Olayları açıklamanın en kolay yolu ve her zaman için sığınılacak bir bahanedir. Varolanı varolan olarak düşündüğü için varolanın detayını ve nedenini görebilecek parıltıdan yoksundur. Kavramların her birini kendi kendisi içinde ele alarak birbiriyle ilişkilerini görmezden gelen bir anlayıştır. “Nesnel geçerliliği olmayan, boş, geçici, öznel, bilimdışı" anlamına gelebilmektedir.
Metafizikte; değişim de yoktur. Doğa nasıl yaratıldıysa öyle giden bir durağanlık içinde yer almaktadır.Adaletsizlik, kötülük, sömürü, zulüm dünyanın yaratılışında vardır ve sonsuza kadar da var olacak diye savunulmaktadır. Bunu da elbette en güzel haliyle, kutsal bir çerçeve içinde göstererek yapmak zorundadır. Din bir inanç sistemi olduğu için metafizik yapıdadır.
Kitleleri, sömürü düzenine, adaletsizliklere, kötülüklere karşı mücadeleden alıkoyan bu düşünce tarzı, sömürü düzeninin de işine gelir. Bu nedenle de, kitlelerde "kaderci" metafizik düşünceyi yaygınlaştırmaktadırlar. Kökten bir kabulle diğer yollar tümüyle baştan kapatılmaktadır.
Bilimsel yöntem, sömürü ve adaletsizliğin yaratılış özelliğinden kaynaklanmadığını göstermektedir. Ekonomik tahliller ve iktisat biliminin pek çok dalı, insanlık bilimi ve sosyoloji bilimsel bakışla bu konularla uğraşmaktadır.Metafiziğe göre karşıtlar da bir arada bulunmamaktadır. Bir konu ya öyledir ya da böyledir. Sanki siyah-beyaz ikileminden başka renk yokmuş gibi davranılarak tüm diğer renklere kapatılıp gördükleri her şeyi bu tonlarda yorumlanmaya çalışılmaktadır.
Bir insanın hem iyi özelliklerini hem de kötü özelliklerin bir arada bulunduğunu kabul etmemektedir.Metafizik düşüncesini savunmada “Kimin için demokrasi”? sorusu sorulmaz ve yanılma da kaçınılmazdır.Olgular birbirinden koparılarak ele alınmaktadır. Bir olayın onu çevreleyen koşullarla bağı kurulmamaktadır.
Kendi başına değerlendirilmektedir.İnsanların, dolandırıcı, hırsız, katil, yalancı ya da dürüst, adaletli … Benzeri özelliklerle birlikte doğdukları ileri sürülmektedir. Eğitim ve çevrenin etkisi, insanın değişebileceği gerçeği gözardı edilmektedir.Olaylara açık bir şekilde antitez üretememektedir.
Ne de olanlar tez olarak sunulabilmektedir. Evrensel bakış açısından yoksunluğu getirmektedir.. Değişime karşı olmayı getirmektedir. Ezilmişlik, dışlanmışlık ve ötekileştirme, metafiziğin kalıcı etkileridir.Bu koşullara kimi zaman karşıtlarını da inandırabilmektedir.
Yaşam ve hareket alanını daraltan unsurdur metafizik. Metafiziğin karşıtı materyalizmdir. Metafizik öğreti, Toplumun geleceğine, yerleştirilen gerici eğitim sistemiyle katılmaktadır.Evrim teorisi yok sayılmaktadır. Adeta gözleri kör, kulakları sağır etmektedir. Beyinler de süngere çevrilmektedir.
Öyle ki, varolanla her anlamda “yetinmek” öğretildiği için ezbere yaşanan hayatlar, bilimsel bir yaklaşımla iyiye ve çağdaşa evrilecekken bazen daha da geriye gidebilmektedir Metafiziğin engin safsata deryası içinde, yapılması gereken ilk şey insanlara sorgulamayı ve merak duygusunu aşılamaktır. Önümüze çıkan inanç sistemi olduğunda da bu konudaki örnekleri vererek kafalarda rahatlama sağlayabiliriz. Ibni Sinâ, Biruni, …vb gibi