Türkiye’nin 28. Hükümeti, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Hatay, Eskişehir, Edirne, Çanakkale, Tekirdağ belediyeleri olmak üzere AKP’li olmayan bütün belediyelere karşı savaş ilan etti. Partili Cumhurbaşkanının başkomutanlığındaki 28. Hükümetin ordu komutanı bakanları ve kale komutanı belediye başkan adayları bir büyük taarruz başlattı. Bu büyük taarruz karşında kalelerini korumaya çalışan muhalif belediye başkanlarının yaptıkları savunmanın nasıl sonuç vereceği merak konusu oldu. Bu arada başkomutanın yandan yaveri Muhalefete Muhalefet Partisinin Genel Başkanı da sahaya inerek “illet ve zillet” olarak nitelendirdiği muhalif kale komutanlarının büyük bir hezimete uğratacaklarını alenen ilan etti.
Hâsılı ortalık toz duman… Vaatler havada konfeti. Tehdit tavanda ampul...
Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin en büyük yıkım yaptığı Hatay'da düzenlenen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Hatay İlçe Belediye Başkan Tanıtım Toplantısı'nda: "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" dedi. Açıkça siz bize, yani AKP belediye başkanı olacak kişilere oy vermezseniz size hizmet yok, dedi. Hatay’da söylenen bu sözler yalnızca Hatay halkı için değildi. “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” denilerek AKP’li olmayan bütün belediyelere gözdağı verildi. Yani: “Siz, siz olun mercimeği fırına vermeden önce iyice ölçün, biçin yoksa semizotu yolmakla kalmaz ayvayı da yersiniz vallahi! Sonra demedi demeyin!”, denildi.
Öte yandan Hükümetin bütün gücünü arkasına alan Megakent İstanbul’u şer güçlerden(!) kurtarmakla görevlendirilen kale komutanı Murat Kurum, “yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” diyerek kale içi tak-tik savaşını başlattı.
Bakalım bu zat-ı muhterem bu güne kadar neler yapmış.
2005 yılında AKP’nin inşaat rejimine bir nefer olarak katılan inşaat mühendisi Murat Kurum, o tarihten günümüze uzanan zaman diliminde TOKİ’de çeşitli kademelerde görev almış. TOKİ bütçesinin Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamı dışına çıkarılması ile birlikte yükselişini sürdürmüş. AKP’ye yandaş müteahhitlerin beslenmesi ve rant paylaşımında kritik rol alan Kurum, 2018-2023 tarihleri arasında Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı olarak bembeyaz kumsalı ve berrak suyuyla "Türkiye'nin Maldivleri" olarak bilinen Burdur/ Salda Gölü’nün imara açılması yolunda büyük gayret sarf etmiş.
“Beklentimiz, 14 milyon vatandaşımızın imar barışından faydalanmasıdır.” diyerek: “İmar affı proje ve başarıları” ile başarılarına başarı katmış. Türkiye’mizin 2021 yılında Avrupa Birliğinde 14,7 milyon ton çöp ithal eden ve dünyada “en fazla atık ithal eden ülke” konumuna getirilmesi karşısında suskunluğunu korumuş. İngiltere, İsrail ve Kanada'dan gelen çoğunluğu plastik olan çöplerin Adana'yı âdete çöp merkezi haline getirmesi karşısında TBMM’de yaptığı konuşmada: "Sağlığımıza zarar verecek hiçbir maddenin ülkemize girmesine, burada üretilmesine izin vermiyoruz. ‘Çöp ithal ediyorsunuz’ dediniz. Çöp ithal etmiyoruz, ham madde ithal ediyoruz.", diye çöp ithalini övmüş. Hâlihazırda ve gelecekte Doğu Anadolu’muzun felaketin sebep olacak Kanada SSR Mining ve Çalık Holding ortaklığındaki Anagold’un *siyanürle altın arama alanının pasitesi artırma kararın altında da uzmanların bütün uyarılarına rağmen Murat Kurum’un imza atmış. 31 Aralık 2019’da kapasite artış oranı ile Erzincan’da, bir deprem bölgesinde, maden alanı 3 misline çıkartılmasına CED raporu( Çevre Etki Değerlendirme Raporu) yani çevreye zararı yoktur, diye ruhsat vermiş. Mugla/ Akbelen, Balıkesir-Çanakkale /Kaz dağları, Zonguldak /Alaplı, Artvin/ Cerattepe, Ordu/Ünye’de madenlerimizin yağmalanması bir yana buralarda yapılan ağaç katliamları yine Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı olduğu yıllarda gerçekleşmiş.
Çevre ve şehircilik konusunda yukarıda sıraladığımız ve sıralayacağımız pek çok başarıya(!) imza atan Murat Kurum, şimdi İstanbul’u kurtarmakla görevlendirilmiştir. Kurum, düzenlediği Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyon Toplantısı'nda "İklim Dostu İstanbul" projesi ile İstanbul’da çevre düzenlemeleri ve yapacağını, yeni kent ormanlarıyla Megakent İstanbul'da yeşil alanların sayısını artıracağını müjdelemiştir. İstanbul’da kişi başına düşen aktif yeşil alanın 7,78 metrekareden 11,80 metrekareye çıkaracağını söylemiştir. İstanbul’u kurtarmakla görevli Murat Kurum’un “yaptıkları yapacaklarına teminat olacak mı”? Doğrusu merak konusu…
Hadi Önal/ 18 Şubat 2024/Elazığ
Not: *Siyanür: Hidrosiyanik asit ya da prussik asit olarak da bilinir, hızlı etkili bir zehirdir. Havayı, suyu, toprağı hızla kirleten bu kimyasal madde, havada, suda, toprakta canlı olan ne varsa hücrelerinin oksijen kullanmasını engelleyerek onların kısa sürede ölümüne sebep olur. Erzincan bir deprem bölgesidir. 27 Aralık 1939 tarihinde 33.000 kişinin ölümüne sebep olan 7,9 Mₛ büyüklüğünde deprem meydan gelmiştir. Aynı veya yakın büyüklükteki bir deprem İliç’teki devasa siyanür havuzlarını patlatacaktır. Böylesi bir patlama Doğu Anadolu’muzu, Güney doğu Anadolu’muzu; Erzincan, Sivas, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa hatta Suriye ve Irak’ta ne büyük tahribat yapacağını görmemeyi salt körlükle açıklamak mümkün değildir.