“Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez”. Albert Camus
Çömeldiğim avlularda düşler sarardı;
o muhteşem dostluklardan şimdi kim kaldı?
Hançerlendim akşamların alacasında.
Ne yaşadım ne öldüm, ömrüm talandı!
Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı.
Bıraksalar martılarla randevum vardı...
Yılmaz Odabaşı
Martıların kanatlarına baktığımda bir kayıkla açılıp güneşe doğru yol almak istedim. Asaleti uçuşlarında barındıran özgürlüğün başkaldırının ve yaşama sevincinin adıdır, mavilikleri, derinlikleri getirip dünyaya renk verenlerdir.
Denizlerin üstünde uçmakla birlikte, romantizmin temsilcisi, denizlerin sokak çocuklarıdır onlar… Rüzgârda asılı kalan; suya konduğundaysa bembeyaz bir gönül tazeleyendir.
Sesleriyle insana deniz kenarında olduğunu hatırlatanlardır. Kendi balığını kendisi tutan ve hiçbir limana uzun süre bağlı kalmayarak açık denizlere kanat açıp iki yana genişçe yayılarak zirvede olanlardır.
Şehir hatları vapurlarını takip ederek, kıyıya canlılık katarak, sesleriyle, uçuşlarıyla, sürekli ilgiyi üzerlerine çekenlerdir.
Çocukluk zamanlarımızda batan güneşin önüne dağınık bulutların arasına m harfiyle çizdiğimiz manzara resimlerimizin değişmez figürü ve denizlerin süsüdür martılar…