Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

ÇARESİZLERİN YANINDA OLABİLME SANATI

Günümüzden beş bin yıl önce belediyeciliği ilk tanımlayan Sümer uygarlığı oldu. Güney Mezopotamya havalisinde büyük bir uygarlık kuran Sümerler belediyeciliğin çaresiz insanların yanında olabilme sanatı, ustalığı olduğunu ilk defa tarif edilmiş. Yunan Felsefe tarihi yazanlarından öğreniyoruz: Belediyeciliğin Sümerlerde yazınının keşfine bağlı olarak: “Çaresizlerin, halkın yanında olabilme sanatı..” olduğu tanımlanır. Antik Yunan Felsefecisi, Filozofu Aristo (Aristoteles) ilgili felsefi yorumda: Belediyecilik görev anlayışını sergiler.. “Öncelikle belediyecilik görevini yürütenlerin: “İnsanı insan yapan ‘erdemlilik’ (yaşamda yücelik) prensibinin önde tutmalılar” der. Sevgi, saygı, acıma, merhamet, ahlak, adalet gibi öncü yüce duyguların birincil tutulması söylenir. Şimdiki söyleyişle:” Belediye başkanı ve diğer görevlilerin, o şehirde oturanların insanı yaşatma, çaresizlerin kötü günlerinde yanlarına olabilecek bir belediyecilik yönetimin asli görevi olmalıdır. İnsanların yaşamına karşı güvence vermeleri gerektiği..” Filozof Aristo’ nun önemle yazıp vurguladığı konu olmuştur. İslam büyüklerinden Hz. Ömer ise Şeyh-ül Beled -Şeyhayn- (Belediye başkanı olduğu zamanlarda Yüce dinimizin “insanı yaşat ki; devlet yaşasın” anlayışını önde tutmuş. Varlıklı insandan alıp çaresiz insanları yaşatma anlayışını gütmüş. Geçtiğimiz günlerde Isparta’ mızla ilgili birçok haberin içinden bir haberin çok ilgi çekici olduğunu gördük. “Son32” “Haber Akdeniz” gibi yayın organlarımızda: “Isparta'nın simgesi haline gelen ve Isparta halkının sevgisini kazanan sempatik, çalışkan, herkesin elinden geldiğince yardımına koşan güzel yürekli Amat. (Isparta aksanıyla) Yiğit lakabıyla tanınır deyip, “Deli Amat” diye yüreklerimizde taht kuran kardeşimiz, Sn. Başkan Şükrü Başdeğirmen öncülüğünde yapımı tamamlanan huzurlu ve nezih evinde yaşamına devam edecek…” şeklinde devam eden haberleri yukarıda bahsettiğim beş bin yıl önce tarifi yapılan “Belediyecilik bu olmalı” anlayışının tam anlamıyla yerini bulduğunu görüyoruz. Hepimiz yarınlarda ne olacağımız belli değil! Bakın Ukrayna’ ya modern, varlıklı insanların başlarına. Ne geldiklerine... Hani bir Türk atasözü: “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” diye. Vatandaşımız Ispartalı “Amad” ın durumuna bir gün hepimizin düşmeyeceğini içinizde kestireniniz var mı? İçinde bulunduğumuz lüks yaşamın zamanla sürmeyebileceğini hepimiz bilmemiz gerekmiyor mu? İnsanları yükseklerden bakmak yerine; kendimizi bir “Ahmet’ in yerine koyalım. Bir de çaresizlerin yanında olan Isparta belediyesinin Sayın başkanının hizmetlerinden birisine bakıp, düşünelim... Belediye’nin çaresizlerin yanında olabilme anlayışının sürekliliği bizleri sevindirmekte! Günümüzde savaşların yaşandığı, bombalarla insanları öldüren canilerle aynı dünyayı ne yazık ki paylaşmaktayız. Kendini savunma gücü bulamayan bir insanı bombalarla öldüren kafaları insan sayabilir miyiz? Erkeklere göre daha az fizik gücünde olan kadınlara-kızlara şirretçe saldıracak kadar vicdansız, namert insanlarla ne yazık ki aynı sokakları, pazarları paylaşıyoruz. Adalet anlayışının güven vermeyen işleyişinden de cesaret alanlar; kendi kanından olan çocuklarını öldürecek kadar gözü dönmüş bağnazlar aramızda geziniyorlar. Böyle kötücül günleri yaşarken; Belediye’mizin saygıdeğer Başkanının hizmetlerinin en yücesini duymak; birazcık can sıkıcı olayları anlık unutuvermek güzel şey değil mi? Başımıza gelebilecek kötü günlerde arkamızda bir sosyal belediyeciliği özümsemiş, içinde insan sevgisi olan bir başkanının olması hepimizi mutlu etmelidir. Başkan Başdeğirmen’ in mesajı açık. Ben sadece “Amad’ ı mutlu ederken; çaresizlerin de (belediye olarak) yanındayız mesajı verilmiyor mu? Bir gün içimizden birisi (Allah korusun!) çaresiz kalınca, hatta akrabanın bile imada koşmadığı bir yaşadığımız şu devirde sosyal belediyecilik anlayışıyla muhtaçların arkasında durabilmenin yankıları Hz. Ömer’den, beş bin yıl önceki Sümer uygarlığının sosyal belediyecilik anlayışından geldiğini söyleyebilmek hata olmamalı. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, şehrin sevilen ismi Deli Amat’ a sahip çıkarak sıcak bir yuvada kalmasını sağlaması bile bizlere Belediyesinin saygıdeğer çalışanlarına, Sayın Başkanı Başdeğirmen’ e Allah razı olsun diyoruz. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen bu gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurmuştu: “Eşim Şadiye Hanımefendi ile birlikte şehrimizin sevilen, renkli simalarından Ahmet’imizi yaşadığı uygunsuz ortamdan alarak, modern, yeni, sıcak yuvasına kavuşturduk. Köpekleri ve atı için de uygun ortamı sağladık. Ahmet yeni yuvasında artık daha mutlu.” Diyebilen ses, ülkesini, memleketini “Allah aşkıyla” hizmet edenlerin sesi değil mi?
Ekleme Tarihi: 13 Mart 2022 - Pazar

