BURDUR'UN EN GÖZDE TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU

DÜNYA 22.03.2025 - 22:31, Güncelleme: 22.03.2025 - 22:35 7220 kez okundu.
 

BURDUR'UN EN GÖZDE TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU

KORO ŞEFİ ZAFER DANACI’YA SORDUK
BİR ŞAİRİN GEZİ YAZILARI (TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU)  ESRARENGİZ AHENGİN SIRRINI KORO ŞEFİNE SORDUK    Notalar, enstrümanlarla buluşunca müziğin muhteşem ritmi doğar. Ancak müzik, asıl anlamını ona gönül verenlerle kazanır. Belki de bu yüzden, birlikten kuvvet doğar misali, korolarımızdan yükselen sesler, gönüllere huzur gibi işler.   Zafer Danacı’nın yönetiminde, sazların, udların ve kanunun tellerine dokunan ustaların eşliğinde Türk Sanat Müziği Korosu, her geçen gün dinleyicilerini büyüleyen organizasyonlara imza atıyor. Geleneksel ezgiler, maharetli ellerin dokunuşuyla hayat bulurken, koro üyelerinin yürekten gelen sesleri, Anadolu’nun ruhunu en saf haliyle yansıtıyor.   Bu ezgiler yalnızca bir melodi değil, geçmişin derinliklerinden süzülüp gelen bir kültürün sesi, bir milletin ortak hafızasıdır. Her bir nota, gönüllerde bir hatıra gibi yankılanır; kimi zaman hüzne, kimi zaman neşeye dokunur. Ben de izleyiciler gibi, o büyülü anlara tanıklık ederken müziğin ruhumda bıraktığı o tarifsiz hazzı hissediyorum. Kimi zaman bir türkünün içli nağmeleri yüreğimde ince bir sızı bırakıyor, kimi zaman ise neşeli bir ezgi beni geçmişin sokaklarında dolaştırıyor.   Türk Sanat Müziği, yalnızca geçmişin bir mirası değil, geleceğe taşınan bir kültürdür. Bu koro, hem eski halk havalarına hem de yeni düzenlemelere yer vererek, Türk müziğinin zengin mirasını yaşatıyor ve onu yeni nesillere aktarıyor. Böylesine güçlü bir birliktelik, sadece müziğin değil, kültürel kimliğimizin de ne denli sağlam olduğunu gösteriyor. Ve bizler, bu muhteşem ezgilere kulak verirken, müziğin sadece kulağa değil, gönle de dokunduğunu bir kez daha anlıyoruz.   Koro çalışmaları sürerken, Şef Zafer Danacı’ya yaklaşıp sordum:   — Hocam, böylesine uyumlu bir ses birlikteliğini oluşturmanın sırrı nedir?   Gülümseyerek kanunun tellerine hafifçe dokundu, sonra derin bir nefes alarak anlatmaya başladı:   — Bir koro, yalnızca bir araya gelmiş seslerden ibaret değildir. O, ruhu ve disiplini olan bir bütündür. Bir türküyü hakkıyla seslendirebilmek için notaların yalnızca kağıtta yazılı olmasına değil, gönüllerde hissedilmesine de ihtiyaç vardır. Çünkü müzik, sadece işitilen değil, hissedilen bir sanattır.   Bir an duraksadı, ardından devam etti:   — Türk Sanat Müziği koroları, binlerce yıllık bir geleneğin sesi gibidir. Burada önemli olan, bireysel seslerin değil, birlikteliğin ahengidir. Her bir sanatçının sesi, tıpkı bir nakış gibi işlenmeli, birbirini tamamlamalıdır. Enstrümanlar ve vokaller, aynı yürekten çıkmalı; bağlamanın, udun, kanunun telleri bir vücuda can vermelidir.   Onun anlattıklarını dinlerken, müziğin yalnızca seslerden ibaret olmadığını bir kez daha anladım. O, bir ruh, bir duygu, bir geçmişin yankısıydı. Korodaki her bir sanatçı, bir nota gibiydi ve birlikte söyledikleri her türkü, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen bir destanın yankısıydı. Ve bizler, bu ezgileri dinlerken aslında geçmişimizle, kültürümüzle, ruhumuzla buluşuyorduk…   22.03.2025 HÜSEYİN YILDIZ (KALEMŞAH) KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI HALK ŞAİRİ
KORO ŞEFİ ZAFER DANACI’YA SORDUK

BİR ŞAİRİN GEZİ YAZILARI (TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU) 

ESRARENGİZ AHENGİN SIRRINI KORO ŞEFİNE SORDUK 

 

Notalar, enstrümanlarla buluşunca müziğin muhteşem ritmi doğar. Ancak müzik, asıl anlamını ona gönül verenlerle kazanır. Belki de bu yüzden, birlikten kuvvet doğar misali, korolarımızdan yükselen sesler, gönüllere huzur gibi işler.

