Toplumları ayakta tutan; toplum hayatında barışı, huzuru, düzeni sağlayan temel değerlerin başında “adalet” gelir. Adalet; hakkı, hukuku korumak, adil olmaktır. Adalet, doğruluktur. Adalet, hakkı üstün tutmaktır. Adalet, toplumların sosyal güvencesidir. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır; anarşi, karmaşa, kargaşa vardır. Adaletin olmadığı yerde huzur yoktur, güven yoktur. İnsanlar karamsar, mutsuz ve geleceklerinden emin değillerdir. “Adalet mülkün temelidir.”, sözü, devletlerin ve toplumların ancak adalet temeli üzerinde varlığını koruyabileceğini ifade eder.
Bilirsiniz her Cuma hutbeden sonra okunan:“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”, mealindeki Allah kelamı, insanlara öncelikle adil olmayı ve adaletli davranmayı emretmektedir. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” diyerek bizleri uyarmaktadır. Unutmayalım ki kendi nefsimizi haklı görme ve o doğrultuda hareket etme, haksızlıklara göz yumma bizi şeytanlaştırır.
Hz. Muhammed(s.a.v.):“Bir saat veya bir gün adaletle hükmetmek, bir sene veya altmış sene nafile ibadet’ten hayırlıdır”, sözü ile adaletin önemini vurgulamıştır. Hz. Ali’ye devletin dini olur mu diye sormuşlar. Hz. Ali “Devletin dini adalettir.” cevabını vermiştir. Peki dinimiz ve din büyüklerimiz adalet için böyle diyorlar da atalarımız ne diyor? Bilirsiniz atasözleri, İnsana ve insanlığa yol gösteren özlü sözlerdir. Söyleyeni belli olmayan bu sözler, hem kültür hem de tarihi açıdan büyük öneme sahiptir. Nesilden nesle aktarılarak günümüze ulaşan atasözleri, hemen herkese için ders niteliği taşır. Dara düşüldüğünde geçmişin tecrübelerini içeren atasözleri imdadımıza yetişir. Günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz adalet için bakın atalarımız ne diyor:
Adaletsizliklerin en büyüğü, adil olmayıp adaletli gibi görünmektir.
Adalet ile zulüm bir arada olmaz.
Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur.
Rüşvet, kapıdan girince adalet pencereden kaçar.
Adaletsiz bir memleket, güneşsiz bir dünyaya benzer.
Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer o yerde her derde.
Ne zulüm, ne merhamet yalnızca adalet”
Atasözlerimizin yanı başında aynı konuyla ilgili söylenmiş insanlara öğüt veren, yol gösteren, Allah’ın kendilerine bahşettiği akıl ve tecrübeleri ile doğruyu bulmaya çalışan, düşünürler de verdikleri öğütlerle bizlere yol göstermeye çalışmışlardır.
Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.(Blaise Pascal)
Devletlerin sarsılmayan temelini adalet teşkil eder. (J.W. Pindare)
Adalet nedir? Ağaçlara su vermektir. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır, her su isteyen tohumu sulamak değil. Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde kullanmamak, lâvık olmayan vere kovmak. Bu da ancak belâya kaynak olur. (Mevlana)
Adalet, kâinatın ruhudur. (Ömer Hayyam)
Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez. (Eflatun)
Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz. (Kant)
Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun çevresinde döner. (Confucius)
Bir memlekette adalet mevcut olmazsa, o memlekette anarşiden başka bir şey yoktur. Orada hükümet yoktur, orada hiçbir şey yoktur. (Mustafa Kemal Atatürk)
Yasama, yürütme yargı iç içe geçmişse, özgürlükler garantide değilse, anayasa yok demektir. Kuvvet kimdeyse o hâkimdir.” (Jean-Jacques Rousseau)
Adalet olmadan düzen olmaz. (Albert Camus)
Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Mahatma Gandhi