“Bir kavganın, bir mücadelenin, çiçek açan hayatın dilidir şiir”. Zülfü Livaneli
ŞİİRDE
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde.
Mısra mısra sevdim yaşamayı,
Öfkeyi de, sevinci de…
Senin ışıklı günlerin,
Benim iyimser dostlarım
Hepsi hepsi şiirde.
Ne varsa yitirdiğim…
Bütün bulduklarım şiirde.
Kafiyeden önce gelen
Sevgilerimiz mi sade,
Sürgün de var
Hapis de.
Rıfat Ilgaz
Söylenmemiş kelimelerin cümle haline gelmesidir. Bilgidir kurtuluştur. Bu dünyaya anlam kazandırmaktır.Bir pencereden aykırı bakmaktır şiir. Rahatlama biçimi olup kurallardan kaçıştır. Beynin düşüncelerini yazı diline çevirerek duygu yoğunluğunun kağıda yansımasıdır.
Dildeki anlam, ses ve ritim öğelerinden yararlanarak olayın yoğun duygularla anlatılmasıdır.Yaşamın alev halidir. Sevinçle yüreğini kanatlandırır. İnsanın iç sesini yakalaması başkaldırının dili ve ezilmişlerin sesidir şiir. Toplumun geçmişinin sesi bir zaman makinesine benzer.
Yeni gelen güne merhaba diyerek sevgi okyanusunda mavi yolculuğa çıkmaktır. Uykusuz gecelerde yıldızlarla kurulan dostluk köprüsüdür. Dünyanın bir yerinde sizi anlatan duygularınızı anlatan biri olduğunu bilebilmektir şiir.
Bir bakışın,eşsiz bir kokunun farklı tadın bir elin bir ele değmesinin adıdır. Çoşku ve heyecanı dile getiren metinlerdir. Topluma ortak duyarlılık bazende vicdan oluşturur. İnsan doğa ilişkisini de düzene koyar.
İnsanın gözlemleyebildiği ancak ifade edemediği olayları ve olguları farklı bir dil kullanarak gündeme getirerek ve böylece toplumun sözü olmak gibi özellikleri de vardır. “Sanat sanat için değil toplum içindir”. Şiir de bu yaklaşım önemli bir işleve sahip olmasının sebebi coşturucu ve yönlendirici olmasıdır.