 

Zafer Danacı’nın yönetiminde, sazların, udların ve kanunun tellerine dokunan ustaların eşliğinde Türk Sanat Müziği Korosu, her geçen gün dinleyicilerini büyüleyen organizasyonlara imza atıyor. Geleneksel ezgiler, maharetli ellerin dokunuşuyla hayat bulurken, koro üyelerinin yürekten gelen sesleri, Anadolu’nun ruhunu en saf haliyle yansıtıyor.

 

Bu ezgiler yalnızca bir melodi değil, geçmişin derinliklerinden süzülüp gelen bir kültürün sesi, bir milletin ortak hafızasıdır. Her bir nota, gönüllerde bir hatıra gibi yankılanır; kimi zaman hüzne, kimi zaman neşeye dokunur. Ben de izleyiciler gibi, o büyülü anlara tanıklık ederken müziğin ruhumda bıraktığı o tarifsiz hazzı hissediyorum. Kimi zaman bir türkünün içli nağmeleri yüreğimde ince bir sızı bırakıyor, kimi zaman ise neşeli bir ezgi beni geçmişin sokaklarında dolaştırıyor.

 

Türk Sanat Müziği, yalnızca geçmişin bir mirası değil, geleceğe taşınan bir kültürdür. Bu koro, hem eski halk havalarına hem de yeni düzenlemelere yer vererek, Türk müziğinin zengin mirasını yaşatıyor ve onu yeni nesillere aktarıyor. Böylesine güçlü bir birliktelik, sadece müziğin değil, kültürel kimliğimizin de ne denli sağlam olduğunu gösteriyor. Ve bizler, bu muhteşem ezgilere kulak verirken, müziğin sadece kulağa değil, gönle de dokunduğunu bir kez daha anlıyoruz.

 

Koro çalışmaları sürerken, Şef Zafer Danacı’ya yaklaşıp sordum:

 

— Hocam, böylesine uyumlu bir ses birlikteliğini oluşturmanın sırrı nedir?

 

Gülümseyerek kanunun tellerine hafifçe dokundu, sonra derin bir nefes alarak anlatmaya başladı:

 

— Bir koro, yalnızca bir araya gelmiş seslerden ibaret değildir. O, ruhu ve disiplini olan bir bütündür. Bir türküyü hakkıyla seslendirebilmek için notaların yalnızca kağıtta yazılı olmasına değil, gönüllerde hissedilmesine de ihtiyaç vardır. Çünkü müzik, sadece işitilen değil, hissedilen bir sanattır.

 

Bir an duraksadı, ardından devam etti:

 

— Türk Sanat Müziği koroları, binlerce yıllık bir geleneğin sesi gibidir. Burada önemli olan, bireysel seslerin değil, birlikteliğin ahengidir. Her bir sanatçının sesi, tıpkı bir nakış gibi işlenmeli, birbirini tamamlamalıdır. Enstrümanlar ve vokaller, aynı yürekten çıkmalı; bağlamanın, udun, kanunun telleri bir vücuda can vermelidir.

 

Onun anlattıklarını dinlerken, müziğin yalnızca seslerden ibaret olmadığını bir kez daha anladım. O, bir ruh, bir duygu, bir geçmişin yankısıydı. Korodaki her bir sanatçı, bir nota gibiydi ve birlikte söyledikleri her türkü, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen bir destanın yankısıydı. Ve bizler, bu ezgileri dinlerken aslında geçmişimizle, kültürümüzle, ruhumuzla buluşuyorduk…

 

22.03.2025

HÜSEYİN YILDIZ (KALEMŞAH)

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI HALK ŞAİRİ

Burdur HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.