ÇARESİZLERİN YANINDA OLABİLME SANATI

Günümüzden beş bin yıl önce belediyeciliği ilk tanımlayan Sümer uygarlığı oldu.

Güney Mezopotamya havalisinde büyük bir uygarlık kuran Sümerler belediyeciliğin

çaresiz insanların yanında olabilme sanatı, ustalığı olduğunu ilk defa tarif edilmiş.

Yunan Felsefe tarihi yazanlarından öğreniyoruz: Belediyeciliğin Sümerlerde yazınının

keşfine bağlı olarak: “Çaresizlerin, halkın yanında olabilme sanatı..” olduğu tanımlanır.

Antik Yunan Felsefecisi, Filozofu Aristo (Aristoteles) ilgili felsefi yorumda: Belediyecilik

görev anlayışını sergiler.. “Öncelikle belediyecilik görevini yürütenlerin: “İnsanı insan

yapan ‘erdemlilik’ (yaşamda yücelik) prensibinin önde tutmalılar” der. Sevgi, saygı,

acıma, merhamet, ahlak, adalet gibi öncü yüce duyguların birincil tutulması söylenir.

Şimdiki söyleyişle:” Belediye başkanı ve diğer görevlilerin, o şehirde oturanların insanı

yaşatma, çaresizlerin kötü günlerinde yanlarına olabilecek bir belediyecilik yönetimin

asli görevi olmalıdır. İnsanların yaşamına karşı güvence vermeleri gerektiği..” Filozof

Aristo’ nun önemle yazıp vurguladığı konu olmuştur.

İslam büyüklerinden Hz. Ömer ise Şeyh-ül Beled -Şeyhayn- (Belediye başkanı olduğu

zamanlarda Yüce dinimizin “insanı yaşat ki; devlet yaşasın” anlayışını önde tutmuş.

Varlıklı insandan alıp çaresiz insanları yaşatma anlayışını gütmüş.

