Üçüncü dünya ülkeleri ve bizim ülkemiz de hep bir yerlerden düğmeye basılan ve halkın büyük çoğunluğunun canını yakan ihtilal denilen kalkışmalar yaşanır. Kısacası kurunun yanında yaşta yanar ama birileri kendilerine yer bulabileceğini umarak eser gürler sonunda hüsrana uğradığını anlayınca da bahaneler ile ilginç senaryolar ortaya koyarak sıyrılmak isterler. 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışmasının nedenini niçin yapıldığını sorgulamadan bu  önüne kim geldiyse öfke nöbetleri içinde sürükler götürür. 15 Temmuz 2016’nın akşamı biz Anadolu gazetecileri olayları sıcağı sıcağına araştırıp okuyucularına ve yöre insanına duyurmak amacı ile görevimizi yerine getirmenin telaşını yaşarken telefonlarla kentin valisi, Belediye başkanı, garnizon komutanını ararız. Çünkü bu ortaya çıkan durum karşısında en doğru bilgileri alacağımız önemli kaynaktır.  Türkiye genelinde olayların duyulmasının ardından Burdur’un A. Takımı valiliğin kendisine tahsis ettiği “Konak” tabir edilen konutunda hem Burdur da hem de bu kalkışmanın ülke genelindeki seyrinin değerlendirmesini birlikte yaptıklarını buna bağlı olarak ilçe ve köylerde ne gibi olaylar geliştiğinin birlikte yaptıkları bilgisine ulaştığımız da Burdur da kalkışma ve kalkışmaya katılan hiçbir gurup olmadı. Bu olayın ardından bir gün geçmeden Türkiye genelinde olduğu gibi kentin merkezin de kalkışmaya karşı “lanet” mitingleri düzenlenmeye başlanmıştı. Burdur tarihinde belki ilk kez bir vali halka hitap ederken ağzını bozarak en galiz küfürleri savuruyordu. Orada belki bu haykırmaların muhatabı bile yoktu Burdur Valisi Şerif Yılmaz sağa sola verip veriştiriyordu. Çok geçmeden Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Bülent Arınç’ın dediği gibi işin ibaret kısmında bulunan tayfa ile işin ticari kısmında bulunanları  toplamaya başladılar. Kimisinin ilişiğini neden göstermeden görevlerinden aldılar. Adli kollukta “Baylok” bulunduğunu söyleyerek tutukladılar veya KHK  ile görevlerine son verdiler. Esnaf olan kesime ve sevmediklerine ise çeşitli nedenler ile suçlamalar yaparak onların da tutuklanmalarını sağladılar. Memurları sendika ve dernek kurmaları esnafları da ilgili bankaya para yatırdıkları gibi saçma bahaneler üzerinden suçlu sayarak onları da cezalandırdılar. Peki Burdur’un ağzı küfürlü valisi ilk seçimleri fırsat bilerek memleketi Manisa’dan milletvekili aday arayı olarak aday elemesi seçimlerine katıldığını gördük. Öte yandan gizli olarak Burdur da listeleri yapan Milletvekili Reşat Petek, mecliste kurulan soruşturma komisyonunun başkanlığı verildi. Yapılan toplantılar sonucunda tutanaklar ile ilgili rapor meclis başkanlığı tarafından çöpe atıldı. Teslim dahi alınmadığı daha sonra ortaya çıktı. Kendisine ters düşen ve görevinden alınarak yerine “kayyum” atanan Bucak Belediyesinin başkanı Süleyman Mutlu yapılan yargılamanın ardından mahkemede berat etti ve gelelim meselenin sonuna daha kaç kişi suçsuz bulunacak şu anda durumları belli olmayan binlerce insan kendi ülkesinde esaret hayatı yaşamaktadır. Kendi ülkesinde cehennem hayatı yaşatılan insanların vebalini nasıl kabul edeceksiniz sizlerin kara vicdanları onları cezalandırmakla mı? Aklanacaktır.