Geçtiğimiz günlerde bir gurup lise öğrencisi altlarında mobiletler ile geç saatlerde evlerine giderken, arkalarında beliren trafik otosundan telaşla kaçmışlar. Hiçbir sorgu veya velilerine bilgi vermeden plaka üzerinden cezai işlemi yapıştırmışlar. Evet zaman zaman mobiletlerin trafiği tehlikeye düşürdüklerine şahit olunmaktadır ama tek çözümün ceza yazmak olmadığı hele de plaka sahibini bilgilendirmeden ceza yazılması anlamsız gelmektedir. Ankara da 1960’lı yılların sonlarına doğru içinde 6. Genç’in bulunduğu bir aracı trafik polisi Atatürk Orman Çiftliği civarında kovalamaya başlar. Genç bir gazeteciyim yanım da birkaç gazeteci arkadaş ile Maltepe semtinden Tandoğan istikametine yaya olarak geliyoruz bizi  geçen araçlar önde gençlerin bulunduğu arkada trafik polis otosu süratli bir şekilde döner kavşağa doğru giderken birden öndeki araç hızı nedeniyle yan yattı ve kavşağın ortasındaki elektrik direğine vurdu çapmanın hızı ile direk aracın üst kaportasını biçti. 6 genç ise orada kafaları kopmak sureti ile olay yerinde hayatlarını kaybettiler. Eski Türk filmlerinde halen görülür eskiden trafikçilerin altında araç yoktu ya da kısıtlı imkan ve sınırlı sayıdaki araçları kullanıyorlardı. Bir memur kentin değişik kavşaklarındaki varil tipi görev alanlarında ellerinde düdük çeşitli el kol hareketleri ile trafiği düzenlemek için olanca gayretleri ile görevlerini yerine getiriyorlardı. Evet belki o zamanda ceza yazılıyordu veya bu konuda toleranslı davranılıyordu. Bütçe açıklarını kapatmak için ilk akla gelen trafikte cezai işlem uygulamaları akla gelmiyordu. Gazeteciler bir günün içinde çift park veya rastgele bir şekilde usulsüz şekilde ana caddelerde park etmiş araçların görüntülerini çekebilirler bunun için zorlanacaklarını sanmıyorum öte yandan bu araçların yanından geçen trafik araçlarının  da fotoğraflarını çekmek ve yayınlamak hiç de zor olmayacaktır. Yasaları uygulamak için kişinin kimliğinin öne çıktığı günümüzde kime ceza yazılacağı kimine ise es geçileceği artık politikalarına bağlı olmaktadır. Bir dönem fahri trafik müfettişleri vardı kime kızıyorlarsa veya kime ceza yazmak istiyorlarsa plakasına cezai işlem uyguluyorlardı. Bu usul “Emniyet Genel Müdürlüğü’nün” başını çok ağrıtmış olacak ki şimdilerde sözü dahil hiçbir şekilde bahsedilmiyor. Evet mobiletlerin veya motosikletlerin peşine düşün gecenin ileri bir saatinde ses desibeli yüksek şekilde keyif yapanlar veya eski mobiletleri ile trafikteki anlamsız hareketleri yapanları mesela araç dahi denilemeyecek şekilde trafiği tehlikeye atan araçları ve bilhassa çift sıra veya üç sıra usulsüz parklar ile mücadele ediniz Bir dönem il valilerinin de nezaret ettiği çağdaş bir uygulama yaya öncelikli geçiş üstünlüğü uygulaması ne alemde hiçbir trafikçi arkadaşımız buna kafa yoruyor mu? Sanmıyorum. Hiçbir yerde rastlamadım. Hatta trafik polisi yazan araçların yaya’ya yol verme yerine kendisine bu konuda öncelik istediklerine şahit oluyoruz. Elbette ki bütün bu başıbozukluğu bir teşkilata görev yapan polislerimize fatura edemeyiz ancak bizim görevimiz ikaz etmektir.