Geçtiğimiz günlerde Isparta’ mızla ilgili birçok haberin içinden bir haberin çok ilgi çekici

olduğunu gördük. “Son32” “Haber Akdeniz” gibi yayın organlarımızda: “Isparta'nın

simgesi haline gelen ve Isparta halkının sevgisini kazanan sempatik, çalışkan, herkesin

elinden geldiğince yardımına koşan güzel yürekli Amat. (Isparta aksanıyla) Yiğit lakabıyla

tanınır deyip, “Deli Amat” diye yüreklerimizde taht kuran kardeşimiz, Sn. Başkan Şükrü

Başdeğirmen öncülüğünde yapımı tamamlanan huzurlu ve nezih evinde yaşamına devam edecek…” şeklinde devam eden haberleri yukarıda bahsettiğim beş bin yıl önce tarifi yapılan “Belediyecilik bu olmalı” anlayışının tam anlamıyla yerini bulduğunu görüyoruz. Hepimiz yarınlarda ne olacağımız belli değil! Bakın Ukrayna’ ya modern, varlıklı insanların başlarına. Ne geldiklerine... Hani bir Türk atasözü: “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” diye. Vatandaşımız Ispartalı “Amad” ın durumuna bir gün hepimizin düşmeyeceğini içinizde kestireniniz var mı? İçinde bulunduğumuz lüks yaşamın zamanla sürmeyebileceğini hepimiz bilmemiz gerekmiyor mu? İnsanları yükseklerden bakmak yerine; kendimizi bir “Ahmet’ in yerine koyalım. Bir de çaresizlerin yanında olan Isparta belediyesinin Sayın başkanının hizmetlerinden birisine bakıp, düşünelim... Belediye’nin çaresizlerin yanında olabilme anlayışının sürekliliği bizleri sevindirmekte! Günümüzde savaşların yaşandığı, bombalarla insanları öldüren canilerle aynı dünyayı ne yazık ki paylaşmaktayız. Kendini savunma gücü bulamayan bir insanı bombalarla öldüren kafaları insan sayabilir miyiz? Erkeklere göre daha az fizik gücünde olan kadınlara-kızlara şirretçe saldıracak kadar vicdansız, namert insanlarla ne yazık ki aynı sokakları, pazarları paylaşıyoruz. Adalet anlayışının güven vermeyen işleyişinden de cesaret alanlar; kendi kanından olan çocuklarını öldürecek kadar gözü dönmüş bağnazlar aramızda geziniyorlar. Böyle kötücül günleri yaşarken; Belediye’mizin saygıdeğer Başkanının hizmetlerinin en yücesini duymak; birazcık can sıkıcı olayları anlık unutuvermek güzel şey değil mi? Başımıza gelebilecek kötü günlerde arkamızda bir sosyal belediyeciliği özümsemiş, içinde insan sevgisi olan bir başkanının olması hepimizi mutlu etmelidir. Başkan Başdeğirmen’ in mesajı açık. Ben sadece “Amad’ ı mutlu ederken; çaresizlerin de (belediye olarak) yanındayız mesajı verilmiyor mu? Bir gün içimizden birisi (Allah korusun!) çaresiz kalınca, hatta akrabanın bile imada koşmadığı bir yaşadığımız şu devirde sosyal belediyecilik anlayışıyla muhtaçların arkasında durabilmenin yankıları Hz. Ömer’den, beş bin yıl önceki Sümer uygarlığının sosyal belediyecilik anlayışından geldiğini söyleyebilmek hata olmamalı. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, şehrin sevilen ismi Deli Amat’ a sahip çıkarak sıcak bir yuvada kalmasını sağlaması bile bizlere Belediyesinin saygıdeğer çalışanlarına, Sayın Başkanı Başdeğirmen’ e Allah razı olsun diyoruz. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen bu gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurmuştu: “Eşim Şadiye Hanımefendi ile birlikte şehrimizin sevilen, renkli simalarından Ahmet’imizi yaşadığı uygunsuz ortamdan alarak, modern, yeni, sıcak yuvasına kavuşturduk. Köpekleri ve atı için de uygun ortamı sağladık. Ahmet yeni yuvasında artık daha mutlu.” Diyebilen ses, ülkesini, memleketini “Allah aşkıyla” hizmet edenlerin sesi değil mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.