Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist işgale karşı verilen Kurtuluş Savaşı sonrası kuruldu.   Bu onurlu mücadelenin önderi Mustafa Kemal’di.   Mustafa Kemal, bu mücadeleyi Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisi’nin kararlarıyla verdi.   Kurtuluş sonrası ise Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.   “Padişah’ın kulları” gitti, “VATANDAŞ” geldi.  “Tek kişinin iradesi” gitti, “MECLİS” geldi.  “Kadı” gitti, “HUKUK ve YARGI” geldi.  Bu bir “DEVRİM” di.  Bu devrime karşı olanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak ve Mustafa Kemal’i yok etmek için son 100 yıldır ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar!   Yalanlar söylüyorlar; “Osmanlı’yı Mustafa Kemal yıktı” diyorlar! Yalan!   Osmanlı Devleti fiilen 1881’de çöktü!   1854’den itibaren yabancılardan sürekli alınan borçlar ödenemiyordu. Padişah 2. Abdülhamit, “Muharrem Kararnamesi” ile, “Duyun-u Umumiye” idaresini onayladı. Alacaklı devletler, Osmanlı maliyesine ve işletmelerine el koydular, sattılar.  1881’de doğan Mustafa Kemal ise, bu rezalete son verdi.  Ama, Osmanlı döneminde askerlik bile yapmadan, vergi vermeden, çalışıp emek harcamadan yaşayan asalak takımı rahatsızdı!   Karşı Devrim mücadelesi başlattılar.   Kitleleri en kolay kandıracakları yol, “DİN İSTİSMARI” idi. Çocuk yaşta “beyinleri kirletilen” insanları kullanarak, bu kez de “DEMOKRASİ İSTİSMARI” ile çıktılar sahneye.  Mustafa Kemal’in “sebze-meyve” ihracatı karşılığı ile yaptırdığı fabrikaları sattılar!   Tarımsal ve sınai üretim gelirlerken, tıpkı Osmanlı’nın son döneminde olduğu gibi ülkeyi yabancılara borçlandırdılar.   Yabancı ülkelerden tarım ürünleri, canlı hayvan, şeker, kağıt, almaya muhtaç ettiler!   Bir de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün izlerini silmek, unutturmak için özel gayret sarf ettiler!  Önce, “Ulusal Bayram” heyecanlarını törpülediler!   Sonra, kamu kurumlarındaki “T.C” amblemleri battı gözlerine!  “ANDIMIZ” ı yasakladılar! Oysa, her ulusun kendine özgü bir “Andı” vardı.  “ULUSAL BİR ORTAK KİMLİK” olması gereken eğitim, dış politika ve kültür değerlerimizle oynadılar!   “ABD Emperyalizmi” ni ve kirli oyunlarını görmediler!   Halkının büyük çoğunluğu “Müslüman” olan ama ABD emperyalizmine KÖLE olmuş Arap yöneticilerle “İslam Birliği” hayalleri kurdular!   Her vatandaş için en büyük değer olan “T.C. Vatandaşlığını” para uğruna sattılar!   Satacak bir şey kalmayınca, “sıcak para” uğruna “Süper Kupa” maçını sattılar!   Aklı başında her vatandaş; “YANLIŞ yapıyorsunuz” dese de inatla, “elinde gazeteci kanı olan” ve “ABD kölesi” bir ülkeye, birkaç milyon dolar için “Süper Kupa” maçını sattılar.   O ülke yöneticileri ki; Türkiye’ye geldiklerinde “olağan bir siyasal kural” olmasına rağmen, bu ülkenin kurucusunu ziyaret etme nezaketini bile göstermediği halde, “Atatürk’süz Üstün Hizmet Madalyası” ile şımartıldı.  Sonuç; “hesabını bilmeyen kasap” misalidir!   İki saygın futbol kulübümüzün “ULUS BİLİNCİNE” sahip yöneticilerinin haklı tepkileri ile, bir “Arap rezaletine” ortak olunmamış ve onurlu bir tepki gösterilmiştir!   Bu ülkenin onurlu insanlarına saygıyla…