Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan kazandı. Gerçek anlamıyla “Demokratik bir hukuk devletinde” her yurttaş, seçim sonucuna saygılı olmalıdır.
Oy kullanma hakkını kullanan hiçbir vatandaşa sözüm yok.
Ancak, ülkemizde yaşanan siyasal düzen ve siyasi partilere sözüm olacak!
Türkiye, Ortadoğu ve Kafkaslar arasında bir ülke olmanın bedelini ödüyor!
Petrol ve maden kaynaklarına sahip olmak isteyen emperyalist ülkeler, ülkemizin yakasını bırakmadılar ve bırakmayacaklar!
ABD yönetimi ve yandaşı olan ülkeler, “SURİYE Savaşını” bilinçli olarak çıkarttılar!
ABD Dışişleri Bakanı Gondaleezza Rice; “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek” diye açıklama yaptığında, olayın yalnızca Suriye olmadığını anlayamadık!
“Biz, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlarından biriyiz” dendiğinde de anlayamadık!
Suriye iç savaşına taraf olan Türkiye, bu olaydan sonra “Suriyeli sığınmacıların” istilasına uğradı!
Yetmedi, Katar’ın kimliğinde, Arap sermayesinin de işgaline uğradık!
Dahası var; “Dolar bazında mülkiyet” karşılığında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı dağıttık!
Şimdi, seçimlerde, Türkçe bilmeyen, kim oldukları belli olmayan “sözde vatandaşların” oylarıyla “demokrasi talimi” yapıyoruz!
Bu kadar mı?
ABD emperyalizmi, 20 yıl egemen olduğu Afganistan’ı neden ve nasıl Taliban’a teslim etti? Sonra, Afganlıların resmi araçlarla ülkemizde dağıtımı nasıl oldu? “Ruhban sınıfını” reddeden İslamiyet’te nasıl oldu da, “kul ile cennet arasında aracılık yapan” kimi tarikat ve cemaatler bu ülkede palazlandırıldı? Nasıl oldu da “Otel ve Özel Hastane” sahibi bile oldular?
Nasıl oldu da; Anayasa Mahkemesi’nce yargılanıp “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmakla hüküm giyen bir siyasi oluşum, süreç içinde tüm kamu kurumlarında örgütlenebildi?
Ülkemiz bugün, ağır bir DIŞ BORÇ, bir türlü önlenemeyen ENFLASYON kıskacında iken, geniş halk kitleleri “işsizlik ve yoksulluk” içinde inlerken, bütün bunların “sorumlusu” olan siyasal iktidar nasıl oluyor da, seçimlerde başarılı oluyor?
Seçim sürecinde yaşanan onca gıllı gışlı olay yaşanırken, kamunun tüm olanakları siyasal iktidarca pervasızca kullanılırken, bu ülkede gerçek anlamıyla “ADALETLİ BİR SEÇİM” beklenebilir mi?
Peki, bu ülkede “muhalif siyasi partilerin” özellikle de ana muhalefet partisi CHP’nin hiç mi yanlışı, günahı yok?
Ne diyordu şair?
“Kabahat sende demeye de dilim varmıyor ama/kabahatin çoğu sende kardeşim!”
Yaşadığımız bu koşullarda, Mustafa Kemal Atatürk ve O’nunla birlikte Ulusal Kurtuluş Mücadelesini veren, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bu ülkeyi dünyanın en ONURLU ÜLKESİ yapan atalarımızın ruhları huzur içinde olabilir mi?
Ne dersiniz?