Mustafa ARSLAN
Köşe Yazarı
Mustafa ARSLAN
 

GAZETECİ İÇİN BİR 24 TEMMUZ ÖNCESİ NEYİ İFADE EDER

Bugün aylardan Temmuz ve birkaç gün sonra ise “Basın kuruluşlarında sansürün kaldırılışının yıl dönümünü meslektaşlarımız ise bu gün bayram ilan edildiği için, meslektaşları ile birlikte buruk bir şekilde meslek teşkilatlarının gücünün elverdiği imkanlar içinde sembolikte olsa biraz tebessüm ile günlerini kutlamaya çalışacaklar. Ama gerek cezaevinde olan meslektaşlarını düşünerek gerekse bu mesleğin kamuoyu adına yapıldığı iddiaları içerisinde karşılarına çıkartılar güçlüklere aldırmadan. Kutlama yapmıyoruz; çükü gazeteciliğin suç faaliyeti olarak görüldüğü ülkemizde, terör örgütü gibi bir damgalamanın gölgesinde. Bir çok gazeteci arkadaşımız basın özgürlüğünü sağlamak uğruna ise kendi özgürlüklerinden alıkonuldu. Bugün birçok basın emekçisi hapishanelerde. Dışarıda olanların ise hakkında açılmış davalar nedeniyle hak mücadelesi sürdürülmektedir. Bir zamanlar haber alma bilgi toplama adına gittiğimiz, Emniyet, Jandarma, ve Adliye gibi kurum ve kuruluşlar ise artık bizim için sanki girilmesi yasak kurumlar haline geldi. Gazeteciyi buraların önün de veya yakınında görenler ise hemen şüpheli yorumlarla suçlayabiliyorlar. Gazeteciler bu günlerini bile kutlayamıyorlar. Mesleklerini yerine getirirken hemen suçlamanın hedefi haline gelebiliyorlar. Kutlama yapamıyoruz: çünkü bu ülkede basın kuruluşları ve emekçileri “ya tarafsındır ya da karşı” anlayışı ile kutuplaştırılıyor. Kutlama yapamıyoruz; kadınlarımız ya da özgür olmak kendi için bir şeyler yapabilmeyi isteyen bir çok kızımız sokak ortasında, hatta izbe yerlerde öldürülüyor. Çünkü şeker yiyebilmesi gereken çok küçük yaştaki çocuklar sokak ortasında öldürülüyorlar veya kendileri dahi ne olduğunu anlamadığı tacizlere uğruyorlar. Vahşi kapitalizmin yarattığı bir dünyada kar hırsı uğruna kurban ediliyor. Bize dayatılan yayın yasakları nedeniyle biz gazeteciler bütün bunları kamuoyu önüne getiremiyoruz ve yazamıyoruz. Açıkçası bize bizim istediğimiz gibi yazacaksınız dayatması altındayız. Bizler bu kara tabloya inat, bize sunulmak istenenlere inat, her türlü baskı ve şiddetten uzak bütün dayatmalara rağmen kendimizi özgür hissedebileceğimiz, ifadelerimizden dolayı yargılanıp toplum önünde yadırganmayacağımız, suçlanmayacağımız bayramımızı gerçekten bayram havasında güzel günlerin geleceğine inanıyoruz. Bir çok basın kuruluşu bu gün ayakta durmakta zorlanmaktadır. Bu basın kuruluşlarından birçok meslektaşımız imkansızlıklar nedeniyle çıkartılmıştır. Geçmişte toplum içinde saygın olan gazeteciler bugün evlerine ekmek götürmenin ve mesleklerini yapabilmenin tam olarak savaşını verebilmektedir. Yada mesleklerine olan sevdalarından uzak kalmaktadır.   
Ekleme Tarihi: 20 Temmuz 2017 - Perşembe

GAZETECİ İÇİN BİR 24 TEMMUZ ÖNCESİ NEYİ İFADE EDER

Bugün aylardan Temmuz ve birkaç gün sonra ise “Basın kuruluşlarında sansürün kaldırılışının yıl dönümünü meslektaşlarımız ise bu gün bayram ilan edildiği için, meslektaşları ile birlikte buruk bir şekilde meslek teşkilatlarının gücünün elverdiği imkanlar içinde sembolikte olsa biraz tebessüm ile günlerini kutlamaya çalışacaklar. Ama gerek cezaevinde olan meslektaşlarını düşünerek gerekse bu mesleğin kamuoyu adına yapıldığı iddiaları içerisinde karşılarına çıkartılar güçlüklere aldırmadan.

Kutlama yapmıyoruz; çükü gazeteciliğin suç faaliyeti olarak görüldüğü ülkemizde, terör örgütü gibi bir damgalamanın gölgesinde. Bir çok gazeteci arkadaşımız basın özgürlüğünü sağlamak uğruna ise kendi özgürlüklerinden alıkonuldu. Bugün birçok basın emekçisi hapishanelerde. Dışarıda olanların ise hakkında açılmış davalar nedeniyle hak mücadelesi sürdürülmektedir.

Bir zamanlar haber alma bilgi toplama adına gittiğimiz, Emniyet, Jandarma, ve Adliye gibi kurum ve kuruluşlar ise artık bizim için sanki girilmesi yasak kurumlar haline geldi. Gazeteciyi buraların önün de veya yakınında görenler ise hemen şüpheli yorumlarla suçlayabiliyorlar. Gazeteciler bu günlerini bile kutlayamıyorlar. Mesleklerini yerine getirirken hemen suçlamanın hedefi haline gelebiliyorlar. Kutlama yapamıyoruz: çünkü bu ülkede basın kuruluşları ve emekçileri “ya tarafsındır ya da karşı” anlayışı ile kutuplaştırılıyor.

Kutlama yapamıyoruz; kadınlarımız ya da özgür olmak kendi için bir şeyler yapabilmeyi isteyen bir çok kızımız sokak ortasında, hatta izbe yerlerde öldürülüyor. Çünkü şeker yiyebilmesi gereken çok küçük yaştaki çocuklar sokak ortasında öldürülüyorlar veya kendileri dahi ne olduğunu anlamadığı tacizlere uğruyorlar. Vahşi kapitalizmin yarattığı bir dünyada kar hırsı uğruna kurban ediliyor. Bize dayatılan yayın yasakları nedeniyle biz gazeteciler bütün bunları kamuoyu önüne getiremiyoruz ve yazamıyoruz. Açıkçası bize bizim istediğimiz gibi yazacaksınız dayatması altındayız.

Bizler bu kara tabloya inat, bize sunulmak istenenlere inat, her türlü baskı ve şiddetten uzak bütün dayatmalara rağmen kendimizi özgür hissedebileceğimiz, ifadelerimizden dolayı yargılanıp toplum önünde yadırganmayacağımız, suçlanmayacağımız bayramımızı gerçekten bayram havasında güzel günlerin geleceğine inanıyoruz. Bir çok basın kuruluşu bu gün ayakta durmakta zorlanmaktadır. Bu basın kuruluşlarından birçok meslektaşımız imkansızlıklar nedeniyle çıkartılmıştır. Geçmişte toplum içinde saygın olan gazeteciler bugün evlerine ekmek götürmenin ve mesleklerini yapabilmenin tam olarak savaşını verebilmektedir. Yada mesleklerine olan sevdalarından uzak kalmaktadır.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.