlara figürler kazımak, bir taşa veya ağaca ismini yontmak ile başlayan iz bırakma, günümüze gelene kadar bir çok aşamadan geçmistir . Mimarlar, iz bırakmak için uğraşmışlar, özgün tasarımlar mimariler ortaya çıkartmışlardır.Bir eylemden geriye kalandır bazen; Yoldur, geçittir. Görünen, görünmeyen, hissedebildiğin edemediğindir iz.
Her iz bir duyguya tekabul etmektedir. Büyük bir buluş mucidinin dünyanın hayatında bıraktığıdır. Hafızada, ruhta, tende ya da bir nesnenin üzerinde kalan. Bazen isteseniz de silemediğiniz, bazen silinmesini hiç istemediğinizdir... Toplumların ortak hafızasını oluşturan fotoğrafların paylaşmıdır iz. Bir zamanlar yaşadığımızın kanıtıdır.
İçinizdeki telleri titretebilmektedir. İz gizeme gitmektedir . Kimi silinir gider suya yazılan yazı misalidir.Yeni düşünce, yeni yazı, yeni eylem biçimleridir. Toprak yolda ayak izleriyle tekerlek izlerinin birbirine karışmasıdır. Akma, sürüklenme, yuvarlanma dokunma, kıstırmayla vb. geride bıraktığı belirtidir. Bazen denizin kayalara yaptığı, bazen de rüzgarın şekillendirdiğidir iz.
İz bırakmak çatışmalara değil mutluluğa odaklanmadır. Kopyalardan değil gerçek kültürlerden beslenmedir. Bilgiyi, birikimi, deneyimi karşılıksız paylaşmadır. Adalet terazisinin bir kefesine insanı diğerine doğayı koymaktır.İz ile ilgili Atasözü, Deyimler, Birleşik Sözler veya Fiiller yaşamımızda şu sekilde yer almaktadır:İzi silinmek: ortadan yok olmak, kaybolmak.İzini kaybetmek: bir kimse hakkında bilgi alamamak. Ayak izi: Herhangi bir zemin üzerinde ayağın bıraktığı iz. Bebeklerin kimliklerini belirlemek ve düztaban olup olmadıklarını anlamak için doğar doğmaz alınan iz. İzi belirsiz olmak: iz bırakmadan ortadan çekilmek. (birinin) izine basmak: gözden uzaklaştırmayarak ne yaptığını gözetlemek. İzine uymak: düşünce ve davranışlarını benimsemek. İz sürmek: izlemek, arkasından gitmek, takip etmek. ayak izlerine bakarak gittiği yeri bulmaya çalışmak.
Parmak izi: Genellikle kimlik belirlemede yararlanılan, parmak uçlarının iç tarafındaki derinin her kişide değişik olan izi. İzine düşmek: av hayvanlarının, gittiği yolu izleyerek arkalarından gitmek. İzinden yürümek: birine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek. (bir şeyin) izini düşürmek: iz düşümünü çıkarmak. İz bırakmak: etkisini kalıcı duruma getirmek.
İz düşümü: Projeksiyon. İz düşümü düzlemi denilen bir düzlem üzerinde, bazı geometri kurallarına uyularak bir cismin gösterilmesi. İzine dönmek: bir karar veya yargıdan geri dönmek, bir karardan vazgeçmek, Ancak silinen izler gerçekleri silmeyi başarmaz. Bir şey ya olmuştur ya da olmamıştır. İzlerini silmek, olmuş olanı silmeye yetmez. .. İzler ve incelenmesi kriminalistikte oldukça önemli bir yer tutmaktadır.
Her temas iz bırakmaktadır. Ardında yol alırken hayatta, aynı kuyruklu yıldızın akıp gitmesi gibidir.Gerçekten yaşamak, iz bırakmaktır ardında; bizde her şeyin izi kalıyor hayatta, her şeyin izi...Bir bakış, bir söz, bir dokunuş iz bırakır taa derinlerde bir yerde.
Bir ömür süresince, bazı izlerin farkında olmazsın,iz kalmadı sanılır ,Yıllar sonra mutsuzluğunun altından çıkar acısı, düşündüklerinin izi, hissettiklerinin izi kalır...Kiminin bıraktığı gibi silinmezler damgalar, çirkeflikler, kırık kalpler, suya düşmüş hayaller, ezilmiş, sömürülmüş hayatlar yer almaktadır.
Silinmeyecek, gurur duyulacak, umut olacak, güç verecek, kimi zaman bir çift lafla iz bırakırsın ardında, kimi zaman yaşadığın hayatla ya da yaşattıklarınla, hissettirdiklerinle, eğer yokluğunda bile hala oradaydan, gözlerin hala hatırlayanlara umut veriyorsa ve düşüncelerin hala sımsıcak ise beyinlerde,.. daha ne isteyebilirsin ki hayattan.?
Kalıcı izler bırakmanın yolu başkaldırmaktan geçmektedir. Soru sormak için, sorgulamak için, olması gerekeni yapmak için değil, olmasını istediğini yapabilmek adına. Güzel izler bırakanlara bin teşekkürle, onları koruyarak, kötücül izlerin açtığı yaraları sararak hep daha iyiye daha güzele doğru izlerin takipçisi olabilmeliyiz